02 Mayıs 2005
Kaç haftadır, sözde soykırım konusunu sizlere birçok kaynağa dayanarak aktarmaya çalıştım. Bu hafta size, Avrupalının geçen yüzyılın başlarında kendi dininden olanlara neler yaptığını bir edebiyatçının, bir felsefecinin kaleminden, kendisini etkileyen başka bir felsefeciden bahsederken, Avrupa’nın kapkara bir dönemini nasıl anlattığına beraberce bakalım.
23 Nisan 2005
Bütün kurumlarımızla 2005 Yılın da ki soykırımla ilgili yaptıklarımız, Dünya da bir çok arşiv belgelerinin ortaya getirilerek, toplumlara sunulması, 90 yıl sonunda geldiğimiz en olumlu nokta olmuştur. Bu çalışmalara, 24 Nisan gününden, 2005 sonuna, hatta, 2006 sonuna kadar devam edilerek, tüm insanlığa soykırım olmadığı anlatılmalıdır. Hiç kuşkusuz izlenecek o kadar yol var ki, tamamında haklılığımız ortaya çıkacaktır.
15 Nisan 2005
Ermenistan’ın ve onun diasporanın kendini saklayan organizatörü Koçaryan’ın son yüzsüzlüğünü de gözden kaçırmadan bakalım, meseleye. Bu güne kadar, sözde soykırımla ilgili yapılan çalışmalar, bu çalışmaların geldiği nokta hepimizi bir nebze sevindirmiştir. Taktir-e şayan başarılı işbirliğinin sergilenmesiyle, başta Cumhurbaşkanı, Hükümet, Muhalefet, Genel Kurmay Başkanlığı ve de en büyük katkıyı sağlayan Türk Tarih Kurumu’nun yaptıklarını bilmekte ve görmekteyiz.
08 Nisan 2005
Amacım, ne etnik kökenli olanları suçlamak, ne de azınlık diye adlandırdığımız; Musevi, Rum, Süryani ve Ermenileri yermektir. Bunların içinden, hani tabiri yerinde kullanacak olursak, bütünlüğümüze farklı bakanları cımbızla çekerek ortaya çıkarmaktır. Bununla ırkçılık, başka din düşmanlıkları yapmak istemediğimi de ayrıca belirtmeliyim.
02 Nisan 2005
Gazete’den Sayın Prf. Dr. Hüseyin Şenocak'ın yazmaya başlayacağını öğrenince son derece sevindim. Her konuda Erzincan’ın her nefes alışında yanı başında olan, Erzincanlının bütün elemlerini, görevi nedeniyle de yaşayan, bir akademisyenin yazması, önerilerini, düşüncelerini Erzincanlılarla paylaşması, büyük bir kazanç ki, bunun için sevindim.
17 Mart 2005
Bu hafta sizlerle, sözde soy kırım yaygarası atanların, gerekçelerinin ne kadar doğruluktan uzak olduğunu kısa bilgilerle paylaşmaya çalışacağım. Bu bilgileri değerlendirirken kesin haklılığımız bir yana, MEZALİMİ yüreğinde yaşayan ERZİNCAN lılar olarak, neden sessiz kalışımızı uzunuzun düşüneceğinizi zannediyorum.
11 Mart 2005
Bilindiği gibi, Türklerin Avrupa’ya ilk ciddi anlamdaki gidişleri Şehzade Süleyman Paşa ile 1356 yılında olmuştur. 1.Murad’ın taht’a çıkmasıyla Osmanlının Avrupa’da ki fetihleri başlamış ve Kosova Meydan Savaşına kadar aralıksız devam etmiştir. Bundan sonraki dönemlerde de Osmanlı hakimiyetinin bütün dönemlerinde sadece Balkanlarda 15.787 mimari yapıya kavuşulmuştur.
04 Mart 2005
Erzincan Belediye Başkanlığımızın yapmış olduğu ve yapacağı hizmetleri, seçim tarihinden bu güne kadar nasıl bir seyir gösterdiğini ve göstereceğini izlemeye çalıştık. Malum bilgisayarlarda internetle artık dünyanın bizi izlediği gibi, bizde dünyada her şeyi izleye biliyoruz. Bizde her yönüyle izlemeye çalıştığımız ERZİNCAN BELEDİYEMİZE bir de internetden, bir cam pencereden bakalım dedik.
18 Şubat 2005
Hepimiz bilmekteyiz ki, 1939 Depremi sonrasında Erzincan dendiğinde sadece var olan Çarşı Mahallesi, içinde binlerce hatırayı yaşattığı ve binlerce insanın yetişip büyüdüğü yer olmasının yanında, birçok siyasinin başkanlığı, milletvekilliğine de basamak olmuştur. Son yıllara gelindiğinde Arsa Ofisi tarafından kamulaştırılarak, Toplu Konut İdaresince bu alana konut yapılmasına karar verilmiştir.
07 Şubat 2005
13 Şubat 2005 Günü 87.Yıldönümünü yaşadığımız, 13 Şubat 1918 e bazı başlıklarla değinmek istiyorum. Bu tarihe gelmeden önce, kısaca tarihi akışa bakalım. Bir çok millet ve medeniyetin yaşadığı topraklarımız da, aslen İran’lı olan Medler döneminde Ermenilerinde bu bölgede yaşadığını, Malazgirt Zaferinden sonra, Melikşah’ın bölgeyi Mengücek yaptığını, ilk yaşayan Türklerin Oğuzlar olduğunu bilerek ERZİNCAN’ı bir çok dönemden alarak Osmanlı ya getirelim.