05 Haziran 2005
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin Türkiye’nin uluslararası terörizmin tehdidi altında olduğunu belirttiği, Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi’nin tamamlandığını, 22 .6.2005 de yapılacak MGK toplantısında ele alınacağını, belge de Türkiye’nin tehdit algılaması, bölgesel sorunlara bakışı, komşu ülkeler ve uluslar arası kuruluşlarla ilişkiler başlıklarının yer aldığını basında yapılan yayınlardan hepimiz bilmekteyiz. Yine aynı kaynaklar da, Milli Güvenlik Siyaset Belgesin de, Asimetrik tehdit ten, Türkiye’nin bir bölümünde, ülke içinden destek bulan, uluslar arası terörizmin tehdidi altında olduğunu da vurguluyor. Belge ye göre, Türkiye’nin asimetrik tehdit başlıkları ise şöyle;
- Bölücü, yıkıcı ve irticai faaliyetler
- Uluslar arası terörizm
- Uluslar arası örgütlerle bağlantılı radikal dini gruplar
- Uyuşturucu trafiği
- Yasa dışı göç ve insan kaçakçılığı
Çalışmada tehdit algılamasının ülke bazın da yapılmadığı, toplumsal sorunlar, gelir dağılımında ki dengesizlik, yüksek işsizlik, suç oranında ki artış, devlet halk ilişkileri başlıklarının yanın da genç nüfusa yönelik sosyal politikaların izlenmesi, büyük kentlerin yarattığı sorunların giderilmesi ve kırsal kesimlere yönelik yatırımların da artırılması isteniyor. Denilmek de….
Erzincan olarak biz Milli Güvenlik Siyaseti Belgesinden neden bahsediyoruz. Kuşkusuz öncelikle vatandaşlık bilinci ve sorumluluğumuz nedeniyle. Diğer taraftan son zamanlar da cereyan eden hadiseler, bu belge taslağına, son şekli verilmeden değinmemiz gerekliliğini önümüze getirmiş oldu. Erzincan’ın geçen son yıllarına iyi baktığımız da bir takım olumsuz hareketliliğin başladığını görmekteyiz. 1980 öncesi, anarşi ve daha sonrasında Türkiye’nin hep birlikte yaşadığımız pkk vahşeti, henüz acılarını unutmadığımız olaylar. Sadece bir yönünü hatırlayacak olursak; kendi toprağımız da güvenlik için şehirler arası taşımacılığın (insan-emtia) belirli saatlerde ve de konvoylar halinde yapıldığı gerçeği, hiç de katlanılacak uygulamalar değildi. Maalesef yaşadık... Suçun ülkemiz de en az işlendiği Erzincan da nerelere doğru gittiğine dikkat etmemiz gerekiyor. Şimdi gelin birlikte olayların bazılarına kısa başlıklarla bir bakalım.
- Artan hırsızlık olayları
- Kaçak akaryakıt operasyonu
- 10’ a Yakın bomba ihbarı
- Sol görüşlü öğrenci olayları
- Üzümlü’de canlı bombaların ele geçirilmesi
- PKK ya ait patlayıcı maddelerin Kemah’ da bulunması
- 2 Polisimizin yaralanması, 6 kişinin tutuklanması
- Öğrencilerin Cumhuriyet mahallesinde yaptıkları tahribat
- Cem evinin olaylara karıştırılmak istenmesi
- Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Bşk.nın OLUMLU açıklamaları
- Bu açıklama içinde, Sünni-Alevi çatışmasının yaratılmak istendiğinin ve Provokatörlerin dışarıdan geldiğinin, söylenmesi…
Bunlar münferit olaylar şeklinde değerlendirilmemeli, hafızalarımızı tazeleyerek 1974 de ki olayların Erzincan’ı ne hale getirdiğini hatırlamalıyız. Peki, bunlar Erzincan’ da olurken çevre illerimizde bakalım neler oluyor.
BİNGÖL’de
- 13.5.2005 de Silahlı çatışma
- 18.5.2005 de Askerlerimize pusu kuruluyor
- 5.6 .2005 de Trene mayınlı saldırı
ELAZIĞ’ da
- 28.5.2005 de 271 mermi ele geçiriliyor
- 3.6.2005 de 6 Askerimiz mayın patlaması sonucun da yaralanıyor.
SİVAS’da
- 31.5.2005 de PKK yapılanması içinde 18 kişi göz altına alınıyor
TUNCELİ’de
- 8.4.2005 de Yola döşenen mayının patlaması ile 1 iş makine si hasar görüyor
- 16.4.2005 de Terör örgütüne ait malzemeler ele geçiriliyor
- 18.4.2005 de 2 terörist çatışmada öldürülüyor
- 11.5.2005 de 3 terörist çatışmada öldürülüyor
- 14.5.2005 de 2 si bayan 9 terörist ölü ele geçiriliyor
- 5.6. 2005 de 4 er çıkan çatışmada şehit oluyor.
İşte bütün bu olaylar, huzur kenti olan şehrimizi üzüntülü günlere taşımanın küçük sinyallerini bize vermektedir. Erzincan halkının, güvenlik görevlilerinin, öğretim elemanlarının, üniversite öğrencilerinin tahriklere kapılmadan, provokasyon davetlerini ret ederek, sağduyu içinde Sünni-Alevi el ele yaşamakta olduğumuz huzur ve suçtan uzak ortamı temin etmeliyiz.
Dünya’da var olan bütün görüşlerin farklı zamanlarda yükseliş göstermesi, karşı grupları daima harekete geçirmiştir. Şimdi dünya milliyetçiliğin yükselişe geçtiğini konuşuyor. Veya öyle değerlendiriyor. Burada da yine sağduyumuzu öne çıkararak bundan da etkilenmemeliyiz. Bizler Erzincan halkı olarak, dünyanın yaşadığı benzer bütün olayları iyi değerlendirerek, huzurumuz için ders almalıyız. Var olduğumuz sürece, ERZİNCAN’ı HUZUR şehri, huzurlu yaşayan insanların dünyası yapmalıyız. Sinsice sahnelenmek istenen hiçbir olayın, ERZİNCAN’lı seyircisi dahi olmamalı, olmayacaktır. Nice huzurlu günler.
Cem Cüneyd Canan