16 Nisan 2010
Bu yılda, Ermenilerin mesnetten yoksun iddiaları hakkında bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Belki daha çok kronoloji şeklinde bir yazıyla karşınıza çıkmış olacağım ama ne yaparsınız ki yaşananlar beni buna mecbur bıraktı. Ne kadar dikkatle izlediğinizi bilmesem de, izlediklerimizin demiş ki, dedi ki, den öteye gitmediğini, iktidarın geçen süreçte hangi kazanımları elde ettiğini veya neleri ne kadar kaybettiğimizi ben de sizler gibi bilmiyorum.
15 Mart 2010
Allah’tan bizim dükkânın patronu yok. Vitrine koyduğum samimi düşüncelerime de kimseler karışmıyor. Bende birlikte yaşadıklarımızı olduğu gibi sizlerle paylaşmak imkânını buluyorum. Bir masanın etrafında komple bir bina almak düşüncesinde olduğunu söyleyen birisini dinliyoruz. Sonra kendi adına konuşmadığı ortaya çıkıyor. Biraz gülüyoruz. Diğer bir arkadaş acı tebessümle cep telefonuna gelen 23.- TL. lik kredi kartı ödemesinin gecikme uyarısını gösteriyor.
17 Şubat 2010
Yazımın başlığını, Başbakan Erdoğan’ın ifadelerinden aldığımı belirterek başlayalım; Son yıllarda nedense tarihe olan merakımız bir hayli arttı. Her yerde, tarihin değişik dönemleri konuşulup duruyor. Bu konuşmalara bir de, ‘’hiç tekerrür eder mi’’ ifadelerini kullanarak başlarsanız, sizi hemen tarihi bilen adam yerine oturtuyorlar! Dün yine benzer bir konuşmada, padişahlar anlatırken,
21 Ocak 2010
Burada sigaranın zararlarını yazacak değilim. Tiryakiliğe gelince, onu da keyfini çıkararak yazacak olanlara bırakalım. Kırk yıl öncesine gidince hatırladığımız; Tütün keseleri, tütün tabakaları, sigara kâğıtları, tütün paketleri, pipo tütünleri, bir de kaçak tütünler vardı, sigara çeşitlerinin yanında. Senatör, Meclis, Silahlı Kuvvetler ve asker sigarası, üçüncü, ikinci, birinci, Bitlis, Bafra, yenice, gelincik, bahar, kulüp, yeni harman, kırmızı uçlu bahar, aklım da kalan sigara isimleri.
30 Aralık 2009
Türkiye son yıllarda garip olaylara sahne oluyor. Merhum Ecevit’in hastalığı, Kemal Derviş’in konuşmaları, Mesut Yılmaz’ın manidar suskunluğu, komplo teorileri içinde Devlet Bahçeli’nin vaktinden önce bir genel seçime götürmesini, kısaca sıralayabiliriz. Tek başına hükümet kurma çoğunluğunu eline alan yeni bir iktidar. Toplumun bir kesiminin iktidara acaba diye bakışı. Sonra Cumhurbaşkanlığı ve T.B.M.M. Başkanlığı seçimleri.
27 Kasım 2009
Derle ya, ben bunun neresini, nesini düzeltsem. Kimsenin dikkat etmediği kadar bilgi kirliliği, muhalif olmak, kendilerince acılardan bir yerlere varmak. Acıdan bahsediyorsanız o acının mutlaka tarafları vardır. Tarafları anlamamak. Öncelikle bunu hiç kimse görmüyor. Görmeyenlerin başını da Başbakan çekiyor. Tarihle yeterli ilgisi olmadığından kaynaklanmalı ki, tereddütsüz ‘’DERSİM KATLİAMI’’ ifadesini kullana biliyor.
08 Kasım 2009
Tekrarı kimleri rahatsız eder bilemiyorum. 29 Ekim 1923 Cumhuriyet’in ilanı ile mi başlasam. Çocukluğumuzdan itibaren dinlediklerimizi mi, yoksa yaşadıklarımızı mı sıralasam, karar veremiyorum. Biz ki, Politikacıların nutuklarını dinlerken dahi heyecanlanırdık. Her 10 Kasım’da gerçekten gözlerimiz dolar, ağlardık. Her bayram bize apayrı bir coşku yaşatırdı.
11 Ekim 2009
Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ, Size, aşağıda ifade edeceğim konular hakkında, yazmayı aslında hiç düşünmezdim. Geldiğim yaş (60) yılların kazandırdığı kişisel birikimler, her insana nasip olmayacak geniş bir çevre, (dost-düşman) genellikle en özellikli günlerde MHP’li olmayanlarca dahi siyasal olarak ÜLKEMİZ için neler düşündüğü sorulan bir kişi iken,
11 Eylül 2009
Başbakan, ‘’SÖZÜ OLAN SÖYLESİN’’ demiş. Kürt Açılımında ne yapacağını söylemeyen iktidar, bilinçli (!) olarak ortaya koyduğu çatışma ortamından nasıl çıkacağına bir türlü karar veremiyor. Ülkeyi ayrıştıracak ortama sürüklerken, ne yaptığını zannederim kendisi de bilmiyor. Lafı uzatmadan, ilgililere Kürt Açılımının çaresini, en kısa yoldan ve en sağlıklı nasıl yapılacağını açıklamak istiyorum.
14 Ağustos 2009
Birlikte, kırk yıldan fazla bir zaman diliminde, neler olduğunu hatırlayalım. Böylece KÜRTÇÜLÜĞÜN hangi basamakları çıkarak, nereden nereye getirildiğini de görmüş olacağız.Şeytanın ayrıntıda gizli olduğugibi. Yıllar, 1950-1980 Yer TÜRKİYE. Nurcuların yaptıkları (risale okuma) toplantıları (Şimdiki sohbet toplantıları) emniyet güçlerince basılarak, nurcular adliye sevk ediliyor.