12 Şubat 2011
Şu Haydarpaşa Garı ve Kılıç Ali Paşa Camii’ni YAKILMADAN önceki haliyle bana verin, Recep Tayyip Erdoğan’ın sekiz yılda yaptık dedikleri varsın sizin olsun. Bazı işler vardır ki, okumakla yazmakla öğretilmiyor, öğrenilemiyor. ‘’Allah akıl-fikir versin ‘’ mi diyelim, yoksa ‘’Allah dağına bakıp kar’ını mı veriyor’’diyelim. TÜRK ve MÜSLÜMAN olmak ne demek diye mi soralım?
Kimlerin nereye geldikleri, hangi makama ulaştıkları, rüyaların da, göremeyecekleri servet içinde nasıl yüzdükleri, siyasi ikbalin insanı ‘’ne dediğini bilmek çizgisinden’’ geçirerek nerelere getirildiğini birlikte izliyoruz.
Rahmetli Babaannem, sık sık ‘’Allah verince, kimin oğlu, kimin kızı demiyor’’ derdi. O’nu rahmetle anarken, bir daha hak veriyorum.
Bizim, çocuklarımızla Türkiye’nin batısında, doğusunda, kuzeyinde ve güneyinde sayısız mülkümüz yok. Günümüz de iletişimden, otomobile, denizcilikten mücevherata her konuda birçok tanıdığımız, yakın dostumuz var ama hiçbiriyle ortaklığımız bulunmuyor. Binanın içinde ne konuşuyorsak, dışında da aynı doğruları söylemek mi eksikliğimiz.
Düşünün, bir ilde bir-kaç yüz kişinin çalıştığı, yöre halkının alın terinin, emeğinin ve gözyaşının olmadığı, günün iktidarı tarafından yapılan işyerlerinin bir gün herhangi bir nedenle başka bir ile taşınmayacağını kim garanti edebilir. Fikrinizin, zikrinizin olmadığı sözde bu yatırımları nasıl muhafaza edecekler, nasıl koruyacaklar? Var mı bir öneriniz.
Diyelim, şu önümüzde ki yapılacak milletvekili seçimlerinde o il bu iktidara oy vermedi. Yine de iktidar olduğunu var sayın! O sinirle bakanlarınız, başbakan ‘’bre nankörler bre BESLEMELER, sizin çocuklarınıza ekmeği biz veriyorduk’’ derse ne demeyi düşünürsünüz.
Düşünecek olanlara, düşündükten sonra o kadar konu var ki; Mesela;
Kerkük’ün on yıl önceki ile bugün kü demografik yapısı hakkında fikriniz var mı?
Kıbrıs’ta yaşananların hangi dış politikalar sonucunda bugüne geldiğini biliyor musunuz?
Dünya’da hangi ülkelerde, hangi gerekçelerle PARALI askerlik yapıldığından haberdarsınız?
On yılda rüşvet almak-vermek sıralamasında dünya da kaçıncı sıradayız?
Orada bir Azerbaycan var, Ermeni protokolleri ne oldu, biliyor mu sunuz?
‘’Mısır’ın derdi, bizim derdimiz’’ olsun da, inşallah sonumuz Mısır gibi olmaz!
Tutuklanan GENERALLERİN sayısını biliyoruz, ya tutuklanmayan kaç GENERAL var?
Niyetim, ne parasız halimizle ‘’Kâğıttan Kaplan Olmak’’ ne rakamları bilmeden SEHVEN yazmak, ne de birilerine BESLEME olmaktır.
Temennim, Allah hayırlı bir ömür nasip ederse, ‘’iki metre küplük mezarımız’’ da alabildiğimiz duaların ışığında Yaradan’a varmaktır.
Ne dersiniz; Yaradan’a ulaşmaları için Deniz Feneri’nin ışığı bazılarına yetecek mi dir?
Cem Cüneyd Canan