14 Ocak 2011
2011 Yılının ilk ayı. İktidar da, Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’si var. Din, dil, millet ve tarih şuurunun, ne hale geldiğini birlikte izliyoruz.
Türkçülüğe karşıymış..!
‘’TÜRK MİLLETİ’’ ve ‘’TÜRK EVLÂTLARI’’ ifadeleri, Anayasa Mahkemesi Üye Yemininden çıkarılıyormuş..!
Korku ve baskı salınmıyormuş…!
Mahalle baskısı yokmuş…!
Özel hayata müdahale etmezlermiş…!
Herkesin hayat tarzına saygılıymışlar..!
En geniş özgürlükleri savunuyorlarmış..!
Ne kadar içildiğini sormamışlar…!
Ama,
Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içildiğini de biliyorlarmış...!
Acaba Tevfik Fikret yaşasaydı;
‘’YİYİN EFENDİLER YİYİN BU HAN-I İŞTİHA SİZİN,
DOYUNCA, TIKSIRINCA, ÇATLAYINCAYA KADAR YİYİN’’ mısralarını günümüzde nasıl kullanırdı?
Bugünlerde nedense, ‘’yeter canım sende artık şu zıkkımı içme’’ diyenler çoğalıyor.
Kırk yıllık müşterisine, meyhaneci, çaresiz ellerini iki yana açarak, dayatmayı yapanlar adına özür diliyor. Bütün kaldırımlar ‘’UCUBE’’ naylon çadırlarla dolmuş. Sigara içmek demek, aşağılık insan demek…!
Ellerinde korkutmaktan sindirmekten ve mahalle baskısından başka, sadece fiziki olarak Sopa eksik…Hani özel hayata müdahale yoktu…! Olsun….
Siz yinede ÇAPPİKLEYİN…!
Bu gün fazlasını söylemek gelmiyor içimden. Aslında o kadar çok yazacak ve söylenecek konu var ki, çizmeyi aşmaktan KORKUYORUM !. Bugün söylenecekleri en iyisi LEVNÎ nin mısralarına bırakalım da, O söylesin ;
DURUB-U EMSÂL
Tut atalar sözü, kalbî selim ol
Gönülden gönüle yol var demişler
Gider yavuzluğun tab’ı halîm ol
Sarp sirke kabına, zarar demişler
Çün bildin alçağa akmadadır su,
Kâmilin cahile nasihati bu
İkrarını gözet olma hiç bedgû
Birdir iman ile ikrar demişler
Eğer âkıl isen ey dil eğer çapik,
Yetişmez mi sana bu nümunelik
Haçan kuşu bulsa bir kemik
Evvel ölçer sonra yudar demişler
Her gâhın uzatma elin eteğin
Yelkuvanına döner âhır emeğin
Netekim şaşkını gölde ördeğin
Başın kor kıçından dalar demişler
Gerçi çok cihanda boşa yelenler
Kaide bilmeyenler, kaide bilenler
Kaide budur ki dağdan inenler
Bağda olanları koğar demişler
Gerekse kem olsun gerekse zait
Kereminden kerim eylemez bait
Bu devri felekte kesmeziz ümit
Gün doğmadan neler doğar demişler
Irzıla varamaz eşkiya eve
Uslu gez kim seni âkillar seve
Bunda beğim at var, attan da deve
Deveden de büyük fil var demişler
Güneş balçık ile sıvanmaz ey dil
Bir yanda olsa da bellidir kâmil
Kendinden gayriyi beğenmez cahil
Kendi çalar kendi oynar demişler
Dediler bu pendi sorduksa kime
Tuz ekmek bilmeze müşkülün deme
Kül, kömür ye, nâmert lokmasın yeme
Bir gün olur başa kakar demişler
Guyi dilaraya edersen akın
Hele gafil mebaş, etrafa bakın
Karda gez izini belli etme sakın
Arif olur el tez, duyar demişler
LEVNÎ nasihati pirlerin böyle
Durubi emsali nazm ile söyle
Mizanı hünerde ağırlık eyle
Ağır basınca yengili kalkar demişler.
KAYNAK: Tanburî Arutin’in Seyahatnâmesi
TÜRK TARİH KURUMU - 1942
Cem Cüneyd Canan