HÜKÜM Kİ; İŞTE BÖYLE BİRŞEY

30 Eylül 2013


Erol Evgin’nin o güzel yorumu ile dinlediğimiz şarkıyı, sanırım hepiniz hatırlarsınız. Ne diyor du o şarkının mısraları; ‘’Seni düşündüm dün akşam yine Sonsuz bir umut doldu içime Birde kendimi düşündüm sonra Bir garip duygu çöktü omzuma İŞTE’’ BÖYLE’’ BİRŞEY’’

Devamını oku


NE ŞAM'IN ŞEKERİ NE ARABIN YÜZÜ

31 Ağustos 2013


Mısır ve Suriye ile yatıyor, Barzani, Esad, Mursi ve Sisi ile kalkıyoruz. İçimizde ne kadar yerli ve yabancı ajan olduğundan habersiz yaşayıp gidiyoruz. Her meslekten, her düşünceden insanlarla yaşayıp gittiğimiz gibi. İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Yigal Palmor; ‘’Bu üzerine yorum yapmaya değmeyecek o açıklamalardan biri.’’

Devamını oku


PATRİOTLARIN GÖZLERİ KÖR MÜ ?

30 Temmuz 2013


Hz. Mevlana’nın; ‘’ Bazen bize melekler imrenir, bazen bizden şeytan bile iğrenir’’ dediği günlerden mi geçiyoruz? Şayet, bizi var eden ALLAH’A, KURA’AN-I KERİME ve HZ. PEYGAMBER’İN gösterdiği yolda şu RAMAZAN ayında orucunuzu tutabildiyseniz! Bayram’a ulaşabilmişseniz bir daha, bir daha düşünün…!

Devamını oku


''TAKSİM CAMİ ve AMFİ TİYATRO

30 Haziran 2013


Aşağıdaki yazı, 20 Aralık 2012 tarihinde ‘’Haftalık Yazılar’’ sayfasından alınmış olub, Taksim Gezisi’nde yaşanan olaylar nedeniyle buraya alınmıştır. ‘’ Toplum olarak hoşnutsuzluklarımızın başında, her düşünceyi tartışmak, karşı çıkmak, olduğu gibi kabul etmek veya bütünüyle red ve sahiplenmek geliyor. Yeni bir fikir mi? O, hiç yok. Düşünmek zor iştir. O zahmete katlanmak, fikir üretmek ise daha da zordur.

Devamını oku


FACİA-NÜVİSLER

30 Mayıs 2013


Bugün yaşadığımız Türkiye’de sözde aydınlar, başbakanın her ağzından çıkanı, alarak akıllarınca demokrasi oyunu yazmaya çalışıyorlar. Sıra ile sayılan, ayrım yapılan eski başbakanlar, onların bazılarına rahmet dilemeler, 1950 öncesi ve o dönemin liderini alabildiğine karalamak oyunun bir bölümünü teşkil ediyor. Bu hazîn ve acıklı oyunu sahneleyip, millete oynayıp duruyorlar. Milletimizin büyük bir kesimi de oynanmakta olan oyunu maalesef inanarak okuyor ve seyrediyor.

Devamını oku


HARS ve HIRS

29 Nisan 2013


Türkiye’nin bin yıllık tarihi ve son yüz yıl içinde verdiği istiklal mücadeleleriyle bugünlere gelişi hiç de kolay olmamıştır. Demokrasiden yana aldığımız her tavır, eksikliklerine, bizi yönetenlerin bütün beceriksizliklerine rağmen, küçümsenmeyecek mesafeleri ölçmemizle mümkündür. Eksikliklerimizi doğuran ana neden; gerek siyasi gerekse sosyal örgütlenmelerimizin bir temele dayanmayışı, başka ifadeyle dayandırılmayışıdır.

Devamını oku


ERGENEKON DESTANI-HÜKÜMET ve DEVLET

27 Mart 2013


Her ne kadar yazımın başlığın da ERGENEKON DESTANI geçmiş olsa da, O’ Destanı uzun uzun anlatacağımı sanmayın. Ne olur, ne olmaz! Aslın da, ERGENEKON’DAN, önce anlatılacak, tabii anlayanlara! O kadar çok TÜRK DESTANIMIZ vardır ki, ortaya çıkışlarını günlerce yazsam bitmez. Yaratılış Destanı, Altay Destanı, Alp Er Tunga Destanı, Oğuz Destanı, Manas Destanı, Dede Korkut Destanı, Şu Destanı, Oğuz Kağan Destanı,

Devamını oku


MİDYAT'A PİRİNCE GİDERKEN (PARDON...! DİMYAT MI?) DAĞITILAN BULGURDAN OLMAK...!

27 Şubat 2013


Aylardır aydınlarımız (!) bizlere; milleti, milliyeti, milliyetçiliği, ırkı, ırkçılığı, ulusu ve ulusçuluğu öğretmeye çalışıyorlar. İster istemez bayağı aydınlanıyoruz! Türk demekten, özellikle imtina eden bir başbakanın, bu inadına milliyetçiliği ret ederek, her türlüsünü ayakları ile çiğnemesini de ekleyince durup düşünüyoruz. Başbakan ne demiş? ‘’Biz Kürt milliyetçiliğini de, Türk Milliyetçiliğini de ayaklarımızın altına almış bir partiyiz.’’

Devamını oku


TÜRKÇE BİLMEMEK Mİ !

25 Ocak 2013


Tarih, hafızası tartışılacakları sorgulamamız ve doğruyu görmemiz için yaratılmış olmalı! Her insanın, kültürel kimliği, değerleri bunun yanında ana dilini yaşatması, en tabii hakkıdır. Özellikle dilin, önemi en öncelikli olanıdır. Kimliği her ne olursa olsun, bir millet içerisinde yer alan halklar, zamanın onlara hazırladığı değişik şartlar nedeniyle, kültürel varlıklarını ya tamamen ya da kısmen kaybetmiş olabilirler.

Devamını oku


MUNZUR'DAKİ ZORBAZ ve ŞEKAVET

20 Aralık 2012


Ötüken Neşriyat’ın, Haziran 2012 de ilk baskısını yaptığı Necati Gültepe’nin roman tadındaki tarih veya tarih tadındaki romanı için kalemim döndüğü ölçüde düşüncelerimi dile getirmeye çalışacağım. Şakiliği, eşkıyalığı, haydutluğu, cürümü ve şiddeti şekavet adı altında masumane gösterenlere de gerçeğin bu olmadığını, dile getireceğim. Her şeyden önce romanın konusu ve işlendiği tarihsel dönemi çok iyi bilmeli, bununla da kalmayarak, bin yıl, belki üç bin yıl öncesine gitmeliyiz.

Devamını oku


Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön