PROF. DR. TURAN YAZGAN'IN ARDINDAN

26 Kasım 2012

---

 

       Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı’ndan mavi zemin üzerinde etkinliklere davet metinlerini okumaya alışkınken, yukarıda gördüğünüz e-mail, ölümün mukadderliğiyle birlikte, saygı duyduğum insanı  kaybetmenin hüznünü yaşattı.

      Ebediyete intikal eden her fani için, alışa geldiğimiz hiçbir konuya değinmeyeceğim. Dün internette gazetelerin haber akışlarına bakarken, basının ne kadar da ilgisiz kaldığı gerçekten beni bir kez daha üzdü. Birçok konuda olduğu gibi bunda da herhalde hepimizin suçu olmalı diye düşünüyorum. Kastın dışında hiçbir şey sebepsiz değildir.

      Bin yıldır yaşananları süzgeçten geçirerek, TÜRK DÜNYASININ her derdine deva olamaya koşmak, o konuda kendini aşmak, her babayiğidin kârı değildir. Kurduğu VAKIF’LA, yaptıklarını birer birer ele aldığımızda, ders alacağımız çok şey olacaktır.

      Balkanlar, Yakutistan, Tataristan ve Çavuşistan’da TÜRK Kültür Merkezlerinin, OKULLARIN neden kapandığının üzerinde hepimiz uzun uzun düşünmeliyiz. O’ durmadan, yorulmadan, yoktan var ederken; biz ne yaptık diye, hepimiz boyumuza göre kendimize sormalıyız.

      O’ndan bayrağı devir alacak olanlar, O’nun ördüğü duvarları büyüterek örmeli, bıraktığı değerleri, baba varlığı yiyen çocuklar gibi ucundan ucundan yememelidir. Bayraktarlığı üstlenecek kişi mutlaka, bayrağı daha yukarılara taşıyacak donanım ve enerjide olmalıdır.

      Demem o ki; Merhum Prof. Dr. Turan Yazgan’ın, hiç kimse gözünü arkada bırakacak hareket de bulunmamalı, her TÜRK onun hedeflerini gerçekleştirmek için kendisini görevli saymalıdır. ‘’Marifet iltifata tâbidir’’.

      Allah’tan rahmet, TÜRK DÜNYASI’NA baş sağlı diliyorum.

      Mekânı CENNET olsun.
 

Cem Cüneyd Canan