KIZILELMA "HEDEF TURAN" AMA NASIL? (XXXVI) (I)

23 Mayıs 2024


Nenets Özerk Okrugu 
.
      Nenets özerk bölgesi, Kuzey-Batı Federal Bölgesi'nin parçası olan Rusya'nın federal bir parçasıdır. Arkhangelsk bölgesi statüsüne göre aynı zamanda Arhangelsk’in de bir parçadır. Naryan-Mar, Nenetsia'nın başkentidir. Nenets Özerk Okrugu sonsuz bir tundranın en ucunda yer almaktadır. Gün boyunca güneş, kar tanelerini parıldayan gökkuşağı şeklinde yansıtırken, kuzey ışıklarının fantastik parıltıları da gece gökyüzünü renklendirmektedir. Bölgedeki en popüler turistik rotalardan biri, Indiga'nın bir kolu olan Belaya Nehri boyunca uzanarak, Malozemelskaya tundrasından akıp Dünyada bu kadar berrak suya sahip çok az nehir kaldığından, nehrin kendisi Nenets Okrugu'nun önemli bir simgesi olarak kabul edilmektedir. 
      Nenetsler, günümüzde Rusya Federasyonu içerisinde yaşayan Samoyed kökenli bir halktır. Tarihte “Yurak” olarak da anılan Nenetslerin yaşadıkları coğrafya, Batı’da Mezen ve Nes nehirlerinin sağ kolları, Doğu’da Yenisey’in aşağı kısmının sağ kıyıları, Güney’de Mezen, Sula, Peçora, Usa, Şuçya, Taz, Obi, Nadım, Taz, Pur ve Agan nehirlerinin kıyıları, Kuzey’de ise Kuzey Buz Denizi ve Novaya Zemlya ile sınırlandırılabilir. Günümüzde üç farklı Okrug’da (idari bölge) meskûndurlar. Bunların ilki, Arhangelsk Oblastı’nın (eyalet) bir parçası olan ve Kanin, Timan ile Malozemelskaya tundralarını kapsayan Nenets Özerk Okrugu’dur. İkincisi, Tümen Oblastı’nın bir parçası olan ve Yamal Yarımadası ile Poluy, Nadım, Pur ve Taz havzalarını kapsayan Yamalo-Nenets Özerk Okrugu’dur. Üçüncüsü ise Krasnoyarsk Krayı’na bağlı Taymır (Dolgano-Nenets) Özerk Okrugu’dur.
       Nenets Samoyetlerinin Nüfusu Günümüzde (2010 sayımına göre) Rusya Federasyonu’nda Nenets Samoyetlerinin toplam sayısının 44,640 olduğu ve federasyonu oluşturan federal bölgelerin tamamında bulundukları görülmektedir. 31,707 kişi ile Ural Federal Bölgesi, Nenets nüfusunun en kalabalık olduğu bölgedir. Onu 8,842 kişi ile Kuzeybatı Federal Bölgesi, 3,699 kişi ile Sibirya Federal Bölgesi izlemektedir. Merkezî Federal Bölge 119 kişi, Volga Federal Bölgesi 108 kişi, Uzakdoğu Federal Bölgesi 94 kişi, Güney Federal Bölgesi 52 kişi ve Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi 19 kişi olmak üzere önemsiz Nenets nüfusuna sahiptirler. Ural Federal Bölgesi’nde yaşayan 31,707 kişinin 29,772’si Muhtar Yamal-Nenets Bölgesi ve 1,438’i Muhtar Hant-Mant Bölgesi Yugra’da olmak üzere 31,621’i Tümen Oblastı’nda bulunmaktadır. Kuzeybatı Federal Bölgesi’nde yaşayan 8,842 kişinin ise 8,020’si Arhangelsk Oblastı’nda, 503’ü Komi Cumhuriyeti’nde, 149’u Murmansk Oblastı’nda ve 109’u St. Petersburg şehrinde bulunmaktadırlar. Arhangelsk Oblastı’ndaki 8,020 kişinin ise 7,504’ü Muhtar Nenets Bölgesi’nde yaşamaktadır. Sibirya Federal Bölgesi’nde yaşayan 3,699 kişinin 3,633’ü, yani tamamına yakını Krasnoyarsk Krayı’nda bulunmaktadırlar. Yukarıda belirtilen 1926-27 yılındaki 6183 kişilik nüfus dikkate alındığı takdirde, tecrübe ettikleri bütün felaketlere rağmen Nenets Samoyetlerinin geçen 85 yılda nüfuslarını yedi kattan fazla (%720) artırdıkları görülmektedir. Bu nüfus Nenets Özerk Okrugu en az nüfuslu bölge olup alanı ise 176.810 km²'dir. 2021 Nüfus Sayımına göre (41.434) etnik bileşim ise şöyleydi: Ruslar : %69,6 - Nenets : %18 Komi : %6,5 - Diğerleri: %5,9 dir.

      Nenets okrugu, Doğu Avrupa Timan Tepeleri ve Urallar'ın kuzey uçları tarafından kesilen düz bir Ova da yer almakta olup, büyük bir kısmı Kuzey Kutup Dairesi'nin üzerinde yer almaktadır. Kolguyev ve Vaygach adalarını, Kanin Yarımadasını da içeren ilin toprakları Arktik Okyanusu'nun Beyaz, Barents, Pechora ve Kara Denizleri tarafından çevrilmiştir. Okrug , Barents Denizi kıyısı boyunca Mezen Körfezi'nden Baydarata Körfezi'ne kadar uzanır. Bu bölgenin arktik ekolojisi, aşırı sıcaklıklardan ve benzersiz jeolojik bölgeden kaynaklanan bir dizi benzersiz özelliğe sahiptir. Bu bölgede kutup ayıları bulunur; Aslında burada bulunan alt popülasyon, Barents Denizi bölgesiyle ilişkili genetik olarak farklı bir taksondur. Özerk okrugun 176.810 km2 olan büyüklüğü İsviçre'nin dört katından daha büyük veya ABD'nin Missouri eyaleti ile hemen hemen aynı büyüklüktedir. İlçe kuzeyden güneye yaklaşık 320 km ve doğudan batıya yaklaşık 950 km olup, kuzeyde Mys Bolvansky Nos'tan güneyde Oma Nehri'nin kaynağına ve batıda Kanin Nos Burnu'na kadar Kara Nehri kıyılarına kadar uzanır. Okrugun çok sayıda yarımadası vardır; batıdan doğuya doğru şunlardır: Kanin, Svyatoy Nos, Russkiy Zavorot ve Yugorsky Yarımadaları. Nenets kıyısı açıklarında çok sayıda ada vardır; batıdan doğuya en önemlileri Kolguyev,  Sengeyskiy, Dolgiy, Gulyayevskiye Koshki, Lovetskiy, Pesyakov, Dolgy, Bolşoy Zelenets, Vaygaç, Oleniy ve Mestnyy Adalarıdır. Bunlardan Kolguyev ve Vaygach, dünyanın 119. ve 156. en büyük adaları olarak açık ara en büyüğüdür.. 
      İklim yarı arktik, kıyıda ise ılıman deniz iklimidir. Ocak ayındaki sıcaklık ortalaması, güneydoğuda eksi 22 santigrat derece ile kıyıda eksi 3 santigrat derece arasında, Temmuz ayında ise sırasıyla artı 16 ila artı 8 santigrat derece arasında değişiyor. Bölgenin %90'ından fazlası tundra ve orman tundra bölgeleri bulunmaktadır. Doğuda OKRUGUN altında Pechora kömür havzasının bir kısmı yer almaktadır. OKRUGUN orta kesiminde, birçok petrol ve gaz yatağının keşfedildiği bir petrol ve doğal gaz bölgesi bulunmaktadır. Nenets Devlet Doğa Koruma Alanı bölge özellikleri içinde bulunmaktadır. Doğu Avrupa tundrasındaki ekosistemleri ve Barents Denizi'nin kıyı sularını korumak için yaratılmıştır. Kara Nehri'nin 65 km uzunluğunda Kara göktaşı krateri bulunmaktadır.
      Nenetsler ya da Yuraklar, Rusya Federasyonu'nun da yaşayan yerli bir halktır. Nüfusları Yamalo-Nenets Özerk Okrugu ve Nenets Özerk Okrugu dur. Nenetslerin dili Nenetsçedir. Nenetsler içlerinde Enetsler, Selkuplar ve Nganasanların da dâhil olduğu Samoyed halkları içine girerler. Dilsel açıdan iki büyük Nenets grubu vardır: Tundra Nenetleri ve Orman Nenetleri. Samoyed halklarının, Fin-Ugor dillerini konuşan gruplardan Milad öncesi son birkaç yüzyılda ayrıldığı düşünülmektedir. Samoyed halklarının Güney Sibirya'dan günümüzde Rusya'nın bulunduğu kuzeydoğu bölgelerine 12. yüzyıl öncesinde geldikleri tahmin edilmektedir.
      Kuzey Samoyedleri;Nenetsler, Enetsler, Yuratlar, Nganasanlar, Güney Samoyedleri; Selkuplar, Kamasinler ya da Kamaslar (soyları tükendi ve Sibirya Türk halklarında asimile oldular), Matorlar ya da Motorlar (soyları tükendi), Koibal Samoyedleri (soyları tükendi ve Sibirya Türk halklarında asimile oldular ve isimleri Koybal Türklerine kaldı) Selkuplara, Güney Samoyedleri de denilir. Bunlar 19'ncu yüzyıla kadar orta ve güney Sibirya'da yaşamışlardır. Ayrıca Kamasinler ve bazı diğer Sibiryalı Türk halklarının ataları olmuşlardır. 19'ncu yüzyılda nesli tükenen bir Samoyed topluluğu Matorlar olmuştur. 
    Nenetsler, Yamal Yarımadasında ve Rusya'nın Avrupa'da kalan tarafının en kuzeydoğusunda yaşarlar. Nıganasanlar sadece bin civarında insanı kalmış bir halktır. Yenisey'in güneyinden Çatanga körfezine ve Taymir yarımadasına kadar uzanan bir bölgede varlıklarını sürdürmektedirler. Bölgenin en önemli dağ ve tepeleri batıda Kaninskiy Kamen ve Timan Sırtı, merkezde Ural Dağları, doğuda Sibirya sırtları ve Putorana Dağlarının bir kolu (Taymır) olarak belirtilebilir.  Nenetsler sonradan göç etseler de uzun süredir mücadele ettikleri çetin coğrafi şartlar, kültürlerine doğrudan tesir etmiştir
      Nenetsler toprağa ve doğal kaynaklara saygı üzerinde duran şamanist ve animist (Ortodoks Hristiyanlık) bir inanç sistemine sahiptirler. Klan temelli bir sosyal yapılanmaları vardır. Nenets şamanlarına Tadibya denir. (Samodi-Halklar, Samoyedler, Samoyadi) günümüzde ve tarihte Samoyed dillerini konuşmuş olan halk ve topluluklara verilen toplu isimdir. Dil akrabalığından dolayı Ural halklarının Fin-Ugor kolundan sayılırlar. Nenets dilinin içerisinde yer aldığı Samoyed grubu, Ural-Altay dil ailesine mensuptur. Pur nehri havzasında ve Orta Obi’nin sağ tarafındaki kollarında yer alan Sibirya Taygalarında meskûn Orman ve Tundra Nenetslerinin konuştuğu iki lehçesi vardır. Nenets yerleşimlerinin geri kalanında, farklı etnik-bölgesel gruplar arasında yalnızca telaffuz farklılıkları vardır. Sonraki yıllarda ise Kiril’e dayalı Nenets dilinde, ilkokul öğrencileri için okuma kitapları yayımlanmıştır. Bunun dışında edebi ve bilimsel eserler de bu alfabeye göre yayımlanmıştır. 

      M.Ö. 8000 Bölgenin ilk yerleşimleri,  Paleolitik Çağ'da ortaya çıktı.
      M.Ö. 8000 Samoyetler ve Samoyetçe Hâlihazırda Fin-Ugorca ve Samoyetçe olmak üzere iki ana kola ayrılan Ural dilleri ailesinin iki ana kolundan birini teşkil eden Samoyetçe, günümüzde umumi olarak Ural dağlarının doğusunda konuşulmakta ve Ural dilllerinin coğrafi olarak en doğuda konuşulan kısmını meydana getirmektedir. Samoyetçe konuşan toplulukların ilk atalarının, kısmen Uralca konuşurlarının doğuya göç etmeleri kısmen de dil yaygınlaşması neticesinde ortaya çıktığı ve bu muhtemel gelişmeler sonucunda, Anadil Uralca konuşurları kütlesinden ayrı düşen kitlenin dilinin bu ayrılık sebebiyle değişime uğraması neticesinde, Samoyetçenin ilk şeklinin ortaya çıktığı zannedilmektedir. Dil bilimlik ve kazı bilimlik veriler ışığında, M.Ö. 8000 dolaylarında cereyan ettiği tahmin edilen bu olayların bir sonucu olarak, Ural Dağlarının doğusunda, Güneybatı Sibirya’da Ob ve Yenisey nehirlerinin orta kısımlarının arasında kalan bölgede teşekkül ettiği varsayılan İlk Samoyetçe, Anadil Uralcadan ilk ayrılan dil olarak ortaya çıkmıştır. Bu ilk Samoyetçe konuşurlarının balıkçılık ve avcılıkla uğraşan bir topluluk olduğu düşünülmektedir. İlk Samoyetçenin kendi içerisinde lehçelere ayrılmasının hemen milattan önceki asırlarda olduğu tahmin edilmektedir. Ob ve Yenisey havzaları boyunca kuzeye doğru ve Altay ile Sayan dağları yönünde güneye doğru yayılan Samoyetçe çeşitli lehçelere ayrılmıştır. Bu tarihlerde Samoyetlerin karşılaştıkları ilk yabancı halkın da Türkler olduğu tahmin edilmektedir. Zira Çin kaynakları milattan hemen önceki yüzyıllarda, bazı Türk halklarının boylar arasında meydana gelen huzursuzluklar sebebiyle Avrupa sınırına dayandığını kaydetmektedir. Samoyet lehçelerinde bulunan birtakım Türkçe kökenli kelimeler, Türklerle Samoyetler arasındaki bu ilk ilişkilerın barışcıl ve ticari ilişkiler olduğunu düşündürmektedir. Samoyet lehçelerinde bulunan Yenisey asıllı kelimeler ise, Samoyetlerin doğuya doğru yayılmaları neticesinde, milattan hemen önceki asırlarda Güney Sibirya’da Altay-Sayan dağları bölgesinde günümüzdeki Yenisey halklarının ataları ile karşılaştıklarını ortaya koymaktadır.
 
      M.Ö. 3000 Hajdu, Samoyetlerin atalarının ana Fin-Ugor kütlesinden ayrılmalarının M.Ö. 3000 civarında gerçekleşmiş olduğunu ve bu ayrılmadan sonra da Samoyetlerin atalarının Fin-Ugorlarla irtibatlarını bir süre devam ettirdikleri ileri sürmüştür. Samoyetçenin lehçelere ayrılmasını ise milatla başlatmaktadır. Milat civarlarında Samoyetler Sibirya’nın kuzey kısımlarına dağılmaya başlamış, Kuzey Samoyetlerinin ataları miladın ilk birkaç yüzyılında Güney Samoyetlerinden ayrılmıştır. Bir süre yerlerinde sabit kalan Güney Samoyetlerinin bir kısmı (Selkup Samoyetlerinin ataları), kuzeybatıya Orta Ob havzasına doğru, geriye kalanları ise Sayan dağlarına doğru gitmiştir. Günümüz Samoyetleri ve Samoyet lehçeleri de bu dağılma ve Kutup altı halkları veya Türk halkları ile karışma sonucunda ortaya çıkmıştır. Hajdu, Çinlilere göre en kuzeydoğuda yaşayan Türk halkının İrtiş ve Ob nehirleri civarında yaşayan Tinglingler olduğunu kaydetmekte ve bu bölgenin de en azından kısmen Samoyetler tarafından meskûn olan bir bölge olduğunu ileri sürmektedir. Ting-linlerin başka bir halkla birlikte yaşadıklarının kaydının ise Çin kaynaklarında yer aldığını, Wei-lie’de Ting-lingler arasında acayip bir dil konuşan, kürk ticareti ile uğraşan ve kayarak attan daha hızlı hareket eden bir halkın yaşadığının kaydedildiğini söylemektedir. Hajdu’ya göre bu halk Samoyetlerden başkası değildir.

      M.Ö. 4. Yüzyıl, Bu bölgede MÖ. 4. yüzyılda ortaya çıktığı tahmin edilen Kulay kültürünün nüfusunu da Samoyedlerin oluşturduğu öne sürülmüştür. Kulay kültürünün başlıca geçim kaynağı hayvancılık ve balıkçılık olup Kulaylılar at yetişticiliği ile de uğraşmışlardır. Çernestov’un düşüncesinin aksine at yetiştiriciliğine hâkim olmaları onların güneyden gelmiş olabileceğini düşündürmektedir. Tayga ve tundra şartlarında Nenetslerin atalarının at yetiştiriciliğindeki bu becerileri daha sonraki yüzyıllarda geyik yetiştiriciliğinin ortaya çıkmasında rol oynamıştır. Yakın zamanda köken tartışmaları neredeyse sona erdirilmiştir. Yapılan gen havuzu araştırmaları neticesinde Nenetslerin de dâhil olduğu geniş bir Samoyed grubunun N1b haplogrubuna dâhil olduğu ve bu haplogrubun da Altay-Sayan bölgesinden Orta Obi bölgesine doğru göç ettiği tespit edilmiştir. Böylece Altay-Sayan teorisi genetik araştırmalarıyla da doğrulanmıştır.

      M.S. 1. yüzyıl civarlarında Nenets Samoyetlerinin atalarının Samoyetlerin kuzey kolunun güney kolundan ayrılıp hem Uralların batısında hem de doğusunda Kutup bölgelerine gelmeleri ve burada yerli bir Kutup halkını kendi içlerinde eritmeleri neticesinde ortaya çıktığı düşünülmektedir. İlerleyen yüzyıllar boyunca bu Samoyet öbeği Ugorlar ile komşuluk ilişkisi içerisinde yaşamışlar ve Veps ülkesinde Onega gölüne kadar olan saha ile irtibat hâlinde olmuşlardır. Bu etkileşimler neticesinde Nenets Samoyetleri ortaya çıkmıştır.

      9. Yüzyılda, Yenisey Kırıgızlarının Altay-Sayan bölgesinde hâkim olmasından itibaren, Samoyet boylarının Türk boyları ile birlikte bu devletin ana unsurlarından olduğu ve Samoyet halklarının Türkler arasında erimeye başladığı ileri sürülmektedir. 9. yüzyıldaki Rus kronikleri Pechora ve Yugra'nın Kiev prenslerine bağlı olduğunu anlatır.

      M:S: 1000 Yılında Nenetsliler Aşağı Ob'dan bölge topraklarına göç edildi. Aynı zamanda Avrupa'nın kuzeydoğusundaki Novgorod halkının kolonizasyonu başladı.

      10. Yüzyıldan itibaren ticari ve askerî faaliyetlerini kuzeydeki ormanlık bölgelerde ve Kutup kıyılarında yoğunlaştıran Novgorodlular, hiçbir direnişle karşılaşmadan Komi-Ziryan Finlerini hâkimiyetleri altına almalarına rağmen, Perm Ostyakları (Hant-Ostyak Ugorları) ve Peçora nehri havzasında yaşayan Nenets Samoyetleri tarafından sert bir direnişle karşılandılar.

      11. Yüzyıl, Nenets halkından ilk kaydedilen bilgi 11. yüzyılda Kiev Ruslarının yaklaşık 850'den 1110'a kadar olan bir kroniği olan, ilk olarak 1113 civarında Tarihçi Nestor tarafından Kiev'de derlenen Birincil Chronicle'da bulunur.  O zamanlar Kiev Rus'u , Kiev Rus'unun tüm Kuzeydoğu bölgeleri gibi Novgorod'un etkisi altındaydı.

      11 ve 12. yüzyıllarda bölge Rusların akınlarına da maruz kalmıştır. Nenetslerin özellikle Novgorod ile mücadele içinde olduğu bilinmektedir.

      1187 Yılında, haraç toplamaya gelen Novgorod yağmacıları Urallar civarında Nenetsler tarafından imha edildi.

      1237-1238 Bahsedilen sefer Moğolların 1237- 1238 Kuzey Rusya seferleri olmalıdır. Bu seferler sonrasında bölgede garnizon bırakılmamış ve Moğollar geri çekilmiştir. Bu seferde Mordvinler üzerine yapılan seferden sonra Moğolların daha da kuzeye ilerlediğinden ve Samoyedler (Samogedenler) üzerine sefer yaptıklarından bahsedilmektedir. Mordvinlerin 11-12. yüzyıllarda Tsna ve Mokşa nehirleri civarında yaşadıkları bilinmektedir. Bu bölgenin kuzeyinde de Bolşezemelskaya tundrası yer almaktadır. Buna göre Nenetslerin bir bölümünün bu dönemde Bolşezemelskaya tundrasında ve günümüz Arhangelsk oblastı sınırlarında kalan bölgede yaşadığı söylenebilir. Bu dönemde daimî bir hükümdar tarafından idare edilmemişlerdir. Savaş gibi özel zamanlarında bir lider seçmişler ve boylar halinde yaşamışlardır. Konar-göçer devlet kurmamışlardır.

      1240 Orta Çağ ve Sonrasında Nenetsler Kulay kültürü gibi kültürlerden edinilen arkeolojik veriler dışında Nenetsler, yazılı kaynaklarda da yer almaktadır. Bu kaynaklara orta çağdan itibaren rastlanmaktadır. Örneğin İtalyan Fransisken rahibi Giovanni da Pian del Carpine (Plano Carpinili Johannes)’nin, Papa IV. Innocentius tarafından Moğolların Büyük Hanı Ögedey’in huzuruna çıkmak üzere görevlendirilmesi vesilesiyle gerçekleştirdiği seyahat 1240’larda yazılmış ve bu eserde Samoyedlerden de bahsedilmiştir. Esere Moğolların seferi anlatılırken şu bilgilere yer verilmiştir.

      1250 13.yy. burada tanımlanamayan kavimler yaşamış, Ruslar onlara “pechera”, Nenets – “sırtya” demişlerdir.

      13.-15. yüzyıllar arasında Nenets Samoyetleri, Novgorodlulara haraç ödemişlerdir.

      1456 Ancak 14. yüzyıldan itibaren Moskova knezliği ile Novgorodlular arasındaki rekabetin artmasının bir sonucu olarak 15. yüzyılın ortalarına kadar bu iki Rus knezliği Nenets toprakları için mücadele etmişler ve 1456 yılında yapılan bir antlaşma ile bu mücadele Moskova knezilği lehine sonuçlanmıştır. 16. yüzyılın sonunda, Rusların Sibir Hanlığını ortadan kaldırmaları neticesinde Batı Sibirya’daki hâkimiyetlerini sağlamlaştırdılar. Bu durum, Ruslarla Nenetsler arasında ticaretin başlaması ile zaman bakımından kesişmektedir. Moskova, Rus Kazakları ve Komi-Ziryan Finlerinden oluşan destek bataryaları ile bölgeyi keşfedip kaleler kurmaya çalışmış, ancak bu teşebbüsler, Nenets Samoyetlerinin şiddetli direnişi ile akamete uğratılmıştır. Kademeli bir şekilde daha doğuya nüfuz ederek Yenisey’e ulaşmışlardır.

       1470 On beşinci yüzyılın sonuna gelindiğinde Novgorod'un etkisi azalıyordu ve bölge Muscovy'nin kontrolü altına girdi. Pechora üzerindeki Novgorod hâkimiyeti nihayet 13-15. Yüzyıllarda kuruldu. Novgorod'un  Moskova'ya bağlanmasından sonra (1478), Moskova devleti mevcut Nenets'e bağlı topraklarını da ele geçirdi. 1499'da Pustozyorsk'u ( Rusça :da kelimenin tam anlamıyla ıssız göller anlamına geliyor ) kurdular ve burası bir şehir haline geldi.

      1483-1499 Yıllarında Moskovalıların Uralların ardına yaptıkları seferler neticesinde Hant-Ostyak Ugorları, Mans-Vogul Ugorları ve Nenets Samoyetleri geçici olarak Ruslara boyun eğip vergi vermeyi kabul ettiler.
      Novgorodlulara verdikleri bu haraca ek olarak 14.-16. yüzyıllar arasında Sibir Hanlığına da haraç verdikleri görülmektedir. Nenetsler, Kiev Knezliğine bağlı Novgorod Valisi Gyutyat’a vergi vermişlerdir. 15. yüzyılda Moskova Knezliğinin gücünün artırması ve Novgorod Cumhuriyeti’ni kendine bağlaması ile Nenetsler üzerindeki baskı daha da artmıştır. Nenetslerin yaşadığı bölgelerdeki ticaret yollarının, bilhassa Peçora civarının ele geçirilmesi amacıyla Moskova Knezliği tarafından üç askeri sefer düzenlenmiştir.
       1500 Yılı civarında Ruslar muhtemelen Lyapin nehri civarında Nenetsleri mağlup etmişlerdir. Rusların Sibirya’ya girdiği tarihlere kadar Sibirya’daki halklar Türkler ya da Moğollar tarafından kurulan devletlere tabi olarak kültür ve geleneklerini muhafaza edebilmişlerdir. Ancak Sibir Hanlığı’nın yıkılması sonrasında ise bölgenin tek hâkimi Moskova olmuş ve bu tarihten sonra Nenetsler uzun yıllar ciddi bir başkaldırıda bulunamamışlardır.

      1500 Yılında Prens Semyon Kurbski'nin Pechora'ya yaptığı askeri sefer Pustozersk kalesini kurdu. Korunamayan bu kasaba, çağlar boyunca Mezen'den Urallara kadar tüm toprakların idari ve ticaret merkezi olmuştur. Aşağı Pechora ve Barents Denizi kıyılarında Ruslar (Pomors olarak bilinen), Nenets, Komi-Zyryans, Komi-Permyaks ve Komi-Izhemts gibi halklar yaşıyordu.

      1500 Kuzey bölgesinin Ruslar tarafından istila edilip ardından Kuzeyli halkların Ruslara boyun eğdirilmesinin 16. ve 17. yüzyıllarda gerçekleştiği ve Rus yönetiminin bölgede yerleşmesinin üç aşamada gerçekleştiği kaydedilmektedir. Rus yönetiminin bölgede kurulmasını aksettiren bu tarihî dilimlemeye koşut olarak Ruslarla Kuzeyli halklar arasındaki ilişkiler de şekillenmiştir.
 
      1560 Potapov’un ve Golovnev ile Osherenko’nun Kuzey’in ve umumi olarak Sibirya’nın Ruslar tarafından ele geçrilimesi konusunda farklı görüşler ileri sürdüklerini belirtmekte fayda var. Potapov, Kuzeyli halkların Ruslara karşı koymayıp Sibir Hanı Küçüm’ü yalnız bıraktığını, hatta Rusları gayet “misafirperverlikle” karşıladıklarını ileri sürmüştür. Oysa Golovnev ve Osherenko, Kuzeyli halkların yabancılara karşı oldukça düşmanca davrandıklarını, Mans-Vogul Ugorlarının Rusları durdurmak için Uralların batısına akınlar düzenlerken, Hant Ostyak Ugorlarının Ruslara İrtiş nehri civarında karşı koyduğunu; Selkup Samoyetlerinin Küçüm Han’ın yanında Ruslara karşı katı bir direnişte bulunurken, Nenets Samoyetlerinin Taz nehri civarında bir Rus müfrezesini mağlup ettiğini; hatta bölgeye keşif seferleri düzenleyen İngiliz kâşiflerin bile Kuzeyliler tarafından öldürdüklerini kaydetmektedirler.
      Potapov’un çalışmasını Sovyet döneminde yayınladığını ve konuyu anlatırken Karl Marks’ın görüşlerini referans olarak kullandığı dikkate alınırsa, malum siyasi endişeleri taşıdığını tahmin etmek zor olmasa gerek. Golovnev ve Osherenko ise, eserlerini Sovyet sonrası dönemde yayınlamışlar ve olayları oldukça ayrıntılı bir şekilde verirken bir ideolog yerine Viktor A. Zibarev gibi bir tarihçiyi kaynak olarak kullanmışlardır. Slezkinede Kuzeylilerin Ruslara karşı askerî direniş gösterdiklerini kaydederken bu görüşünü Kuzeyli halklardan derlenen anlatılarla desteklemektedir. Bu sebeplerden dolayı hem tarihî kaynaklarla hem de geleneklik anlatırlarla desteklenen Golovnev ve Osherenko ile Slezkine’nin iddialarının akla daha yakın geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak, başlarda Küçüm Han’ın yanında yer alan Selkupların, Mans-Vogul Ugorlarının ve Hant-Ostyak Ugorlarının, Küçüm Han’ın onları Müslümanlaştırmaya çalışması neticesinde Küçüm Han’dan uzaklaştıkları gerçeğini de kaydetmek gerekir.

       1574 16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Rus ordusunda paralı askerlik yaptıkları bilinmektedir. 17. yüzyılda derlendiği düşünülen Stroganov ve XVII. yüzyılın ilk yarısında yazılan Savva Yesipov kroniğine göre, 1573-74 yılında Obi nehri civarında yaşayan halklar arasında Samoyedler de vardır ve paralı asker olarak görev yapmışlardır. 

      1580-1720 Rusların bölgeyi askerî valilerle yönetip yerlilerin yasak denilen vergi tahsilatı için Rus kale veya yerleşim yerlerinde kayıt altına alındığı doğrudan yönetim dönemidir. Bu dönemde, Ruslar, vergileri kendileri toplamışlar, genellikle yerli toplulukların gelip vergilerini ödemelerini sağlamak için rehineler tutmuşlar ve vergilendirme dışında yerlilerin hayatlarına umuyiyetle karışmamışlardır.

      1600 Rusların bölgeyi istila ettiği ve Kuzeyli halkların bu istilaya direndiği dönem olmuştur.

      1601 Yine de Ruslar Taz nehri kıyısında, mansabına yüz altmış kilometre uzaklıkta, adını Mongkansi Samoyet kabilesinden alan Mangazeya kalesini kurmuşlardır. Bu kale hızla gelişip vali konağı, kilisesi, hapishanesi, kışlası olan ve duvarlarının dışında ticari binalarını, gümrük binasını muhtelif kiliseleri ve evleri içeren bir ticaret bölgesi olan tahtaperdeler ile çevrilmiş tipik bir Rus kasabası hâlini almıştır. Manganezya’yı üs olarak kullanan Rus yerleşimciler, buradan çevre Kutup bölgelerine nüfuz etmişler ve Nenets Samoyetleri başta olmak üzere, yerli halklardan kürk vergisi topladıkları bir karakollar ağı oluşturmuşlardır. Bu çatışmalar neticesinde Rusların, Hant-Ostyak Ugorlarının ve Evenk Tunguzlarının baskılarına dayanamayan Selkup Samoyetleri, 17. yüzyılda kuzeye Kutup dairesine doğru göç etmişlerdir.

      1604’te Turukhansk’ı ve 1620’de Khantaysk’ı kurmuşlardır. Mangazeya, kurulduktan sonra yetmiş yıl boyunca, güneyde dağlık arazideki Tunguska nehrine ve doğuda Lena havzasına kadar olan büyük bir bölgeyi içine alan Orta Sibirya eyaletinin başkenti olmuştur 
Temelde Uralların her iki tarafında da yabani ren geyiği ve su kuşu avcılığı ile hayatlarını idame ettiren bir halk olan Nenets Samoyetleri, rehine ve yasak düzeninin zorlamasıyla samur ve yürüttükleri aşırı avlanma neticesinde Kuzey-Batı Sibirya’da samurların tükenmesi üzerine, Rus yetkililerinin ve tacirlerinin taleplerini karşılayabilmek için tilki avlamaya başlamışlardır. Bu durumlar karşısında Nenets Samoyetlerinin sürekli isyan ettikleri, yasak toplayıcılarının kervanlarına baskınlar düzenledikleri ve Rus müstahkem mevkilerine saldırılar düzenledikleri görülmektedir.
       17. yüzyılda dört hanlığa bölünen eski Yenisey Kırgız topraklarının doğusunda Koyballar ile birlikte Mator Samoyetleri bulunmakta idi. Bu Mator Samoyetleri Tuba Hanlığı içerisinde de yer almışlardır. Eski Türk çağından itibaren bilhassa Sayan Samoyetlerinin bazı Ket halkları ile birlikte Tofa Türkleri arasında eridiği varsayılmaktadır. İlaveten Yenisey Kırgızlarının ve Koybal Türklerinin asıllarının Samoyetleşmiş Yeniseyliler olduğu iddia edilirken Tuva ve Sagay Türklerinin de Türkleşmiş Güney Samoyetleri olduğu ileri sürülmüştür.

       1630-31 yıllarındaki çiçek hastalığı salgınında sadece Samoyetler değil Hant-Ostyak Ugorları, Mans-Vogul Ugorları ve Ketler gibi Batı Sibirya’nın yerli halklarından birçok insan hayatını kaybetmiştir. 

      1660’lı Yıllarda Ketlerin ve Selkup Samoyetlerinin yeniden ölümcül bir çiçek salgını tecrübe ettikleri görülmektedir. 

      17. yüzyılın ortalarında, Rus baskısı neticesinde Yakut Türklerinin kuzeye Samoyet bölgesine kaymaları neticesinde, birtakım Nganasan (Tavgi), Enets ve Nenets (Yurak) Samoyetlerinin Yakutlaşmaları sonucunda Dolgan Türklerinin ortaya çıktığı diğer bir iddiadır. Hatta Samoyet öbeklerinin Türkleşmeleri neticesinde, Altay kiji, Tuba kiji veya Şor kiji şeklinde, Samoyet usulünce kavim adlandırmalarının ortaya çıktığı da ileri sürülmüştür.

      1695 Nenetsler 1917 yılına dek “Yasak” (vergi) mükellefi olarak kaydedilmişlerdir. Bu vergileri de gerek nakdi gerekse de çeşitli görevlerde çalışarak bunu ödemişlerdir. 1695 yılında Nenets etnik bölgesindeki grupların en büyüğünün, 1193 Yasak vergi mükellefi ve her iki cinsiyetten toplam 4772 kişiyle Sibirya tundra Nenetsleri olduğunu bilinmektedir. Orman Nenetslerinin sayıları nispeten daha azdır. XVII. yüzyıl arşiv belgelerinde Kazım yahut Kun Samoyedleri olarak adlandırılmışlardır. 1695 yılında Kazımskiy Samoyedleri, 132 Yasak vergi mükellefi (iki cinsiyetten toplam 768 kişi) olarak hesap edilmiştir.

      1696 Nenetslerin yahut Samoyedlerin anavatanı meselesi, 18. yüzyılın başlarından itibaren bölge halklarının yakından tanımaya yönelik faaliyetler sonucu tartışma konusu olmuştur. Esasen Sibirya’nın bütününe yönelik araştırmaların bilimsel olarak başlaması, Çar I. Petro’nun 1696’da Boyar Semyon Remezov’un Tobolsk’taki oğluna yazılı olarak bildirdiği bir emirle olmuştur. Bunun neticesinde Sibirya’nın ilk atlası sayılabilecek bir eser ortaya çıkmıştır. Sibirya’nın tarihi, doğası, etnografyası ve etnolojisi açısından yoğun bir araştırma sürecini başlatan olay; 1725 yılında Çar I. Petro’nun, Asya ve Amerika arasındaki kara ve deniz bağlantılarını bulması için Danimarkalı kâşif Vitus Bering’i görevlendirmesidir. Bering ve kurduğu ekibin gerçekleştirdiği yolculuk, Birinci Kamçatka Keşif Gezisi adıyla bilinmektedir. Nenetsler de dâhil birçok halk her bakımdan araştırılmıştır. Bu araştırmalar İkinci Kamçatka Keşif Seferi’nin düzenlenmesi ile hız kazanmıştır. Samoyedler, dolayısıyla da Nenetslerin kökenlerine dair ilk varsayımı Birinci Kamçatka Keşif Seferi’ne de katılan İsveçli bilim insanı Philipp Johann von Strahlenberg ortaya atmıştır. 1730 yılında yayımlanan Das Nord- und Ostliche Teil von Europa und Asia adlı eserinde Samoyedlerden de bahseden Strahlenberg, Kuzey tundralarının yanı sıra Güney’de de Samoyedlerin yaşadığına denk geldiğini yazmış ve Samoyedlerin anavatanını sorgulamıştır. Güneyde yaşayan Samoyedlerin, Finlandiya civarından göç ettiklerini atalarından duyduklarını öne sürmüştür. Buna binaen Samoyedlerin anavatanının Kuzey’de olduğunu ve bir kısmının zaman içerisinde Güney’e indiklerini savunmuştur. Bunun yanı sıra Samoyedler ile Hunların aynı ırka mensup olduğunu da iddia etmiştir. Ancak Strahlenberg’in iddialarının yalnızca bir kısmı Rus tarihçiliğinde yerini almış ve Samoyed-Hun bağlantısına yönelik görüşlerine yer verilmemiştir.
      Sibirya ve bilhassa Samoyedler üzerine çalışmalar yapan Matthias Alexander Castrén, Samoyed kavimlerinden birçoğunun Altay’dan Kuzey’e doğru göç ettiklerini ve bir kısmının Güney ve Orta Sibirya’ya yerleştiklerini öne sürmüştür. Samoyedlerin ve dolayısıyla Nenetslerin anavatanının Altaylar olduğunu savunan, Fischer-Castrén varsayımı bilimsel yazında uzun yıllar tartışılmış ve büyük ses getirmiştir.

      17. yüzyılda ve 18. yüzyılın başlarında Sibirya Taygalarında meskûn Orman Nenetsleri, bölgedeki bir Ugor halkı olan Hantılar ile savaşmışlardır. Vakh nehrinin sağ kolunda, Sabun nehri ağzında XVII. yüzyılın sonunda yüzyılın başında gerçekleştiği ve bölgenin Hantıların hâkimiyetine girdiğini düşünülmektedir. Aynı şekilde bölge halklarından olan Selkuplar ve Enetsler ile de bir dizi çatışma gerçekleşmiştir. Rus yönetimine karşı ise bir ayaklanma ise ancak 18. Yüzyılda gerçekleşmiştir. 18. yüzyılın başlarında bir yandan Rus yönetiminin sert tutumu ve ticarette Nenetsleri mağdur etmesi, diğer yandan Sibirya Metropoliti Rafail Boguslavoviç Leşinskiy’in Sibirya yerlileri arasında Hıristiyanlığı yaymaya çalışması neticesinde Nenetsler ayaklanmışlardır. Uralların batısında bulunan Pustozyorsk’a 1746’ya dek saldırılarda bulunmuşlardır. Bu olaylar neticesinde bölgede Ren geyiği yetiştiriciliği yapan bir kısım halk uzak tundralara göç etmiştir. Bu dönemde Kanin ve Timan Nenetsleri ise Rus “girişimci ve sanayicilerin esareti” altında kalmışlardır.

       18. Yy. öncesinde bazı Samoyet halklarının Türkleşip Türkleşmediğini günümüz itibariyle tespit etmek çok zor olmakla birlikte bilinen tarih içerisinde bazı Samoyetlerin Türkleştiği hakikaten vakidir. Yenisey ve Güney Samoyetleri arasında Türkleşmenin 18. yüzyılda başlayıp 19. yüzyılda yoğunlaştığı görülmektedir. Mesela, Koybal Türklerini meydana getiren on üç kabileden beşinin Samoyet asıllı olduğu bilinmekte yine Kaçin, Karagas, Soyot ve Kamasin Türkleri arasında bol miktarda Samoyet’in eridiği iddia edilmektedir. 18. yüzyıl boyunca Güney Samoyetleri arasından derlenen kelime listeleri, Mator Samoyetçesinin Soyon ve Karagas Türkçesinin, Koybal yani Kamas Samoyetçesinin Hakas Türkçesinin etkisi altında olduğunu gösterir. Ancak, burada mutlaka temas edilmesi lazım gelen bir konu var. Güney Samoyetlerinin, dolayısıyle Samoyetçenin güney lehçelerinin de, ortadan kalkmasının tek sebebi olarak Türkler başta olmak üzere komşu halklar arasında erimelerini göstermek doğru bir yaklaşım değildir. Zira birçok Güney Samoyeti’nin Ruslar başta olmak üzere Avrupalı avcılar, tüccarlar ve yerleşimcilerden kaptıkları bulaşıcı hastalıklar neticesinde veya kendi aralarında ve komşu halklarla yaptıkları savaşlar sonucunda hayatını kaybettiği tarihî bir gerçektir. Bu felaketler sebebiyle olsa gerek, birtakım Güney Samoyetlerinin de kuzeye göç ettiği bilinmektedir. Mesela, Yine yukarıda da zikredildiği gibi Samoyet kabileleri hem kendi aralarında hem de komşu halklarla çatışma içerisinde olmuşlardır. Örneğin Tundra Samoyetleri, Uralların batısında Ruslar ve Rusların tebaası olan Komi-Ziryan Finleriyle, Uralların doğusunda ise Hant-Ostyak Ugorları, Selkup Samoyetleri ve Tunguzlarla çatışmışlardır.

      1700’lü Yıllar ise Kuzeyli halkların Hristiyanlaştırıldığı dönem olmuştur.

      1700’lü yıllar boyunca tedricen büyük ren geyiği ekonomisine geçmeleri olmuştur ki bu durumun Merkezî ve Kuzey Sibirya’da göçebe çobanlığa geçen bütün yerli halklar gibi Nenets nüfusu üzerinde de çok olumlu sonuçları olmuştur.

      1714 18. yüzyılın başlarında, Piskopos Leszczinski’nin Sibirya yerlilerini Ortodoksluğa döndürmeye çalışması Nenets Samoyetleri arasındaki muhalefetin şiddetini artırmış; bu olaylar esnasında, Nenets Samoyetleri, yüz yıl boyunca, Uralların batısında bulunan Pustozersk üzerine altısı büyük olmak üzerine birçok saldırıda bulunmuşlardır. Bilhassa 1714-18 yılları arasındaki saldırılar oldukça şiddetli olmuş, aşağı Ob üzerindeki ana yasak merkezleri olan Berezov ve Surgut’u da tehdit etmişler, yasak vergisi ve Rus dinine boyun eyen Hant-Ostyak kabilelerini de cezalandırmışlardır.

      1720-1822 Vergi mükellefi yerlilerin yerli bir yöneticinin idare ettiği ulus adı verilen mahallî cemiyetler veya kabileler altında kayıt altına alındığı dolaylı yönetim dönemidir.

      1750 18. yüzyılda Pomors Kanin Yarımadası'na yerleşmeye başladı. 18. Yüzyılda bölge Mezensky Uyezd'in bir parçasıydı. 1891'de Pechorsky Uyezd , 1896'da ise Neskaya Volost kuruldu. Özerk okrugun oluşumundan önce bu bölge kısmen Arkhangelsk Oblastı'ndaki Mezensky Uyezd'e, kısmen de Komi (Zyriansky) Oblastı'ndaki Izhmo-Pechorsky Uyezd'ine aitti. 

      18. asırda ve öncesinde, konuşurlarının Hakas, Altay ve Tuva Türkleri arasında erimesi neticesinde, Samoyetçenin güney lehçelerinden bazılarının ortadan kalktığı düşünülmektedir.

      18. yüzyılın ikinci yarısında, Berezov ve Obdorsk’taki Rus varlığı Nenets Samoyetlerinin daha ücra yerlere göç etmelerine sebep olmuştur. Bir kısmı Uralların batısına geçerken bir kısmı da kuzeye Yamal Yarımadası’nın tundra bölgesine kaçmış, diğer bir kısmı ise daha doğuya göç etmiştir. Doğuya göç edenler, Ob’dan Yenisey bölgesine doğru gelmeleri neticesinde Enets Samoyetleri ile çatışmaya girmişler ve yapılan savaşlar sonucunda Enets Samoyetleri Yenisey nehrinin doğusuna çekilmek zorunda kalmışlardır. Bu vakalar dikkate alındığı takdirde, bazı Güney Samoyet halklarının ve lehçelerinin ortadan kalkmasında etkili olan amiller arasında, erimeyi belki de en son sebep olarak göstermek yanlış olmayacaktır. Zira hastalıklar, savaşlar ve göçler neticesinde sayıları azalıp içtimai düzenleri bozulan Samoyetlerin bu etmenler neticesinde dil kaybına ve erimeye maruz kaldığını düşünmek mantık sınırları içerisinde görünmektedir.

      1746 Nenets Samoyetlerinin Pustozersk üzerine yaptıkları saldırılar 1746 yılına kadar devam etmiştir. Uralların doğusunda ise, Berezov ve Obdorsk’taki Rus yetkililerinin varlığı, Ob bölgesindeki Nenets Samoyetlerinin bir kısmının Uralların batısına geçmelerini, diğer bir kısmının kuzeye Yamal yarımadasının tundra bölgesine ve bir kısmının da daha doğuya kaçmalarına sebep olmuştur. Ob bölgesinden doğuya Yenisey’e doğru kaçanlar, Taz havzasında, Somatu ve Muggadi kabileleri başta olmak üzere Enets Samoyetleri ile çatışmaya girmişler ve onları yerlerinden oynatmışlardır.

      1750 Rusların 18. yüzyıldaki iktisadi baskılarının bir diğer sonucu ise, Nenets Samoyetlerinin 18. yüzyıl boyunca Komi-Ziryan Finleri arasında, Rus usullerini benimseyen bir tüccar sınıfı ortaya çıkmış ve giderek artan bir şekilde sömürge ticaretine ve tüccarlara bağımlı hâle gelen ve alkolün etkisiyle düşünme melekeleri bulanmış Nenets Samoyetlerini ve Hant-Ostyak Ugorlarını, çay, şeker, un, tütün ve barut gibi ürünlere koydukları çok yüksek fiyatlarla, ödenmesi imkânsız borç bataklarına çekip ren geyiklerini ellerinden almıştır. Böylece Komi-Ziryan Finleri, çok büyük ren geyiği sürülerine sahip olmuşlar ve bu sürüleri kâra çevirmede ustaca davranarak tundra bölgesinin efendileri hâline gelmişlerdir.

DEVAM EDECEK

     

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön