KIZILELMA "HEDEF TURAN" AMA NASIL? (XLI) (IV)

09 Eylül 2024


 

ORENBURG OBLASTI (IV)

1762 – Molla Batırşa 24 Temmuz 1762 gecesinde vefat etmiştir

1762 - Tüm zorluklara rağmen Tatar mahallesinde yaşam devam ediyor, eski Tatar mahallesinde yaşayanların sayısı günden güne artıyordu. II. Katerina’nın iktidarı dönemi olan 1762-1796 yıllarda, Rus hükümetinin Müslümanlara karşı tavrı değişmiş, Rus Çarlığı tarafından Müslümanların sosyo-politik hayatlarında birçok olumlu değişikler gerçekleştirilmiştir. II. Katerina’nın Müslümanlara yönelik liberal politikasının oluşumunda, 1767 yılında İdil-Ural bölgesine yaptığı seyahatin ciddi etkisi olmuştur. Kazanın, başka hiçbir şehirde olmayan, Rus İmparatorluğunun etnik ve dinî çeşitliliğini göstermek için uygun olan bir şehir olduğu bilinmekteydi. Kazan ziyareti esnasında II. Katerina, Müslümanların temsilcilerini resmi olarak kabul eder ve 30 Mayıs’ta, Çariçe’ye vali tarafından Kazanın eski mahallesinde yaşayan Abız Tatarlar ve onların eşleri tanıtılır. Görüşme esnasında Abızlar kendilerini sadece Tatar mahallesinin değil, aynı zamanda tüm Tatar halkının temsilcileri ve dinî liderleri olarak tanıtırlar ve II. Katerinaya ekmek, gümüş tuzlukta tuz, zengin bir kadın elbisesi ve iki halıdan ibaret hediye takdim ederler. II. Katerina kendisine yapılan ve gösterilen izzet-i ikramdan çok etkilenmiş, bizzat kendi elleriyle alarak Tatar halkına lütufkârlığını göstermiştir

1764 - Hükümet, Müslümanların isyan çıkarması endişesi ile 1755 yılında nefret edilen Luka Konaşeviç’i Belgorod’a tayin etmek, Hıristiyanlaştırma bürosunu da 1764 yılında kapatmak zorunda kalmıştır. Tarih boyunca Tatar halkının hatıralarında Luka Konaşeviç, akıllarda Aksak Karatun (siyah kürklü topal adam) lakaplı bir azılı düşman ve zorba olarak anılmıştır.

1773 - II. Katerina 17 Haziran 1773’te, tüm dinlere karşı hoşgörü ve piskoposların diğer dinlerle ilgili işlere karışmaması ve ibadethanelerin inşası ile ilgili işlerin laik dairelere devredilmesi hakkında bir kararname yayınlamıştır. Bu yasa, devletin Müslümanlara karşı hoşgörülü davranmasının ilkelerinin oluşumunda önemli rol oynamıştır.

1774 - Pugaçev’in Çar’a karşı isyan hareketi 1773-1774 senelerinde olmuştur. Rus kumandan Salavat’ı isyana karşı göndermiş fakat Salavat Pugaçev’e bağlılığını bildirmiştir. Pugaçev yakalanıp öldürülmüş ancak Salavat isyan hareketine devam etmiştir. İsyan Rus kuvvetlerince bastırılmış, Salavat ve babası ele geçirilmiştir. Aşağıda Muellifin verdiği dipnotta Salavat ve babası ele geçirildikten sonra Rugirvik (Rogervik) şehrine gönderildiğinden bahsetmiştir. Togan’a göre ise önce Moskova’ya burada sorguları tamamlandıktan sonra ORENBURG ’a daha sonra köy köy gezdirilip çeşitli işkencelerden sonra Rogervik şehrine gönderildiği yönündedir.

1785 -  Kazan dışındaki bölgeler olan ORENBURG ve Troitsk’te de taş camilerin inşasına izin verdi. Çariçe II. Katerina, Rusya’nın Müslümanlara karşı politikasının hedeflerini ve ana hatlarını şahsen tanımlamıştır. Özellikle ORENBURG valisi İgelstrom’a yazdığı mektupta, “Bu camiler sayesinde komşu halklar bize sempati duyacak ve onların bağımsızlıklarından vazgeçmeleri için en güçlü önlem olacak” diye yazmıştı.

1786 - . II. Katerina, Kargalı köy camisinin imamı olan Muhamedcan Hüseyinov’a maaş tahsis edilmesini, kamu hizmetine alınmasını sağlamıştır. 1786 yılında, kendisine yıllık 300 ruble maaş ile ORENBURG bölgesinin ilk “ahund”u ünvanı verilmişti. Aydınlanmış mutlakiyet politikasından etkilenen Çariçe, Rusya Müslümanlarına karşı özel ilgi göstermiştir.

1787 - ll. Katerina, 1787'de Rusya'da, Müslümanların çoğunlukta oldukları eyaletlerden biri olan ORENBURG 'a bağlı Ufa şehrinde, Müslümanlara şer'i hakları konusunda baş-vurmaları için bir dini idare merkezi açmaya karar verdi

1787 - Müftü Hüseyinov’un gayretiyle Rusya’da St. Petersburg şehrinde ilk defa Kur’an-ı Kerîm basıldı. Bu, Tatarlar arasında matbaacılığın geliştirilmesi için bir ivme işlevi gördü.

1788 - Mahkeme-i Şer’iyye, tek bir caminin bulunmadığı 22 Eylül 1788 tarihinde Ufa’da kuruldu ve uzun süre Rusya Müslümanlarının merkezi olarak kabul edildi.

1788 - II. Katerina’nın 1788 tarihli kararnâmesiyle ORENBURG ’ta kurulan Rusya Müslümanlarının Merkezî Dinî İdaresinin burada günümüze kadar ulaşmış olmasıdır.

1788 - Abdürrahîm Otuz-İmeni (1754-1834), Abdürrahîm büyüdüğünde ve geçimini kendisi sağlamaya başladığında medreseye taşınmış, mükemmel hafızaya, keskin zekâya ve ferasete sahip olduğu için çok kısa zamanda öğrencilere eğitim vermeye başlamıştır. Ancak, medresenin eğitim seviyesi ona uygun olmadığından, daha kaliteli eğitim arayışı içerisinde köylerin medreselerine gitmiş, ORENBURG ’da Kargali kasabasının ünlü medresesinde eğitim almış, şeyh Faizhan Kabuli’nin müridi Şeyh Valid-İşan Kargali’ye intisap etmişitir. Fakat Abdürrahîm Otuz-İmeni Kargali’de Şeyh Velid-İşan’ın yanında uzun süre kalamamış, 1788’de bilgisini geliştirmek için Orta Asya’ya gitmiştir. Orta Asya’da bir müddet eski Buhara medresesinde eğitim aldıktan sonra Orta Asya’nın Akça, Tufi, Semerkant, Mazar, Şakmaradan gibi şehirlerinde bazı medreselerde kalarak öğrenci yetiştirmiştir. Daha sonra 1796’da Afganistan’ın Belh, Herat, Kabil şehirlerini ziyaret etmiş, Kabil’de Nakşibendî-Muceddidi tarikatının şeyhi Şeyh Faizhan b. Kabil’e intisap etmiştir.

1789 -  ORENBURG müftüsü, ORENBURG Mahkeme-i Şer’iyye’ye bağlı Müslümanların dinî lideri ve bu mahkemenin başkanıdır. Mahkeme-i Şer’iyye’nin açılışı, II. Katerina’nın kararnamesinden bir yıl sonra, 4 Aralık 1789 tarihinde gerçekleşti.

1797 -  1797’de Ufa temsilciliği ORENBURG iline taşındığından dolayı, diğer kamu kurumları ile birlikte ORENBURG’a taşındı. ORENBURG ’a taşındıktan sonra ORENBURG Mahkeme-i Şer’iyye olarak değiştirildi. Kısa süre sonra tekrar Ufa’ya taşındı.

1800 - 1800 yılında, Kazak Han’ı Nurali Taikara-hanım’ın kızı tarafından yönetilen bir girişim grubu, ilk caminin doğrudan şehrin merkezinde inşâ edilmesi için bir talepte bulundular.  ORENBURG Menovninskaya Camii, ORENBURG’un güneyinde, Uralların ötesinde, bozkır tarafında Menovıy Dvor’un inşasıyla beraber 1746 yılında inşâ edilen ilk mescittir. Panayıra gelen Müslümanların mânevî ihtiyaçlarına hizmet etmesi için inşâ edilidi.

1804 – ORENBURG Birinci Merkez Camii 1804 yılında inşa edilmiştir. ORENBURG ’daki Müslüman nüfusun çoğunluğu, Türk kökenli halklardan oluşmaktaydı. Bunlar arasında Tatarlar, Başkırtlar, Kazaklar ve Kırgızlar yer almaktadır. Ancak, şehirde aynı zamanda Rusya’nın muhtelif bölgelerinden ve diğer ülkelerden gelen Müslüman göçmenler de yaşamaktadır. Göçmenler, yerel camilerde ibadet etmekte ve Müslüman topluluğa katkıda bulunmaktadırlar. XVIII. Yüzyılın sonlarına doğru, Orta Asya’dan ve İdil-Ural bölgesinden gelen tüccar göçmenler burada Müslüman topluluğu oluşturmaya başlamıştı. Rusya imparatorluğu için burada ticaretin gelişmesi önem arz ediyordu. Buraya gelen tüccarlar ibadetlerini yapmak için Seitovskiy mahallesine giderek ORENBURG Menovna camisinde ibadetlerini yapıyorlardı.

1805 - Müslümanlar, Mangışlak hükümdarı seçildikten sonra St. Petersburg’a elçiler göndermek ve resmi görüşmelerde bulunmak için ORENBURG ’a gelen Türkmen Han’ı Pirgali Sultan’a kendilerine yardım etmeleri için müracaat ettiler. Müslümanların sözcüsü Abdusselamov Abdulvahid, imparatora Türkmen Han’ının adına bir mektup yazdı. Bunun üzerine I. ORENBURG N. Bahmetev’e “ORENBURG’ da yaşayan çok sayıda Müslümanın ibadet yapabilecekleri ve oraya ticari amaçla gelenleri teşvik etmeleri için” şehirde bir cami inşâ etmesi talimatı verildi. Caminin inşaatı Ekim 1804’te tamamlandı ve devlet hazinesine 6351,45 rubleye mal oldu. Caminin açılış töreni Ocak 1805’te gerçekleşti. Bulunduğu caddeye günümüzde Levaşova olan Meçetnaya adı verildi. 13.03.1806 tarihli kararname ile cami imamlarına 150 ruble tutarında maaş ödeniyordu.

1812 - Türklere ait çok sayıda imalathane bulunmaktaydı. Öyle ki, 1812'de Kazan'daki on şirketten dokuzu Tatarlara aitti. Yüzyılın sonuna gelindiğinde ise idil-Ural bölgesindeki endüstriyel faaliyetin 1/3'ü Tatarların kontrolündeydi. Kazan'da Ahmet, Gani ve Mahmut Hüseyin(ov)'lara, yine Kazan ve çevresinde Salimcanlar ve Kerimof kardeşlere, ORENBURG 'da Şakir ve Zakir Remi( ev)'lere, Sibirya'lı Nimetullah Hacı Seydak(of)'a ve Türnin(ov)'lara, Troitsk şehrinde Yavuşevlere, İrkutsk'da Zalıidullah Safiullin'e ve Moskova'da Kararnişev ailesine ait çok sayıda imalathane ve ticaret merkezleri bulunmaktaydı. idil-Ural burjuvazisi aynı şekilde Kazak-Kırgız Steplerinde ve Kafkasya'da yeni ticari merkezler kurmuşlar, dil ve din avantajı ile Rus tüccarlarından daha başarılı olmuşlardı. Öyle ki xıx. yüzyılın ortalarına gelindiğinde Tatar tüccarları Moskova, Petersburg, Kiev, ORENBURG, Troitsk, Taşkent, Buhara, Almatı, Orsk, Uralsk, Astragan ve Semipalatinsk'te ticari merkezler oluşturmuşlar, Londra ve New York'da ticari acenteler açmışlardı. Kasımov, Geydarov, Efendiyev, Müstafabekov ve Kadimov gibi tüccarlar zenginlikleri ile hemen bütün Türkistan'da geniş nüfuza sahiptiler.  Özbekistan'da önemli Tatar tüccarlarından Fuzailov ve Salihov pamuk işleme fabrikalarına sahiptiler. 

1822 - Yılında Kazaklar, Hive Hanlığı’nın himayesine girdiklerini duyurdular. Bunun üzerine Rusya, Kazak Orda’larının yönetimi ile ilgili bir düzenleme yaparak Küçük Orda’yı ORENBURG Genel Valiliği’ne, Yedisu bölgesinde bulunan Ulu Orda ve Orda Orda’yı ise Batı Sibirya Genel Valiliği’ne bağladı. Kazak bölgelerinde yeni idari yapı kurmak ve asayişi sağlamak için tek elde toplanan Sultan iktidarlarını ortadan kaldırdı. Merkezden verilen yetkiyle ORENBURG Genel Valisi Essen tarafından, 1824 yılında Küçük Orda Hanı görevinden alındı ve yerine yeni yöneticiler getirildi. Küçük Orda’da yeni bir yönetim düzeni kuruldu. Han’ın görevden alınmasıyla ORENBURG Genel Valiliğine bağlı Kazaklar üç yönetim birimine parçalandı ve başlarına da Han sülalesinin önde gelenlerinden birer kişi atandı. Kuzeybatıdan güneydoğuya doğru üçe ayrılan Kazak bölgesinde, kabilelerin dağılım durumuna bakılmadı.

1824 – Müfti Hüseyinov’un ölümü

1825 -  Mahkeme-i Şer’iyye’nin başına Hüseyinov’dan sonra, 30 Eylül 1825 yılında selefinin çalışmalarını devam ettiren Abdüsselam Abdürrahîmov (1824-1840) atandı. Kendisi müftülüğün etkisini güçlendirmeye çalıştı, ancak I. Nikolay tarafından yürütülen dinî politika bu olasılığı sınırlandırdı. Müftü Abdürrahîmov başarılı bir müftü olarak tanınmış ve bu nedenle ORENBURG valisinden saygı görmüştür.

1825 -  Neplüyev Askerî Okulu’nun resmi açılışı 2 Ocak 1825’te yapılmasına rağmen bu süreç uzun ve zorlu olmuştur. Henüz 1744 gibi erken bir tarihte, ilk ORENBURG Valisi İvan İvanoviç Neplüyev bir askerî eğitim kurumu oluşturmak istemiştir. Kurulacak okulun birincil amacı bölgedeki Kazak çocuklarının eğitilmesi olarak belirlenmiş ve bu amaçla halktan bağış bile toplanmaya başlanmıştır. Neplüyev’in bağış kampanyasına en fazla destek Kazaklardan gelmiştir. Çocukları, Ruslar tarafından askere alınmasın diye, kurumun açılması için ciddi meblağlar ödemişlerdir. Neplüyev, burada görev yaptığı zaman diliminde bu uğurda çalışmalar yapmış; lakin okulun açılması hususunda başarılı olamamıştır. ORENBURG Neplüyev Askerî Okulu’nun açılmasında, 1803’ten 1817’ye kadar bölgeyi yöneten ORENBURG Valisi G. S. Volkonskiy (1742-1824) önemli rol oynamıştır. Volkonskiy göreve gelir gelmez; ‘Bana emanet edilen geniş topraklardaki nüfusun cahillik içinde olduğunu gördüm’, diyerek ORENBURG ’da Kazaklar ve diğer halklar için bir eğitim kurumu kurmaya karar vermiştir. Hazırladığı taslakta da kuruma ORENBURG bölgesinin kurucusu olarak görülen ve okulu açmak için ciddi çaba gösteren ilk ORENBURG valisi İvan İvanoviç Neplüyev’in adını önermiştir. ORENBURG ’da bir askerî okul açmak için yapılan bu çalışmalar kolordu ihtiyacını sağlamak amacıyla Rusya’da yeni bir askerî eğitim birimi fikrinin ortaya çıkmasıyla karşılığını almaya başlamıştır. Bu fikri destekleyen adımlar hızla atılmış, 1805 yılında çıkarılan kanunla askerî okulların açılacağı ilan edilmiştir. Böylece askerî eğitimin daha sistematik bir şekilde yapılması amaçlanmıştır. Bu askerî okulların açılacağı bölgeler arasına ORENBURG ilk başta dâhil edilmemiştir. Volkonskiy bu yüzden, valilik yıllarını bölgenin böyle bir eğitim kurumuna ihtiyacı olduğunu ispatlamakla geçirmiştir. Ayrıca devlet hazinesine yük olmamak amacıyla bağışlar alarak 20 bin Ruble civarında para toplatmıştır. Bağışların 10 bin Rublesi, Neplüyev’in torunu İ. N. Neplüyev tarafından yapılmıştır. 1806 yılına gelindiğinde, Volkonskiy ayrıntılı bir fizibilite çalışmasının ardından, askeri okulun kurulması için gerekli 60 bin Rublenin 20 bininin bağışlardan karşılanacağını; geriye kalan 40 bin Rublenin ise devlet tarafından karşılanması gerektiğini belirtmiştir. Volkonskiy’in askerî okul kurulmasına dair isteği, 1804’te kabul edilen eğitim kurumları tüzüğüne göre reddedilmiş, ORENBURG ’da bir gimnazyum ve kent koleji kurulması uygun görülmüştür. Volkonskiy, bu isteğinin reddedilmesinin ardından çalışmalarını ısrarla sürdürmüştür. Hazineden istediği 40 bin Rubleden de vazgeçerek bağış toplamaya devam etmiştir. Yine ORENBURG  bölgesinde bulunan camilerin yapımı ve tadilatı için bölgeye aktarılan fonların bir kısmına el koymuş; bu paraları açtıracağı okulun hesaplarına ekletmiştir. Volkonskiy bu çabalarına karşılık alamamış; 1817’de, onun yerine ORENBURG  valiliğine P. K. Essen getirilmiştir. ORENBURG  bölgesine geldikten kısa bir süre sonra Essen, Neplüyev Askerî Okulu’nun en erken sürede açılabilmesi için çalışmalar yapmış ve bu eksende hazırladığı raporu Savaş Bakanlığı’na göndermiştir. Ayrıca mali hesaplamalar ve eğitim kurumunun faaliyeti için de bir plan hazırlamıştır. 1824 yılında, P. K. Essen’in dilekçesi önce konseyde, daha sonra senatoda uzun tartışmalar sonucu kabul edilmiştir. Okulun statüsünü, amaç ve görevlerini, personelini vb. belirleyen ORENBURG  Neplüyev Askerî Okulu Tüzüğü’ hazır hale getirilmiştir. Bu belge, Neplüyev Askerî Okulunun ORENBURG  valisinin komutası altında olduğunu açıkça göstermektedir. Nitekim tüzüğe göre, ORENBURG  askerî valisi, Neplüyev Askerî Okulunun tüm faaliyetlerini belirleyen baş yetkilidir. Essen’in okulun açılmasından sonra yapacağı ilk iş okula bir sivil yönetici yani müdür atamak olmuştur. Bu amaçla da seçimini ORENBURG Kolordusu Baş Mühendisi ve şehrin saygın albayı Gens’ten yana yapmıştır. Böylece kurumun ilk müdürü Gens olarak belirlenmiştir.

 

1825 - Fedoroviç Gens (1787-1845) St. Petersburg Mühendislik Kolordusundan 1807 yılında mezun olmuş ve ölümüne kadar 38 yıl hizmet ettiği ORENBURG ’a gönderilmiştir. Bir yönetici ve diplomat yeteneğinin kendini gösterdiği çeşitli sorumluluk ve pozisyonlarda görev almıştır. Mükemmel bir askerî mühendis olan Gens, çeşitli bilim alanlarında geniş bir bilgi birikimine sahiptir. Türkistan hakkında önemli bilgiler içeren yazıları bilim adamlarının dikkatini çekmiştir. Gens’in yetenekleri ve Alman olmasından dolayı disipline vereceği önem P. K. Essen’i etkilemiş ve 14 Mayıs 1824’teki askerî okullar konseyine verdiği bir raporda kendi seçimini bildirmiştir.

Böylece Gens, 4 Ağustos 1824’te ORENBURG  Kolordusu’nun başmühendisliği görevinden istifa etmiş; Neplüyev Askerî Okulu’nun Müdürü olarak atanmıştır. Neplüyev Askerî Okulunun resmi açılışı 2 Ocak 1825 tarihinde, ORENBURG ’da düzenlenen bir törenle yapılmıştır. Törende dikkat çeken en önemli husus katılımcıların çok çeşitli sosyal gruplardan gelmeleridir. Törene askerî ve sivil valiler, Ortodoks ve Müslüman din adamlarının temsilcileri, bazı üst düzey yetkililer, şehrin sakinleri ve burada yaşayan Asyalıların ileri gelenleri katılmışlardır. Konukların en dikkat çekeni ise Kazakların Küçük Orda Hanı Şirgazi Ayçuvakov’dur. Tören dualarla başladıktan sonra Rus dili eğitmeni İlyin, kurumun önemi ve bölge halkları için faydalarına dair bir konuşma yapmış; papaz Sodalskiy ise kısa bir vaaz vermiştir.

      Yine Tatar dili eğitmeni Absalyamov, Müslümanlara hitaben ORENBURG  bölgesinde yaşayan halklar için bu okulun ne kadar faydalı olduğunu Tatar diliyle anlatmıştır. Neplüyev Askerî Okulu’na, ilk başta ORENBURG  Sınır Komisyonu’na ait ahşap bir ev tahsis edilmiştir. Ancak asker için kullanışsız görülen bu ahşap evin, okul için uygun olmadığına karar verilmiştir. Burada okuyan eski öğrencilerden biri olan Piyade Generali N. G. Zalesov, oradan taşınan okulun yeni binasıyla alakalı şunları ifade etmiştir: ‘Okul, Kutsal Üçlü Kilisesinin karşısındaki iki katlı, kasvetli ve oldukça pis kokan bir evde bulunuyordu.’ Nihayetinde komitenin almış olduğu bir kararla sonradan Lenin adını alan Neplüyev Sokağı’nda, Sovetskaya ve Pravda caddelerinin kesişme noktasında, taş binadan oluşan bir okul yapılması kararı alınmıştır ve 1830 yılında yapılan çalışmaların ardından iki kattan oluşan bir bina hizmete girmiştir.

Neplüyev Askerî Okulu’nun Kuruluş Amacı, Personeli, Müfredatı ve Mezunları;

Neplüyev Askerî Okulu’nun Türkistan politikasına uygun olarak belirlediği en önemli amaç, çok uluslu ORENBURG  bölgesinde hizmet vermek üzere sivil ve askerî yetkilileri eğitmek ve Türkistan ile sınır bölgesinde doğu dillerini iyi bilen çevirmenlere olan ihtiyacı karşılamaktır. ORENBURG ’da böyle bir okulun açılmasıyla kültür hayatının canlandırılması da amaçlanmıştır. Neplüyev Askerî Okulu’nun eğitim müfredatı sadece Rusların değil; Kazakların, Kırgızların ve Başkurtların çocuklarını da kapsayacak şekilde tasarlanmıştır. Bunda nihai hedef, bölgede bulunan yerel halkla bölgeye iskân edilen Rus halkını Rusya’nın çıkarları ve Rus kültürünün yerleştirilmesi doğrultusunda kaynaştırmaktır. Okulda verilecek eğitim yoluyla, Ruslara karşı teyakkuzda bulunan Türklerin çarlığa olan bağlılıklarını artırmak amaçlanmıştır. Okul personeli; bir yönetici, bir sınıf müfettişi, bir ekonomist, bir sayman, bilim ve dil öğretmenleri, askerî işlerin temellerini öğreten bir memur ve öğrencilerin davranışlarını denetlemek için bir eğitmenden oluşuyordu. Okulun yönetimi müdür, sınıf müfettişi, öğretmen ve hizmetliden oluşan komiteye emanet edilmiştir. Okula verilen önem eğitimcilerin seçiminde de kendini göstermiştir. Burada eğitim veren o dönemin ünlü eğitmenleri Oryantalist Peter İvanoviç Demezon; yazar Nikolay Vasilyeviç Uspenskiy; edebiyat eleştirmeni Apollon Aleksandroviç Grigoryev; ressam Lukian Vasilyeviç Popov; filolog Nikolay Vasilyeviç Şlyakov; gazeteci Pavel Nikolaeviç Raspopov; müzisyen Grigoriy Frantseviç Esterreyh; matematikçiler Mihail Grigoryeviç Poprujenko, İvan Petroviç Dolbinya ve Boris Bronislavoviç Piotrovskiy’dir.

Neplüyev Askerî Okulu’nun öğrenci mevcudu 80 kişi olarak belirlenmiştir. Eğitimin birinci yılında okula yalnız 20 kişi kaydedilmiştir. Bölge halkının Ruslara mesafesine rağmen burada eğitim görenlerin yarısı Müslümandır. Bunlardan Kazaklar, hem Rus yönetimine yakın olmak hem de çocuklarının memur olabilecekleri avantajlı bir yaşamı onlara sunabilmek amacıyla çocuklarını bu okula kaydettirmişlerdir. Askerî okulun ilk yıl için hedeflenen sayıya ulaşamaması bir başarısızlık olarak görülse de okula kayıt yaptıranların yarısının Müslüman olması, Ruslar açısından asıl hedefleri bakımından bir başarı olarak değerlendirilebilir. Zira bu oran, Rusların bölge halkına ne denli nüfuz edebildiğini göstermesi bakımından önemlidir. Bölge valileri yıllar içerisinde değişmesine rağmen, eğitim politikasında herhangi bir değişiklik yaşanmamıştır. Ruslar, bütün yukarıda bahsedilen sebepler ölçüsünde ORENBURG ’da açtığı bu okuldan fayda sağlamıştır. Örneğin Ruslarla iyi ilişkiler içerisinde olduğu bilinen Bökey Orda hanları tarafından da desteklenen bu okulda Bökey Han’ın oğlu Cangir Han da eğitim almıştır. Buradan sadece halkla değil, üst düzey yöneticilerle de ilişkileri sağlamlaştırma amacı olduğu görülmektedir.

Perovskiy’in bölgeye vali olarak görevlendirilmesinden sonra buradaki eğitim sisteminde değişiklikler yapılmaya başlanmış; okulda ‘Asya’ ve ‘Avrupa’ olarak iki grup sınıf oluşturulmuş ve eğitim müfredatında değişikliğe gidilmiştir. Eğitim yılı 6 yıl olarak belirlenmiş ve askerî eğitimler yalnız ‘Avrupa’ sınıfıyla sınırlandırılmıştır. Topçuluk, İstihkâm ve Eskrim dersleri ‘Avrupa’ sınıfında verilirken, Tarım ve Ormancılık dersleri ‘Asya’ sınıfında verilmiştir. Eğitimler öğrencilerin Hıristiyan veya Müslüman olmalarına bağlı olarak verilmiştir. Örneğin, Kur’an ve Arap dili sadece

‘Asya’ grubunda öğretilmiştir. Yabancı dil öğretimi her iki grupta da yoğun bir şekilde yapılmıştır. Öğretilen diller arasında Rusça, Fransızca, Almanca, Tatarca, Arapça ve Farsça gösterilebilir. Fransızca ve Almanca ‘Avrupa’ sınıfında; Tatarca, Arapça ve Farsça ‘Asya’ sınıfında öğretilmiştir. Yalnızca Kazak, Kırgız ve Başkurt ileri gelenlerinin çocuklarına Avrupa dilleri öğretildiği ayrıca belirtilmelidir. Bunlar eğitimde ikili bir sistemin varlığını ve belli bir amacın hedeflendiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Yine bu yönüyle Orenburg Neplüyev Askerî Okulu, oryantal dillerin zorunlu öğretildiği ilk askerî eğitim kurum olması bakımından önemlidir.

DEVAM EDECEK

 

 

 

 

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön