KIZILELMA "HEDEF TURAN" AMA NASIL? (LII)

30 Haziran 2025


                                            Nüfus                Türk Nüfus            Km2
Sankt-Peterburg Şehri     5,279,299                63.000              1.439   
      Sankt-Peterburg 
      434-445 Yıllarında Attila‟nın Bleda ile ortaklaşa Hun tahtına oturması (tek başına hâkimiyeti ise 445-453 yılları arasındadır): Atilla ile ağabeyi Bleda‟nın devraldığı imparatorluğun sınırlan, batıda Alp Dağları ve Baltık Denizi‟nden doğuda Hazar Denizi yakınlarına kadar uzanıyordu.
      Hunların sağladıkları emniyet sayesinde ticaret büyük bir atılım yaptı. Don Irmağı ile Aral Gôlü arasındaki bozkır Hun hâkimiyetini tanıyordu. Alp dağları ile Baltık Denizi arasında yaşayan Cermen Kavimleri ve diğer kavimler, Hazar Denizi‟nin biraz ôtesindeki bôlgeler Attila ve Bleda‟nın hâkimiyeti altında idi. 
      Sonrasında;
      1689-1725 Rus Çarı Büyük Petro I. (d. 1682); bürokrasi ve orduyu modernleştirdi. Donanma ve yeni bir başkent olarak St Petersburg‟u kurdu. Batı eğitim sistemini getirdi. Baltık kıyıları için İsveç‟le savaştı.
      1699 Karlofça Antlaşması,
      1701 Ruslarla İstanbul Antlaşması imzalandı. 
      Sankt-Peterburg ya da Türkçe kaynaklardaki yaygın adıyla St. Petersburg, Moskova'nın 715 km kuzeybatısında bulunan, Rusya’nın  2. Avrupa’'nın 4. büyük şehridir. Kültürel merkez oluşunun yanı sıra özellikli binalarıyla da bilinir. Baltık Denizi’ndeki Finlandiya Körfezinin başında, Neva Nehri üzerinde yer almaktadır. Baltık Denizi  kıyısında Neva Nehri  üzerindeki 42 ada üzerine yayılmıştır. Çar I. Petro  tarafından 16 Mayıs 1703'te Rus Çarlığı’nın  Avrupa'ya açılan kapısı olması amacıyla kurulan şehir, 200 yıl Rus Çarlığı’nın başkentliğini yapmıştır. Şehir, 27 Mayıs 1703' te Çar Büyük Petro tarafından ele geçirilen bir İsveç kalesinin bulunduğu yerde kurulmuş ve havari Aziz Petrus’un adını almıştır.
      Sankt-Peterburg Baltık Denizi’nin Finlandiya Körfezi’nde Neva Körfezi kıyıları ile Neva Nehri deltasında bulunan adalar üzerinde bulunan rakımı düşük orta "tayga" bölgesinde kurulmuştur. Bu şehirleşmiş adalar arasında en büyükleri Neva Körfezinde (Obvodniy kanalı ile Fontanka arasında bulunan Körfezdeki Kotin) insan yapısı adalar ile doğal Vasilyevskiy Petrogradskiy ve Dekabristov adalarıdır. Krestovsky, Yelagin ve Kamenny adaları ise park alanlarıdır. Şehrin kuzeyinde bulunan Karelya Yarımadası şehrin popüler mesire alanıdır. Kuzey'de Baltık Denizi Ladoga Golü arasından İjora yaylasına bağlanır.
      Sankt-Peterburg'in esas şehirleşmiş alanı 605,8 km²'dir. Ama federe şehir olarak yerel idarenin alanı, şehrin esas arazisini içine aldığı gibi (Kolpino, Krasnoye Selo, Kronstadt, Lomonosov, Pavlovsk, Petergof, Puşkin, Sestroretsk ve Zelenogorsk adlı) küçük şehir ve kasabaları; 21 belediyeli yerleşkeyi ve kırsal alanları da ihtiva edip 1439 km² dir.
Şehrin 2021 itibarıyla nüfusu 5.601.911 kişiydi ve metropol bölgesinde 6,4 milyondan fazla insan yaşıyordu . Saint Petersburg, Avrupa' nın dördüncü en kalabalık şehri, Baltık Denizi’ndeki en kalabalık şehir ve 1 milyondan fazla sakiniyle dünyanın en kuzeyindeki şehridir. Rus İmparatorluğu’nun eski başkenti ve tarihi açıdan stratejik bir liman olarak federal bir şehir olarak yönetilmektedir.
      Şehrin rakımı hemen deniz seviyesinde 0'dan güneyde Duderhof Tepeleri'ndeki "Orekhovaya Tepesi" zirvesinde 176 m'ye kadar değişir. 18. yüzyılda kuruluşundan beri şehir yapay olarak yükseltilmiş ve bazı küçük adalar birleştirilmiştir. Buna rağmen şehrin Liteyny Prospekt batısında bulunan arazilerinin rakımı 4 m'yi geçmemektedir. Bu nedenle Baltık Denizi'nin sığ olan Neva Körfezi'nde deniz, olağanüstü rüzgârlarla yükselme gösterdiği zaman şehirde sel afeti ortaya çıkmaktadır. Örneğin, 1975'te körfezde deniz 2.81 m yükselme göstermiş ve şehrin alçak arazilerine seller basmıştır. 1978'den itibaren selleri önlemek için körfeze 26,5 km uzunluğunda bir baraj sistemi yapılmaya başlanmış ve bu "Sankt-Peterburg Barajı" 2011'de tamamlanıp açılmıştır.
      Çar I. “Büyük” Petro, şehri havari Petrus’a  göre isimlendirmiştir. Sankt Piterburh'un orijinal ismi gerçekte Sint Petersburg'un Felemenkçe telaffuzunun bir benzetmesidir. Nyenskans (İsveç İngria'sında Neva Nehri  ağzında 1611 yılında kuruldu) ve Nyen şehri, bu coğrafyayı işgal ediyordu. Neva nehri burada Finlandiya  körfezine akıyordu. Bu yeni şehrin yapısı ters hava ve coğrafik koşulların altındaydı. Yeni işçilerin kalıcı devamlılığının sağlanması gerekiyordu. Ülkenin bütün kısımlarındaki köylülerin çalışmaya katılımını zorunlu kıldı. Yıllık kota olarak 40.000 köylü gerekiyordu. Zorunlu askerliğe alınmış olanların kendi aletlerini temin etmeleri ve yolculuklarında da yiyeceklerini kendilerinin sağlaması bekleniyordu. Yüzlerce mil yürüyerek seyahat ediyorlardı. 
      Savaş zamanında inşaat başladığında, yeni şehrin ilk yapısı bir kale idi. Bugün Petrus ve Pavlus Kalesi olarak bilinir, orijinal olarak Sankt Piterburh'dan doğar. Körfezde iki mil iç kısımda Zayaçi adasına doğru yaslanır (Neva Nehri'nin sağ kıyısına). Çar Petro'nun Rusya'ya davet ettiği Alman mühendislerin denetiminde Marshland'e kanalizasyon yapıldı. Böylece şehir kale dışına yayıldı. Çar Petro, bütün taş ustalarının yeni şehrin inşasına yardım etmelerini sağlamak için Sankt-Peterburg dışında tüm Rusya’da taş bina yapımını yasaklamıştır. Neva Nehri deltasında kurulan şehir aslında büyük bir bataklık alanın dönüştürülmesi, ıslah edilmesi projesi ile bir bütündür. Kent merkezindeki pek çok bina Amsterdam’da olduğu gibi çamur alanlara saplanmış direkler ve tahtalar ile kuvvetlendirilmiş temellerle inşa edilmiştir. Projenin iş gücünü Serfdomlar oluşturmuştur. Kent genel olarak ve bugünkü kimliğini İtalyan mimar Domenico Trezzini tarafından 1716 yılında Vasilievsky Adası merkez alınarak tasarlanan hali ile kazanmıştır. Kent, Barok mimari tarzının görkemli örneklerini taşımaktadır. Yine İtalyan asıllı bir başka mimar Francesco Bartolomeo Rastrelli  tarafından yapılan pek çok bina şehre kimliğini veren öğeler arasındadır. 
      1724' te Büyük Petro tarafından Saint Petersburg'da Bilimler Akademisi, Üniversite   ve Akademik Spor Salonu kuruldu.
      1725 ‘te Petro elli iki yaşında öldü. Rusya’yı modernleştirme çabaları Rus soyluları tarafından engellendi. Hayatına yönelik birkaç girişim ve oğlunun karıştığı bir ihanet davası vardı. 
      1728'de Rusya Kralı II. Petro koltuğunu Moskova'ya geri taşıdı. 
     1732'de, İmparatoriçe Anna döneminde Saint Petersburg tekrar Rus İmparatorluğu’nun başkenti olarak belirlendi. 1917’deki komünist devriminekadar, 186 yıl boyunca Romanov hanedanının ve Rus çarlarının İmparatorluk Sarayı' nın yanı sıra Rus hükümetinin merkezi olarak kaldı.
      Osmanlı ve Rusya ilişkilerinde 1768-1774 bir dönüm noktasıydı. St. Petersburg’daki abideler de gösteriyor ki iki ülke arasında yıllarca devam eden savaşlar sonucu, Rus kimliğinin oluşmasında “Türk” imajı da etkili olmuştu. Rus milli kimliğindeki “Türk” Rusya’nın kuruluşundan itibaren karşı karşıya gelmesi mukadder başlıca ülke Osmanlı’ydı. İlk savaş denemesinde Osmanlı galip gelmişti. Ancak 1676-1700 yılları arasında süren uzun savaşın mağlubu Osmanlı’ydı. Ancak Rusya ile yapılan 1710- 1711 Prut Savaşı’ndaki başarı yeterince değerlendirilemese de 1735-1739 Osmanlı-Rus Savaşı da galibiyet hanesine yazıldı. Bir anlamda 18. yüzyılın ilk yarısı karşılıklı yoklamalarla geçmişti. Ama II. Katerina’nın (Yekaterina) (1729-1796) çariçe olmasıyla işler tamamen değişti.
       1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı ve sonucunda imzalanan Küçük Kaynarca Anlaşması her iki ülke tarihi için tam anlamıyla bir dönüm noktası oldu. Bu savaş “Eski Dünya” olarak adlandırılan Avrupa’da, Rusya’nın ismini “düvel-i muazzama” (büyük devletler) arasına kaydediyor ve tartışmasız bir dünya gücü olarak tescilleniyordu. Karada ve denizde elde edilen galibiyetler, I. Petro ile başlayan Rus modernleşmesine II. Katerina’nın verdiği yeni bir ivmeyle kanıtlanıyordu. Bu andan itibaren Osmanlı ile daha sık karşı karşıya gelecek ve her savaşın (tek istisnası Kırım Savaşı’dır ki o da müttefik ordularının yardımıyla kazanılmış bir zaferdi) mutlak galibi Rusya olacaktı. Rusya yalnızca savaşın galibi olarak tazminat ve toprak alan taraf olmakla kalmayacak, aynı zamanda her savaşın sonrasında Osmanlı’da Sırbistan, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan gibi milli devletlerin ortaya çıkmasına da öncülük edecekti. Avrupa siyasal tarih literatürüne geçtiği ismiyle, Osmanlı artık bir “Doğu Sorunu/ Şark Meselesi” haline gelmişti. Bu deyimi ilk kez 1815 Viyana Kongresi’nde Çar I. Aleksandr kullanmıştı. Aynı şekilde “hasta adam” deyimini ilk kullanan ve literatüre mal eden de yine bir Rus çarı olan I. Nikolay’dı. 
      Küçük Kaynarca Anlaşması’ndan iki imparatorluğun da battığı Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Rus milliyetçiliği için “Türk”, Türk milliyetçiliği içinse “Rus/Moskof” en önemli “öteki”, yani düşman olacaktır. İlk anda pek fark edilmese de Rus kimliğinin inşasında ve şekillenmesinde Türk imajı çok önemli olmuş durumdadır.
      1810'da I. Alexander, Saint Petersburg'daki ilk mühendislik yüksek öğrenimini, Saint Petersburg Ana Askeri Mühendislik Okulu’nu kurdu.
      1825 yılında, I. Nokolayl’e karşı bastırılan Dekabrist İsyanı, Nikolay'ın tahta çıkmasından bir gün sonra şehrin Senato Meydanı’nda gerçekleşti.
      Şehir, Çar Petro'nun deniz filosuna üs konumunda idi. Şehirden sonra inşa edilen, Kronstadt'ın ada kalesi tarafından korunuyordu. Çar Petro, bu şehrin kanallarında taşıma anlamına gelecek olan sandal ve kayığı hiçe saydı. Neva Nehri üzerinde karşıdan karşıya hiçbir kalıcı köprüye 1850 yılına kadar izin verilmedi.
      II. Alexander döneminde ilk ve en önemli liberal reform Emancipation Reform of 1861 in Russia yapıldı. Çok sayıdaki fakir insanın şehir içine akın etmesine yol açıldı. Böylelikle varoşlarda çok kiracılı ucuz apartmanlar doruğa ulaşıyordu. Filizlenen endüstri ayağa kalkıyordu. Yüzyılın sonunda Sankt-Peterburg Avrupa'nın en büyük endüstri merkezlerinin birisinin içinde büyüyüp gelişiyordu. Endüstrinin büyümesi ile radikal hareketler de ayrıca çoğalıyordu. II. Aleksandr döneminde olduğu gibi bu tür radikal hareketler bastırılmaya çalışılmıştır.
      Ocak 1905 Rus Devrimi, Saint Petersburg'da başladı ve hızla eyaletlere yayıldı. St. Petersburg‟da „Kanlı Pazar”, I. Rus Devrimi başladı: İşçi gôsterilerinin kanla bastırılmaya çalışılması, Rusya‟da geniş katılımlı büyük grevlere/ayaklanmalara ve “1905 Rus İhtilali‟ ne sebep oldu. İhtilal bastırılmasına rağmen, Çar‟ı, Meclis‟i açmaya ve seçimler yapmaya mecbur etti (21 Ocak 1905). 
      Ekim 1905 St. Petersburg‟da Grevler ve İlk “Sovyet‟ (mahalli ihtilal meclisi) in kuruluşu (Ekim 1905). Ekim Anayasası, yeni Rus Parlamentosu Duma‟nın toplanmasına imkân tanıdı. 
      13-23 Ocak 1906 Tüm Rusya Müslümanları II. Kongresi: Gaspıralı‟nın başkanlığındaki İkinci Kongre, 100 civarında Tatar, Kırgız, Kırım ve Kafkas delegesinin katılımıyla 13-23 Ocak 1906 tarihinde St. Petersburg‟da gerçekleşti. Kongre sonucunda “Rusya Müslümanlarının İttifakı‟nın kuruluş kararı alındı. Sonuçta İmparatorluk içindeki tüm Müslümanların gerçek temsilinden ziyade, esas itibariyle Tatar ve Azeri milliyetçileri ağırlıktaydı. Bu kongrede zamanın çoğu Duma‟daki üyelerin nasıl ortak bir tutum alması gerektiği üzerinde duruldu. 
      1906 Türkistan‟ı Avrupa Rusyası’na bağlayan “Orenburg-Taşkent Demiryolu‟ tamamlandı.
      1 Eylül 1914'te, (1914-1924) I. Dünya Savaşı' nın patlak vermesinden sonra, İmparatorluk hükümeti, Almanca Sankt ve Burg kelimelerini kaldırmak için şehrin adını "Petrus'un Şehri" anlamına gelen Petrograd olarak değiştirdi. 
      Şubat-Mart 1917 Rusya‟da “Şubat” İhtilali vuku buldu. Petrograd (St Petersburg)‟da isyan başladı. Çar Nicholas tahtı bıraktı. Prens Lvov yônetiminde geçici Vilayet Hükumeti kuruldu. Hükumet ile Petrograd Sovyet‟i arasında güç mücadelesi başladı (Şubat/Mart 1917). İhtilalin adından Vilayet Hükûmeti‟nin Taşkent Komitesi ile İşçiler ve Kôylü Temsilcilerinin Taşkent Sovyeti kuruldu. 
      Mart 1917'de Şubat Devrimi sırasında II. Nikolay kendisi ve oğluadına tahttan feragat ederek Rus monarşisine ve üç yüz yıldan fazla süren Romanov Hanedanlığına sonverdi.
      15-17 Mart 1917 Şubat Devriminden hemen sonra Duma‟daki Türk Delegeler ve diğer birkaç grup Rusya‟da Müslümanlar Genel Kongresi‟ni toplamak için St. Petersburg‟da bir Rusya Müslümanları Geçici Merkez Bürosu oluşturdular. 
      Nisan 1917 Lenin Petrograd‟a geldi. Bütün yetkilerin Sovyetler‟e geçtiğini; savaşın sona ereceğini; kôylüye toprak dağıtılacağını; fabrikaların kontrolünün işçilere verileceğini ilan etti. Bolşevik Parti, Rusya dâhilindeki bütün milletlerin ayrılabilme ve bağımsız devletler kurabilme haklarını desteklediğini ilan etti. 
      Temmuz 1917 Bolşevikler, Petrograd‟da yônetimi ele geçirdiler. Troçki tutuklandı, Lenin gizlendi. Vilayet Hükumetinin başına Kerenski geçti. 
      Eylül 1917 Kornilov darbesi, işçilerin grevi yüzünden başarısız oldu. Kerensky Hükumeti zayıfladı. 
      25 Ekim/7 Kasım 1917 Rusya‟da Bolşevik “Ekim” İhtilali vuku buldu. Askeri İhtilal Komitesi ve Kızıl Ordu, Vilayet Hükumetinin bütün üyelerini tutuklayarak, hükumet binalarını ve Kışlık sarayı ele geçirdi. İkinci Bütün Rusya Sovyetleri Kongresi, yeni idari otorite olarak Halk Komiserleri Meclisi‟ni kurdu. Lenin‟in lideri olduğu mecliste, Troçki Savaş Komiseri, Yosef (Cugaşvili) Stalin (1879-1953) Millî Azınlıklar Komiseri idi. Öncelikle Kôylüye toprak dağıtımı Kararnamesi düzenlendi. Bankalar millileştirildi ve milli borçlar reddedildi. Kurucu Meclis için yapılan seçimler, ihtilalci Sosyalist Parti‟ye büyük çoğunluk kazandırdı. Bolşevikler azınlıkta kaldı. İhtilal‟in ardından Taşkent Sovyeti, Taşkent Komitesi‟nden gücü ele geçirdi.
      15-20 Kasım 1917 Halk Komiserleri Sovyeti başkanı Lenin ve Milletler Komiseri Stalin‟in imzalarıyla, Rus boyunduruğundaki milletlerin Rusya‟dan ayrılabilme hakları ve Müslümanların İslamî ibadetlerini serbestçe yapabilmelerine dair Bolşevik Beyannamesi yayınlandı.
      1917 Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nden sonra Bolşevikler Mart 1918'de Moskova'yı başkent yapmıştır. Petrograd tarihi bir şehir olarak önemini korusa da siyasi ve ekonomik açıdan ülkenin ikinci önemli şehri konumuna düşmüştür.
      1917-1991 Rusya‟da Komünist Bolşevik yônetim dônemi.
      Ocak 1918 Rusya‟da Kurucu Anayasa Meclisi Petrograd‟da toplandı, fakat kısa süre sonra Kızıl Ordu tarafından feshedildi. Ukrayna bağımsızlığını ilan etti. Bunu takip eden aylarda Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Latviya ve Litvanya‟nın bağımsızlık ilanları takip etti.  
      Mart 1918 Almanya ile Rusya arasında Brest-Litovsk antlaşması imzalandı. Rusya, Polonya, Finlandiya, Baltık toprakları, Ukrayna ve diğer birçok bôlgeyi kaybetti. Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi, Rusya Komünist Partisi (Bolşevik) adını aldı.  
      Mart-Nisan 1918-1921 Rusya‟da, iç Savaş başladı. 
      25 Ekim'de 1918 Bolşevik önderliğindeki işçiler ve denizciler Kış Sarayı'na saldırarak geçici hükümeti devirdi ve Bolşevik Parti'yi iktidara getirdi.
      26 Ocak 1924' te, Lenin'in ölümünden beş gün sonra Petrograd'ın adı Leningrad olarak değiştirildi.   
      Şehir 1924-1991 yılları arasında yani Sovyetler Birliği  döneminde Leningrad olarak adlandırıldı.
      1 Aralık 1934' te Leningrad'ın Bolşevik lideri Sergey Kirov öldürüldü. Onun ölümünün bahanesiyle Leningrad'da Stalin'in tasfiyeleri sırasında yaklaşık 40.000 kişi idam edildi.
      II. Dünya Savaşı süresinde, o tarihteki adı ile Leningrad Wehrmacht (Nazi Almanyası’nın  silahlı kuvvetleri (1935-1945) tarafından 8 Eylül 1941'den 27 Ocak 1944 yılı süresinde toplam 29 ay sarıldı ve kuşatıldı. Adolf Hitler’in emriyle Wehrmacht sürekli olarak şehri top ateşine ve bombardımana tuttu. Sistematik bir şekilde şehri herhangi bir destekten izole etti. Bu bir milyondan fazla insanın ölümüne yol açtı. Onların yaklaşık 800.000'ini sivildi. Wehrmact'ın yüksek komutası'nın 8 Eylül 1941 deki gizli bilgisi “Führer Petersburg'u yeryüzünden silmeye kararlı. Sovyet Rusya'nın nötr edilmesinden sonra böyle geniş bir şehrin varlığına ne gibi gerek vardır" diyordu. 1942 yılı erkeninde Iggermanland bölgesi "Generalplan Ost" (GOP Hitler'in realize ettiği Nazi planı) içine Alman Yerleşme Planı olarak dâhil ediliyordu. Bu üç milyon Leningrad'lının katledilmesi anlamına geliyordu. Çünkü onların bu Yeni Batı Avrupa Düzeni 'nde yerleri yoktu. Nazi blokajı süresince milyonlarca yaşayanı olan kentin ihtiyacını karşılamanın tek yolu uçak veya Ladoga Gölü yolu idi. Naziler sistemli olarak, Hayat Yolu dedikleri bu yolu bombalıyordu. 1941 yılında şehrin durumu özellikle korkunçtu. Nazi bombardıman hücumları, yiyecek rezervlerinin çoğunu yok ediyordu. Ekim'de günlük oran işçiler için 400 gram, kadın ve çocuklar için 200 gram ekmeğe indirildi. 20 Kasım 1941'de oran 250 ve 125 gram sırası ile indirildi. Bu ekmek gramları şehirde yaşayanların bir kişi için günlük yemeği idi. Akarsular tahrip edildi. Bu kötü durum kışın  ısıtmada kullanılan yakıtın azalması ile daha da kötüleşiyordu.
      Aralık 1941, Leningrad'da çoğu basitçe sokaklarda 53.000 de fazla insan öldü. Saviçev öldü, herkes öldü, sadece 11 yaşındaki Leningradlı kız Tanya Saviçeva  günlüğüne yazdı. Bu günlük blokaj trajedisinin bir sembolü haline geldi. Nürnberg Mahkemeleri’nde delil olarak kullanıldı.
      Şehir pek çok yıkımlara katlandı. Wehrmact yaklaşık 150.000 top ateşliyordu, Leningrad'a yaklaşık 100.000 bomba düşüyordu. Pek çok bina yerle bir oldu. İşgal edilen yerler Nazi ordusunca yağmalanıyordu. Nazi blokajıyla beraber, 3 milyon sivil Leningrad'lının yaklaşık 800.000'i bombardıman, açlık ve soğuktan dolayı öldü. Şehrin insanlarının kahramanca direnmesinden dolayı, Leningrad kahraman başlığıyla mükâfatlandırılan (1945) ilk Sovyet şehri oldu. 
       Ekim 1944 İngiltere, Çin, ABD ve Sovyetler Birliği savaş sonrası barış planı için “Birleşmiş Milletler‟ adı altında bir ôrgüt kurulacağını duyurdular. 
      1945 Birleşmiş Milletler Beyannamesi, 51 devlet tarafından imzalandı.
      26 Haziran 1945 Türkiye, Birleşmiş Milletler Antlaşması‟nı San Fransisco‟da imzaladı.
      Savaş, kenti büyük hasara uğratınca Leningrad ve onun varoşları takip eden on yıllık sürede eski kroki üzerinde yeniden inşa edildi. Sosyal dokusundaki değişmeye rağmen kentin dokusundaki kalıcılık özellikle 12 Haziran 1991'de Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra entelektüel ve sanat merkezi olması ile ilintilidir. Nüfusun %54,86'lık açık çoğunluğu 6 Eylül 1991'de orijinal ismin, Sankt-Peterburg'un geri verilmesine karar verdi.
      1979 Sovyet nüfus sayımına gôre Sovyetler Birliği‟nde, 37.203.000‟ü Türk kôkenli 43.772.000 Müslüman vardı. En büyük olandan küçüğe doğru bir sıra içinde bunlar: Özbekler, Kazaklar, Tatarlar, Azeriler, Türkmenler, Kırgızlar, Başkırlar ve her biri l milyonun üçte birinden küçük nüfuslarıyla diğer 7 küçük Türk gruplardan oluşmaktaydı.       
     1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Boris Yeltsin yönetimi, şehrin ismini yeniden Sankt-Peterburg olarak değiştirmiştir. Ancak St. Petersburg ve çevre illerinin bulunduğu bölge Leningrad oblastı olarak adlandırılmaktadır.     
      Sankt-Peterburg 18 rayondan oluşmaktadır: Admiralteyski, Vasileostrovski, Vyborgski, Kalininski, Kirovski, Kolpinski, Krasnogvardeyski, Krasnoselski, Kronştadski, Kurortni, Moskovski, Nevski, Petrogradski, Petrodvortsovi, Primorski, Puşkinski, Frunzenski, Tsentralni’dir. Saint Petersburg, 1990 yılında İstanbul, 1997 yılında Adana ile kardeş şehir ilan edilmiştir.
      St. Petersburg, Batı Avrupa kentleri örnek alınarak inşa edilmiştir. Bu yüzden Rusların geleneksel soğan biçimli kubbelerine nadir rastlanır. Fakat Voskresenia Khristova Kilisesi buna uymayan örneklerden biridir. Katedral, Moskova Kızıl Meydan'daki Basil Katedrali örnek alınarak yapılmıştır. Senato Meydanı, en büyük ve gösterişli meydanlarından biridir. Bronz Süvari anıtının olduğu bu meydan özellikle 1830'lu yılların, İtalyan mimar Rossi'nin tarzını yansıtmaktadır. Âdet olarak St. Petersburglu yeni evli çiftler, Donanma Parkı'nın içinde bulunan Petro heykelini ziyaret edip güvercin uçururlar ve şampanya patlatırlar. 
      St. Petersburg şehrinin bu kadar turist çekmesinin başlıca özelliklerinden biriside dünyanın en çok müze bulunduran şehri olmasıdır. Dünyaca ünlü Ermitaj müzesi bu şehirde bulunmaktadır. Müze yaklaşık içinde 3,5 milyon eser bulundurmaktadır. II. Dünya Savaşı döneminde eserlerinin bir bölümü trenlerle Moskova devlet müzesine kaçırılmıştır. Şehir inşa edilirken birçok Avrupa ülkesinden mimarlar getirtilmiştir. Rus sentezi ve Avrupa trentlerinin birleşmesiyle St. Petersburg'un güzel ve görkemli bina ve köprüleri ortaya çıkmıştır. St. Petersburg sınırları içerisinde yaklaşık 306 müze bulunmaktadır. Gezilmesi gereken başlıca müzeleri ve parkları; Ermitaj müzesi, Petergof parkı, Rusya Devlet Müzesi, Petropavlovskaya Krepost. En büyük caddelerinden biri olan Nevskiy Caddesi birçok alış-veriş merkezi, park, cafe ve restoran, gece kulübunü barındırmaktadır.
       Rusya ve Avrupa' nın önemli bir ekonomik, bilimsel ve turizm merkezi olarak kabul edilir. Modern zamanlarda, şehir "Rusya' nın Kuzey Başkenti" lakabına sahiptir ve Rusya Anayasa Mahkemesi ve Rusya Federsyonu Başkanı Heraldik Konseyi gibi önemli federal hükümet organlarına ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca Rusya Ulusal Kütüphanesi’nin merkezi ve Rusya Yüksek Mahkemesi için planlanan bir konumdur ve Rus Donanması karargahına ve Rus Silahlı Kuvvetleri’nin Leningrad Askeri Bölgesi’ne ev sahipliği yapmaktadır. Saint Petersburg Tarihi Merkezi ve ilgili Anıt Grupları bir UNESCO Dünya Mirası Alanı’ nı oluşturmaktadır. Dünyanın en büyük sanat müzelerinden biri olan Ermitaj Müzesi’ne, Avrupa’nın en yüksek gökdeleni olan Lakhta Center’a ev sahipliği yapan Saint Petersburg, 2018 FIFA Dünya Kupası ve 2020 UEFA Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapan şehirlerden biriydi.
      Saint Petersburg şehrinin alanı 605,8 km2'dir ( 233,9 mil kare). Federal bölgenin alanı 1.439 km2'dir. 2021 Rusya Nüfus Sayımında St. Petersburg'un federal bölgenin nüfusu 5.601.911 veya Rusya'nın toplam nüfusunun %3,9' udur. 1916'da 2,4 milyon olan nüfusu, 1917 Rus Devrimi ve Rus İç Savaşı  sırasında 1920'de 740.000'in altına düştü. Almanlar, Polonyalılar, Finliler, Estonyalılar ve Letonyalılardan oluşan azınlıklar 1930'larda neredeyse tamamen Leningrad'dan nakledildi. Etnik yapı; Ruslar, Ukraynalıalr, Tatarlar, Azerbaycanlılar, Belaruslular, Ermeniler, Özbekler, Tacikler, Yahudiler, Diğerleridir. 
      İnananlar arasında, şehrin sakinlerinin ezici çoğunluğu;Rus Ortodoksu %50,3-Diğer Ortodoks %1,4-Diğer Hıristiyan %3,2-İslâm %1,1- Dindar Olmayan %20,5-Ateist ve Dinsiz 15.4%- Beyan Etmeyen 7.6%
    
      Şehirdeki 229 dini yapı dini derneklere aittir veya onlar tarafından işletilmektedir. Bunların arasında federal öneme sahip mimari anıtlar da bulunmaktadır. Şehrin en eski katedrali 1712 ile 1733 yılları arasında inşa edilen Peter ve Paul Katedrali’dir ve en büyüğü ise 1811'de tamamlanan Kazan Katedrali’dir. 
      1913 yılında ibadete açılan St. Petersburg Merkez Camii (Tatar Camii) (Mavi Cami) tamamlandığında, zamanında Avrupa’nın en büyük camisiydi. Cami yapımı için oluşturulan komisyon 40’tan fazla projeyi ele alarak inceledi. Dönemin Buhara Emiri Sayid Abd-al Ahad Han, cami arazisi ve yapımı için büyük mali destek sağladı. İnşaatın mimarisinde ise Türkistan sanatından esinlenildi.
      Böylece beş bin kişilik cami Avrupa’daki en büyük camiler arasında yerini almış oldu. 49 metre yüksekliğinde iki minaresi ve 39 metre yüksekliğinde kubbesi olan caminin inşası, mimar Nikolay Vasilev ve mühendis Stepan Kriçinski tarafından gerçekleştirildi. Cami 1920 yılında tam olarak ibadete açıldı. 1920 yılında inşaatının tamamen bitmesinin ardından 1927-1930 ve 1940-1956 yılları arasında kapatılan cami 2. Dünya Savaşı sırasında Petersburg Sağlık Kurumuna devredilerek tıbbi malzeme deposu olarak kullanıldı. 12 Aralık 1955 tarihli Sovyet Bakanlar Kurulu Kararı ile cami tekrar açıldı.
      Saint Petersburg, Rusya'nın finans ve endüstri merkezi olarak hizmet veren önemli bir ticaret kapısıdır ve petrol ve gaz ticareti; gemi inşa sahaları; havacılık endüstrisi; radyo, elektronik, yazılım ve bilgisayarlar dahil teknoloji; tanklar ve diğer askeri ekipmanlar  dahil makine yapımı, ağır makine ve ulaşım; madencilik; alet  imalatı;demirli ve demir dışı metalurji  (alüminyum alaşımlarının üretimi); kimyasallar, ilaçlar  ve tıbbi ekipman ; yayıncılık ve baskı; yiyecek ve ikram; toptan ve perakende; tekstil ve giyim  endüstrileri; ve diğer birçok işletmede uzmanlaşmıştır. Ayrıca Rusya' nın iki öncü otomobil üreticisinden biri olan Lessner'a (Russo-Baltic ile birlikte ev sahipliği yapmıştır.
     20. yüzyılın sonuna doğru şehrin en önemli endüstrileri makne mühendisliği  ve metal işçiliğiydi (şehrin ana ihracat ürünleri makine, endüstriyelekipman ve metallerin yanı sıra kereste, kömür, potasyum tuzları ve piritlerdir. Nitelikli iş gücü   gerektiren mühendislik dallarına hala özel vurgu yapılmaktadır. St. Petersburg'un orijinal endüstrisi olan gemi yapımı hala önemlidir ve Rusya'daki türünün en büyüklerinden biri olmaya devam etmektedir; buz kırıcılar (bazıları atom enerjisiyle çalışır), tankerler, kereste taşıyıcıları ve balıkçı gemileri üretmektedir. Ağır mühendisliğin diğer sektörleri silah ve demiryolu araçları üretmektedir. Ulusal öneme sahip olanlar arasında nükleer reaktör üreten bir tesis ve buhar, hidrolik ve gaz türbinleri gibi elektrik ve güç makineleri üreten diğerleri bulunmaktadır. Diğer fabrikalar kablo, dizel motorlar, piller, jeneratörler, tıbbiekipman, kameralar, asansör parçaları ve otomotiv makineleri üretmektedir. Şehirde büyük bira fabrikaları ve bir süt ürünleri fabrikası açıldıktan sonra gıda işleme, St. Petersburg'daki ikinci büyük endüstri haline gelmiştir.
      1724 de kurulan Saint Petersburg Darphanesi (Monetny Dvor), dünyanın en büyük darphanelerinden biridir ve Rus paraları, madalyaları ve rozetleri basar. Saint Petersburg ayrıca, günümüzde Saint Petersburg ve diğer birçok şehrin kamu parklarını süsleyen binlerce heykel ve heykelcik yapan en eski ve en büyük Rus dökümhanesi Monumentskulptura'ya da ev sahipliği yapmaktadır. 
      Saint Petersburg da Otomobil Toyota, Opel, Hyundai ve Nissan da otomotiv ve otomobil parçaları endüstrisi son on yılda orada yükseliştedir.
      Saint Petersburg büyük bir bira fabrikası ve damıtım endüstrisine sahiptir. Yerel suyun temini ve kalitesi nedeniyle Rusya' nın "bira başkenti" olarak bilinen beş büyük bira fabrikası, ülkenin yerel bira üretiminin %30'undan fazlasını oluşturmaktadır. Bunlar arasında Avrupa' nın ikinci büyük bira fabrikası Baltika, Vena, Heineken Brwery, Stepan Razin ve Tinkoff Brewery bulunmaktadır.
      Şehrin birçok yerel damıtımevi geniş bir yelpazede votka üretiyor. En En gençleri arasında 1998'de Moskova'da tanıtılan Russian Standart Vodka  var ve 2006'da Petersburg'da 60 milyon dolarlık yeni bir damıtımevi açtı (30.000 m2) alan , saatte 22.500 şişe üretim oranı). 2007'de bu marka 70'ten fazla ülkeye ihraç edildi. 
      St. Petersburg, Rusya'nın en önemli eğitim ve bilimsel araştırma merkezlerinden biridir; çalışan nüfusun önemli bir kısmı eğitim, sanat ve bilimle uğraşmaktadır. Rusya'daki en büyük ikinci yükseköğrenim  kurumu yoğunluğuna sahip olan St. Petersburg'da düzinelerce kamu ve özel üniversite bulunmaktadır. Listenin başında, 1724'te St. Petersburg Üniversitesi olarak kurulan St. Petersburg Devlet Üniversitesi yer almaktadır. Sanat Akademisi (1757), Maden Enstitüsü (1773) ve Askeri Tıp Akademisi (1798) de en az onlar kadar ünlü ve eskidir.
      Araştırmanın odak noktası Rus kütüphanesidir. Bilimler Akademisi (1925'ten 1991'e kadar SSCB Bilimler Akademisi), akademinin merkezi Devrim'den sonra Moskova'ya geri taşındığında şehirde kaldı. Şehirdeki Bilimler Akademisi'nin araştırma kuruluşları arasında Pulkovo Gözlemevi, Botanik, Jeoloji, Ormancılık ve Zooloji enstitüleri ve daha birçok enstitü bulunmaktadır. Şehir, özellikle Arktik ve Antarktika Araştırma Enstitüsü ve Permafrost Çalışmaları Enstitüsü olmak üzere Rusya'daki Arktik araştırmalarının başlıca merkezidir.
      Saint Petersburg'da 1.024 anaokulu, 716 devlet ve 80 meslek okulu vardır. Devlet yükseköğrenim kurumlarının en büyüğü yaklaşık 32.000 lisans öğrencisine sahip St. Petersburg Devlet Üniversitesi dir ve en büyük sivil yükseköğrenim kurumu Uluslararası Ekonomik İlişkiler, Ekonomi ve Hukuk Enstitüsü’dür.  Diğer ünlü üniversiteler arasında St. Petersburg Politeknik, Herzen, St. Petersburg Devlet Ekonomi ve Finans, St. Petersburg Devlet Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği, St. Petersburg Askeri Mühendislik-Teknik Üniversiteleri bulunmaktadır.  
      Saint Petersburg şehir merkezindeki tarihi mimari, çoğunlukla 18. - 19.yüzyıla ait Barok ve Neoklasik binalar, büyük öşçüde korunmuştur; anacak Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmesinden sonra Leningrad Kuşatması sırasında ve yakın yıllarda bir dizi bina yıkılmıştır. Geriye kalan binaların en eskisi, 1703' te Neva kıyısında Trinity Meydanı yakınında I. Petro için inşa edilmiş ahşap bir evdir. 1991’den beri Saint Petersburg Tarihi Merkezi ve Saint Petersburg ile Leningrad Oblastı’ndaki ilgili anıt grupları UNESCO tarafından Dünya Mirası Alanı olarak listelenmiştir. 
      Şehirde 221 müze, 2.000 kütüphane, 80'den fazla tiyatro, 100 konser organizasyonu, 45 galeri ve sergi salonu, 62 sinema ve 80 diğer kültürel kuruluş bulunmaktadır. Şehir her yıl 50'den fazla uluslararası festival de dahil olmak üzere yaklaşık 100 festivale ve çeşitli sanat ve kültür yarışmasına ev sahipliği yapmaktadır.
      Şehrin bankacılık ağı iyi gelişmiştir ve birçok uluslararası bankanın şubesini içerir. 21. yüzyılın başında, hizmetler şehrin ekonomik sektörünün yaklaşık beşte üçünü oluşturuyordu. St. Petersburg'un gelişen parakende ticareti, pamuklu ve yünlü tekstiller, giyim,  ayakkabı ve tütün ürünleri gibi çok çeşitli tüketim mallarına odaklanır ve şehrin kendisi de başlıca pazarıdır.
      Şehrin endüstrileri için elektrik enerjisi Volkhov,  Svir ve Vuoksa nehirlerindeki hidroelektrik santrallerinden gelir. Metropol için en önemli nükleer  santral yakındaki Sosnovyi Bor'dadır. Doğal gaz, Volga-Ural sahasından ve Batı Sibirya’dan  St. Petersburg'a boru hattıyla taşınır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, St. Petersburg ekonomik faaliyetin en hızlı büyüyen segmenti haline gelen turizmde bir artış yaşadı. 2000'li yılların başında şehri ziyaret eden turist sayısı Moskova'yı geride bırakmaya başladı ancak yine de diğer büyük Doğu Avrupa şehirlerinin gerisinde kaldı.  Daha fazla turist çekmek için şehir otellerin, bir deniz yolcu terminalinin (bir yat kulübü ve marina dâhil), otoyolların ve futbol stadyumlarının yanı sıra tiyatroların, mağazaların ve restoranların inşasına  milyarlarca dolar yatırım yaptı. St. Petersburg'un pitoresk tarihi ve kültürel bölgelerini korumak için birçok endüstri şehir merkezinin dışına taşındı. İlk kez şehir bölgelerini yerleşim, ticari, endüstriyel veya tarihi alanlara ayıran imar yasaları çıkarıldı.
      
KAYNAK:
Prof. Dr. Şerif Baştav – Avrupa Hunları
Şevket Koçsoy – Türk Tarihi Kronolojisi
https://www.saffetemretonguc.com/st-petersburg/
https://www.britannica.com/event/Eastern-Front-World-War-II/Russian-advance-to-the-Vistula-summer-1944
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sankt-Peterburg
https://www.bidunyahaber.org/rusyadaki-camiler/
https://www.fikriyat.com/galeri/islam/turk-hukumdarlarin-mirasi-petersburg-camii-hakkinda-bilgiler/10

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2025 Her hakkı saklıdır. Başa Dön