02 Nisan 2005
Gazete’den Sayın Prf. Dr. Hüseyin Şenocak'ın yazmaya başlayacağını öğrenince son derece sevindim. Her konuda Erzincan’ın her nefes alışında yanı başında olan, Erzincanlının bütün elemlerini, görevi nedeniyle de yaşayan, bir akademisyenin yazması, önerilerini, düşüncelerini Erzincanlılarla paylaşması, büyük bir kazanç ki, bunun için sevindim.
İlk yazısın da ele aldığı konu,bir çoğumuzun düşünmediği, aklına dahi getirmediği ismi, nedenleriyle, önerileriyle ortaya getiriyor. Hani ilk çocuklarını bekleyen anne-babanın şefkat dolu arayışıyla eğiliyor, doğacak çocuğun ismini ararken. Duyarlı Erzincanlılığı ve başarılı akademisyen bakışıyla, gelin beraber düşünelim diyor. Beraber karar verelim diyor.Sayın Şenocak’a hoş geldin derken, her hafta yazarak farklı bir bakış getireceğine inanıyorum.
Bu hafta Ticaret Odası Seçimlerini sizlerle paylaşmak istiyordum. Fakat,Sayın Şenocak’ın üniversite ile yazdığını görünce, bende sizlere geçmiş bir sohbetin bazı başlıklarını aktarmak istedim.
Yaklaşık kırk-kırk beş gün önce, Erzincan’dan gelen dost arkadaşımızla, her zaman olduğu gibi, Erzincan’ı (çekiştirdik) yaşadık İstanbul da. Siyaset, ticaret, oda seçimleri, organize sanayi ele naldık. Hasretlerimizden, kaybettiğimiz arkadaşlarımızdan, bizim değil, çocuklarımızın geleceğinden bahsettik.
Sohbetimizin en uzun soluklu konusu, Erzincan Üniversitesi’nin kurulacağı oldu. Yer seçiminden, alınamayan arsaya, halen görevde olan Erzincanlı öğretim grevlilerinin heyecan veya heyecansızlığına kadar tartıştık.
Geldiğimiz nokta,
- Kurucu rektörün seçiminde çok özenli davranılması, siyasetten uzak Dünya yı ve Erzincan’ı bilen akademisyenin seçilmesi.
- Kurulacak üniversitenin, başlangıçta ortaya koyacağı bir vizyonu olmalı,
- Akademik dünyada, mümkün olabilecek zaman diliminde adını duyuracak bir de misyon üstlenmeli,
- Erzincan esnafı, tüccarı,sanayicisiyle yoğunlaşacak nüfusuna hazır alıp satma alışkanlığının yanında, üretmek için şimdiden yeni bir çalışmaya girmeli, şeklindeki düşüncelerimizi uzunuzun irdeledik. Bu yakın dostumuzu Erzincan ‘a uğurlarken, bu düşüncelerin öncülüğünü, her Erzincanlının yanı sıra, Üniversite Vakfının daha da önde olması konusun da kendimizce hem fikir olarak, vedalaştık.
Sohbetimizin, hiçbir noktasında ‘’Padişahım sen çok yaşa’’ da yoktu. Siyasilerimiz şunları yapsınlar diye de hiç mi hiç konuşmadık. Bir akşam sohbetin de, iki dosttun fikir paylaşımıydı.
Erzincan neleri, ne zaman düşünür...! bilinmez ...
Cem Cüneyd Canan