11 Mart 2005
Bilindiği gibi, Türklerin Avrupa’ya ilk ciddi anlamdaki gidişleri Şehzade Süleyman Paşa ile 1356 yılında olmuştur. 1.Murad’ın taht’a çıkmasıyla Osmanlının Avrupa’da ki fetihleri başlamış ve Kosova Meydan Savaşına kadar aralıksız devam etmiştir. Bundan sonraki dönemlerde de Osmanlı hakimiyetinin bütün dönemlerinde sadece Balkanlarda 15.787 mimari yapıya kavuşulmuştur. Bütün yapılar incelendiğinde, yapılış süreleri, kullanım amaçları burada bulunan Türk nüfusun belli bir yoğunluk da olduğunu göstermektedir. Osmanlı’nın kuruluşundan, 1900 ler deki son dönemine kadar, burada bulunan (Avrupa) Osmanlı nüfusunun büyük bir bölümü, gerek idari, gerek askeri yönden görevleri nedeniyle hayatlarını Avrupa ve Balkanlar da sürdürmekteydiler. Bunların 1356-1920’e kadar 564 yıl boyunca bulundukları ülke insanlarıyla, beşeri ilişkileri değerlendirildiğin de yurt edinmelerin, evliliklerin bütün sosyal münasebetlerin kaçınılmaz olduğu dikkatlerden uzak tutulmamalıdır.
Osmanlı’nın Avrupa içlerinde ve Balkanlar da yapmış olduğu camii, mescid, sebilhane, kervansaray, tüccar hanı, bekar odası, arasta, medrese, tekke, sıbyan mektebi, hamam, imaret, çeşme, darülkurra, bedestan ve köprüler bütünüyle düşünüldüğünde Osmanlı nüfus yoğunluğunun hangi noktalarda olduğu kolayca yorumlana bilir. Bu mimari yapıların sadece yirmi altı yöredeki özellikleri ön planda olan eserlere bir bakalım. Bu yörelerde başka camii ve mescitlerin bulunduğunu da ayrıca belirtmiş olayım.
1- VARNA: Emir Efendi Camii, Yeni Camii, Müstecip Efendi Camii, Şeb Şah Kadın Camii.
2- AKKERMAN:Sultan Bayezit Camii, Mengili Giray Han Camii, Vaiz Camii, Sultan Selim Han Camii.
3- KARİNABAT: Rakkas Sinan Bey Camii.
4- NİŞ: Gazi Hüdavendigar Camii, Hüseyin Kethüda Camii, Muslu Efendi Camii.
5- BELGRAT: Sultan Süleyman Han Camii, Hacı Veli Camii, Küçük Hacı Veli Camii, Ahmet Ağa Camii, Zeynettin Ağa Camii, Bayram Bey Camii, İnehan Bey Camii, Turgud Bey Camii, Habil Efendi Camii, Hacı İbrahim Camii, İbrahim Çelebi Camii, Hacı Sadık Camii, Kadri Beşe Camii, Mustafa Çavuş Camii, İdris Bey Camii, Bit Pazarı Camii, Ferhad Beşe Camii, Hacı Nezir Camii, Hasan Ağa Camii, Hacı Piri Camii, Hacı Salih Camii, Namazgah Camii, Hacı Halil Camii, Debbağhane Camii, Abdülcebbar Efendi Camii, Kusku Bey Camii, Türbe Camii, Fecir Hacı Ali Camii, Avva Camii, Kapıcı Camii, Cin Ali Camii, İmret Camii, Elhac Ali Camii.
6- MANASTIR: İshak Efendi Camii, Gazi Haydar Paşa Camii, Hacı Bey Camii, Çavuş Camii.
7- SEMENDİRE: Ebu’l Feth Camii, Şir Murad Bin Abdullah Camii, Hacı Veli Camii.
8- İSKENDERİYE: Sultan Bayezit Veli Camii, Hüseyin Bey Camii, Kara Hüseyin Camii.
9- İŞTİP: Fethiye Camii, Murad Han Camii, Hüsam Paşa Camii, Aşağı Tekke Camii, Adli Efendi Camii, Ahmet Paşa Camii, Şehre Küstü Camii, Kadın Ana Camii.
10- LOFÇA: Ada Camii.
11- BUDİN: Yeşil Camii, Uzun Camii, Çarşı Camii, Kapan Camii.
12- ÖSEK: Kasımpaşa Camii, Mustafa Paşa Camii.
13- PEÇEVİ: Gazi Kasım Paşa Camii, Yakovalı Hasan Paşa Camii, Memi Paşa Camii, Küçük Camii.
14- TAMIŞVAR: Gazi Seydi Ahmet Paşa Camii, Teşvar Camii, Alay Beyi Camii.
15- YANOVA: Sultan Mehmet Han Camii, Köprülü Mehmet Paşa Camii, Haseki Osman Ağa Camii, Sofi Kenan Paşa Camii, Köprülü-zade Fazıl Ahmet Paşa Camii.
16- BOSNA: Bayezit Camii, Sultan Paşa Camii, Ferhat Paşa Camii, Hüsrev Paşa Camii, Gazi Ali Paşa Camii.
17- TRAVNİK: Hasan Ağa Camii.
18- AKHİSAR: Haydar Kethüda Camii.
19- HELVİNE: Dukatoğlu Hacı Ahmet Camii, Sipahi Mehmet bin Abdullah Camii, Lala Paşa Camii.
20- KENİN: Süleyman Han Camii.
21- KALAMUÇ: Süleyman Han Camii
22- BANALUK: Gazi Ferhad Paşa Camii
23- KRADİŞKA: Kapudan Camii, Hünkar Camii, Hacı Bekir Camii.
24- YENİPAZAR: Altın Camii, Gazi İsa Bey Camii, Taşköprü Camii, Elhire Muhterem Camii
25- ÜSKÜP: Hünkar Camii, Yahya Paşa Camii, Korlu-zade Camii, Koca Mustafa Camii, Alaca Camii, İsak Bey-zade İsa Bey Camii.
26- LİPVE: Teşvar Camii, Alay Beyi Camii.
Bu camilerin ve diğer mimarı yapılarımızın ne kadarının halen ayakta olduğu, nasıl kullanıldığı, bizim bunlara, bu gün hangi ölçüde ilgi gösterdiğimiz, üzerinde tartışmamız gereken bir konudur.
Bir başka çok önemli olan konu ise; 564 yıl süresince, Avrupa ve Balkanlarda bulunan Türk nüfusun ne olduğudur. Savaşların getirdikleri ve götürdüklerine rağmen, varlığından bahsedilen dikkate değer bir Türk nüfusun ifade edildiğini görmemekteyiz. İşte biz bu nüfusun ne olduğunu çok yönlü irdelemeliyiz. Bu gün Avrupalı dostlarımıza (!..) bu Türk nüfusun ne olduğunu zaman ve mekan belirleyerek sormalıyız.
İnsan haklarından taviz vermediklerini her ortamda ifade edenler, konu Ermeniler olunca sözde soy kırım yaygarası yapanlar, Avrupalı olarak yapmış oldukları soy kırım değil, soy kırımlardan neden bahsetmezler. Avrupa’nın güya bütünleşmesinden önce, kendi aralarındaki İnsan kıyımını acaba hangi hafızalardan silecekler. Bu gerçekler kendi tarihlerinde açıkça ortada iken, sözde ermeni soy kırımı adı altında tanıma kararları neyin gerekçesi ki…?
Peki nerede..? 564 Yıl içinde Avrupa’daki Türkler, nerede Osmanlı…? nerede Müslümanlar.
Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan da ki bir avuç Türk den ibaret olmamalıydı kalanlar.
Avrupalı böyle vurdum duymazlıktan gelerek yaygara yaparken, acaba bizler neler yapıyoruz. Bizim yetkililerimiz ne yapıyor..?
Tarihçilerimizin bu noktadan bakarak söyleyecekleri hiç mi bir tutanakları yoktur..? diye sormak istiyorum. Gerekçelerimizle 564 yıl adım adım geriye dönerek, kendi gerçeklerimizi de unutmadan. Sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum.
Kaynak:
Ekrem Hakkı Ayverdi (Türk Mimarı Tarihi )
Akide - Üçdal (Evliya Çelebi Seyahatnamesi)
Joseph von Hammer (Osmanlı Tarihi )
Cem Cüneyd Canan