AHPARİG TAŞNAK YALANLARINA CEVAP BEKLİYORUM!

30 Haziran 2017


      Ah, Ahparig ahh! “Dudum ki unutmuşsun”! Hatırlarsan, 31 Ocak 2015 de bak neler yazmıştım.
“Ahparig, gel TÜRKLER bize SOYKIRIMI yaptı YALANINDAN-İFTİRASINDAN, bu mesnetsiz inat ve kininden vazgeç. Gel birlikte, kardeşçe yaşayalım. Şayet dikkat ettiysen, SENİN yaptıklarının hiçbirini yazmadım. Sadece senin yaşadığın acılara değindim ve paylaştım.

Bilmem şu kadar DEVLET de SOYKIRIMINI tanıyormuş! Bırakalım onlar, kendi geçmişleri ile yüzleşsinler.

Bütün bunları okuduktan sonra, inanıyorum ki, önce yukarıda ki MİLLETLERDEN veya onları hâla temsil ettiklerini iddia edenlerden bir özür bekleyeceksin, yaptıkları SOYKIRIMLARI ve TEHCİRLERİ kabul etmelerini isteyeceksin dir.

Ahparig, bizde şu atasözünü muhakkak ki, sende bilirsin! “Dinime küfreden, bari Müslüman olsa!” demezler mi? Tabii ki sözüm sana değil, daima seni SOYKIRIMINA, TEHCİRE uğratanlara ve seni ALDATANLARA olduğunu bilmeni isterim. Bil ki, TARİH de böyle okunuyor.” Demiştim. Ancak halâ cevap vermedin!
     Aşağıda, akademisyen Natalia CHERNICHENKINA’nın bir tebliğini bilgilerine sunuyorum. Senden ricam, söyledikleriniz YALAN değilse! Lütfen belgelerle İDDİALARINI bana gönder. Dört gözle bekliyorum!
      Ermeni meselesinde, Ermenilerin “sözde soykırımı” YALANLARINI hepimiz bilmekteyiz. Ermenilerin nasıl isyan ettiklerini, nasıl katliamlar yaptıklarını ve kimlerle işbirliği içerisinde olduklarını da. Her zaman, her şeyi İNKÂR ettiklerini de. Örnek olması, dikkatle ve de SABIRLA OKUNMASI dileğimle, bir Ermeni yazarın, AGOS Gazetesi’nde yazdığı İNKÂR yazısını, O’nun nasılda konuyu saptırdığını sizin ve sağduyulu Ermeni kardeşlerimizin görmesi, anlaması için bir akademisyenin tamamen ARŞİV belgeleri ile ortaya koyduğu özellikle TAŞNAKLARIN neler yaptığını yorumsuz bilgilerinize sunuyorum:
“Agos, Ari Şekeryan
Yüz yıllık ezber
İlk olarak, sempozyumun büyük bölümünde vurgulanan ‘isyan ve dış güçlerle işbirliği’ hususuna değinmek gerekir. Toplantıdaki tarihçilerin kasti olarak ortaya sürdüğü bir karışıklığa işaret etmek isterim. Buna göre, Osmanlı İmparatorluğu sınırları dahilinde doğmuş ve ataları asırlardır bu topraklarda yaşamış Osmanlı Ermenileri ile Rusya İmparatorluğu sınırları dahilinde doğmuş Rus vatandaşı Ermeniler, yekpare bir bütünmüş gibi kabul edilmektedirler. Hiç kuşkusuz bu manipülasyondaki amaç, Osmanlı Ermenilerinin aslında Rus gönüllü birliklerine çok az sayıda katılımını örtbas etmek ve Rus ordusuna bu taraftan da geniş bir katılım olduğu izlenimi oluşturmaktır. Oysa ki, Rus ordusu bünyesinde oluşturulan ‘drujina’ların (tabur) sayısı dört adetti ve her biri 1000’er kişiden oluşmaktaydı (Bu konu için Michael Reynolds’un ‘Shattering Empires’/Çöküşteki İmparatorluklar adlı kapsamlı çalışması incelenebilir). Dahası, bu birliklerin büyük çoğunluğunu Rus Ermenileri oluşturmaktaydı. Sempozyuma ‘Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde Ermeni Birlikleri’ başlıklı tebliğiyle katılan Yrd. Doç. Dr. Natalia Chernichenkina, bu gönüllü birliklerin sayısının üç bin civarında olduğunu, 15 bin kadar Rus Ermenisi’nin ise savaşa katılmak için hazır beklediğini –Rus arşivlerine dayanarak– belirttiyse de bu birliklerin yüz binlerce Ermeni asker barındırdığı iddiası ısrarla vurgulandı.
Ermenilerin “Osmanlı’yı ilk fırsatta hançerlemeye çalıştıkları” iddiası ise özellikle Erzurum ve Van’ın Rus İmparatorluğu tarafından işgali sırasında Ermeni gönüllü birliklerinin bu şehirlerde düzenlediği saldırı ve katliamlar öne sürülerek temellendirilmeye çalışıldı. Evet, söylendiği gibi Rus ordusuyla birlikte bölgeye ilerleyen Ermeni birlikleri katliamlar yapmışlardır. Fakat bu saldırıların 1915 katliamlarından sonra gerçekleştiğinin üstü örtülmek istenmektedir.
Hepsi bir yana, sempozyumdaki genel tez uyarınca öne sürülen ‘isyan’ savıyla, savaş bölgesinden uzakta yaşayan sıradan Ermeni halkın tehcirini meşru kılacak bir ortamın var olduğu izlenimi yaratılmaktadır. Her şeyden önce gayri insani olan bu uygulamanın meşru kılınmaya çalışılması bile başlı başına sorunludur. Savaş öncesinde Erzurum’da toplanan Taşnaktsutyun Kongresi’ni ziyaret eden ve Ermenilerden savaşta destek isteyen İttihatçı yetkililere Taşnaklar “Osmanlı Ermenilerinin Osmanlı bayrağı altında savaşarak vatandaşlık görevini yerine getireceklerini” garanti etmişlerdir. Ayrıca İstanbul Patrikhanesi de defalarca yaptığı açıklamalarda, Osmanlı Ermenilerinin Osmanlı Devleti için savaşacaklarını açıklamıştır. Öte yandan tüm bunlar görmezden gelinmekte, Osmanlı ordusunda savaşa katılarak amele taburlarında hizmet eden ve bu taburlarda hayatlarını feda eden Ermeni askerler hususunun üstü kapatılmaktadır.”


“HAYAL VE GERÇEK ARASINDA: TAŞNAK PARTİSİ’NİN TÜRK-RUS POLİTİKASI (1912-1917)
 Natalia CHERNICHENKINA - Erzincan Üniversitesi”

“XIX. yüzyılda Türkiye ve İran’a karşı yürüttüğü başarılı bazı savaşlarla sonuç- lanan Rusya’nın Yakın Doğu’ya taarruzu, bölgedeki Ermeniler arasında milli öz bilinci uyandırmıştı. Savaşların sonucunda Ermeniler Rusya ve Doğu arasında kopmuş olmalarına rağmen Rusya ve Türkiye’deki Ermeni cemiyetleri sürekli temas halindeydi. Rusya’daki Ermeni cemiyetlerinin faaliyetleri yeni bir milli neslin yetiştirilmesine yönelikti; tüm Ermenileri birleştiren dili, milli okulları oluşturmaya ve halkın reisi olan Katolikos’un prestijini artırmaya yönelik çalışmalara hız kazandırırken Türk Hükümetine karşı mücadele ile uğraşan devrimci Türk Ermeni cemiyetlerine de yardım etmişlerdi (1). Ermeni cemiyetlerinin aktiviteleri zamanla yoğunlaşınca milli-muhalefet partilerinin kurulması gereksinimi ortaya çıktı. XIX. yüzyılda birkaç Ermeni neslin hükümete direnmesinin doğru ve yasal olacağına dair fikirlerin geliş- mesi, “Ermeni Cemiyeti Kurtarıcıları”, “Armenakan”, “Hınçak” ve sonra “Taşnak” gibi partilerin ortaya çıkmasına temel hazırlamıştır. Kurulduğu yıldan (1890) beri aşırıcılıkla tanınan Taşnak Partisi, Ermeni meselesinin çözümlenmesinde hem Türkiye hem de Rusya’ya yönelik yürüttüğü politikasında birkaç dönem yaşamıştır. Varlığının ilk döneminde Taşnak partisi Türkiye’deki Ermenileri kurtarma iddiası ile beraber Türkiye ve Rusya’daki Ermenilerin birleşmesi temelinde “Tek Ortak Anavatan” oluşturma fikrini öne sürmeye başlamıştı. Cenevre’deki Partinin ilk kongresinde kabul edilen Türk Ermenilerin durumunu çok karamsar gösteren programda “Özgürlük veya Ölüm” sloganı belirlenerek Parti zoruyla devrim hedefi seslendirilmişti. Parti üyelerinin sayısı arttıkça artıyordu. İnsan ve silah sağlayan komite zincirleri Mısır, Batı Avrupa ve ABD’ye uzanarak partinin faaliyet bölgesini epeyce büyütmüşlerdi (2). XIX. yüzyılın sonunda Avrupa’daki sosyalist fikirleri benimseyen Taşnaklar Transkafkasya’da Türk hükümetine karşı isyan hazırlamak üzere yoğun ajitasyon yapmaya başlamışlardı.
      Rus konsolosu Mayevskiy’nin sözlerine göre, “birkaç sene içerisinde gizli cemiyetler tüm Ermenistan’a dağılmış, Türk idaresinin kusur ve eksikleri sürekli dile getirilirken Ermeni halkı arasında milliyetçilik ve bağımsızlık fikirleri uyanmıştı” (3). Rusya’dan silah, mühimmat, para ve gönüllü askerler Türkiye’ye kolayca gitmekteydi. 1912 yılına kadar Parti Rusya’da otokrasiye savaş ilan etmiş ve o dönemdeki diğer sosyalist partiler gibi terör yoluyla çarlığı devirmeye çalışmıştır. Taşnakların faaliyetlerini zengin ve güçlü Eçmiadzin karşılamaktaydı. 1903 yılında Rus Hükümeti bu faaliyetleri durdurmak için kilisenin mal ve mülk müsaderesi kanunu ilan etmiştir. Kanuna göre kilisenin parası Rus Hazinesine, mülkleri de Maliye Bakanlığına gönderilmişti. Mülk tapusu Ermeni Kilisesi’ne aitti ancak mali kaynaklar sadece dini amaçlar için harcanabilecekti. Bu durum Rus Ermenilerini Çarlık Rejiminden daha da soğutmuş, ciddi mali destek kaybeden Taşnakları daha da kızdırmıştı. Sonuç olarak Taşnak partisi Rusya topraklarında ve bilhassa Transkafkasya’da pek çok terör olayı gerçekleş- tirdi. Terör kurbanları arasında, Rus devlet makamlarına mensup insanlar, Taşnaklara destek vermek istemeyen ve parti ile sorunlar yaşayan Ermeniler ve Azeriler vardı. Yaşanan bu terör olayları nedeniyle Rusya’da Taşnak terörü davasından 400 kişi tutuklanmıştı. Bu dönemde Türk Ermenilere yurtdışından silah ve mühimmat gönderilmeye devam edilmiştir.
      1912-1913 yılları arasında Parti politikasında köklü değişiklikler oldu. Çarlık ile karşılıklı cepheleşme Rusya ile ittifaka dönüşmüştü. Bu değişimin birkaç sebebi vardı. Öncelikle Balkan Savaşları sonucunda Türkiye’nin zayıflaması ile beraber Ermenilerin gayretine rağmen yeni Türk Hükümetiyle reformlar konusunda uzlaşma sağlanamamıştı. En başta Taşnak Partisi gerekli reformların yapılmasına dair Van’da Ağustos ayında iktidardaki “İttihat ve Terakki” ile anlaşmaya çalışmıştı. Görüşmelerinin sonucunda Taşnaklar “İttihat ve Terakki’yi desteklemeye karar verirken, iktidar ise bahsedilen reformları gerçekleştirmeye söz vermişti (4). Sonra Taşnakların yaptıkları anlaşma Cenevre’deki kongrelerinde onaylanmıştır. Ancak Türk Hükümetinin reform konusunda “inat etmesinden” dolayı Taşnak Partisi sonuçta “İttihat ve Terakki” ile ortak faaliyetlerini bitirmeye karar vermiştir. Rus Polis Departmanının ifadesine göre, “İttihat ve Terakki” Ermeni Bürosu’nun sunduğu reformları imkânsız ve kabul edilemez bulduktan sonra Taşnak Partisi “İttihat ve Terakki” ile bütün ilişkilerini kesmiştir” (5). Taşnakların Adapazarı’ndaki büyük kulübünün kapatılması Taşnakların “İttihat”a karşı öfkesini daha da arttırmıştır. Orada bulunan silah ve bombaların çoğu Anadolu’ya gönderilmiş, kalan kısmı da İstanbul’da Müslümanların olası saldırılarına karşı koymak için ayrılmıştı. Rusya’nın İstanbul’daki gizli ajanının sözlerine göre, “İstanbul’da Müslümanlar Ermenilere karşı şiddet uygulasaydı, Taşnak Partisi Müslüman evlerinin ve camilerin çoğunun bulunduğu yerleri bombalamayı ve ’İttihat’ın en önemli üyelerine karşı terör uygulamayı emrederdi” (6). Sonrasında Türkiye’deki Ermeni politik partilerinin gerçekleşen bir toplantısında tüm partilerin Ermeni halkıyla beraber Türk Hükümetine karşı faaliyette bulunmasına karar verilmiştir (7). Parti politikasının böyle bir doğrultuda gelişmesinin diğer sebepleri arasında partinin tüm teşebbüslerine rağmen Rusya’daki otokrasinin devrilmemesiydi. Üstelik Taşnakların şansına Kont Vorontsov-Daşkov Kafkasya Valiliğine atandıktan sonra Rusya Hükümeti kilisenin mal ve mülk müsaderesi kanununu iptal etmişti. Böylece Taşnak Partisinin yeni politikası, bir yandan Rusya ile barışma ve ittifak kurma iken diğer yandan Türkiye’de Hükümete karşı silahlı isyanların hazırlanması yönünde olmuştur. Partinin Lozan’daki kongresinde “Parti delegelerinin nihai olarak Rusya’ya karşı çalışmalarını sona erdirdiği ve tüm faaliyetin Türkiye’ye karşı yöneltileceği” açıklanmıştır (8). Balkan savaşları sonucunda Taşnak Partisi, Osmanlı’dan ayrılan devletleri örnek göstererek Ermenilerin özgürlük iddiaları üzerinde daha çok durmuştu. Bu vesile ile Rusya’nın Balkanlar’daki öneminin altını çizmişti. Parti daha önce yaptığı gibi (1904-1905 tarihli Rus-Japon savaşı zamanında) savaş ortamından faydalanma eğilimi içerisine girdi. Böylece, Parti Balkan Yarımadası’ndaki olayları “kendi lehine çevirerek, yeniden Ermeni milletinin mücadelesi ve korunmasını sahiplenerek Ermeni nüfusu üzerinde daha önceki cazibesine dönme ve eskiden sahip olduğu güç ve etkiyi kazanma arzusu oluşturmuştur” (9). Burada Taşnakların Ermeniler üzerindeki çeşitli etkileri gözlenmektedir. Taşnaklar “Türkiye’nin Müslüman nüfusu, Anadolu vilayetlerine daha yoğun bir şekilde karışınca” Ermenilerin durumu kötüleşecek diye Ermenileri korkutmaya çalışmış- lardı. Partinin kanaatlerine göre, “Ermeniler, sadece Müslümanlara karşı koymak için değil, aynı zamanda katliamın başlaması halinde, silahlı bir ayaklanma yapmak” için de hazırlanmalıydılar (10). Böylece Türkiye’de Taşnakların savaşa hazırlıkları eski döneme göre daha yo- ğun gerçekleşti.
      Türk Ermenileri Taşnakların etkisiyle “özerklik talebiyle isyan çıkacağını düşünerek, çeteler oluşturmakla, çetelerin silahlanmasıyla ve para toplamakla” meşguldüler (11). Parti komiteleri Anadolu’da Muş, Van, Zeytun ve Erzurum’da, münferit silahlı gruplar ve çeteler oluşturdular. Rus arşiv belgelerine göre, “Partinin tüm savaşçıları (…) Türkiye’de toplanmışlardı. Panov, süvarilere komuta etmek için Bulgaristan’dan çağrılmıştı; Muşeg Muş’ta, başkomutan olarak atandı; en önemli stratejik noktalardan biri olan Sivas’taki muharebe güçlerinin komutası ise Murad’a verildi” (12). 1913 yılında Taşnak Partisi, Van, Erzurum, Erzincan, Diyarbekir gibi şehirlerde Halk Savunma Komiteleri oluşturmakla meşguldü. “Yukarıda belirtilen yerlere Kafkasya, İran ve Amerika’dan Taşnak teröristleri gitmişlerdir.
       Savunma kurumlarının yönetimi Partinin Doğu ve Batı Büroları ve Askeri Şurası tarafından yürütülmektedir. 1906-1907 yıllarında olduğu gibi Taşnaklar ’askeri kurmayları‘, ’hızlı muharebe birimleri‘, ’makineli tüfek grupları‘ ve diğer muharebe kolordularını yine kurmuşlardır. Tek fark şimdiki tüm muharebe örgütleri ’Halk Savunması‘ olarak adlandırılmış ve parti üyeliği tanımadan herkes, Hınçaklar, Anayasacılar, Armenakanlar örgütlere kabul edilmektedir. Muş’ta bu harekâtı Ruben’in, Van’da ise Aram’ın yönettiklerine dair bilgi alınmıştır. Savunma işinin başında Taşnak Davası’ndan tutuklanan ve kaçanlar vardır” (13). Rus Konsolosunun mektubundan “Ermeni devrimcilerinden oluşan bir grubun bugünlerde Mısır’dan gelmesinin beklendiği, Mersin’de karışıklık çıkarmak ve Türklere suikast düzenlemek niyetinde olduklarını” öğreniyoruz (14). Komiteciler Ermenileri Balkanlarda savaşmamaya ikna edip Ermenileri savaş ortamında isyan çıkarmak için uygun bir zamanı beklemeye empoze etmişlerdi. Sonuç olarak Ermeniler seferberlikten ve Türk askeri birliklerinden firar ederek Rusya ve İran’a kaçmışlardı (15). Türk birliklerinden Rus topraklarına kaçarak firar eden Ermeniler, “yerel Ermeni nüfus arasında, Kürtlerin ve Türklerin Türkiye’deki Ermenilere yaptıkları zulümler hakkında abartılı hikâyeler ve söylentileri yayıyor, yerel Ermenilerin bir kısmı- nı (nispeten küçük bir kısmını) heyecanlandırıyorlardı. Bunlar aynı zamanda, Ermeni çıkarlarını ve Türkiye’deki Ermeni milliyetçiliğini savunma rolünü yeniden üstlenen Taşnak Partisi’nin faaliyetlerine katılan kişilerin ve grupların çevresinde oynadıkları oyunlardı” (16). “Tiflis’teki Ermeni cemiyeti içinde Taşnaklara karşı, bunların Türkiye’deki faaliyetleri yüzünden Ermeni katliamının başlayabileceği ve hiçbir reformun başarıya ulaşmayacağı nedeniyle bir hoşnutsuzluk oluşmuştu” (17). Bu dönemde Ermeniler Rusya’ya oldukça sempati duyarken Transkafkasya’da Taşnak Partisi giderek etkisini kaybetmekteydi. Partinin gerçekleştirdiği bir araştırma sonucuna göre, köylüler, din adamları ve öğretmenler Partiye olumsuz ve güvensiz bir şekilde yaklaşmaktaydılar.18 “Halkın düşüncesine göre, parti faaliyetlerinin yeniden başlaması bazı istisnai ivmeleri gerektirmekteydi. Aksi takdirde parti, kısa bir süre içinde hayata geri dönemeyecekti” (19).
      1914 yılının Ocak ayı başında, Taşnak Partisi’nin Erivan Merkez Komitesi tarafından, halkın partiye olan tutumunu öğrenmek amacıyla Denetim Komisyonu ilin bazı noktalarına gitmekle görevlendirildi. “Bu gezinin sonuçları, parti için olumsuzdu; zira hiçbir yerde ve köylüler arasında partiye sempati yoktu. Çünkü partinin aktif olarak faaliyet gösterdiği sırada, parti üyelerinin çoğu köylüleri taciz etmekle ve güya partinin çıkarları için onlardan çeşitli tehditlerle ve zorla mal çalmakla meşguldüler. Ancak, gerçekte bu malları, kendileri için tahsil etmekteydiler. Böylelikle başkalarının refahı için yoksul insanlardan alıp zengin oldular” (20).
      Yukarıda halk tarafından beklendiği söylenen istisnai ivme, patlak veren 1. Dünya savaşında Türkiye’nin Rusya’ya karşı savaşması olacaktı. Ancak savaş başlamadan önce Taşnaklar bütün siyasi güçlerini Ermeni reform sorununa yönlendirmişlerdi. Bu konuda komiteciler, Katolikos V. Kevork’un otoritesini kullanarak Kont Vorontsov Daşkov’un aracılığıyla Ermeni reformlarını uluslararası arenada gündeme getirecekti. Ancak Kont Rus Dışişleri Bakanlığı ile fikir alışverişinde bulunduktan sonra Balkan savaşları bitene kadar bu mevzunun açılmamasını söylemişti. Belli ki Rusya Ermenilere güvenmemişti ve acele edip düzeltilemez diplomatik hatalar yapmak istememişti.
      Türkiye Ermenistanı’ndaki reformlarla ağırlıklı olarak Ermeni aydınlar ilgilenmekteydi. 1914 yılında İstanbul’da yaşayan seçkin Ermenilerin bir toplantısında “Türkiye’de, Ermeni reformlarının gerçekleştirilmesi öncesinde, özellikle, bu reformların gerçekleştirilmesi gereken yerlerde Ermeni nüfus sayımının kesinlikle yapılması gerekiyor. Zira Ermeni sayısının, Ermeni halkı için yararlı ve önemli olması nedeniyle, Türkiye dışında bulunan Türk Ermenilerinin, mümkün olduğunca, ülkelerine, özellikle de reformların yapılmasının öngörüldüğü bu vilayetlere dönmesi için, bunun kesinlikle gerekli olduğu kabul edilmiştir. Bu amaçla, Türkiye’ye dönmeleri için maddi ve manevi destek verilmesine karar verildi” (21). Taşnak Partisi, İstanbul Ermenilerinin bu kararını, parayı artırmak için olduğu kadar, kendi etkisini güçlendirmek, parti saflarını sıklaştırmak için kullanmayı da planlamaktaydı… Taşnak Partisi, öncelikle, genç ve ailesi olmayan Ermenilere para yardımı yapacaktı zira bunlar ihtiyaç olduğu takdirde, partiye yararlı olabilirdi. Reformlar konusunda Taşnaklar da Rusya’ya güvenmeyince ikili politika sürdürmüşlerdir. 1913 yılında Almanya’nın artan etkisine karşı, dediklerine göre sadece Rusya’nın yardımına güvenen Taşnaklar Rusya’nın tek başına müdahalesini istemeyen Hınçaklarla çekişiyorlardı. O zaman partilerin kavgası yüzünden planlanan Türk Ermenileri için para toplama ve silah satın alma işinde ortak faaliyet gerçekleşmemiş- ti (22). Bir yıl sonra, Rusya’nın planladığı Türk Ermenistan’ındaki reform programı- nı eskisi gibi desteklememesinden dolayı, bu durum Rus Hükümeti’ne karşı Taşnak Partisi’nde hoşnutsuzluk yaratmıştı. Burada Taşnaklar, Rus Hükümeti’nin reformları ilk planlanan haliyle yapmayı istemediğini anlayıp Türk Ermenistan’ında daha fazla faydalı olan Alman Hükümeti tarafına dönmeye niyetlenmişlerdi. Dönemin daha güç- lü tarafı olan Almanya’yı seçen Taşnaklar tutumlarını şöyle özetlemişlerdi: “Şu anda, İran’ın İran değil Rusya olduğu gibi, Türkiye de Türkiye değil Almanya’dır” (23). Türk-Rus savaşının başlaması ile Taşnak Partisi’nin “programından ve faaliyetinden Rusya’ya ve Rus Hükümeti’ne karşı olan tüm yönelimler çıkarılmıştır”. Aynı zamanda Rus Hükümeti, mahkûm olan parti aktivistlerini affetmiş ve Sibirya’dan döndürmüştü. “Partinin tüm faaliyetleri, bundan böyle, sadece Türkiye’ye karşı yönelecekti” (24).
      Taşnak Partisi’nde, Ermeni sorununun Rusya’nın müdahalesi ile çözümlenmesine ilişkin iki görüş vardı: Bu görüşlerden biri, Ermenistan’ın kaderinin Rusya’ya bağlı olduğunu varsayarak, Ermeni sorununun çözümünde Rusya’nın müdahalesini gerekli buluyordu. Bu görüşün temsilcileri Ermeni Şair Ovanes Tumanyants ve çok sayıda çalışanıyla birlikte “Orizon” gazetesiydi. Diğer görüş bunu doğru bulmayarak Rusya’yı Ermeni düşmanı olarak adlandırmıştır. Bu görüş, Rusya’nın Ermeni sorununa müdahalesinde, Rusya’nın bir tek amacı olduğuna inanıyordu: Sınırların genişlemesi ve Rus mallarının satışı için iyi bir pazar. Onların ifadelerine göre, “Rusya’ya Ermenisiz bir Ermenistan gerek”ti. Bu görüşün temsilcileri: Rostom, Aknuni (Khaçatur Malumyan), Vramyan, Van Valisi Aram-Paşa ve diğerleriydi.
       Savaş patlak verdikten sonra Rusya’daki Ermeni gönüllü hareketi başladı. “Ermeni Birlikleri Yönetim Komitesi” ve Tiflis şehrindeki önemli aktivistlerin girdikleri “Ermeni Merkez Komitesi” örgütlenmişti. Ermeni nüfusunun bulunduğu tüm şehirlerde kendi birimleri olan bu komite bağış toplamakla uğraşmıştır. “Ermeni Birlikleri Yönetim Komitesi” birlikleri örgütlemiştir. Bunları eğitip cepheye gönderiyordu. Üyeleri sadece Taşnak Partisi mensubuydu. Yönetim Komitesi kadrosu: Tiflis’te: Stepan Ter-Mkrtiçyan, Doktor Ter-Davtyan, Arşak Camalyan, Mühendis Koçaryan, Avukat Karçikyan; Erivan’da: Abram Gyulhandanyants, “İşkhan” Prens Argutinskiy Dolgorukov; Iğdır’da: Saak Matinyan, Gevorg Gazaryan; Van’da: Semen Vratsian, Nikol Agbalyan’iydi. Rostom ise partinin genel yöneticisi ve temsilcisi olarak seçilmişti (25). Ermeni birliklerinin kadrosu şöyleydi: Andranik amirliğindeki 1. Ermeni Birliği; temsilci olarak, Doğu Bürosundan Doktor Nikol Ter-Tumasyan atanmıştır. Dro amirliğindeki 2. Ermeni Birliği. Keri amirliğindeki 3. Ermeni Birliği. Hamazasp amirliğindeki 4. Ermeni Birliği. Bu dört birliğe ilave olarak 5. Ermeni Birliği ise Ararat Müfrezesi olarak adlandırılmakta ve ünlü Taşnak mensubu Vardan’ın komutası altında bulunmuştur. Ararat Müfrezesinin kadrosu: Müfreze Amiri Vardan, Yardımcısı Kheço (Gevork Amiryan), özel sekreter–Akop Arutyunyants, Karargâh Başkanı Sarkis Araratyan; o aynı zamanda, Nuh şehri sakini Sarkis Şakhnazaryan’dı (26). Rus Hükümeti Ermeni müfreze ve birliklerini tümüyle donatmıştı. Bunlara ilaveten Erivan’da, “İşkhan” komutası altında, bir bölümü ikmal için, bir kısmı da bağımsız bir müfreze olarak hareket edecek olan “Taron Müfrezesi” adıyla yeni bir müfreze oluşturulmuştu. Doktor Zavriyev’in kardeşi Asteğmen David Hristoforoviç Zavriyev, Tiflis’te Rus Karargâhı ve birliklerin yönetim komitesi arasında aracıydı. Karargâhın tüm kararlarını komiteye bildirmekteydi. Komite, onun sayesinde, bu kararları ya da yapılacak açıklamaları önceden biliyordu; Hatisov ve diğerleri üzerinden, bu kararlara, birlikler için yararlı olacak bir yön vermeye çalışmıştı (27). Taşnak Partisi’nin Doğu Bürosu, Ermenilerin Rus ordularının geri çekilmeleri durumunda da dayanabilmesi için, tüm gayretiyle mümkün olan en güçlü ve düzenli Ermeni öz savunmasını örgütlemeye çalışmaktaydı. Bu amaçla Partinin önemli üyeleri Türkiye’ye geçmişlerdi. Orada çeteleri ve gönüllü müfrezeleri eğitmiş; silah nakletme işlerini ve silah depolarını organize etmişlerdir (28). Anadolu’da yerel jandarma, Van’da silah deposu, patlayıcı madde, askeri mü- himmat, mermi, el bombası ve top döküm vb. atölyesi kurulmuştu. Van Gölü’nde rahat ve hızlı hareket etmek için 5 adet motorlu kayık satın alınmıştı. Tiflis Jandarma İdaresinin bilgilerine göre, Taşnak Partisi üyelerinin yurtsever gösterilerde yoğun şekilde yer alması, “Ermeni kitleleriyle aydınlar arasında coşkunun güçlenmesine ve Rusya’ya bağlılığın artmasına neden olmuştur” (29). Ayrıca, “Muş, Bitlis ve Van illerindeki Ermeniler, Taşnak Partisi’nin etkisiyle, Türk makamları tarafından olası bir misilleme durumunda ayaklanma başlatmaya karar vererek, onlara karşı direnç göstermişlerdi. [Türkiye’nin] askeri ihtiyaçlar ve donanma için para, yedek, acemi ve milisleri için yardım etmek istememişlerdir. Telgraf ve iletişim yollarına zarar verme girişimleri olmuştur” (30).
       Ancak, Taşnakların, Rus Hükümetiyle iş birliği geçiciydi. 1915 -1916 yılları arasında Taşnak-Rus politikasında yine negatif değişiklikler olmuştur. Rus Ordusunun Türkiye ile savaş planlarının ve girişimlerinin yavaş olması nedeniyle Parti hayal kı- rıklığına uğramıştır. Van, Eleşkirt ve Pasen’den gelen çaresiz Ermeni mültecileri Rus Ermenilerinin zaten zor ekonomik şartlarda yaşadıkları illerine akın etmiştir. Yayılan hastalıklar ve ölüm, Taşnaklara Ermenileri korumamanın suçlularını aratmıştır. “Ermeniler, Rusların mültecilerin yerleştirilmesi konusunda olduğu gibi, Ermeni halkının savaşın yıkımlarından çektiklerine ilişkin kararlarından hoşnut olmadıklarını da ifade etmişlerdir. Onlara göre Rusya, Ermenileri koruyamadığından dolayı onlar Ruslarla ortaklaşa askeri faaliyetlere katılmayı reddetmeli ve durumlarının iyileştirilmesini talep etmeliydi” (31).
       Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovannes Kaçaznuni’nin hatıralarında yazdığı gibi, “bu suçluyu hemen ’Rus Hükümeti ile onun kalleşçe politikaları‘ olarak belirledik (…) Rusların kasıtlı olarak ağır davrandığı, kararsızlık sergilediği; yerli Ermenileri kesmek için Türklere gerekçe ve imkân sağladığı söyleniyordu. Güya Ruslar, Ermenistan’ı boşaltmak ve ileride oraya Kazakları yerleştirmek için böyle davranmışlardı. Kont Lobanov-Rostovski’nin herkesçe bilinen ’Ermenisiz Ermenistan’ projesi gerçekleştiriliyormuş” (32). Halkın arasında, Ermeni nüfusa özerklik verilmeyeceğine ilişkin söylentilerin dolaşması nedeniyle Rus Hükümeti’ne karşı hoşnutsuzluk ortaya çıkmaya başlamış- tır. Eçmiadzin liderliği altında özerk Ermenistan hayalinden vazgeçmeyen Taşnak Komitesi, bu sefer sadece kendi güçlerine güvenmiştir. Savaş ihtiyaçları için toplanan bol miktardaki para bağışlarından bir kısmını kendisine ayırıp savaştan sonra Rus Hükümetine karşı çıkacaktı. Ayrıca, Parti üyelerinin Rus Hükümeti’nden tüfekleri almaları çok önemliydi zira “ileride ise Ermenilerin hareketi, Rus ordularına yardımcı olmayacak, kendilerinin siyasî bir eylemi olacaktı” (33). Elde ettikleri silahlar Rusya’ya karşı kullanılabilirdi. Rus Polis Departmanı Taşnakların amaçlarının farkındaydı. Üyelerini yakından takip eden Departman, “Taşnak Partisi Komitesi’nin, savaştan faydalanarak, Ermeni birliklere verilen silahların içinden gerekenden çok fazla sayıda silah tedarik etmeye karar verdiğini” biliyordu. “Taşnaklı milisler, birliklerden silah saklayarak, silahları yanlarında götürmüşlerdir. Birçoğu silahını Taşnak Komitesine verdikten sonra eski silahını kaybettiğini söyleyerek kendisi için yeni bir silah talep etmiştir” (34).
       Türklere karşı Rus Ordusundan bağımsız olarak savaşmak isteyen Taşnaklar Rus Komutanlığının, Ermeni birliklerinin muharip piyade birimlerine dönüştürülmesi emrini hoş karşılamamışlardı. Taşnaklar kendi toplantılarında Ermenilerin yeniden tanzim edilen birimlere girmemelerini şiddetle tavsiye etmiştir. Zira yeni kurulan piyade birimlerinde “sıkı disiplin ve Ermeni meselesi yararına hareket etmek imkânsız”- dı (35). Merkez Komitesi, “Ermeni birliklerinin piyade alaylarına dönüştürülmesine olumsuz baktığını ve planlanan reformlara karşı tüm güçleriyle mücadele etme arzusunu ifade etmiştir” (36).
      1915 yılı sonunda Kafkasya Valisi Vorontsov-Daşkov’un yerine Grandük Nikolay Nikolayeviç’in geçmesiyle Taşnak Partisi daha çok gönüllü toplamaya başlamıştır. İleride Taşnak lideri Aleksandr Khatisov Devlet Duması’nın milletvekilleriyle beraber siyasi gücünü kaybeden Rus İmparator II. Nikolay yerine iktidara Nikolay Nikolayeviç’i getirmeyi uğraşmıştır. Taşnaklar, Rus Ordusunun 1916 tarihli başarılı taarruzlarıyla coşmuşlardır. Erzurum’un alınması konusunda umutlanarak Türklerin nihai yenilgisi için tüm güç- lerini zorlayarak Rus ordularına yardım etmek için gayret göstermişlerdir. Bununla beraber, 21 Ocak 1916 tarihli Kars’ta düzenlenen Merkez Komitenin toplantısında ge- çici olarak “Rus Hükümeti’ne karşı her türlü devrimci beyanlardan kesinlikle vazgeçilmesine” karar verilmiştir (37). 1917 Şubat Devrimi sırasında Rusya’da II. Nikolay tahtı bırakmış ve iktidarı 2/15 Mart- 25 Ekim/7 Kasım 1917 tarihleri arasında süren Geçici Hükümet kurulmuş- tur. Yeni Hükümete Ermenilere ve Ermeni Meselesi’ne büyük sempati duyan Milyukov gibi Rus önde gelen liberal ve sosyalistler, sonra da Kerenskiy girmişlerdir. Liberal politikaları İmparatorluğun bütün Rus olmayan milletlerine bağımsızlığı öngördüğü halde, hakiki bağımsızlık hakkı, yani Rusya’dan ayrı bir devlet kurma hakkı, sadece Finlere, Lehlere ve Ermenilere tanınmıştır. Ermenilerin bağımsızlığı, Rus Ordusu tarafından o zamana neredeyse tamamen işgal edilmiş olan Batı (Türk) Ermenistan temelinde kurulacaktı. 26 Nisan 1917 yılında yayınlanan Türk Ermenistan Kararnamesi’ne göre sivil yönetim Ermenilere geçmişti. Aynı yılın yazında pek çok Ermeni Batı Ermenistan’a geri döndükten sonra hayatlarını yeniden kurmaya çalışmışlardır. Taşnaklar, Geçici Hükümet’in “zaferin sonuna kadar savaş” (Batı Ermenistan’ın bağımsızlığı) sloganını destekleyerek Transkafkasya’da kurulan İşçi, Köylü ve Asker Konseylerine girmiştir. Diğer Ermeni partileriyle beraber Milli Büro’nun yerine Türklere karşı bütün Ermenileri birleştiren bir kurum oluşturmuşlardır. Oluşturulan Ermeni Milli Konseyi’nin 15 üyesinden 6’sı Taşnak’tı.
     1917 yılının ortalarında Anadolu’da St. Petersburg ve Tiflis Taşnak cemiyetlerinin talepleri üzerine gönüllü birliklerin yerine Ermeni Taburları kurulmaya başlanmıştır. 1917 Aralık ayında Rus Ordusu Anadolu’dan çekilirken işgal bölgelerinin nüfusundan dört Ermeni tabur daha oluşmuştur (38). Yakında her şeyi değiştirecek olan Ekim Devrimi olmuştur. Rus Ordusu Anadolu’daki mevzilerini bırakıp yurduna dönerken terk edilen topraklarda birkaç gönüllü Ermeni birimi aceleyle oluşturmaya çalışmıştı. 1917 yılı sonbaharı- nın düzensiz ortamında Ermeni Milli Konseyi’ne bağlı olan Asker Şurası Ermeni Milli Kolordusunu oluşturmuştur. Komutanlığı General Foma Nazarbekov, Kurmay Başkanlığını ise General Visinskiy üstlenmişti. Ermeni Milli Şurası’nın ricasıyla Nazarbekov’un yardımcılığına Ermeni General Dro atanmıştı. Transkafkasya Demokratik Federatif Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra Ermeni Milli Konseyi Ermenistan Cumhuriyeti’nin iktidarı olarak kendini ilan etmiş, Meclis’in kuruluşundan sonra ise faaliyetlerini bitirmiştir. Sonuç itibarıyla, ele aldığımız dönemde Taşnak Partisi’nin Türk-Rus politikası- nın ikilikle geliştirildiği ortaya çıkmıştır. Çoğu zaman Türk Hükümeti’nin aleyhine faaliyet gösteren Parti Rus Hükümeti’ni de resmi olarak bile her zaman desteklememişti. Ayrıca, Büyük Ermenistan kurma hayaline ulaştıktan sonra gizli planlarının arasında Rusya’ya karşı savaş ilan etmek de vardı. Azeri araştırmacı Najafov’un sözlerine göre, “Taşnaklar, bir İngiltere, bir Rusya, bir Fransa’ya değinerek Ermeni halkını Büyük devletlerin Taşnak Partisi’ne destek verdiğine ikna etmeye çalışmıştı. Bu devletlerin çıkarlarının Ermeni Meselesi üzerinde olduğu doğruydu fakat bu çıkarlar, Partiye yardım edecekleri anlamına gelmiyordu” (39). Bağımsız veya en azından özerk Ermenistan yolunda propagandadan teröre kadar oldukça geniş yöntemleri kullanan Parti’nin tek daimi müttefiki vardı – çok sayıdaki diasporası. Bu müttefik yardımıyla konjonktüre göre geçici siyasi birlikler kurup kendini güçlendirmeye çalışmıştır. Savaş yıllarında olduğu gibi sorunlu, karışık dönemlerde Parti gündeme çıkarak kısa vadeli dış ilişkileri vasıtasıyla faaliyetlerini sürdürmüştür.”
“Kaynakça Arşivler: Rusya Federasyonu Devlet Arşivi (GARF): Fon 102. Sayı 242 (1912). Dosya 14. Bölüm 79 LB. Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14 (2).
 Fon 102. Sayı 234 (1913). Dosya 14. Bölüm 79 LB.
 Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14 (devamı).
 Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14. Bölüm 92 LB.
 Fon 102. Sayı. 244 (1914). Dosya 14. Bölüm 79 LB.
 Fon 102. Sayı 244 (1914). Dosya 14. Bölüm 92 LB.
 Fon 102. Sayı.244 (1915). Dosya 14. Bölüm.79 LB.
 Fon 102. Sayı. 1915. Dosya 14. Bölüm 78B.
 Fon 102. Sayı 240 (1916). Dosya 14. Bölüm 92.B.
 Fon 102. Sayı 1916. Dosya 14. Bölüm 78 B. Rusya Devlet Askeri Tarihi Arşivi (RGVIA).
 Fon 2100. Sayı 1. Dosya 72. Gürcistan Merkez Tarihi Arşivi (GECHA). Fon 15. Sayı 1. Dosya 383. Eserler: İstoriya Azerbaycana po Dokumentam i Publikaciyam, Bakü, 1990.
Kaçaznuni, Ovannes, Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok (1923 Parti Konferansı’na Rapor), Kaynak Yayınları, İstanbul, 2005.
Najafov, Bahtiyar, Lico Vraga. İstoriya Armyanskogo Nacionalizma v Zakavkaz’yi v Konce XIX – Naçale XX Veka, Bakü, Elm Yayınları, 1993.
Şavrov, N. Novaya Ugroza Russkomu Udelu v Zakavkazye, Bakü, 1990.
Dipnotlar
(1) İstoriya Azerbaycan’a po Dokumentam i Publikaciyam, Bakü, 1990, s. 48.
(2) Najafov, Bahtiyar, Lico Vraga. İstoriya Armyanskogo Nacionalizma v Zakavkaz’yi v Konce XIX – Naçale XX Veka, Bakü, Elm Yayınları, 1993. s. 28
(3) Zapiska General’nogo Konsula Rossii v Erzurume Mayevskogo // Şavrov, N. Novaya Ugroza Russkomu Udelu v Zakavkazye, Bakü, 1990, s. 90.
 (4) Rusya Federasyonu Devlet Arşivi (GARF). Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14 (2). Sayfa 179.
 (5) GARF. Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14 (devamı). Sayfa 80.
 (6) GARF. Fon 102. Sayı 234 (1913). Dosya 14 (devamı). Sayfa 29-29 arkası.
 (7) GARF. Fon 102. Sayı 234 (1913). Dosya 14. Bölüm 79 LB. Sayfa 111 arkası.
 (8) GARF. Fon 102. Sayı 242 (1912). Dosya 14. Bölüm 79 LB. Sayfa 208 arkası.
(9) GARF. Fon 102. Sayı 242 (1912). Dosya 14. Bölüm 79 LB. Sayfa 208 arkası.
(10) GARF. Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14. Bölüm 79 LB. Sayfa 16 arkası.
(11) GARF. Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14. Bölüm 92 LB. Sayfa 1 arkası.
(12) GARF. Fon 102. Sayı 242 (1912). Dosya 14. Bölüm 79 LB. Sayfa 197 arkası.
(13) GARF. Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14 (2). Sayfa 149.
(14) Gürcistan Merkez Tarihi Arşivi (GECHA). Fon 15. Sayı 1. Dosya 383. Sayfa 99.
(15) GECHA. Fon 15. Sayı 1. Dosya 383. Sayfa 94-94 arkası, 95; GARF. Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14. Bölüm 92 LB. Sayfa 41 arkası.
(16) GARF. Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14. Bölüm 92 LB. Sayfa 52 arkası.
(17) GARF. Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14. Bölüm 79 LB. Sayfa 108 arkası.
(18) GARF. Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14. Bölüm 92 LB. Sayfa 28 arkası.
(19) GARF. Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14. Bölüm 92 LB. Sayfa 42 arkası.
(20) GARF. Fon 102. Sayı 244 (1914). Dosya 14. Bölüm 92 LB. Sayfa 8 arkası.
(21) GARF. Fon 102. Sayı. 244 (1914). Dosya 14. Bölüm 79 LB. Sayfa 37 arkası, 38 arkası.
(22) GARF. Fon 102. Sayı 243 (1913). Dosya 14. Bölüm 79 LB. Sayfa 45 arkası.
(23) GARF. Fon 102. Sayı. 244 (1914). Dosya 14. Bölüm 79 LB. Sayfa 41 arkası.
(24) GARF. Fon 102. Sayı 244 (1914). Dosya 14. Bölüm 92 LB. Sayfa 49 arkası.
(25) GARF. Fon 102. Sayı.244 (1915). Dosya 14. Bölüm.79 LB. Sayfa 33 arkası.
(26) GARF. Fon 102. Sayı.244 (1915). Dosya 14. Bölüm.79 LB. Sayfa 34.
(27) GARF. Fon 102. Sayı.244 (1915). Dosya 14. Bölüm.79 LB. Sayfa 34 arkası.
(28) GARF. Fon 102. Sayı 244 (1914). Dosya 14. Bölüm 92 LB. Sayfa 53.
(29) GARF. Fon 102. Sayı 244 (1914). Dosya 14. Bölüm 92 LB. Sayfa 53 arkası.
(30) Aynı yer.
(31) GARF. Fon 102. Sayı 1916. Dosya 14. Bölüm 78 B. Sayfa 1.
(32) Kaçaznuni, Ovannes, Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok (1923 Parti Konferansı’na Rapor), Kaynak Yayınları, İstanbul, 2005, Sayfa 34.
(33) GARF. Fon 102. Sayı. 1915. Dosya 14. Bölüm 78B. Sayfa 1.
(34) GARF. Fon 102. Sayı 1915. Dosya 14. Bölüm 78B. Sayfa 2.
(35) GARF. Fon 102. Sayı 240 (1916). Dosya 14. Bölüm 92.B. Sayfa 1
(36) GARF. Fon 102. Sayı 240 (1916). Dosya 14. Bölüm 92.B. Sayfa 3-3 arkası.
(37) Aynı yer.
(38) Rusya Devlet Askeri Tarih Arşivi”

KAYNAK: 30.04.2014 Agos Gazetesi
HAYAL VE GERÇEK ARASINDA: TAŞNAK PARTİSİ’NİN TÜRK-RUS POLİTİKASI (1912-1917)  Natalia CHERNICHENKINA , Uluslararası Konferans: ( Ermeni Sorunu SANALLIK ve GERÇEKLİK) 22 - 23 Mayıs 2015 ANKARA, Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön