21 Ocak 2010
Burada sigaranın zararlarını yazacak değilim. Tiryakiliğe gelince, onu da keyfini çıkararak yazacak olanlara bırakalım.
Kırk yıl öncesine gidince hatırladığımız; Tütün keseleri, tütün tabakaları, sigara kâğıtları, tütün paketleri, pipo tütünleri, bir de kaçak tütünler vardı, sigara çeşitlerinin yanında. Senatör, Meclis, Silahlı Kuvvetler ve asker sigarası, üçüncü, ikinci, birinci, Bitlis, Bafra, yenice, gelincik, bahar, kulüp, yeni harman, kırmızı uçlu bahar, aklım da kalan sigara isimleri. Sonraları, yeni harman, samsun, Maltepe markaları da filtreli olarak piyasaya sürüldü. Piyasa da Barclay, Kent, Winston, Malboro gibi kaçak satılan sigaraları da unutmayalım. Ancak o unuttuğumuz kaçak sigaraların yeniden piyasaya girdiğini duymağa başladığımızı da hatırlatmak isterim.
Her ne kadar, ekonomik seviyelerine göre sigara kullananlar olsa da, sigara tiryakilerinin tamamına yakını ilk alışkanlığı olan sigara markasını kullanmayı tercih ederken, o sigarayla da özdeşleşirdi.
Sigaranın zararlarını bilmemize rağmen, bende Maltepe sigarası ile özdeşleşmiştim. Tam da otuz beş yıl. Yıllar içinde değişen ambalajlar, değişen kaliteler ve fiyatlar gördük. Beğenmeyebilirsiniz. Tenkit de edebilirsiniz. Ama biz tiryakiler bundan ayrı bir haz alırız. Bu durumun yanında, sigaranın bize ulaşmasında, tütün üretimini, emeği, sigarayı üreten fabrikalarımızı, onların işçilerinin var olduğunu da göz ardı etmez, hatta hangi fabrikanın hangi sigarayı imal ettiğini bilirdik.
Bir gün, zamanından önce yapılan bir genel seçimle AKP iktidara geldi. İktidar partisi benim kafamın arkasında başka bir şey yok derken, toplum hayır var dedi. Sonra yedi yıldır yaşadıklarımız?
Ben Maltepe sigarama gelmek istiyorum. AKP iktidara gelince, güya özelleştirme hedefleri doğrultusunda, yabancı sigara tekellerine peşkeş çekerek, önce benim sigaramın kalitesini bozdu. Dişimizi sıktık, söylendik, sinirlendik, sonunda otuz beş yıldır içtiğimiz sigarayı içemez olduk. Artık istemesek de, yabancı markalı bir sigara parmaklarımızın arasındaydı.
AKP, aklı sıra sigara tiryakilerini cezalandırıyordu. Sadece sigara tiryakilerini mi? Hayır Türk Tütün üreticilerini ve yerli sigara üretiminde yer alan bütün ilgili sektör işçilerini de bu cezalandırmaya dâhil ediyordu. Tütün üretimini yasaklayarak, sigara fabrikalarını yabancılara satarak bunu yapıyordu. Hem de, ne demekse, dönemin maliye bakanının ‘’babalar gibi satarım’’ ifadeleri ile bu yapılıyordu.
Türkiye de tütün yetiştirenler, kimlerdi? Kaç yıldır bu üretimi yapmaktaydılar? Bu tütün Türkiye de nereler de yetiştirilirdi? Aklımızda kaldığınca yazalım.
Adıyaman, Akçaabat, Altınözü, Alaçam, Bafra, Batman, Bahçe, Bekirhan, Besni, Bitlis, Bursa, Canik, Düzce, Edirne, Erbaa, Evkaf, Gölbaşı, Gümüşhacıköy, Gönen, Havza, Hendek, Hizan, Hazro, Hasköy, İzmir, Kâhta, Kızılağaç, Kozluk, Maden, Muş, Mutki, Sason, Taşova, Tokat, Trabzon, Yayladağ ve Yolalan.
Bu üreticiler şu anda nasıl geçiniyorlar? Bileniniz var mı? AKP bu üreticilerimize acaba nasıl bir doğrudan destek sağladı? Alternatif ürün projesi olarak hangi projeleri hayata geçirdi? Tekel’in özelleştirilmesi bir yerde yarı sömürgeleşme değil mi dir? Artan fiyatlarla en azından yabancılarca sömürülen biz olmuyor mu yuz?
İstemeyerek, biz sömürülür, cebimiz deki para da yabancılara giderken, kimler ne kazanıyor? Peki, Tütün üreticisi kaybını ne ile karşılayacak. Birkaç aylık gelir karşılığı satılan Tekel fabrikalarının işçileri hayatlarını nasıl kazanacak? Var mı bilen?
Biz özelleştirmeden ne anlıyoruz? Ne anlamalıyız. Devletin ekonomik faaliyetlerden çekilmesi olarak özetleyelim. Ancak, bence olması gereken, devletin üretim ve ticari faaliyetlerinin, öncelikle teknolojilerinin yenilenerek, rehabilite edilmesi, bunlar yapılamıyorsa, başka konulara kaydırılması, o da olmuyorsa, tamamen tasfiye edilmesi düşünülmelidir. Sonra dünya da o alanda ki, pazar payınız, o payın ülke ekonomisine katkısı öngörülmelidir. Türkiye de hükümetler nedense ben sattım oldu, anlayışı ile hareket etmiş ve etmeye de devam etmektedir. Bu gidişe özel sektörde katılmış, sonucunda da;
Pektim, Kazak’ın (Ermeni’nin), Türk-Telekom, Lübnanlının, Finans bank, Alternatif bank, Yunanlının, Oyakbank, Dış bank, Hollandalının, Denizbank, Belçikalının, Türkiye Finans, Kuveytlinin, Mngbank, Lübnanlının, Şeker bank, Kazak’ın, Yapı Kredi’nin yarısı, İtalyan’ın, Türkcell’in yarısı, Finlinin-Rus’un, Beymen’in yarısı, Amerikalının, Enerjisa’nın yarısı, Avusturyalının, Garanti’nin yarısı Amerikalının, Eczacıbaşı İlaç, Çek’in, İzocam, Fransız’ın, Tgrt (Fox) Amerikalının, Demirdöküm, Alman’ın, Döktaş, Fransız’ın, Süper FM, Kanadalının, Un Ro-Ro, Amerikalının, AFM, Rus’un, Falım, İngilizlerin olmuştur.
Ya, TEKEL?
Kahvehanelerde, neler konuşulduğundan hiç haberiniz var mı? Vatandaş, sigara yasağının sebebini, sokak ısıtıcılarını, bakan çocuklarının imal ederek sattığını, bir müddet sonra yasağın şeklinin değiştirilerek, bakan çocuklarının bu defa da kapalı alanlara havalandırma cihazı ve klima satacaklarını söyleyerek, karşılıklı gülüşüyorlar. Bırakın işletme sahibi, burada sigara içilir, burada içilmez kararını kendisi versin. Müşteri de kendi tercihini ona göre kullasın. Buz kesen sokaklarda, o soğuğun tadını çıkaranlara kalsa, olmaz mı?
Meyhanelerde, bir kadeh rakıdan sonra konuşulanları da burada yazmayalım. Oranı tartışılacak emekli maaş zamları bir ay sonra, sigara zamları inatla hemen uygulanıyor. Kimin menfaati öncelikli, onu da artık siz söyleyin.
Bu ÜLKEDE, un var, şeker var, yağ var. Ancak helvayı yapacak kafa yapısı olmadığı için insanlar işsiz. Tarım bu politikaların sonucunda çıkmazda. Çingene her kapının önünde bohçasını açarken, hükümet bir türlü açılım dediği bohçayı açamadı. Tekel işçileri neden sokaklarda? Tütün üreticisi ne yiyip, ne içiyor. Siz yedi yıldır, hiç gülen yüzlere rastladınız mı? Nasılsa! Türkiye değişiyormuş! Sayın Başbakan, ‘’Kimsenin yaşam tarzına, herhangi bir kastımız olamaz. İnsanları eleştirebiliriz ama bunların bir saygı içerisinde olmasının gereğine inanıyoruz.’’ Demiş. Nasıl bir saygıysa!
Öyle ise, insanlar neden sokaklarda sigara içmek zorunda kalıyor. Dün hiç görmediğimiz başka bir manzara ise, sokak da gördüğünüz iki bayandan birisinin elinde sigara oluşu, onların zarafetini bu hale getirmek kimin eseri?
Türk tütünü ile yerli sigarayı bu hale kim, neyin karşılığında getirdi? Yabancı sigara ile rekabet edecek Türk tütünü ile TEKEL işçisinin imal edeceği yerli sigara üretimi ne karşılığında engelleniyor? Kaliteli TÜRK tütünüyle REKABET kapıları ne adına kapalı? Ne adına kapatıldı? İnsanlar buz kesen sokaklarda neden sigara içmek zorunda bırakılıyor? Yok, sayılan insanların içtiği sigaradan alınan vergi neden yok sayılmıyor?
Ankara’nın buz kesen havasında TEKEL İŞÇİLERİ…
VAHH… BENİM MALTEPE SİGARAM…
Cem Cüneyd Canan