23 Nisan 2005
Bütün kurumlarımızla 2005 Yılın da ki soykırımla ilgili yaptıklarımız, Dünya da bir çok arşiv belgelerinin ortaya getirilerek, toplumlara sunulması, 90 yıl sonunda geldiğimiz en olumlu nokta olmuştur. Bu çalışmalara, 24 Nisan gününden, 2005 sonuna, hatta, 2006 sonuna kadar devam edilerek, tüm insanlığa soykırım olmadığı anlatılmalıdır. Hiç kuşkusuz izlenecek o kadar yol var ki, tamamında haklılığımız ortaya çıkacaktır. Bunlardan en aykırısını uygulasak da, kaçınılmaz soykırım yapmadığımız her zaman bilinecektir.
Ermeni kaynakların da, sayısız Ermeni‘nin soykırım iddiası ile yapmış olduğu güya belge niteliğinde, beyanları bulunmaktadır. Bu beyan ve belgeleri irdeleye biliriz. Hatta bu yalan beyan ve açıklamalara dayanarak, Dünya dan dileyenleri, sivil toplum örgütlerini davet ederek, olay mahallin de iddia sahiplerinin iddialarının ispatını isteye biliriz. Dünya milletleri de kimin kime katliam yaptığını yerinde görmüş olur. Bu soykırım iddiasın da bulunanları Erzincan’ a davet edebiliriz. Kilise Meydanın da neler yaptıklarını, bırakırız bin Ermeni anlatır, biz bir anlatırız.
İşte Dünya kimin soykırım yaptığını o zaman anlar, o zaman görür…..
Başka bir yalana bakalım…
Ermeni yalanlarının en büyüğü nüfus konusundadır. Olmayanı var gösterip, sonra yok edildiğini söylemek, iddia etmek, herhalde yalanın kuyruklusudur.
Ben dışarıdan bu yalana bakmak istiyorum. Dünyaya dağılmış Ermeni nüfus yapısına baktığımız da, bu ülkelere hangi tarihlerde gitmişlerdir. Bu gün ki nüfuslarına ulaşmalarının başlama noktası neresidir. Kimse sormuyor…
Stanford J. Shaw
1890 da 12.585.950 Müslüman, 1.139.053 Ermeni
1897 de 14.111.945 Müslüman, 1.162.000 Ermeni
1906 da 15.518.478 Müslüman, 1.140.563 Ermeni
1914 de 15.044.846 Müslüman, 1.229.007 Ermeni'nin Anadolu nun nüfusu olduğunu belirtmektedir.
Başbakanlık arşiv kayıtlarımız da 1896-97 de 12.130.257 Müslüman, 1.152.367 Ermeni‘nin bulunduğu görülmektedir.
Yine, Sicil-i Nüfus-u İdare-i Umumiyet-i Müdüriyet-i tarafından yayınlanan 1914 resmi istatistiğinde, de 13.339.000 Müslüman ve 1.234.671 Ermeni bulunduğunu açıkça görmekteyiz.
Ermeni’lerin her tarihte Ermeni nüfusunu ispat etmeleri mümkün olduğu halde, abartılı olarak ileri sürdükleri, Ermeni nüfusunu ispat etmeleri asla mümkün değildir. Türkiye Ermeni’lerinin kendi yazdıkları tarihlerine, göz attığımızda; Patrikhanelerini, patriklerini bu kayıtlarını patrikhanenin kuruluşundan, tüm belgeleriyle bu günkü Mesrop II. Mutafyan’ a kadar taşıdıklarını da görmekteyiz. Patrikhane kayıtlarında vaftiz ve ölüm kayıtlarının devamlı tutulduğunu dikkatlerden kaçırmazsak, Ermeniler ileri sürdükleri nüfusu bu kaynaktan ispat etmeli ve ortaya koymalıdırlar. Bu yola soykırım iddiası ile baş vurmadıkları halde, bu gün mahkemelerimiz de gerek nüfus, gerek veraset-intikal davalarında patrikhane kayıtlarını özel menfaatleri doğrultusunda, halen kullandıklarını da tespit edelim.
Sözde soykırım konusunda ileri sürdüğün Ermeni nüfusu için, kilise kayıtlarını ortaya koymayacaksın, kişisel menfaatlerine gelince 150-200 yıllık kilise kayıtlarını TÜRK yargısına suna bileceksin. İşte Ermeni’nin yalanı, işte Ermeni’nin iki yüzlülüğü.
Aynı Ermeni kaynağında ‘’Başlangıç dan Günümüze Umum Ermeniler Büyük Patrikleri veya Gatoğigosları’’n da da günümüze kadar olan bilgilerini, verebildiklerini görmekteyiz. Bütün bu bilgiler orta da dururken, o zaman sormazlar mı ki 1,5 milyon Ermeni öldüyse, Bu gün ki Ermeniler nereden çıktı…!
Büyüklerimiz Ermeni mezalimini, Ermeni talanını yaşamışken, biz de Ermeni YALANINI yaşıyoruz.
Bundan sonra ki satırlarımıza, başkalarının neler dediklerine bakarak devam edelim. Şu noktayı da özellikle aktarmak isterim. Kendi değil, tarihin kaydettiği doğruları ortaya koymak, şovenlik, ırkçılık ve aşırı milliyetçilikse; Ben şovenim, ırkçıyım ve de aşırı milliyetçiyim.
Bir kesim soykırımın adına TRAJEDİ diyerek, birazda Türk’ü suça katma çabasını gösteriyor. Mesela Bejan Matur gibi. (14.4.2005 Köşe yazısı)
Robert Koçaryan’ın ve diğer Ermeni yetkililerin söyledikleri zaten ortada…!
Strasbourg ‘ da Avrupa Parlamentosun da düzenlenen konferans da, Kıbrıs Rum milletvekili Matsakis ‘’Türklerin Kıbrıs da da soykırım yaptığını’’ söyleye biliyor….! Aynı konferans da Etyen Mahçupyan yine sözlerinin arasına bir çok olumsuzluğu yerleştirirken, ‘’Ermenilerin soykırım ısrarından vazgeçmesini, Türklerin de soykırımı kabul etmesi gerektiğini ‘’ söyleye biliyor. Sözüm ona entellektüelce …!
Başkaları, soykırım Osmanlı’nın işi, bizi ilgilendirmez anlamına gelecek imalarda bulunuyor. Bazıları kaçak güreşerek, Türkiye-Avrupa Karma Parlamento Komisyon Başkanı Joost Lagendijk, ‘’Teklif anladığım kadarıyla Türk-Ermeni tarihçilerden oluşacak bağımsız bir komisyonu içeriyor. Bu oldukça olumlu ve kaçırılmaması gereken bir fırsat.’’ Diyor. Nasıl olduysa bu kadarını anlata bilmişiz.
Talihsiz ve de esef veren bir açıklama da Washington Ermeni Ortodoks Kilisesi temsicisi Papaz Vertanes Kalayjian dan geliyor. Mustafa Kemal ATATÜRK’ e dil uzatıyor. Türk Ermeni cemaati bunu kınıyor. Gelin görün ki belirli birimlerimiz kınarken, söz de Atatürk’çülerimizden tık çıkmıyor.
Amerika Başkanının 24 Nisan da ne söyleyeceğini, Amerikan kongresinin ne karar alacağını bekliyoruz. Mavi kitap için on bir ülkeye mektuplar yazıyoruz. Ama bütün belgelerimizle BEYAZ kitabımızı yazmıyor, onların dillerinde TEHCİR’i anlatmıyoruz.
Bir başka şeyi de yapmıyoruz. Tarih, tarihçi diyoruz, ama tarihin bize bıraktığı hafızaya sahip çıkmıyoruz. En azından kaybettiklerimizi yeterince anmıyoruz. Genç kuşaklara Kemah Boğazı’nı, Sansa’yı, Tercan’ı ve Ilgar Çayırlarını yeterince anlatmıyoruz.
Ne demekse…. Sayın Başbakan; ’’Bunu büyütmeyeceğiz, ama dik duracağız.’’ Diyor.
Biz yine de Erzincan hafızamızı tazeleyelim. Bütün bilgi ve belgelerimizi, hatıralarımızı tarihçilerimize aktaralım. Onlar bize gelemiyorsa, biz onlara gidelim. Onlar gerekeni yapacaklardır.
Küçük Ermenistan ve küçülen Fransa Cumhurbaşkanlarının, Paris soykırım anıtına çelenk koyarken, etraflarında en fazla 300-500 kişinin bulunması da büyük yalanlarının onları küçülttüğünü göstermiyormu.
Erzincan da Ermeni Mezalim Anıtı yapılmasını, hiç değilse Ilgar Çayırlarına yapılmasını tekrar dikkatlerinize ve taktirlerinize sunuyorum.
Her şeye rağmen, inanıyorum ki, ACI HATIRALARIMIZ DAHİ, ERMENİ YALANLARINA YETECEKTİR.
Kaynak: Türkiye Ermenileri Tarihi (Levon Panos Dabağyan) ve Prof.Dr.Süleyman Beyoğlu (Osmanlı Devletinde Ermeni Nü)
Cem Cüneyd Canan