KIZILELMA "HEDEF TURAN" AMA NASIL? (XV-I

12 Ocak 2023


DAĞISTAN (ıı)

      “1917 Bağımsızlık Girişimleri, Bağımsızlık ve Sovyet İşgalinden 1991’e Kadar Dağıstan 2 Mart 1917’de Çarlığın devrilmesi üzerine bağımsızlık için imkân bulan DAĞLILAR 3 Mart 1917’de TERAKKALE’ de DAĞISTAN, ÇEÇEN-İNGUŞYA, OSETYA, KABERDEY, KARAÇAY-BALKARYA, KUBAN ve ABHAZYA’nın temsilcilerinden oluşan bir kongre düzenlemişlerdir. Bu kongrede “BİRLEŞMİŞ ŞİMALİ KAFKASYA ve DAĞISTAN DAĞLILARI BİRLİĞİ MERKEZ KOMİTESİ adıyla bir icra heyeti seçilmiştir. Tüm bunlar gerçekleşirken Dağıstan’da, Rusya’da kurulmuş olan geçici hükümetin temsilcileri bulunmaktadır. Geçici hükümetin yerel organı olan BÖLGE YURTTAŞ İCRA KOMİTESİ’nin üyesi olarak görev yapan Başyat Şahanov, Birleşmiş Şimali Kafkasya ve Dağıstan Dağlıları Birliği’nin Merkez Komitesi adlı icra heyetinin kurulmasını teklif etmiştir. Bu örgüt komitesine Çeçen Abdülmecid Çermoy, Başyat Şahanov, Adıge olan Pşımaho Kotse, Dağıstanlı Beşir Dalgat, Kumuk Türkleri’nden Raşid Han Kaplan katılmıştır. İcra komitesinin ilk başkanı Başyat Şahanov olmuştur. Bu kongrede şu kararlar alınmıştır:

a- Kuzey Kafkasyalılar siyasi bir birlik oluştururlar.

b- Birlik içindeki her kabile tam bir muhtariyete sahip olacaktır.

c- Birliğin ayan meclisi ve mebusan meclisi olmak üzere iki meclisi olacaktır.

d- Yapılan işlerin anayasaya uygun olup olmadığını kontrol etmek üzere bir yüksek mahkeme kurulacaktır.

      Kurulan komite, Beyaz Rus ordusu komutanı DENİKİN kuvvetlerinin Kuzey Kafkasya’ya girmesi üzerine meclisi kapatmak zorunda kalmıştır. Terek Bölgesi’nin (Oblast) iktidarı devrimden sonra Kossakların elinde kalmıştır. Terek Kossak Ordusu’nun Atamanı M. Karaulov, Terek Bölgesi’nin Hükümet Komiseri olarak atanmıştır. Yurttaş İcra Komitesi’nde Dağlıların sayıca çok olduğu yerlerden; Kumuk HASAVYURT Bölgesi’nden Reşid Han Kaplan, İnguş NAZRAN yöresinden Vassan Giray Cabağı, Çeçen VEDENO yöresinden Albay Aduyev ve Kabardey-Balkar NALÇİK yöresinden Hamid Şejoko vardır. Dağıstan’da durum ise Dağlıların lehinedir. 22 Mart 1917’de Temirhan-Şura’da Dağıstanlılardan oluşan geçici hükümet kurulmuştur. Bu komiteye yerli sosyalistlerden Alibek Taho-Godi, Celaleddin Korkmazov ve Temirhan-Şura, Derbent ve Petrovsk (Mahaçkale-Şamilkale) kentlerinden İşçi Asker Sovyetlerinin temsilcilerinden ikişer temsilci de dâhil edilmiştir. Bu komite toplantılarının Kumuk Türkçesi ile yapıldığı bilinmektedir. Bu dönemde Sovyetler ile Dağıstan İcra Komitesi’nin arasındaki çatışmalar durumu zora sokmuştur. Sovyetler 22 Temmuz 1917’de Bölge İcra Komitesi (Yerel Hükümet) ile ilişkisini kestiğini açıklamıştır. Dağıstanlılar İcra Komitesi’ni kendi yerel milli organları olarak görürken, Ruslar kendi siyasi politikaları icabı Sovyetleri desteklemişlerdir. Nisan 1917’de Kuzey Kafkasyalı ve Güney Kafkasyalı Müslümanlardan oluşan temsilciler siyasi karmaşayı çözmek, eylem planı hazırlamak ve bağımsızlık gibi konuları konuşmak için Bakü’de toplanmışlardır. Bu toplantıda:

a- Toprak özerkliğine dayalı cumhuriyet isteği,

b- Rusya’da yasa yapma yetkisine sahip tüm Müslümanlar için merkezi bir organın kurulması,

c- Kuzey Kafkasya’daki örgüte benzer Güney Kafkasya Müslümanları için bir Müslüman bürosunun kurulması,

ç- Kuzey Kafkasya ve Dağıstan Müslümanlarından 2, Güney Kafkasya Müslümanlarından 4 temsilcinin olacağı, yönetimi Tiflis’te bulunan bir Müslüman bürosunun kurulması,

d- Büronun tüm bölgelerde milli komiteler oluşturması,

e- Bu komitelerin, biri Kuzey Kafkasya ve Dağıstan’da, diğeri Güney Kafkasya’da olmak üzere merkezî Müslüman bürolarının oluşturulması,

f- ZAKATALA yöresinin, Güney Kafkasya Müslüman bürosuna katılması gibi konuların yanı sıra okullar komisyonunun aldığı kararlarda da; Dağıstan’daki okulların eğitiminin öğrencilerin ana dilinde yapılması, Terek ve Dağıstan bölgelerinde bulunan Dağlı yörelerindeki okullarda ikinci yıldan sonra Kumuk Türkçesi’nin de okutulması, Kumuk yöresindeki okullarda ise ikinci yıldan sonra Türk dili öğretilmesi, KUR-SAMUR-TABASARAN ve yakın bölgelerde eğitimin Türk dilinde olması kararlaştırılmıştır.

      Kongrelerde alınan ve resmiyet taşıyan kararlar Dağıstan’da Türkçe’nin çok önemli roller oynadığını göstermiştir. Türkçe’nin eğitim dili olarak kullanılması kararı, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir vakıadır. Dağıstan’ı bu yüzden Türk Tarihi’nden ve Türk Dili’nden ayrı düşünülemez. 1 Mayıs 1917’de Vladikafkas’da Kuzey Kafkasya Dağlıları Birliği’nin girişimiyle Kuzey Kafkasya ve Dağıstan Dağlı Halklarının 1. Kurultayı toplanmıştır. Kurultaya Çeçen, İnguş, Kumuk, Dağıstan, Nogay, Türkmen, Kabardey (Adıge), Balkar, Çerkes (Kuban Adıgeleri), Osetler vd. temsilcilerinden yaklaşık 300 temsilci katılmıştır. Kongreye Dağıstan’ın çeşitli bölgelerinden 62 Müslüman temsilci katılmıştır. Başkanlık seçimi tartışmaları sonucu kongre 2 Mayıs’a ertelenmiştir. 2 Mayıs’taki kongrede Birleşmiş Dağlı Halklar Birliği’nin kurulması kararlaştırılmıştır. Dağıstan Dağlıları Merkez Kurulu yerel organı 20 Ağustos 1917’de ANDİ’de kendi 2. kongresini toplamıştır. 2 Eylül 1917’de Şimali Kafkasya Milli Müessesan Meclisi altında toplanan Andi Kongresi’nde Abdülmecid Çermoy başkanlığındaki komiteye tam salahiyet verilmiştir.   14 Mayıs 1921’de ise şehrin adı Dağıstan’ın ünlü komünistlerinden Mahaç Dahadayev’in onuruna “Mahaçkale” olarak değiştirilmiş ve Dağıstan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin başkenti olmuştur. Şehir isimlerinin farklı olarak kullanılmasında bile Dağıstan halkları ve Rus idare yöntemleri arasındaki çatışmayı görmek mümkündür. Dağıstan’da Hazar Denizi’ne ismini veren ve Türk-Musevi Devleti Hazar Kağanlığının başkentliğini yapmış olan SEMENDER ve BELENCER bulunmaktadır. Dağıstan’ın diğer önemli şehri ise Derbent’tir. Türklerin “Demirkapı”, Arapların “Babül Ebvab”, Farsların “Derbent” dedikleri şehir; kapalı kapı, geçit, sınır karakolu olarak kullanılmıştır. Şehir, Hazar Denizi ile geçit vermez Kafkas Dağları arasında uzanan iki kilometrelik surlarla örülmüştür. Sonunda kale ile son bulan surlar, Hazar Türkleri ve Sasani hükümdarı NUŞİREVAN (531- 579) tarafından yaptırılmıştır. Surların bir diğer özelliği ise şehrin ismini bu yapıdan alıyor olmasıdır. Derbent stratejik olarak tarih boyunca çok önemli bir geçit noktası olmuştur. Destanlara konu olmuş (Yecüc-Mecüc, Zülkarneyn Seddi) bu şehir stratejik önemini hala korumaktadır." (M)

  "1917 Bolşevik İhtilâli’nden sonra Terek-Dağıstan mahallî hükümeti kuruldu. (Z) ÇERMOY Hükümeti Kuzey Kafkasya ve Güney Kafkasya milletleri ile birleşerek 4’lü bir konfederasyon kurulmasını istemişse de bir netice alınamamıştır. Çermoy başkanlığındaki heyet 6 Mayıs 1918’de Trabzon’dan İstanbul’a giderek Osmanlı Hükümeti ile bir anlaşma yapmıştır. Bu çalışmaların sonucunda 11 Mayıs 1918’de Dağıstan’ın TEMİRHAN-ŞURA şehrinde Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilan edilmiştir. Osmanlı Devleti bu cumhuriyeti tanıdıktan sonra 8 Haziran 1918’de CİBALİYYÜN Hükümeti diye adlandırılan Dağıstan ile dostluk antlaşması imzalamıştır. Osmanlı Devleti bu dönemde Dağıstan ile ilişkilerini en üst düzeyde tutmuştur. Bunda, Dağıstan ile eskiden beri ilgili olmasının yanı sıra I. Dünya Harbi’nin patlak vermesinin de etkisi vardır. Öyle ki Kafkas İslam Orduları Bakü’yü kurtardıktan sonra Dağıstan’a girmiş ve Dağıstan’ı kurtarmıştır. 6 Ekim 1918’de aslen Çerkes olan Yusuf İzzet Paşa Derbent’e girmiştir. Dağıstan’da Milli Hükümet çalışmaları hızlansa da 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi’ni takiben Kafkas İslam Ordusu Dağıstan’dan çekilmiştir. Bu ordunun bazı unsurlarının geri çekilmediği Dağıstan nüfusunda kalmaya devam ettiği bilinmektedir." (M) "11 Mayıs 1918’de Dağıstan Osmanlılar’ın desteğiyle Dağıstan ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti adı altında bağımsızlığını ilân etti. Fakat Abdülmecid Çermoyev başkanlığındaki yeni hükümet duruma yeterince hâkim olamadan Mondros Mütarekesi imzalandı ve Osmanlı ordusu Kafkasya’yı tahliye etti." (Z) "12 Aralık 1918’de Abdülmecid Çermoy istifa etmiş, yerine Pşımaho Kosok Hükümeti geçmiştir.  Böylece Rus kuvvetleri önünde yalnız kalan Dağıstan 1919’da yeniden işgal tehlikesiyle karşılaştı." (Z) "Beyaz Rus Ordusu Kuban, Kabardey ve Osetya’yı işgal ettikten sonra Ocak 1919’da Terek’i işgal etmiştir. 12 Haziran 1919’da Pşımaho Kosok Hükümeti istifa etmiş, Gl. Mikail Hükümeti kurulmuştur. Denikin (Beyaz Rus Ordusu Komutanı) Kuvvetleri Ağustos 1919’da Derbent’i işgal etmiştir. Böylelikle Dağıstan’daki Milli Hükümet yıkılmıştır. Belli bölgelerde sadece Necmeddin Gotsinski (Dağıstan’da), Uzun Hacı (Çeçenistan’da), Tarko Hacı (İnguşetya’da) direniş göstermişlerdir. Az bir süre sonra da Bolşevikler Beyaz Rus Ordusu’nu mağlup ederek Dağıstan’ı işgal etmişlerdir. Dağıstan bu sefer de Bolşeviklere karşı savaşmaya devam etmiştir.  30 Mart 1920’de Kızılordu Timurhanşura’ya girdi ve Dağıstan’ı işgale başladı." (Z) "1921 Haziranı’na kadar Bolşeviklere karşı amansız bir direniş gösterilmişse de tüm Kuzey Kafkasya Bolşeviklerin eline geçmiştir. 20 Ocak 1921’de Sovyet Sosyalist Rusya Federasyonu’na bağlı Dağıstan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştur. 1922-1923 yıllarında Hasavyurt, Kızılyar, Acıgöl bölgeleri Dağıstan’a dâhil edilmiştir. Dağıstan, SSCB dağılana kadar çeşitli idari düzenlemeler, göç politikaları, demografik planlama ve komünist eğitim anlayışı gibi birçok alanda tarihi Rus politikalarıyla yönetilmiştir.(M)   II. Dünya Savaşı’nın başında Dağıstan’ın Terek ve Kuma ırmakları arasında kalan kuzey kısmı Rusya Federatif Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlandı. Ancak 1957’de bu bölgenin küçük bir kısmı hariç geri verildi. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Dağıstan Rusya Federasyonu’na bağlı özerk cumhuriyet statüsünü korumuştur. "(Z)

      "19 Ocak 2010’da Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedyev imzasıyla daha önce Güney Federal Bölgesi’nde bulunan Dağıstan Cumhuriyeti; İnguş, Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes, Kuzey Osetya-Alanya, Çeçen Cumhuriyetleri ve Stavropol bölgesinin ayrılarak Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi’ne dâhil edilmesiyle yeni bir federal bölge olarak kurulmuştur."(M)

      "Dağıstan nüfusunun %95’i Müslüman, %4’ü genelde Ortodoks Hristiyan, %1’i (Dağ Yahudileri) Musevi’dir. Müslüman nüfusun %90’ı Sünni, %5’i Şii’dir. Sünni Müslümanların çoğunluğu şafii mezhebindendir. Dağıstan’da sadece Nogaylar Hanefi ekolündendir. Müslümanların %60’ı sufi ekoldendir (Kadiri, Nakşibendi ve Şazeli). Görüldüğü gibi halkının dini inanışları bakımından da Türkiye için Dağıstan önemli bir ülkedir. Dağıstan’ın tarihi seyri içinde kendine has bir gelişme özelliği vardır. Rusya’nın diğer federatif bölgelerinden farklı olarak halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman ve Hanefi değil şafii ekolündendir. "(M)

      "Dindar olan halk ilme önem vermiş ve hemen her dağ köyünde bir medrese yaptırmıştır. 1913’te Dağıstan’da 360’ı Ulucami olmak üzere 2060 cami vardı. Komünist yönetim sırasında bu sayı yirmi yediye düşmüştür (1984). "(Z)

      "1991’de Dağılan SSCB Sonrası Günümüze Kadar Dağıstan 1991 yılında SSCB’nin dağılmasından sonra Rusya’ya bağlı Dağıstan Cumhuriyeti kurulmuştur. 26 Temmuz 1994 yılında Dağıstan Cumhuriyeti’nde yeni bir anayasa yapılmıştır. Son anayasa ise 10 Temmuz 2003 tarihinde kabul edilmiştir. Dağıstan günümüze kadar çok fazla değişime uğramadan gelmiştir. Bunun sebebi Rusya’nın sert ve baskıcı politikalarının bölgede çok fazla değişikliğe izin vermemesidir. Fakat bunun yanında Dağıstan, Rusların ve Rusçanın etkinliğinin arttığı bir bölge haline gelmiştir. Rusya’nın en sorunlu bölgeleri Çeçenistan ve Dağıstan olmuştur. Dağıstan’ın dış ticaretinin temel ürünü ham petroldür. Rusya’nın petrol üretiminin %1’i Kuzey Kafkasya’dan, bununsa %5’i Dağıstan’dan karşılanmaktadır.  İkinci Çeçen Savaşı’ndan sonra Rusya’nın en hassas bölgesi olan Kuzey Kafkasya için Putin birtakım düzenlemeler yapmıştır. Bu düzenlemelerden en dikkat çekici olanı ise daha önce yerel devlet adamlarından oluşan federal devlet başkanlarının direk merkezden atanması ve genellikle Rus devlet bürokrasisinde önemli görevler almış olan kişilerin, dışarıdan bu bölgelere atanması olmuştur. Böylelikle Rusya bölgede ulus-devlet gibi davranma yoluna gitmiş, merkezin durumunu kuvvetlendirmiş ve federasyon mantığına ters politikalar yapmıştır. Kuşkusuz Çeçenistan ve Dağıstan’daki çatışmaların azalması Rusya’nın bu politikalarıyla mümkün olabilmiştir. Ancak bölge her zaman karışmaya hazır bir durumdadır."

       "1999 yılında Şamil Basayev ve Ömer Hattab’ın Dağıstan’da bağımsız birimler oluşturması sonucu Rusya Çeçenistan’a müdahale etmiştir. Dağıstan halen Rusya’nın en sorunlu bölgelerinden birisidir. Zaman zaman gerçekleşen şiddet eylemlerinden ve bölgede var olan radikalleşme vetirelerinden dolayı bu odakların rol oynadığı bir yer olmaktan kurtulamamıştır. Dağıstan’ın dini olarak yaşadığı sorunlardan biri Vahhabilik ve Gelenekselcilik arasındaki çatışmalardır. Vehhabi diye nitelendirilenler, Gelenekselcileri Rusçu olmakla suçlarken, Sufiler (Gelenekselciler) diğerlerini Vahhabi olmakla suçlamaktadırlar. Dağıstan’da 1997 yılında bir parlamentodan geçen bir yasayla Vahhabi aktiviteler ve aşırı uç akımlar yasaklanmıştır. 1999 yılında yapılan bir çalışmaya göre Dağıstan’da kendini Vahhabi olarak niteleyenlerin oranı %3’tür. Aynı çalışmaya göre Vahhabi olanlar Avar, Dargin, Çeçen-Akkinler arasında oran olarak daha çoktur. Hiç şüphesiz bu iki taraf olmak istemeyen veya kendini bu şekilde nitelendirmek istemeyenler vardır, belki de bu iki taraf azınlıkta olup Dağıstan halklarının birliği ve refah içinde yaşamak idealini taşıyanlar daha çoktur."

       "Dağıstan’da ortaya çıkmış olan “Gazavat” harekâtı anlaşılmadan bu konuda yapılan değerlendirmeler yanlış olacaktır. Çünkü Dağıstan’da kendine has özellikleriyle ortaya çıkmış, uzun yıllarca tecrübe edilerek bugünlere gelmiş bir “Dağlı Kültürü” ve mücadele ruhu vardır. Dağıstan’ın diğer bir sorunu ise Dağ’da yaşayan Avar, Dargi, Lezgi, Lak, Tabasaran, Agul, Rutul, Zahur vs. gibi halkların Nogay, Kumuk, Çeçen-Akkin, Rus ve Azerbaycanlı halkların yaşadığı ovaya (şehre) göç etmesi sorunudur. Bu sorun birtakım etnik sorunlara neden olmaktadır."

       "Dağıstan’da 1930 yılına kadar etkin dil Türkçe idi. 1930 yılında Kumuk ve Azerbaycan Türkçelerine ek olarak Rusça, Avarca, Lakça, Dargıca, Lezgice, Tabasaranca, Çeçence, Tatça ve Nogay Türkçeleri resmi dil olmuştur. 1933 yılında 7 Kumuk Türkçesi, 1 Azerbaycan Türkçesi, 1 Nogay Türkçesi, 1 Dargıca, 1 Lezgice, 1 Tatça gazete çıkarken; 1956 yılında 14 Avarca, 8 Dargıca, 6 Lezgice, 3 Lakça, 2 Tabasaranca ve 1 Tatça gazeteye karşılık 6 Kumuk Türkçesi ve 2 Azerbaycan Türkçesi gazete çıkmaktaydı. 1930 yılından sonra ise Dağıstan’da hâkim dil Rusça olmaya başlamıştır. Bu dil meselesi ve göç sorunu birlikte düşünüldüğünde Rusya’nın bölgeye yönelik Türk ve Türk dili üzerindeki etkiyi azaltmaya çalıştığı ve bunda başarılı olduğu söylenebilir. Rusya ile Azerbaycan arasındaki ticaretin %70’i Dağıstan üzerinden yapılmaktadır. Dağıstan’ın Azerbaycan ile yaşadığı bazı sorunlar vardır. Azerbaycan’da yaşayan Lezgiler en kalabalık etnik gruptur ve Dağıstan’da “Terekeme” olarak adlandırılan Azerbaycan Türkleri mevcuttur. Rusya’nın bu konuda atacağı adımlar, Türkiye açısından oldukça önemlidir. Bölgede çıkabilecek herhangi bir sorun Türkiye’yi yakından ilgilendirecektir. Dağıstan’ın diğer bir sorunu ise istikrarsızlık, yolsuzluk ve mafyadır. Dağıstan bütçesinin %64,4’ü Federal Hükümetçe karşılanmasına ve sürekli yolsuzluk operasyonları yapılmasına rağmen Dağıstan’da bu sorun hala en çok uğraşılan temel meselelerden biridir. Dargi olan Magomedali Magomedovich Magomedov 1987’den 2006 yılına kadar Dağıstan’ı uzun süre yönetmiştir. Magomedov’un yerine 2006 yılında bir Avar olan Mukhu Aliyev devlet başkanı olmuştur. 2010 yılında Magomedali’nin oğlu olan Magomedsalam Magomedov Cumhurbaşkanı olmuştur. 2013 yılında Magomedov’un yerine Rusya parlamentosu milletvekili Ramazan Abdullatipov atanmıştır. Magomedov ise Rusya lideri Vladimir Putin’in genel sekreter yardımcılığına getirilmiştir. 2017’de ise Putin tarafından Vladimir Vasilyev bu göreve atanmıştır. Rusya, Dağıstan’da yaptığı atamayla beraber 10 ilin yöneticisini değiştirmiştir. Vasilyev geçmişinde Nord-Ost saldırısından Beslan’a kadar uzanan özel görevlerde bulunmuştur. Putin, Vladimir Vasilyev’e geçmişte de çok fazla güvendiği için önemli görevler vermiştir. Özellikle Nord-Ost ve Beslan saldırılarından sonra Rusya, merkez ile federal bölgeler arasındaki ilişkilerde köklü değişiklikler yapmıştır. Rusya Gürcistan’a müdahale edip Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığını tanımış ve Kırım’ı işgal edip Suriye’ye müdahale etmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere Rusya, dışarıda olduğu gibi kendi iç işlerini de tahkim etmeye devam etmektedir. Merkezi kuvvetlendirerek kendi atadığı Rus devletinde etkin roller oynamış devlet yetkilileri ile gücünü tahkim etmektedir. Sonuç Dağıstan tarihi incelendiğinde görülecekti." (M)

KAYNAKLAR:

(M) Mehmet Uyar-https://dergipark.org.tr 

(Z)  Ziya Musa Buniyatov-https://islamansiklopedisi.org.tr

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön