KIZILELMA "HEDEF TURAN" AMA NASIL? (XIV-I)

22 Aralık 2022


Pek tabiidir ki tarihî Türk-Moğol ortakyaşarlığının günümüze yansımaları da mevcuttur. Bu durumun en güzel örneklerinden birini Çin’in Kansu eyaletinde meskûn olan Sarı Uygurlar teşkil etmektedir. Batı kolu Türkçe, doğu kolu Moğolca konuşan bu halk resmî olarak Çince Yugu (Moğ. Şera Yugur) adı altında tek halk olarak kabul edilmektedir. “Uygur” etnik adlandırmasının tarihî bir Türk boyunun ve aynı zamanda günümüzde nüfusu milyonlarca kişiden oluşan bir Türk halkının adı olduğu düşünüldüğü zaman, ya kimi Türklerin zaman içerisinde Türkçeyi terk edip Moğolcaya geçtiği ya da kimi Moğolların Türk boy adı “Uygur”u üstlendikleri akla gelmektedir. Her iki durumun da uzun ve yoğun bir ortakyaşarlığı gerektirdiğine şüphe yok.

      Türk-Moğol ortakyaşarlığının bir diğer yaygın örneğinin çağdaş literatür de artık daha çok “Tuvalılar” olarak bilinen Uranhaylar etrafında teşekkül ettiğine şahit olunmaktadır. Günümüzde Uranhaylar üç ayrı ülkede meskûndurlar. Kendi federatif cumhuriyetlerine sahip oldukları Rusya Federasyonu’nda “Tuvalı” kimliği altında yaşamakta ve Türkçenin bir lehçesini konuşmaktadırlar. Çin Halk Cumhuriyeti’nde yaşayan Tuvalılar, Moğollar arasında yaşamakta ve Türkçe konuşmalarına rağmen, resmî olarak Moğol kimliği altında kayıtlıdırlar. Bu halk etrafında teşekkül etmiş olan Türk-Moğol ortakyaşarlığı bakımından en ilginç durum, Moğolistan’da görülmektedir. Bu ülkede Tuvalıların bir kısmı Türkçe,  bir kısmı Moğolca konuşmalarına rağmen, resmî olarak hepsi Uranhay Moğoludur. Hâlihazırda artık Moğolca konuşan Darhat ve Hotonların da geçmişte Tuva Türkçesi konuşan halklar olduğu düşünülmektedir. Günümüzde Tuvalıların dâhil oldukları Türk-Moğol ortakyaşarlığının en düşük seviyede yaşandığı yer Rusya Federasyonu’ndaki Tuva Cumhuriyeti’dir. Ancak Tuva Türkçesinde bulunan yoğun Buryat Moğolcası etkisi, geçmişte burada da yoğun bir Türk- Moğol ortakyaşarlığının cereyan ettiğini göstermektedir. Burada yeri gelmişken Buryat Moğollarının kendilerinin de daha eski bir Türk-Moğol ortakyaşarlığı neticesinde ortaya çıkmış bir halk olduğunu belirtmekte fayda var.

      Oldukça yaygın bir olgu olan çağdaş Türk-Moğol ortakyaşarlığının örneklerini artırmak mümkündür. Doğu Türkistan’ın Bortala, Bayingolin ve Kobuksar bölgelerinde Uygur ve Kazak-Oyrat, Mançurya’da Çiçikar şehrinin Fuyü ilçesinde Kırgız-Oyrat, yine aynı bölgede Kırgız-Dağur, Doğu Türkistan’ın Urumçi, Bortala ve Korgas bölgelerinde Uygur ve Kazak- Dağur, yine Doğu Türkistan Bortala’da Uygur ve Kazak-Çahar, Kansu eyaletindeki Linsia’da Salar-Dongsiang (Santa), Doğu Türkistan’da Sanci, İli ve Tarbagatay’da Uygur ve Kazak- Dongsiang (Santa), Doğu Türkistan’da Sanci, İli ve Şihanza’da Uygur ve Kazak-Mongur Çinghay eyaletindeki Minhe’de Salar-Mangğuer ortakyaşarlılıkları bu durumun örneklerindendir.

      Türk-Moğol ortakyaşarlığı örneklerindeki yaygınlığa rağmen, yukarıda da bahsedilen coğrafi ve tarihî sebeplerden ötürü, Türk-Mançu-Tunguz ortakyaşarlığının örnekleri çok fazla değildir. Bunun başlıca sebebi, elbette Tunguz hayatının geçmişte umumiyetle yazılı geleneğin olduğu coğrafyaların dışında gelişmiş olması olmalıdır. Nitekim Tunguzların Çin’e hâkim olup Mançu Çing hanedanını kurmalarından sonra, Tunguzlar da yazı ile tanışmışlar ve Tunguz yaşamı kayıt altına alınmaya başlamıştır. Keza Türk-Tunguz ortakyaşarlığının da bu dönemle birlikte kayıt altına alınmaya başladığına şahit olunmaktadır. Günümüzde hâlâ görülebilen bir kısım Türk-Tunguz ortakyaşarlığının da bu dönemle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içerisinde vaki olan üç Türk-Tunguz ortakyaşarlığı örneğinin her üçü de varlığını, Mançu Çing hanedanı döneminde cereyan eden olaylara borçludur. Doğu Türkistan’da Bortala’da şahit olunan Uygur ve Kazak-Sibe ortakyaşarlığı, 1765 yılında Mançu Çing hanedanı tarafından bölgeye Sibe nüfusunun yerleştirilmesi neticesinde ortaya çıkmıştır. Yine aynı yerdeki Uygur ve Kazak-Ongkor Solon’u ortakyaşarlığı da aynı tarihî olaylar neticesinde ortaya çıkmıştır. Yine Mançu Çing hanedanının yerleştirmeleri neticesinde meydana gelmiş olan bir Türk-Tunguz ortakyaşarlığı örneği, Mançurya’nın Çiçikar şehir civarında bulunan Fuyü ilçesindeki Kırgız-Solon ortakyaşarlığıdır.

      Şüphesiz Türk-Tunguz ortakyaşarlığının en yoğun ve en uzun süreli örneği Yakutistan’da görülmektedir. Rusya Federasyonu’na bağlı Yakutistan’da görülen Yakut-Even (Lamut) ortakyaşarlığı ile Yakut ve Dolgan-Evenk ortakyaşarlığı, Türk-Tunguz ortakyaşarlık örneklerinin en uzun süreli olanlarını teşkil etmektedir. Bu durum, Yakutların en geç 13-14. yüzyıllarda Baykal gölü civarlarından kuzeye doğru göç edip Orta Lena havzasına gelip yerleşmeleri neticesinde ortaya çıkmıştır. Yani Yakut-Evenk ve Even ortakyaşarlığı, en az altı yüz yıllık bir Türk-Tunguz ortakyaşarlığını temsil etmektedir ki bu durum, günümüzde tespit edilebilen en uzun süreli Türk-Tunguz ortakyaşarlığı örneğidir. Bu uzun ve yoğun ortakyaşarlığın neticesinde, günümüzde Yakut Türkçesinin bir ağzını konuşan Dolgan halkının ortaya çıktığı düşünülmektedir.

      Yukarıda da bahsedilen coğrafi ve siyasi-tarihî amiller sebebiyle, çağdaş Türk-Tunguz ortakyaşarlığının örneklerinin az olmasına karşın, yine aynı amillerin bir sonucu olarak Moğol-    Tunguz ortakyaşarlığının oldukça ciddi derecede yaygın olduğu ve oldukça ilginç örnekler içerdiği görülmektedir. Bilhassa Mançurya, ağırlıklı olarak Moğol ve Mançu-Tunguz lehçelerinin konuşulduğu, dolayısıyla Moğol-Tunguz ortakyaşarlığının tarihî olarak yoğun olduğu bir coğrafya olmuştur. Moğol-Tunguz ortakyaşarlığı o kadar yoğun olmuştur ki bazı halklar ortak ataya dayanan gelenekler geliştirmişlerdir. Mesela Horçin Moğollarının ve diğer kimi Doğu Moğol boylarının bazı sözlü gelenek metinlerinde, bir Nanay büyükanneden bahsedilmektedir. Günümüzde bu yaygın Moğol-Tunguz ortakyaşarlığını; Moğol-Evenk ortakyaşarlığı, Moğol-Mançu ortakyaşarlığı ve Moğol-Oroçen ortakyaşarlığı şeklinde, üç başlık altında tasnif etmek mümkün görünmektedir.

Moğol-Evenk Ortakyaşarlığı

      Günümüzde üç ülkeye dağılmış şekilde yaşayan Evenk Tunguzları, Sibirya halkları içerisinde en geniş alana dağılmış halktır. Rusya Federasyonu içerisinde, batıda Ob-İrtiş havzasından, doğuda Ohotsk denizine ve Sahalin adasına kadar; güneyde Angara ve Amur nehirleri ile Baykal gölünden, kuzeyde Yakut, Dolgan, Even ve Nenets halklarının yaşadığı kutup bölgelerine kadar olan alanda yaşamaktadırlar. Çin Halk Cumhuriyeti’nde kuzeybatı bölgelerine dağılmış şekilde ve Moğolistan’da Yöröö nehrinin çıkış noktaları ile Buir-Nur gölü çevresinde yaşamaktadırlar. Bu kadar geniş bir alana yayılmış olan bir halkın pek çok başka halkla kültürel ilişki içerisinde bulunması oldukça olağan bir durumdur.  Bu alanın güney bölgelerini teşkil eden güney Baykal ötesi, kuzeybatı Çin ve Moğolistan’da,  Evenk Tunguzları, pek çok Moğol halkı ile kültürel ilişki içerisine girip ortakyaşar hâle gelmiştir. Bu güney alanlarında Evenk Tunguzları; Buryatlar, Dağurlar, Oryatlar, Horçinler gibi pek çok Moğol halkı ile ortakyaşarlık ilişkisi içerisindedir.

Buryat-Evenk Ortakyaşarlığı

      Evenk Tunguzlarının yaşadığı alanın güney taraflarının Buryat Moğollarının doğal yaşam alanları ile örtüşmesinden kaynaklanan coğrafi sebeplere bağlı olarak Buryat Moğolları ile Evenk Tunguzları arasında, geçmişi yüzyıllara dayanan bir ortakyaşarlık ilişkisi teşekkül etmiştir. Bu durum, tarihî süreç içerisinde pek çok Evenk’in Tunguzcanın yerine Buryat Moğolcası konuşmaya başlayarak Buryatlaşması ile neticelenmiştir. Nitekim aşağıda Hamnigan bahsinde de görüleceği üzere, Evenk Tunguzlarının Buryat Moğolları ile olan yüzyıllara dayanan ortakyaşarlığı neticesinde, Moğolca ve Tunguzca olmak üzere, iki dilli Hamnigan halkı ortaya çıkmıştır. Günümüzde de Rusya Federasyonu içerisinde, Buryatistan Cumhuriyeti ve Zabaykal Krayı’nda ve Irkutsk Oblastı’nda; Çin Halk Cumhuriyeti’nde ise İç Moğolistan’da pek çok Evenk topluluğu Buryat Moğolları ile ortakyaşar durumdadır.

      Buryatistan’da, günümüzde Evenk Tunguzları, Barguzin vadisinin kuzeyi ile kuzey Baykal ve Baunt bölgelerinde yaşamaktadırlar. Buryatistan’daki nüfusları 800 kişi civarındadır. Buryatistan’daki bu Buryat-Evenk ortakyaşarlığına ilave olarak Zabaykal Krayı’ndaki Kalar, Tungir, Nerça ve Tungukoçan gibi yerlerde; Irkutsk Oblastında ise Angara, Kaçug, Kirensk ve Baykalsk bölgelerinde yaşayan Evenk Tunguzları da Buryatlarla ortakyaşarlık ilişkisi içindedirler.

      Çin Halk Cumhuriyeti’nde, İç Moğolistan’ın Hülün Buir aymağına bağlı Muhtar Evenk Sancağı içerisinde Şinehen nehri civarında yoğun bir şekilde yaşayan Buryat Moğolları, burada Solon Evenkleri ve küçük bir Hamnigan öbeği ile yoğun bir ortakyaşarlık ilişkisi içerisindedir. Aslına bakılacak olursa Hülün Buir’deki Buryat-Evenk ortakyaşarlığı sadece bu Şinehen Buryatları olarak bilinen topluluk ile sınırlı değildir. Günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti’nde yaşayan bütün Buryat toplulukları Hülün Buir’de yaşamaktadır. Bu durumda aslında Hülün Buir Buryatları burada yaşayan bütün Tunguzlarla, yani hem Yakut Evenkleri hem Solon Evenkleri hem Hamniganlar hem de Oroçenler ile ortakyaşar durumdadırlar.

      Günümüzde Moğolistan topraklarında yaşayan Evenk Tunguzları hakkında elde çok ayrıntılı bilgi olmamakla birlikte, genellikle Moğolistan’ın kuzey bölgelerinde, Rusya Federasyonu’nun Buryatistan Cumhuriyeti ve Zabaykal Krayı gibi Buryat nüfusla meskûn bölgelere komşu yerlerde yaşadıkları bilinmektedir. Bu bölgeler aynı zamanda Moğolistan’da Buryatların da yaşadıkları bölgelerdir.

      Görüldüğü üzere Buryat-Evenk ortakyaşarlığı, coğrafi sebeplerle, Buryatların yaşadığı her yerde mevcut olan bir durumdur.  Evenk Tunguzlarının yaşadığı geniş coğrafyanın güney kısımları, büyük oranda Buryat yaşam alanını içine almaktadır. Bu yönüyle Buryat-Evenk ortakyaşarlığı, en yoğun ve en uzun Moğol-Tunguz ortakyaşarlığını teşkil etmektedir. Ayrıca görülmektedir ki Moğolistan ve Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki Buryat-Evenk ortakyaşarlık ilişkisi, aslında daha geniş bir Moğol-Tunguz ortakyaşarlığının bir parçası durumundadır. Bilhassa Çin Halk Cumhuriyeti’nin Muhtar İç Moğolistan Bölgesi’nde yer alan Hülün Buir aymağı, birçok Moğol ve Tunguz halkını bir arada barındırmaktadır.

Moğol-Yakut Evenki Ortakyaşarlığı

      Mançurya Rengeyiği Tunguzları olarak da bilinen Yakut Evenkleri, Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içerisinde, Hamniganlar ve Solonlarla birlikte, resmî olarak “Evenk” kimliği altında tasnif edilmiş üç topluluktan biridir. 19. yüzyılın başlarında sınırın Rusya tarafından göç etmiş olan Sibirya Evenklerinin ahfadı olan Yakut Evenkleri, günümüzde İç Moğolistan’daki Hülün Buir aymağına bağlı Argun Sol Sancağı’nın Oluguya kasabasında 200 kişilik küçük bir topluluk olarak yaşamaktadırlar. Yakut Evenklerinin yaşadığı bu çevre, Buryatlar, Dağurlar ve Horçinler gibi Moğol halklarına ilaveten, Solon Evenkleri ve Oroçenler gibi Tunguz haklarının, Hamniganların ve Han Çinlilerinin yaşadığı çok kültürlü ve çok dilli bir ortamdır. Bölgede yaşayan diğer Evenk toplulukları ve Oroçenler gibi, Yakut Evenkleri de bilhassa Moğollarla yoğun bir kültürel ilişki içerisindedirler.

Dağur-Solon Ortakyaşarlığı

      Dağur Moğollarının Tunguz halkları ile oldukça eskiye dayanan bir ortakyaşarlığı vardır. Moğol lehçelerinden en eskicil ve istisnai olanını konuşan Dağur Moğollarının konuştuğu dil, birtakım Moğolluk bilimcileri tarafından Kitan (Kitay, Kıtay, Hıtay) dilinin devamı olarak kabul edilmektedir. Bu Moğol halkı, Mançurya’da tarihî olarak Evenk Tunguzları ve bilhassa Solon Evenkleri ile çok uzun bir ortakyaşarlık ilişkisine girmiştir. Bu ortakyaşarlıkta muteber olan tarafın Dağur Moğolları olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu ilişkide Solon Tunguzlarının Dağur Moğolcasında iki dilli olduklarına şahit olunmaktadır. Yalnızca, Mançuların Mançurya’da hâkim oldukları devirde, Dağur Moğollarının Mançucada iki dilli oldukları bilinmektedir. Bu Mançu hâkimiyeti, zaman içerisinde Dağur-Solon ortakyaşarlığının coğrafi olarak genişlemesine de sebep olmuştur. Yukarıda Türk-Tunguz ortakyaşarlığı bahsinde de zikredilen olaylar zinciri neticesinde, 17. yüzyılın ortalarında, Dağur Moğollarının önemli bir kısmı, birlikte yaşadıkları Solon Evenkleri ile birlikte, Mançu Çing hanedanı tarafından, önce Kuzey Mançurya’daki Nonni havzasına, oradan da Kuzeybatı Mançurya’daki Haylar havzasına ve Doğu Türkistan’ın batısındaki İli havzasına nakledilmişlerdir. Böylece tarihî olarak sınırın Rusya Federasyonu tarafında kalan Orta Amur bölgesindeki (Amurskaya Oblast) Zeya havzasında oluşmuş olan Dağur-Solon ortakyaşarlığı daha güney ve güneybatıda dört bölgeye taşınmış oldu.

      Solonların dili bazı araştırmacılar tarafından ayrı bir lehçe, hatta dil kabul edilmekle birlikte, Evenk Tunguzcası ile karşılıklı anlaşılabilirliğe sahiptir. Tarihî olarak Dağur Moğollarına tabi bir halk olarak yaşayan Solon Evenklerinin anavatanı, yukarıda da bahsedildiği üzere Dağurlar gibi Orta Amur’un kuzeyindeki Zeya havzasında bulunmakta idi. Mançu Çing hanedanını 1654 yılındaki yeniden yerleştirme faaliyetleri neticesinde, Solon Evenklerinin anavatanında hiç Solon kalmadığı tahmin edilmektedir. Ancak Solonlar, Dağurlarla ortakyaşar bir şekilde günümüz Çin Halk Cumhuriyetinde dört bölgeye yayılmışlardır. Hatta bu nakiller neticesinde, günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki en büyük Evenk Tunguzu topluluğu, Solonlar olmuştur.

      Mançu Çing hanedanı tarafından gerçekleştirilen nüfus nakillerinin bir sonucu olarak günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içerisinde dört ayrı bölgede Dağur-Solon ortakyaşarlığı ortaya çıktığından yukarıda bahsedilmişti. Bu ortakyaşarlık alanlarından biri, Nonni havzasının Heilongjiang eyaletinde kalan kısmındadır. Burada küçük bir Solon topluluğu, en kalabalık Dağur topluluğu ile ortakyaşarlık içerisindedir. Bir diğer Dağur-Solon ortakyaşarlık bölgesi, Muhtar İç Moğolistan Bölgesine bağlı Hülün Buir aymağındaki Haylar şehrinin güneyinde bulunan Muhtar Evenk Sancağıdır. Bu sancak, dünya üzerinde en kalabalık Evenk topluluğunu yaşadığı yerdir ve yine en kalabalık Dağur topluluklarından birinin meskûn olduğu yerdir. Yine Hülün Buir aymağıunda bulunan Morin Daba Muhtar Dağur Sancağında küçük bir Solon topluluğu yaşamaktadır. Dağur-Solon ortakyaşarlığının hâlen devam ettiği dördüncü yer ise Doğu Türkistan’ın İli bölgesidir. Dağur Moğollarının Tunguzlarla olan ortakyaşarlığının daha iyi anlaşılması bakımından, konuştukları dilin 19. yüzyılın sonlarına kadar bir Tunguz lehçesi zannedildiğini belirtmekte fayda var.

      Heilongjiang eyaletindeki Dağur Moğolları ve Solon Evenkleri, Oyrat Moğolları, Fuyü Kırgızları, Oroçen Tunguzları ve Han Çinlileri ile birlikte yaşamaktadırlar. İç Moğolistan’da ise bu ortakyaşarlığa, Horçinler başta olmak üzere İç Moğolistanlı çeşitli Moğol boyları, Buryat Moğolları, Oroçen Tunguzları, Hamniganlar ve Han Çinlileri de iştirak etmektedirler. Doğu Türkistan’da Dağur-Solon ortakyaşarlığının mevcut olduğu bölgelerden biri olan Bortala’da ise Dağur Moğollarına ilaveten Oyrat ve Çahar Moğollarının da bulunduğu unutulmamalıdır. Hatta Bortala’da en kalabalık Moğol grubu Oyratlardır ve Oyrat Moğolcası, Çince ile birlikte muhtar bölgenin resmî dillerinden biridir. Yine aynı bölgede, Sibe Mançuları da kendi dillerini konuşan bir topluluk olarak yaşamaktadırlar. Ayrıca Uygurlar ve Kazaklar gibi Türk halkları bölgedeki çoğunluğu oluşturmaktadırlar. Elbette Han Çinlileri de bölgede yoğun bir şekilde yaşamaktadırlar. Görüldüğü üzere, aslında Dağur-Solon ortakyaşarlığı, daha geniş birçok kültürlü ortamı barındıran bir yaşam alanıdır. Ancak Dağur Moğolları ve Solon Evenklerinin Orta Amur Bölgesindeki anavatanlarına dayanan hususi bir ilişkileri vardır.

(DEVAM EDECEK)

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön