KIZILELMA "HEDEF TURAN" AMA NASIL? (XI)

13 Kasım 2022


ÇUKOTKA OKRUGU

                                                         TOP. NÜFUS                        TÜRK NÜFUS                      KM2

Çukotka Okrug                              

53.824                

  2.200                    

  737.700 

Çukotka Özerk Okrugu; Rusya’nın ve Sibirya'nın en kuzeydoğu kesiminde yer alır. 1991'e kadar Çukçi özerk ili adıyla Magadan Oblast'a bağlı kaldıktan sonra Çukotka Özerk ili (okrug) olarak özerklik kazandı.

      En doğu ucu Çukçi Yarımadasıdır. Anadır Irmağı havzası dışında genellikle dağlık ve engebelidir. Sert Kuzey Kutbu  iklimi yüzünden bitki örtüsü tundralar ve güneydeki birkaç ormanla sınırlıdır. 1930'larda Çukçilerin yerleşmesi için oluşturulmasına karşın, Rus göçmenler yüzünden Çukçiler zaman içinde ikinci etnik grup haline düşmüşlerdir.

      “Çukçiler, Sibirya’nın kuzeydoğu ucunda, Rusya Federasyonu’na bağlı Çukotka Özerk Birimi’nde yaşayan TÜRK halkıdır. Çukçi Yarımadasında, Kuzey Buz Denizi ile Bering Boğazı kıyılarında yaşarlar. Rusya 2002 nüfus sayımına göre 15.700 Çukçi nüfustan anadilini konuşan kişi sayısı yaklaşık 7.700 dir. Çukçilerden etkilenen komşu halk Sibirya Yupikleri arasında Çukçice bilenler de vardır.

      Tükenme tehlikesindeki Çukçice, UNESCO’nun Tehlikedeki Diller Kırmızı Kitabında yer almaktadır.

      Yupiklerin ataları muhtemelen Sibirya’nın Bering Boğazı ve Arktik Okyanusu kıyılarında büyük bir alanda yaşıyorlardı ve Çukçi ve Koryak kabilelerinin kuzeye ilerlemesiyle birbirinden kopuk adacıklar halinde kıyılara hapis olunmuştu. Günümüzdeki Kıyı Çukçilerinin (Anqallyt) büyük bir kısmı muhtemelen Çukçileşmiş Sibirya Yupikleridir.

      Doğu Çukotka’da Kıyı Çukçileri ile Yupikler, Batı Çukotka’da ise Tundra (ya da Ren geyiği) Çukçileri yaşarlar” ([1])

      “Çukçaların yurdu Çukotka Otonom Bölgesi (Çukotka Özerk Bölgesi/Çukotka Özerk Okrugu) Rusya Federasyonu’nun Magadan vilayetine bağlıdır. Çukçalar da bu bölgede yaşamaktadırlar. Bölge nüfusunun geniş bir bölümü Ruslardan oluşmakla birlikte bazı araştırmacılara göre Türklerle akrabalıkları bulunan bir azınlığın da içlerinde bulunduğu bölgede aynı zamanda Ukraynalılar, Beyaz Rusyalılar, Evenkiler gibi uluslar yaşamaktadır. İsmet Çetin (2001: 130), makalesinde Moskova’da yaşayan Kırgızistanlı bir araştırmacıdan Çukçaların Türk kökenli olduğuna dair bilgiler dinlediğini yazmıştır fakat araştırmacının ismini belirtmemiştir. Ek olarak araştırmacının kendisinden, onun bu bilgiye Çukçalarla altı ay yaşayarak, süreç içerisinde eriştiğini dinlediğini belirtir.”([2])

       “Rusya Federasyonu’nda 160 farklı etnik topluluk yaşamaktadır. Nüfusunun % 79,8’ini Ruslar, % 2’sini Ukraynalılar ve ‰ 6’sını Beyaz Rus (Belarus)lar, yani nüfusun % 82,4’ünü Slavlar oluşturur. Slav nüfustan sonra en kalabalık olan azınlık Türklerdir. Türkler Rusya nüfusunun % 8,4’ünü oluşturmaktadır. Ayrıca Çeçen, İnguş, Çerkez, Abhaz ve Dağıstan toplulukları gibi alt gruplara ayrılan Kafkas toplulukları da % 3,5’ini oluşturmaktadır. Nüfusun geri kalan kısmını ise, Karel, Mordvin, Udmurt, Mari, Komi gibi Fin toplulukları ile Buryat, Kalmuk ve Koryak gibi Moğol toplulukları ve Evenkiler, Çukçiler, Nenetsler gibi Kuzey Asya toplulukları oluşturur.” ([3])

      “Keşif, araştırma ve gözlem maksadıyla Sibirya’ya seyahat eden seyyahların eserleri Rusya’da ve Batılı bilim çevrelerinde büyük ilgi gördüğünden seyahat eserleri temelinde araştırmalar ve tercüme faaliyetleri de yapılmıştır. A. Fon-Ettsel ve G. Vagner tarafından, içerisinde Sibirya’dan ve Orta Asya’dan bol resimlerin yer aldığı seyahatnamelere dayalı bir araştırmada, seyyahlar T. U. Atkinson, A. T. FonMiddendorf, G. Radde ve diğer seyyahların notları boyunca Sibirya ve Orta Asya birçok yönden ele alınmıştır.

       Ettsel ve Vagner, Sibirya’nın tarihini, coğrafi özelliklerini ve nüfus yapısını incelemişlerdir. Bu çerçevede Tatarlar, Barabinler, Vogullar, Ostyaklar, Kalmuklar, Samoyedler, Yakutlar, Buryatlar, Tunguzlar, Koryaklar, Çukçiler, Yukagirler, Moğollar, Mançular seyyahların aktarımları boyunca ele alınmıştır.

      Rusların Amur’u zaptı, Amur sahilleri ve buralarda yaşayan yerel unsurlara dair bilgilerin verildiği esere, Tomas U. Atkinson’un, 1847’de Petersburg’dan başlayan ve Urallar’dan Altaylara, Kazak steplerinden Alatav ve Aktav’a, Issık Göl’e kadar uzanan seyahat notları ilave edilmiştir.” “Sibirya’da 20 yıl yaşamış olan Gedenştrom, “Otrıvki o Sibiri” adlı eserinde İrkutsk vilayetini, Kuzey buz denizi sahillerini, Baykal Gölü ve Amur Nehri’ni, Sibirya’da nehir ulaşımı ve haberleşmesini, Sibirya’nın Çin ve Orta Asya ile ticaretini ayrı başlıklarda incelemiştir.

      Büyük Nerçinsk Fabrikası’ndan Verhneudinsk’e kadar güzergâhlara, önemli mekânlara temas edilmiş, Verhneudinsk’ten İrkutsk’a kadar askeri üsler, yerleşim yerleri, Baykal çevresi, Zabaykal bölgesi ana hatlarıyla tasvir edilmiştir. Eserde, Nerçinsk fabrikaları ele alınmış, Rusdevlet köylüleri ve göçmenler, atlı Tunguzlar, Buryatlar, ilk Rus yerleşimcileri olan “Sibiryaklar”, “Staroobryadtsı” ya da “Semeyski” adlandırılan göçmen gruplar tasvir edilmiş, bu unsurların inanç, kültür ve yaşam tarzları anlatılmıştır.

      Eserin Yakut oblastının tasvir edildiği bölümünde Yakutlar, Tunguzlar, Yukagirler, Çukçiler hakkında bilgiler verilmiştir. Sibirya’nın etnografik yapısı bakımından dikkate değer bir eserdir.  “Sibirya’nın tarihî coğrafyasına dair araştırmaların yanı sıra, Sibirya’ya yapılan ya da Sibirya üzerinden Çin’e, Moğolistan’a ve Türkistan’a yapılan seyahat notları dergide yayınlanmıştır. Sibirya’nın tarihî-arkeolojik eserleri, Sibirya’ya dair coğrafî-istatistikî tasvirler, Sibirya’nın yeraltı-yerüstü kaynakları, madenleri ve maden ocakları, iç ve dış ticaretine ait veri ve dokümanlara yer verilmiştir. Bilinen Sibirya yazıtları (Yenisey Yazıtları) ile yeni keşfedilenler, kurganlar, Sibirya’da, Kazak steplerinde ve Orta Asya’da terkedilmiş şehirler, kasabalar, Yenisey civarında konar-göçer yaşayan kavimler ve bunların yaşam tarzları, gelenek-göreneklerine dair makaleler yayınlanmıştır.

      Sibirya kavimleri dergide ayrı başlıklar halinde incelenmiştir. Tatarlar, Zabaykal Tunguzları, Altay Kalmukları, Yakutlar, Buryatlar, Çukçiler, Lamutlar, Yukagirler, Sibirya’nın ilk Rus sakinleri ve daha başka unsurlar üzerinde yapılan araştırma ve gözlemler tarihî etnografya bakımından önemli bilgiler vermektedir. Sibirya’ya komşu ülkelere; Kazak Steplerine, Türkistan Taşkent, Buhara, Hive ve çevresine, Moğolistan’a yapılan inceleme ve keşif faaliyetleri ile gözlem raporlarının yayınlandığı dergide, Sibirya’ya dair yeni çıkan yayınlar ve keşiflerde duyurulmuştur. Spasski’nin Aziatskiy Vestnik dergisi daha çok Moğolistan, Türkistan, Kafkasya, Çin, Japonya, Hindistan, İran ve Arap dünyasının tarih, kültür ve medeniyetleri ile alakalı konulara yoğunlaşmıştır. Bu bölgelerle ilgili tarih, etnografya, arkeoloji konularında makale ve araştırmalar, seyahatnameler, hatıratlar, mektuplar yayınlanmıştır. Yeni keşfedilen tarihi eserlerin, kaynak ve araştırmaların tanıtım ve kritikleri, Asya’yı ilgilendiren siyasi-kültürel haberlere de yer verilmiştir.

       “Sibirya yerli kavimlerinin nüfusunun azalması, soylarının tükenmesi meselesini ele alan eserlerden birisi S.Patkanov’un “O Priroste İnorodçeskago Naseleniya Sibiri” adlı eserdir. Eserde Patkanov Sibirya halklarını belirli gruplar halinde tasnif ederek nüfus değişimlerini incelemiştir. Finler (Ostyak, Vogul), Samoyedler, Türk-Tatarlar (Yakutlar, Batı Sibirya Tatarları ve Buharalılar, Barabinler, Tom ve Yenisey Türk Boyları, Karagaslar, Kırgız-Kazaklar), Moğollar (Buryat), Tunguzlar ve Paleaziatı (Yenisey Ostyakları, Yukagirler, Çuvantlar, Çukçi ve Eskimolar, Kamçadallar, Koryaklar, Ainler, Gilyaklar, Aleutlar) ayrı başlıklar altında, XIX. asırda yapılan nüfus sayımları sonuçlarına dayanan istatistiki veriler kullanılarak ele alınmıştır.

      Bu halkların nüfuslarının erimesinin sebepleri üzerinde durulmuştur. Nüfusun erimesinin sebepleri arasında ekonomik şartlar başta olmak üzere, çalışma alan ve şartları, medeni-kültürel zafiyetler, salgın hastalıklar, sağlık hizmetlerini yetersizliği, coğrafi şartlar ve savaşlara dikkat çekilmiştir. Amerika ve Afrika’daki yerlilere göre Sibirya yerlilerinde nüfus erimesinin oldukça az olduğu, bu erimede Rus asimilasyonu ya da Ruslarla yerel unsurlar arasında savaşlardan kaynaklanan nüfus erimesi ya da soy tükenmesi iddialarının asılsız olduğu vurgulanmıştır.

       “Georg Kennan’ın Sibirya’da göçebe hayatı tasvir eden eseri “Tent Life in Siberia” Rusçaya çevrilerek yayınlanmıştır. Eser Rus-Amerikan Telgraf Kumpanyasıyla Alaska, Bering Boğazı, Çukotka ve Sibirya’ya seyahat eden Kennan’ın Sibirya’nın kuzeydoğusunda 1865-1867 yılları arasında yaptığı seyahat notlarına dayanmakta olup bilimsel bir iddia taşımamaktadır. Sibirya’nın kuzey sakinleri, gelenek-görenekleri, yaşam tarzları, seyahati esnasında yazarın başından geçen olaylar anlatılmaktadır. Kamçatka gözlemleri, Kamçadalların yaşamları, Koryaklar ve onların yerleşik ve göçebe yaşam biçimleri, fiziki özellikleri, karekterleri, dilleri, inançları, gelenekleri, tören ve kutlamaları anlatılmaktadır. Ayrıca Çukçalar, Lomutlar, Yakutlar hakkında da bilgi verilmektedir. Seyahat notlarında Sibirya’da Rusların yerleştiği son nokta olan Anadır’da yaşayan Ruslara dair gözlemler de yer almaktadır.”

       “Baron Gergard Maydel’in 1868-1870 yılları arasında Yakutistan’ın kuzeydoğusunda yaptığı seyahatin notları Almanca’dan Rusça’ya çevrilerek yayınlanmıştır. Yakutistan’ın Verhoyansk ve Kolımsk okrugları, buralarda yaşayan Yakutlar, Ruslar, Çukçiler ve diğer etnik unsurlar; Lamutlar, Yukagirler, Koryaklar, Kamcadallar, Çuvantslar, Tunguzlar, bunların Rus yerel idaresiyle ve kendi aralarındaki anlaşmazlıkları, bölgedeki ticaret panayırları, özellikle de ticari ilişkilerden kaynaklanan anlaşmazlıklar ele alınmıştır. Maydel aslında bu meseleleri yerinde görmek, rapor hazırlamak ve sorunlara çözüm üretmek için Yakutistan valisi Lohvitskiy tarafından bölgeye gönderilmiştir. Bölgede astronomik ve magnetik gözlemler yapması için Rus Coğrafya Cemiyeti tarafından K. Fon-Neyman ve seyahat güzergâhını çıkarmak (resmetmek) için topograf P.Afanasyev ile tarihsel-doğal eserleri toplaması için N. Antonoviç Maydel’in heyetine dâhil edilmişlerdir. Seyahat notları XIX. asrın ikinci yarısında bölgenin tarihi, coğrafi, etnik, kültürel, bilhassa ticari-iktisadi vaziyetini ortaya koymaktadır. “ ([4])

      “ Arkeolojik bulgulara göre Kuzeydoğu Asya (Doğu Sibirya) coğrafyasında ilk insan izleri Erken Taş Devri’ne kadar uzanmaktadır. Yapılan çalışmalarda elde edilen, en eski kalıntıların tarihi 300.000 yıl öncesine kadar tarihlendirilebilmektedir.

      Buzul çağı sonlarında, Lena, Yana, İndigirka, Kolıma, Anabara, Olenek ve Aldan gibi akarsu havzalarında ilk insanların yerleşmeye başladığı bilinmektedir. Bu insanlar Kuzeydoğu Asya, Alaska, Kanada ve Amerika’ya yayılacak kültürlerin ilk öncülleri oldular. Daha sonra, bu coğrafyalarda kendi özgün uygarlıklarının temelini atacaklardır. Kuzeydoğu Asya’da Sahalar, Evenkler, Evenler, Yukagirler, Çukçiler ve Dolganlar sert iklim koşulları altında kendi kültürlerini oluşturdular. Büyük ölçüde kürk hayvanları avcılığı, geyik besiciliği, balıkçılık ve diğer hayvancılık türleri bu halkların başlıca uğraşları olmuştur.” ([5])

      “Muhtelif zamanlarda Asya’dan Kuzey Amerika’ya geçen ve “Amerika Yerlileri” sekenesini oluşturacak olan göçmenlerin altı yerli kültür sahasını meydana getirdikleri söylenebilir (Collier 1968: 51): 1- Meso-Amerikan 2- Güneybatı 3- Intermediate 4- Kuzeybatı 5- Arktik 6- Doğu – Kuzey.

       Amerika Kıtası ve yeni ahalisiyle ilk temasların kurulduğu zamanlarda Meksika’nın kuzeyinde 300 civarında dil konuşulduğu tahmin edilmektedir. Bu yerlilerin dillerine ilişkin ilk çalışmalar ise Algonkian dilinde bir İncil (1663) ve bir gramer kitabı (1666) yazan Hıristiyan misyoner John Eliot’dan gelmişti. Eski Amerikan başkanlarından Thomas Jefferson da başkanlığından önce 1801 senesinde bu halkların dillerinin hızla yok olduğunu belirterek yerli dillerine dair ciddi şekilde linguistik bilgi toplamıştı. Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk karşılaştırmalı dil bilimcilerinden Fransa doğumlu Peter S. Du Ponceau, Kuzey Amerika yerlilerinin ne herhangi bir Asya ne de Güney Pasifik dili konuştuklarını, lakin Arktik Amerika’nın Eskimo’ları ile Sibirya’nın Çukçi’leri arasında dilsel bir ilişkinin olabileceğini söylemiştir.  

      İsviçre doğumlu Albert Gallatin (1836) de ilk kez Kuzey Amerika yerlilerine ait dilleri sınıflandırarak analiz etmiştir. J. W. Powell, 1891 senesinde Amerika yerlilerinin dillerini 58 aileye ayırmıştır (Oswalt-Neely 1996: 25). Daha sonrasında Edward Sapir, 1929 yılında Powell’ın dil ailelerini 6 ana gruba bölerek yeniden düzenlemiştir (Wissler 1996: 90). 1929 yılından bugüne kadar yapılan çalışmalar onun sınıflandırmasının büyük bölümünü doğrular niteliktedir. Dil aileleri sınıflandırması konusundaki çalışmalar devam etse de Sapir’in gruplandırması genel anlamda hâlâ kullanılmaya devam etmektedir.

      Dil aileleri bakımından Kuzey Amerika Kıtası’nda yaşayan Kızılderilileri oluşturan başlıca soylar şunlardır:

      Na-dene, Aztec-Tanoan, Hokan-Sioux, Algonkin-Wakashan, Penutian, Eskimo-Aleut (Wissler 1996: 91). “Kuzey Amerika yerlileri üzerinde yapılan genetik soy-bilim araştırmaları, onların özellikle Güney Sibirya’nın Altay bölgesinin güneyindeki Türk boyları ile Kuzey Altaylar ve Sibirya’nın Orta, Kuzey, Doğu kesimlerindeki Yenisey-Ostyak [Ketler], Samoyed [Selkup], Altay [Tunguzca: Evenkler ve Ulçiler; Türkçe: Hakas, Şor, Tuba, Çelkan, Kumandin, Tuva, Saha/Saka, Moğolca: Buryatlar], Uralik [Mansiler] ve Paleo- Sibir [Çukçi, Koryak] dilli kavimleriyle akrabalıklarının bulunduğunu göstermektedir.”  (Derenko 2001: 237-241; Starikovskaya 2005: 67-89; Derenko 2007: 1025-1039; Dulk 2012: 229-246).

      Tüm bu genetik çalışmalarda anne soyundan geçen mtDNA analizleri sonuçlarına bakıldığında Kuzey Amerika yerlileri ile Sibiryalı kavimlerin 5 ana haplo- grupta [A, B, C, D ve X] toplandıkları görülmekle beraber alt haplo-gruplar ve bunlar içindeki mutasyonlar söz konusu olduğunda ise Kuzey Amerika yerlileri ile bu Sibiryalı kavimler arasında farklılıklar olduğu tespit edilmişti.” ([6])

 

 

[1] https://kiriminsesigazetesi.com/cukciler/

[2] Metin AKAR, Serhat DÖNMEZ, Şeniz YALÇIN- https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2312528

[3]  Ali Yiğit- RUSYA FEDERASYONUN’DA YAŞAYAN TÜRK TOPLULUKLARININ ANADİLLERİNİ KULLANMA ORANLARINDAKİ BÖLGESEL FARKLILIKLAR- https://www.ayk.gov.tr/wp-content/uploads/2015/01/Y%C4%B0%C4%9E%C4%B0T-Ali-RUSYA-FEDERASYONUN%E2%80%99DA-YA%C5%9EAYAN-T%C3%9CRK-TOPLULUKLARININ-ANAD%C4%B0LLER%C4%B0N%C4%B0-KULLANMA-ORANLARINDAK%C4%B0-B%C3%96LGESEL-FARKLILIKLAR.pdf

[4] https://www.sosyalarastirmalar.com/articles/russian-research-on-siberia-in-tsarism-period.pdf  (Fatih ÜNAL- ÇARLIK DÖNEMİNDE RUSLARIN SİBİRYA ARAŞTIRMALARI

[5] http://www.antiktarih.com/2019/12/18/arkeolojik-verilerle-kuzeydogu-asya-tarihi/

[6] Dr.Egemen Çağrı Mızrak- Dr.https://www.altayli.net/kuzey-amerika-yerlileri-na-denelerin-orta-asya-ve-sibiryanin-gocebe-kavimleri-ile-baglantilari.html

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön