31 Aralık 2017
Sözde Ermeni soykırımı, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş döneminde Ermenilerin devam ede isyanları, I. Dünya Savaşı öncesinde ve sonrasında yaptıkları mezâlimleri yok sayarak YALANA dayalı patırtılarının, esefle ve hayretle seyrettiğimiz sesli görüntüsünden ibarettir. Bu patırtı, son on beş yıldır sesinin tonunu yükseltmiş, dünyanın bazı ülkelerinde de dayanaktan yoksun kabul görmüştür.
Geçmiş iktidarlar döneminde gerekli müdahaleler yapılmadığı gibi, 2002 yılından sonra da sözde Ermeni soykırımı iddiaları karşısında yeterli politikalar üretilmemiştir. Doğudan batıya kadar ülke parlamentolarının aldıkları tanıma kararları karşısında da yeterli strateji uygulanamamıştır. YALANI kullanan Ermeni Diasporası, sözde soykırımını tanıyan devletler üzerinde etkili olurken, ASILSIZ suçlamaya karşı, yeterli çaba gösterilmediği gibi, yapılanlar da ki tutumumuz hep eksik veya yanlış olmuştur. Bunun en tipik örneği, sözde Ermeni Açılımı ve Ermenistan ile yapılan sonuçsuz tartışmalı protokollerdir.
Türk-İslâm Kültüründe bir toplumu yok etme geleneğinin olmadığını, en iyi Ermeniler bilir. Selçukluların, Doğu Bizans’ın zulmünden kurtardığı, Osmanlı’da en müreffeh dönemi yaşadığı BİN YILLIK beraberlik, KAN, GÖZYAŞI ve TEHCİR ile sonuçlanmış ise, bunlara yol açan sebeplerin nedenini, ilk önce Ermeniler kendilerine sormalıdır. Bir milleti, yapmadığı bir işle SUÇLAMAK, O’na İFTİRA atmak, YALANLARLA sözde soykırımı yaptığını iddia etmek, Ermenilerin ne denli NEFRET dünyasının içerisinde yaşadıklarının dışa yansıması değil midir?
Osmanlı İmparatorluğu’nun son İKİ YÜZ YILLIK tarihi iyi incelendiğinde, Anadolu’da BİN YIL önce başlamış olan birliğin, beraberliğin kimler tarafından nasıl bozulduğu görülecektir. 1915’e gelinen süreç, o günün getirdiği şartlarla uygulanan TEHCİR, yerinden yurdundan edilen ve öldürülen TÜRKLER nedense Ermenilerin iddialarında hiç yer almamaktadır. Burada Ermenilerin yaptıklarını, peşinden sürüklendikleri YALANLARI, çıkardıkları PATIRTIYI uzun uzun yazmayacağım.
Türk Milleti, hak etmediği bir suçlamaya maruz kalırken, iktidardaki HÜKÜMET, onun DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI ne yapmaktadır? Akademi dünyası neden bu kadar sessiz kalmaktadır. Bir avuç Ermeni Diasporası YALANLARIYLA dünyayı ayağa kaldırırken, toplum neden yeterince bilgilendirilmemektedir? Bunları neden mi soruyorum! Görmek isteyen gözlere, duymak isteyen kulaklara, bilsinler diye, aşağıda Ermenilerin SÖZDE SOYKIRIMI hakkında, sadece son bir ayda neler yaptıklarını, neler söylediklerini, özet olarak KAYNAKLARI ile bilginize sunuyorum. Umarım, bilgileneni ve özellikle İLGİLENENİ çıkar. Ve de bir BİLEN 1915-1918’in nasıl alıştıra alıştıra 1915-1920 daha sonrada 1918-1923 yapıldığını açıklarsa ben de öğrenmiş ve bilgilenmiş olurum!
2018 Yılının, bütün insanlığa barış, sağlık ve esenlikler getirmesini dilerim.
ERMENİLER NE YAPMIŞ NE SÖYLEMİŞ; (ARALIK 2017) (Azerbaycan, Dağlık Karabağ bu bilgilerin dışında tutulmuştur.)
-“2016 yılında Promise- Söz filminin yapımcısı İrlandalı film yönetmeni Terry George ’The Promise – Söz’ filmi başlığının arkasındaki nedeni,
Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeni katliamlarını içeren tarihsel drama için böyle bir başlık seçilmesini üç nedene bağlıyor.”
http://www.tert.am/en/news/2017/12/01/the-promise/2553842
-Ermenistan Başbakan Yardımcısı Uluslararası Ekonomik Entegrasyon ve Reformlar Bakanı Vahe Gabrielyan, “ Ermenistan - AB Anlaşması için büyük bir kazanımdır dedi”
https://news.am/tur/news/424004.html
-Ermenistan - AB Kapsamlı ve Genişletilmiş Ortaklıkʺ temalı görüşmeler 1 Aralık’ta başladı. Görüşmeler, Ermenistan Meclis Dış İlişkiler Daimi Komisyonu ve Ermenistan Meclis Avrupa’ ya Entegrasyon İşleri Daimi Komisyonu ortak insiyatifi yanı sıra KONRAD ADENAUER Vakfı – Ermenistan Şubesi desteğinde gerçekleştiriliyor.”
https://news.am/tur/news/423974.html
- “ Ermenistan Uluslar Arası Ekonomik Entegrasyon ve Reformlar Başbakan Yardımcısı Vahe Gabrielyan, Ermenistan – AB arasındaki Kapsamlı ve Genişletilmiş Ortaklık anlaşmasının Ermenistan’a politik, ekonomik gelişim, demokrasi ve kurumsal istikrara katkıda bulunacağını söyledi.”
- “Arjantin' de Teresa Saporiti ve Claudio Remedi tarafından Ermeni soykırımının 100 üncü yılı anısına yapılan soykırımı belgeseli ‘ Nisan Senfonisi’ 30 Kasım’ da Buenos Aires’ te gösterime girdi….. “
http://www.panarmenian.net/eng/news/249435/
-“ Dışişleri Bakanlığı, sözde “Ermeni Soykırımı” iddialarına karşı AİHM kararını örnek gösterdi”…Haberden bazı alıntılar ; “ Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 1915 olaylarıyla ilgili beyanlarından ötürü sözde “soykırımı” inkar ettikleri gerekçesiyle mahkum edilen vatandaşların ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine hükmetmesinin “soykırım” iddiasını gerçekmiş gibi kabul ettirme doğrultusundaki uygulamalara karşı, güçlü bir hukuki tasarruf olarak değerlendirildiğini açıkladı…. Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), “Mercan ve diğerleri - İsviçre” davasına ilişkin olarak 28 Kasım 2017 tarihinde oybirliğiyle aldığı kararda, 1915 olaylarıyla ilgili beyanlarından ötürü İsviçre tarafından “soykırımı” inkar ettikleri gerekçesiyle mahkum edilen Ali Merçan, Hasan Kemahlı ve Ethem Kayalı isimli vatandaşlarımızın ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine hükmettiği hatırlatıldı……”
-“ Büyükelçi Samantha Power Aurora Ödülü Seçim Komisyonu’na katıldı ”Haberin Özeti ; “ Aurora İnsani Girişimi, Birleşik Devletler Büyükelçisi Samantha Power' ı, Uyanış İnsanlık Seçim Komitesi için Aurora Ödülünün en yeni üyesi olarak ilan etti. Seçim Komitesi'nin bir parçası olan Büyükelçi, yıllık 1.1 milyon dolarlık Aurora Ödülü için gelecek adayları belirlemek için diğer değerli insan hakları savunucuları ve eski devlet başkanları ile birlikte çalışacak. Aurora Ödülü, Ermeni soykırımı kurbanları adına ve kurtarıcılarına şükran amacıyla üç yıl önce kurulmuştur. Seçim Komitesi, bu yılki 115 ülkeden başvuran 750 adayın incelenmesi için 4 Aralık 2017'de Almanya'nın Berlin kentinde toplanacak. Üçüncü ödülü kazanan kişi 10 Haziran 2018 günü ilan edilecek… ”
https://massispost.com/2017/12/ambassador-samantha-power-joins-aurora-prize-selection-committee/
-“ Ermeni Hukuk Merkezi ‘ nden Kate Nahapetian, Uluslararası Dinî Özgürlük Konferansı' nda konuşacak. Nahapetian, Dinî Özgürlük konulu Üçüncü Yıllık Uluslararası Konferansın bir parçası olarak 6 Aralık tarihinde yapılacak bir panelde yer alacak. Konferans, Washington, D.C'de düzenleniyor. Bu yıl yapılacak konferansın ana teması "Kutsal Topraklarda ve Ortadoğu'da Hristiyanlara Zulüm: Sonuçlar ve Çözümler" olacaktır. Nahapetian, kutsal siteleri korumak isteyen Türkiye' de Ermenilerin ve diğer dini azınlıkların karşılaştığı zorlukları konuşacak, kutsal siteleri ve mülkleri koruma çarelerini tartışacak. Konferansta bazı kongre üyeleri ve din adamları da konuşma yapacaklar.”
- “ Bir kentin yükselişi ve çöküşü” Haberin Özeti ; “ Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği ‘İzmir ve Çevresi: Toplumsal, Ekonomik ve Kültürel Değişimin Yüz Yılı, 1850 -1950’ başlıklı konferans yoğun ilgi gördü. Hrant Dink Vakfı, 2008 yılında başlattığı, bugüne dek Adana, Mardin, Diyarbakır ve Van’ın konu edildiği şehir konferansları dizisi kapsamında 24 - 25 Kasım’da düzenlenen konferansla, bu kez de İzmir ve çevresi ele alındı. İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılan ve yoğun ilgi gören iki günlük toplantıda, Türkiye, Yunanistan, Ermenistan, Almanya ve Rusya’dan araştırmacılar, sekiz panelde toplam 23 bildiri sundu. Şehirde ve bölgede 19. yüzyıl ortalarından 20. yüzyıl ortalarına uzanan dönemde yaşanan büyük dönüşüme odaklanan konferansta, Türk ve Yunan milliyetçiliklerinin ‘millî tarih’ anlatıları ile, 1922 Büyük İzmir Yangını’na ve bu yangının kim tarafından çıkarıldığına dair tartışmaların gölgesinde kalan birçok konu gündeme geldi. Özellikle, İzmir’in 19. yüzyılda süratle gelişen iktisadi hayatı ve kültürel yapısında gayrimüslim toplulukların oynadığı rolün ve bu toplulukların şehirden silinmesinin toplumsal, iktisadi ve kültürel sonuçlarının tartışıldığı oturumlarda, bu alanın halen ne kadar ‘araştırılmaya muhtaç’ olduğu sık sık vurgulandı.”
http://www.agos.com.tr/tr/yazi/19804/bir-kentin-yukselisi-ve-cokusu
- “ Indiana Eyaleti maalesef 1915 olaylarını çevreleyen tarihsel tartışmaya dâhil olmaya karar veren bir oluşum haline gelmiştir. Ondan önceki her ABD eyaleti gibi, Indiana' nın kendisini bu tartışmaya dâhil etme kararı uzlaşmaya hizmet edecek tarihi gerçeklerin oluşmasını kolaylaştırma arzusundan daha çok politik çıkarlara hizmet etmekten kaynaklanmıştır.
Indiana'nın 1915 olaylarını soykırım olarak tasvir etme kararının politik niteliği ve böyle bir kararla tarihi gerçeğin nasıl kurban edildiği Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) deklarasyonuna bakarak kolayca görülebilir. Indiana Valisi Eric J. Holcomb'un 1915 olaylarıyla ilgili olarak bildiriyi imzalamasından sonra Indiana Üniversitesi ANCA Başkanı Seda Arzumanyan şu beyanatta bulundu: "Indiana'daki Ermeni topluluğu küçük ama güçlüdür. Ermeniler Indiana'yı birkaç kuşaktır yuvaları olarak kabul etmiş olup, büyük eyaletimizin gelişimine kayda değer katkılarda bulunmuştur. 6-12 Kasım tarihleri arasında ve sonrasında Kızılderili kardeşlerimizle kültürümüzü ve mirasımızı kutlamayı sabırsızlıkla bekliyoruz.” Bu bildirgede gözden kaçırılmaması gereken beş konu vardır; İlk konu ANCA gibi kuruluşların eylemleri belirli bir grubun insanlarının yabancılaştırılmasını sağlamak ile ilgilidir. İkinci olarak, ANCA gibi kuruluşlar tarafından dile getirilen Türk karşıtı Ermeni söylemi 1915 tarihsel olaylarını bir yığın siyasi enkaz altına gömmek istemektedir. Üçüncü olarak, ANCA'nın ifadesinde yer aldığı gibi, bu tanıma tarih veya hakikat hakkında değildir. Bu, Ermeni diasporasının kimliğiyle ile ilgilidir. Dördüncü olarak, Indiana Valisi tarafından imzalanmış olan Beyanname şunları belirtmektedir: "OYSA, 1915-1923 yılları arasında, hâlâ adalet gerektiren ilk modern soykırım, Ermeni Soykırımı'nda bu yerli toplulukların Osmanlı Türk İmparatorluğu tarafından planlı olarak tamamen yok edilmesinin bir parçası olarak, bir buçuk milyon etnik Ermeni erkek, kadın ve çocuk, bir milyondan fazla Yunanlı, Süryani, Suriyeli ve diğerleri katledildi. ”Beşinci olarak, görünüşe göre Beyanname "Osmanlı Türk Hükümeti'nin suçlarına" karşıydı. Dahası, görünüşe göre Osmanlı İmparatorluğu'nun eylemleri "hâlâ adalet gerektirmektedir". Fakat Indiana Eyaleti ve Valisi önemli bir şey unutmuştur. 1915 olaylarından önce ve sırasında Ermeni çeteleri ve devrimcileri tarafından işlenen suçlar ne olacak? Osmanlı Müslümanlarına karşı işledikleri cinayetlere ne olacak? Türkiye ve Türklere dair her şeye karşı derin düşmanlığı ile tanınan ünlü Ermeni kökenli Amerikalı gazeteci Harut Sassounian, bir makalede, şunu dile getirmektedir: "Ermeni soykırımının devletlerce tanınması bir propaganda anlamı taşıyor, bu perspektiften yararlanılabilir". Şu asla unutulmamaktadır ki, tarihsel gerçek ve dahası barış için atılan adım propaganda için feda edilmemelidir..”
http://avim.org.tr/tr/Yorum/SIYASI-ICERIKLI-HAREKETLER-TARIHI-GERCEKLERI-ORTUYOR
- “Muhalefet milletvekilleri Gürcistan Parlamentosu' na Ermeni Soykırımı'nı tanımaya çağırısında bulunuyor” Haberin Özeti ; “ ..Muhalefet partisini temsil eden Ahılkelek Şehir Meclisi'nden (Sakrebulo) "Gürcistan Vatanseverleri İttifakı" ndan bir grup meclis üyesi Gürcü Parlamentosu' nu Ermeni Soykırımı'nı tanımaya ve kınamaya çağıran bir bildiri yayınladı. Belediye Mecliisi üyeleri Zakar Zakaryan, Samvel Petrosyan, Genadi Elizabaryan, Simon Mananyan ve Sargis Uzunyan tarafından yapılan açıklamada, Eylül 2015'te Ermenistan'ın girişimiyle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ nun 9 Aralık'ı Soykırım Suçunun Mağdurlarını Uluslararası Anma ve Saygı Günü olarak belirlediği ifade edildi. 9 Aralık 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesinin kabul edildiği gün olan 9 Aralık yıldönümü olarak seçildi.” https://www.panorama.am/en/news/2017/12/04/Armenian-Genocide/1874121
- “ System Of A Down (SOAD) Orkestrası şefi Serj Tankian, uğraştığı konulardan birisinin Ermeni kahvesi için marka yaratmak olduğunu söyledi.”
http://www.panarmenian.net/eng/news/249513/
-“ Türkiye, Hıristiyanların mülklerini müsadere ederek Hristiyanların ibadetine izin vermiyor”http://www.aina.org/news/20171203142324.htm
- “ Izmir ve Bölgesi Konferansı İzmir’ de yapıldı” “Konferans büyük ilgi çekti. Açış konuşmasını fotoğraflarla destekleyen Ayhan Aktar, İzmir’ in 19 uncu yüzyıl ortalarından günümüze kadar çok kültürlü bir şehirden ulusal bir şehre dönüştüğünü söyledi. Konuşmacılardan birisi imparatorluktan cumhuriyete geçiş yaparken bölgenin sosyo-ekonomik dönüşümüne ve çöküşüne değindi. Panelist Ellinor Morack, 1922-1925 dönemine odaklanan sunumunda, ekonominin "ulusal ekonomi" politikasının bir parçası olarak gösterilen Türkleştirmenin zenginlik getirmediğini, daha çok yoksullaştırdığını vurguladı. Andreas Burutis, 20 nci yüzyılın başlarında Batı eğitim uygulamaları alanında İzmir'deki gayrimüslim ve Müslüman cemaatlerin arasındaki farklara işaret ederken, Müslüman kızların bu alanın dışında kaldığını vurguladı. Zekeriya Mildanoğlu'nun 1672'de bir kitabın yayınlanmasıyla başlayan Ermeni basını tarihi üzerine yaptığı sunumda 1840 - 1922 yılları arasında yayınlanan 37 süreli yayınlardan bir dizi görsel malzeme sunuldu. Konferansın 2 nci günü İzmir Yangını’ na atfen ‘ Yangın ve Travma’ adlı panel ile başladı. Panelin sunumları, yangın görüntülerine, yangın sırasında ve sonrasında kitlesel intihar vakalarına ve ateşkes döneminde İzmir'in Rum ve Ermeni toplulukları arasında dostluğun oluşum tarihine yakından baktı. Ümit Kurt, yangın sonrasında devletin terk edilmiş mülkleri kamulaştırma yoluyla gayrimüslim mülklerin yağmalanmasını önlemeye çalıştığını belirtti. Talat Ulusoy ise 'terk edilmiş mülkler' yerine söz konusu mülklerin aslında şehirden zorla sınırdışı edilen Rum ve Ermenilere ait olduğunu söyledi. Konferansın son panelinde, 1930' lu yıllarda İzmir'de azınlıklara karşı yürütülen milliyetçi kampanyalar hakkında sunumlar yapıldı. Konferans, açış konuşmasını yapan Ayhan Aktar’ ın kapanış konuşmasında kısaca şu hususları dile getirmesi ile sona erdi ; “İki günlük konferans sırasında yapılan sunumlar ve tartışmalar "İzmir'in yükselişi ve çöküşü" olarak nitelendirilebilecek bir süreç olduğunu ortaya koydu. 20nci yüzyılın Türkleştirme politikalarının bir parçası olarak yer alan sürekli yağma ve müsadere yoluyla 'yerel ve ulusal' bir burjuvazi yaratma amacı gerçekleşmedi.” https://massispost.com/2017/12/izmir-region-conference-held-izmir/
- “ Ermeni Dışişleri Bakan Yardımcısı Shavarsh Kocharyan, Türkiye’ nin, Ermenistan'la olan ilişkilerin normalleştirilmesi yollarını tıkadığını söyledi. Açıklama, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan' ın Ermenistan'ı "ikili işbirliğinin tüm kanallarını bloke eden taraf " suçlamasına cevaben yapıldı. Kocharyan, "Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesi için kanallar çok iyi biliniyor. Bunlar, Zürih'te 2009' da imzalanan Ermeni - Türk Protokolleri ve bunların onaylanmasıdır. Türkiye bu protokolleri onaylamayı reddetti; Dolayısıyla Türkiye, Ermeni - Türk ilişkilerinin normalleştirilmesi için kanalları tıkıyor " dedi.
-“ İsviçre – Ermenistan Parlamento Grubu Başkan Yardımcısı Dominique de Buman İsviçre Parlamentosu alt kanadı olan Ulusal Meclis Başkanlığına seçildi. Yurt dışı ilk ziyaretlerinden birisini 3 - 8 Şubat tarihleri arasında bir delegasyonla birlikte Ermenistan’ a yapacağını söyledi.”
-“ Tarihi Ermenistan’ ı Fotoğraflandırmak : Acının Bir Geçmişi ile Karşı Karşıya, Bir Barış Geleceği Yaratmak.” Haberin Özeti i “ Pek çok yetenekleri olan Stepan Norair Chahinian, görsel sunum yoluyla bilgi işlem için yeni bir yol getiriyor. Urfa, Maraş, İskenderun ve Kesab'a uzanan kuşaklardan Chahinian, 1979'da Brezilya'nın Sao Paulo kentinde dünyaya geldi. Fotoğraf tutkusu, Maraş'tan Halep'e göç eden dedesi Avedis Shahinian'dan esinlendi. Studio Photo Shahinian'ı kurdu. Anavatanları Batı Ermenistan' dan (!) kaçmak zorunda kaldıktan sonra ailenin ayak izlerini takip etmek için 2012'de ilk defa Türkiye'yi ziyaret etti. Stepan, 2015'te Ermeni soykırımının 100 üncü yılını kutlayan “ Boşluğun Gücü: Tarihi Ermenistan' daki Taşlarla Konuşma” eserini İstanbul' da yayınladı. Aynı yıl bu eseri Diyarbakır ve Urfa'da sergiledi. Bir yıl sonra, projesi Ermenistan, Fransa ve Güney Amerika ülkelerine kadar uzanmıştı. Bu haberde, Armenianweekly Shahinian ile “Boşluğun Gücü” ve ilgili konularda yapılan söyleşi yer alıyor.”
https://armenianweekly.com/2017/12/04/historical-armenia-photography-stepan-norair-chahinian/
- “ Fransa’da Türkiye’nin Paris eski Büyükelçisi Hakkı Akil’ e katıldığı konferansta meyve suyu ile saldıran Ermeni asıllı 2 öğrenci ertelenmiş hapis cezasına çarptırıldı.Tasarlayarak bilinçli şiddet uygulamak” suçundan yargılanan Ermeni asıllı Fransız vatandaşı sanıklar, Nanterre Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Mahkeme, saldırıyı gerçekleştiren kişiye 3 ay ertelenmiş hapis cezası verdi. Saldırının görüntülerini çekerek sosyal medyada yayan diğer şahıs ise 1 ay ertelenmiş hapis cezasıyla cezalandırıldı. Avukatlar, mahkemenin verdiği cezanın saldırganların sicil kaydına işlenmeyeceğini savundu.”
http://avim.org.tr/tr/Bulten/TURKIYE-NIN-ESKI-PARIS-BUYUKELCISI-NE-SALDIRANLARA-TOPLAM-4-AY-CEZA
- “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Ermeni Koçari dansını “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası” olarak tanıdı…. UNESCO, Ermeni Kochari geleneksel grup dansını, Kore'nin Jeju Adası'nda yer alan Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Hükümetler Arası Komitesinin on ikinci oturumunda, maddi olmayan kültürel miras listesine dahil etti.”
-“ Fransız Direniş Hareketi üyesi ve Fransa Ulusal Kahramanı John Torikian' ın onuruna Fransız şehri olan Fumel'de yeni bir anı plaketi takılacak. Torikian, ailesi ile küçük bir çocukken Fransa'ya kaçan Ermeni kökenliydi. Fumel'e yerleştiler, burada bir fabrika eğitim merkezinde çırak oldu. Anı plaketi, Torik ailesinin yaşadığı ve daha sonra kahramanın adını taşıyan caddeye yerleştirilecek. Torikian, 15 yaşındayken Fransız Direnişine katılmak için girişimde bulundu. 17 Ağustos 1944'te Alman birliklerinin geri çekilmesinin ertelenmesi için demiryollarının tahribi için talimat verildi. Ancak, ilk görevlerinden dönerken, John ve arkadaşları ateş altında kaldı, yaralandı ve Almanlar tarafından dövülerek öldürüldüler. Torikian o zaman 17 yaşında idi.”http://www.panarmenian.net/eng/news/249609/
- “ System Of A Down orkestrası şefi Serj Tankian, Türkiye'nin Ermeni soykırımı konusundaki tutumu konusunda ilerleme kaydedilmediğini söyledi. Ermeni soykırımının tanınması yönündeki çabalarını ve ilerlemenin hangi aşamalardan geçtiğini anlatan son bir söyleşide Tankian görüşlerini belirtti. Tankian, Ermeni soykırımı konulu "Yoketme Niyeti" adlı bir belgesel için müzik yaptı. Sanatçının söylediğine göre ; ‘ Soykırım konusunda farkındalık açısından ilerleme kaydedildi. İnsanların yaymak için gösterdiği çabalar yüzünden daha fazla insan bunun farkında. 2015'te Ermeni soykırımı'nın yüzüncü yıldönümünde Vatikan ve Papa resmen tanıdı. Daha birçok ülke resmen tanımıştı. 100 yıl önce Woodrow Wilson gibi bir takım politikacılar, Ermeni soykırımını tanımamakla beraber Ermeni halkı için adalet ve Osmanlı yönetimi altında acı çekenler için savaşıyordu. Artık hepimizin çabalarıyla dünyada çok daha fazla insan gerçeği söylüyor’” http://www.panarmenian.net/eng/news/249603/
-“ Ortadoğu ve Kutsal Topraklar' da Hristiyan zulmünü ele alan büyük bir ekümenik konferans, bu hafta Washington'da yapılacak. Bu yıllık etkinlik, Papa Francis' in katılımından ve özellikle de Patrik Bartholomeos’ un 2014 Kudüs Ortak Bildirgesi' nden kaynaklanmaktadır. Bu Bildirgede, iki dini lider; Katolik, Ortodoks ve diğer Hristiyan mezhepler arasında daha yakın bir işbirliği ve "Ortadoğu'daki Hıristiyanların durumu ve kendi bölgelerindeki tam vatandaşlıkları konusunda yoğun bir endişe duyduklarını vurguladılar. Resmi olarak 3. Uluslararası Din Özgürlüğü Konferansı başlıklı etkinliğe, İstanbul Ortodoks Patrikhanesi Arşivleri ve St Andrew kuruluşu tarafından ev sahipliği yapılacak. Konferansa katılanlar, insan hakları ve resmi kaynaklar tarafından kaydedildiği gibi, Hristiyan zulümleri konusunda ciddi istatistikler olduğunu belirttiler. ABD Hükümeti, Uluslararası İnsan Hakları Toplumu' na göre, Hristiyanlar küresel nüfusun yaklaşık yüzde 30'unu oluştururken, dinsel ayrımcılık eylemlerinin yüzde 80' i Hıristiyanlara yöneliktir. ABD Dışişleri Bakanlığı, Hıristiyanların 60' ın üzerinde ülkede zulme maruz kaldığını belirtmektedir.”http://www.aina.org/news/20171205122429.htm
-“ Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa Ermeni Örgütleri Koordinasyon Konseyi (CCAF) tarafından düzenlenen yıllık akşam yemeğine katılacak. CCAF, Fransa'daki Ermeni cemaatinin en büyük siyasi, kültürel, eğitimsel, dini ve sosyal organizasyonlarını bir araya getirmektedir. Konseyin temel hedefleri ; topluluk içindeki faaliyetleri koordine etmek, Ermeni soykırımını inkâr edenlerle mücadele etmek, Fransız Ermeni cemaatinin çıkarlarını savunmak ve kamu politikalarının önemli konuları üzerine birleşik bir yaklaşım sunmaktır. Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande, bu yıl başlarında CCAF’ ın düzenlediği son yemeğine Fransa Cumhurbaşkanı olarak katılmıştı. Söz konusu akşam yemeğinin, 30 Ocak 2018' de Paris’ te verilmesi planlanıyor.”
https://www.panorama.am/en/news/2017/12/07/Macron-dinner-French-Armenians/1875676
http://www.panarmenian.net/eng/news/249657/
-“ Amerika’nın Sesine açıklamada bulunan ABD Kongre üyesi Gus Bilirakis, Ermeni Soykırımının tanınması tasarısını Kongre’ye tekrar getirmenin zamanıdır diyerek bu konuyu Kongre Cumhuriyetçi Parti temsilcileriyle görüşmeye hazırlandığı bilgisini verdi. Cumhuriyetçi Parti, Kongre’ nin her iki meclisinde de çoğunluğu teşkil etmekte. Bilirakis konuşmasına devamla ‘ 1981’de başkanlığı döneminde ABD başkanı Ronald Reagan ve 1975, 1984 ve 1996’da ABD Kongresi Temsilciler Mecisinin Ermeni soykırımını tanıdığını ifade etti.” https://news.am/tur/news/425042.html
-"Birinci Dünya Savaşı'nın Hukuki ve Tarihi Yönleri " başlıklı uluslararası sempozyumunun açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. İlber Ortaylı, Ermeni Asıl amaç, Nazi Holokostu' nu (Yahudi Soykırımı) örtmek. Ermeni sorunu, Türkiye'nin başına bir jenosid (soykırım) olarak kaldı. Bu harp içindeki bir deportasyon ve iki tarafın birbirini katlettiği bir olayken, yanlış olarak 'Türk jenosidi' olarak takdim ediliyor. Burada asıl amaç, Nazi Holokostu'nu (Yahudi soykırımı) örtmek." Dedi. Türk Tarih Kurumu tarafından İstanbul Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası sempozyumun açılış konuşmasında Ortaylı, Asya, Almanya ve Osmanlı Devleti'nin, savaştaki konumları üzerinde durdu. Ermeni sorununun, kolay bir mesele olmadığını, bunun için ciddi bir çalışma gerektirdiğini aktaran Ortaylı, adam akılı tarih, siyaset olarak incelememiz ve değerlendirmemiz gerekiyor. Kolay halledilir bir mesele değildir. Bugünkü akademik laubaliliğimizle halletmemiz hiç mümkün değildir değerlendirmesini yaptı. Ortaylı, Ermeni meselesiyle ilgili tonlarca yazılmış anti -Türk popüler yayının olduğunu, bunlara karşı çok az akademik yayınımızın bulunduğunu söyledi. Ciddiye alınmanız için konuya hakim olmanız lazım. Ermenilerin her şeyini incelememiz lazım. Dünya o kadar da tek taraflı insanlardan oluşmuyor. Konuya tarafsız bakanlar da var. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ise, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, Birinci Dünya Savaşı'nın tarihi olaylar içerisinde insanlığı birinci derecede etkileyen büyük bir olay olma halini devam ettirdiğini belirterek, kendi özellikleri ve çeşitli yönleri olan savaşı bir kerede incelemenin mümkün olmadığını dile getirdi.”
http://avim.org.tr/tr/Bulten/ASIL-AMAC-NAZI-HOLOKOSTU-NU-YAHUDI-SOYKIRIMI-ORTMEK
-Fransız yazar Benard’ mın 'Ermeni Soykırımı Yoktur' dediğine ait bir haber yayımlıyor. Fransız Yazar Yves Benard, incelediği tüm bilgilerin 'Ermeni soykırımı' iddialarını çürüttüğünü belirterek, “Soykırım yoktur, iki taraf içinde katledilmişler vardır. Şuna ikna oldum ki aslında Türkler, Ermenilerden daha fazla katliam kurbanı olmuştur" dedi. Fransa’da Pantheon Yayınevi tarafından kısa bir süre önce Yazar Yves Benard’ın araştırmalarından derlenen “Türk-Ermeni Görüş Ayrılığına Yeni Bakış” adlı 165 sayfalık bir kitap yayımlandı. Kitabın yazarı Yves Benard, Türkiye’yi karış karış gezerek, derin bir araştırmaya yapmış ve kendini gönülden bağlı hissettiğini ifade ettiği Türk toplumu hakkında adalet yerini bulsun istiyor. Kitabıyla ilgili açıklama yapan Fransız yazar, "Bu kitabı yayınlatmakta çok zorlandım. 2009 yılında çıkardığım ilk kitap sadece bir hafta yayınlanabilmişti. Çünkü yayınevi üzerinde çok büyük baskı vardı. Korktular ve yayını durdurmaya karar verdiler. Şimdi, öyle görünüyor ki artık daha kolay yayınlanabilecek bir konu. Bu sefer çok kolaylıkla bir yayınevi buldum. Oysaki ilk kitabım için en az 60 yayıneviyle irtibata geçmiştim. O dönemde yayınevlerinin yarısı olumsuz yanıt vermiş, diğer yarısı ise yanıt vermeye bile gerek duymamıştı" ifadelerini kullandı. Ben Fransız’ım ve itiraf etmeliyim ki, bir soykırımın olduğunu, yaşandığını zannediyordum. Ancak, bu fikrimi çok çabuk değiştiren belgelere ulaştım. Okuduklarıma inanamadım, İnsanoğlunun bu tür şeyler yapabilmesine inanmak çok zor. Ve belgelere ulaştıkça fikrim de değişmeye başladı" dedi. Benard, "Elbette katledilen Ermeniler oldu, ancak öncesindeki aylarda Ermeni Taşnak üyeleri; kadınlardan, çocuklardan ve yaşlılardan oluşan Türk sivilleri katletmişti. Erkekler ise cephede savaşıyordu. Unutmayalım ki bütün bunlar 1914-18 savaşı sırasında yaşandı. Erkekler savaşırken kadınlar çocuklar ve yaşlılar köylerde kalmıştı ve katledildiler. Ardından da köyleri Ermeni Taşnak üyeleri tarafından yakıldı. Yani Türklerin sonradan biraz da olsa intikam aldığını anlayabiliriz. Bu insanidir, normaldir. Ermeniler de katledilmiştir. İncelediğim tüm belgelerle şuna ikna oldum ki aslında Türkler Ermenilerden daha fazla katliam kurbanı olmuştur.”
http://avim.org.tr/tr/Bulten/FRANSIZ-YAZAR-BENARD-ERMENI-SOYKIRIMI-YOKTUR
- “Ulusal Kiliseler Konseyi Başkanı Başpiskopos Vicken Aykazian, Washington'daki dini özgürlük konulu bir konferansta, İncirlik Üssü’ nün sözde soykırımdan önce Ermenilere ait topraklarda inşa edildiğini söyledi. Başpiskopos’ a göre , Türk Üssü aynı zamanda Amerikan savaş uçakları ve personelini de ağırlıyor. Aykazian, ‘Türkiye'deki hiç bir zaman sadece bir azınlık olmadık, Konstantinopolis ve Küçük Asya'nın yerli halkıyız, soykırımdan önce Batı Ermenistan' da 2600' den fazla Ermeni kilisesi ve manastırı mevcuttu, bugün sadece Akdamar Adası'ndaki kilise her yıl bir gün faaliyet gösteriyor, geçtiğimiz 10 yıl boyunca, Türk yetkililerle temasa geçmeye çalıştık, ancak boşuna oldu" dedi. ”http://www.panarmenian.net/eng/news/249676/
-“ FETÖ, Ermeni diasporasıyla yakından çalışıyor" Haberden özet alıntılar şöyle ; “ Turkish Heritage Organization (THO) Başkanı Ali Çınar, FETÖ'nün ABD kongresinde ve senatosunda Türkiye aleyhine çalışmalar yaptığını belirterek, "Hatta sözde Ermeni soykırımı konusunda da Ermeni diasporasıyla yakından çalıştıklarını, Türkiye aleyhine gelen yasa tasarılarına alttan alta destek verdiklerini görüyoruz" dedi. ABD'de Donald Trump'ın başkanlık dönemine değinen Çınar, "Trump, ABD politikasına ters düşecek demeçlerde bulunmuştu. ABD dış politikasında bir sarsıntı var. Kendi Dışişleri Bakanıyla bile uyum içinde değil. O nedenle Obama ve Trump arasında çok farklı bir dış politika algısı var. Bu durum Türkiye'yi de etkiliyor. Türkiye'nin beklentileri karşılanmıyor." ifadelerini kullandı. Çınar , FETÖ'nün ABD'deki Türkiye aleyhine çalışmalarına da işaret ederek, şunları kaydetti: "FETÖ'nün ABD kongresinde ve senatosunda Türkiye aleyhine çalışmalarını görüyoruz. Hatta sözde Ermeni soykırımı konusunda da Ermeni diasporasıyla yakından çalıştıklarını, Türkiye aleyhine gelen yasa tasarılarına alttan alta destek verdiklerini görüyoruz. Bu şekilde bir ihanet içinde bulunmaları üzücü. ABD'de yaşanan koruma olayından sonra Amerikan kongresinde Türkiye aleyhinde çok konuşmalar oldu. Koruma olayından sonra 35-40 kongre üyesinin imzaladığı yasa tasarısındaki sayı 106 oldu. Bu kadar üye sözde Ermeni soykırımı tasarısına destek verdi. Bu sayının artmasında FETÖ' ye yakın kongre üyeleri etkili oldu."http://avim.org.tr/tr/Bulten/FETO-ERMENI-DIASPORASIYLA-YAKINDAN-CALISIYOR
-“ Ermenistan DİB Nalbandyan : Ermeniler, soykırımların önlenmesi için uluslararası çabalara katkıda bulunmayı ahlaki bir zorunluluk hissediyorlar.” Haberin Özeti ; “ Soykırım kabusu içinden geçmiş bir halk olan Ermeniler soykırımlar, insanlığa karşı suçların önlenmesine yönelik uluslararası çabalar konusunda manevi sorumluluk hissediyor. Bugün 9 Aralık’ta “Soykırım Suçu Kurbanlarını Anma ve Saygı” ve ʺBu Suçların Önlenmesi Uluslararası Günüʺ vesilesiyle Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan bir açıklama yayımladı ve şunları kaydetti: ʺBugün Uluslararası Soykırım Kurbanları Anma Gününü kutlayarak, bu evrensel söz olan ve herkes tarafından benimsenmiş ‘artık asla’ nın teminat altına alınması için her tip çabayı gösteren herkese katılıyoruz. Soykırım kabusu içinden geçmiş bir halk olan Ermeniler soykırımlar, insanlığa karşı suçların önlenmesine yönelik uluslararası çabalar konusunda manevi sorumluluk hissediyor. 2015 yılında Ermenistan’ın inisiyatifiyle BM Teşkilatı İnsan Hakları Komisyonu Soykırımların önlenmesine ilişklin tasarıyı oybirliğiyle kabul etti, BM Genel Kurulu ise, çabalarımız sonucunda 9 Aralık’ı ʺUluslararası Soykırım Kurbanlarını Anma ve Onur Günüʺ olarak ilan etti. 2015 yılından bu yana 9 Aralık insanlığa karşı suçların tekrarına karşı ortak mücadelenin önemli bir zaferine dönüşmüştür. Bu insanlığa karşı suçlara ilişkin farkındalığı artırarak önemli bir misyon taşımaktadır. Önümüzdeki yıl 9 Aralık Uluslararası Anma Günü daha büyük bir anlam kazanacaktır. Çünkü, Soykırım Suçlarının Önlenmesi ve Cezalandırılması Bildirisinin kabulünün 70. Yıldönümüne denk gelmektedir. Bu anlayış, Soykırım Bildirisinin öneminin yeniden teyidi için bir kez daha imkan sağlamaktadır.”
https://www.panorama.am/en/news/2017/12/09/Nalbandian-prevention-genocides/1876952
http://www.tert.am/en/news/2017/12/09/nalbandian/2561202
https://news.am/tur/news/425500.html
- “Ermenistan'ın BM Daimi Temsilcisi nefret suçlarının siyasi liderlerce yüceltilmesine karşı uyarıda bulundu. Ermenistan Büyükelçisi ve BM Daimi Temsilcisi Zohrab Mnatsakanyan bugün, Soykırım Suçunun Kazanılması ve Uluslararası Suç Günü Anısına ve Birleşmiş Milletler' de Suçun Önlenmesine Dair Uluslararası Günün kutlanacağı 8 Aralık'ta New York'taki bir panelde yaptığı konuşmada şunları söyledi ; “ Hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı, ırksal ve etnik ayrımcılık, nefret suçlarının övülmesi, özellikle devlet içinde politik liderlerin öncülüğü ve cesaretlendirmesi, tüm uluslararası topluluğun endişe kaynağı olmalı ve potansiyel çatışma ve vahşet suçlarıyla ilgili net bir erken uyarı işareti sağlamalıdır"
-“ 9 Aralık - Soykırım mağdurlarının anılması ve bu suçun önlenmesi konusundaki uluslararası gündür. Ermeni soykırımının 100 üncü yıldönümünde, Ermenistan ‘ Ermeni soykırımını yalnız kınamak yerine soykırım fenomenine karşı adım atmak gerektiğini açıkladı…..
-Amerika Ermeni Ulusal Komitesi- Batı Bölgesi (ANCA - WR) Danny Tarkanian’ı ABD Senatosu’ na Nevada’ dan Cumhuriyetçi aday olarak desteklediğini bildirdi. Tarkanian 2018 seçimlerinde Senatör Dekan Heller' la karşı karşıya gelecek. Ermeni soykırımından kurtulanların torunu olarak Danny Tarkanian Ermeni Meselesinde adalete yalnız kendi ailesi için değil, tüm Ermeniler için kendisini adayacaktır. ANCA-WR Yönetim Kurulu Başkanı Nora Hovsepian ‘ Onun Senato’ da yer alması durumunda, topluluğumuzu güçlendirmek ve ortak hedeflerimizi gerçekleştirmek için onunla yakın işbirliği içinde çalışacağız " dedi. Bildirildiğine göre 20 bini İstanbul’ da olmak üzer toplam 26 bin Süryani Türkiye’ de yaşamaktadır.” http://asbarez.com/
-“ İzmir Felaketi’nin bilinmeyen yüzü: Toplu intiharlar”. Haberden özet alıntılar şöyle ; “ Haberde, Hrant Dink Vakfı tarafından 24 - 25 Kasım’da İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen ‘İzmir ve Çevresi: Toplumsal, Ekonomik ve Kültürel Değişimin Yüz Yılı, 1850-1950’ başlıklı iki günlük uluslararası konferansta sunulan Hasmik Grigoryan'un sunumunu
Cem Cüneyd Canan