MİSAKÎ-MİLLÎ VE LOZAN

31 Ekim 2016


Cumhuriyetin 93. Yılını coşku ile idrak ederken, hâlâ Misakî -Millî ve Lozan tartışması yapanlara, bazı hazımsızlıkların yaşanmasına, şaşmamak mümkün değil. Asıl tartışılacak konu ise, Lozan Antlaşması yapılmasa, ne yapılacaktı? Nedense bunu kimse söylemiyor, söyleyemiyor. Kısaca, Lozan Antlaşmasını ve o günün şartlarını anlamak için Word Price’nin Dail Mail de yazdığı satırlara bakalım: “Meramlarını yürütmek kudretinden mahrum birkaç devlet, galip bir devlete, mağluplara mahsus şartları kabul ettirmek için uğraştılar.” Lord Bırkenhead da Evining Standard gazetesinin 14 Ağustos 1923 tarihli sayısında, Lozan’da İngiliz çıkarlarının hepsinin teslim edildiğini söyledikten sonra, “Bu ülkenin tarihinde yenilgiye uğratılmış bir düşman, fetihten hiçbir zaman bu denli koşullar sağlamamıştı. Türkleri her savaşta yendik. Ama şimdi her şey yitirildi. Uğrunda savaştığımız her şey teslim edildi. Şayet Türkiye bizi fethetmiş olsa idi Lozan Antlaşmasını bize zorla kabul ettirecekti. Bu antlaşma, gerçekte gereksiz çirkin bir komediden başka bir şey değildir” diyor. Daha nasıl anlatılır ki?

Misakî-Millî ‘ye dönersek, Gazi Mustafa Kemal de, Nutuk’ta bakın ne diyor; “Türk Milleti, bu hakikatı anlamağa başlamıştı. Bu idraki neticesiydi ki, ümid-i halâs vadeden, her samimî işarete şitaban olmakta idi. Ancak uzun asırların uyuşturucu idare ve terbiyesinin, bir heyet-i içtimaiyeyi, bir günde, bir senede azat edebileceğini tasavvur ve kabul etmek doğru değildir.

Bu sebeple, vâkıf-ı tabiat ve hakikat olanlar, elinden geldiği kadar, mensup olduğu milleti tenvir ve irşat ederek, onlara, halâs hedefine yürümekte delâleti, en büyük insanlık vazifesi bilmelidirler.

Türk Milletinin, kalbinden, vicdanından sanih ve mülhem olan en esaslı, en bariz arzu ve iman malûm olmuştu: KURTULUŞ..!

Bu kurtuluş feryadı, Türk vatanının bütün afakında aksendaz olmakta idi. Milletten, başka istizahatta bulunmağa mahal yoktu. Artık, bu arzuyu, ifade etmek kolaydı. Nitekim Erzurum ve Sivas Kongrelerinde, arzu-yi millî tebellür ettirilmiş ve ifade olunmuştu.

Bu kongreler esasatına sadık olduklarını beyan ettikleri için milletçe vekil intihap edilen zevat; her şeyden evvel, bu esasata merbut zevattan ve bu esasatı ilân eden cemiyete nisbetini gösterir unvanda bir grup yapacaktı: “MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ GRUBU”.. İşte bu grup, teşkilât-ı milliyeye ve dolayısıyla millete müsteniden her nerede olursa olsun, milletin mukaddes amalini cesaretle ifade ve müdafaa edecekti.

Efendiler, milletin âmal ve makasıdını da, kısa bir programa esas olacak surette toplu bir tarzda ifadesi de görüşüldü. MİSAK-I MİLLÎ unvanı verilen bu programın ilk müsveddeleri de, bir fikir vermek maksadiyle KALEME alındı. İstanbul Meclisinde bu esaslar, hakikaten toplu bir surette tahrir ve tespit olunmuştur.

Efendiler, her görüştüğümüz zat veyahut zevat, bizimle, fikir ve kanaatte müttehit kalarak ayrılmışlardı. Fakat İstanbul Meclisinde, “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Grubu” diye bir grup teşekkül ettiğini işitmedik. Niçin ?! Evet, niçin? Buna bugün cevap isterim!

Çünkü Efendiler; bu grubu teşkil etmeği, vicdan borcu, millet borcu bilmek vaziyet ve kabiliyetinde bulunan efendiler, İMANSIZ idiler.. CEBİN idiler..CAHİL idiler.

İMANSIZ idiler; çünkü, âmal-i milliyenin ciddiyet ve kat’iyetine ve bu âmalin mesnedi olan teşkilât-ı milliyenin salâbetine inanmıyorlardı.
CEBİN idiler; çünkü, teşkilât-ı milliyeye mensubiyeti dai-i mehalik görüyorlardı.
CAHİL idiler; çünkü, yegâne istinatgâh-ı halâsın millet olduğunu ve olacağını takdir edemiyorlardı. Padişaha tekâpu ederek, ecanibe hoş görünerek, mülâyim ve nazik davranarak, büyük gayelerin istihsal olunabileceği GAFLETİNİ gösteriyorlardı.

Bundan başka, Efendiler; NANKÖR ve HOTPEREST idiler.. Fikr-i millî ve teşkilât-ı milliyenin, kısa bir zamanda temin ettiği şeref ve mevcudiyeti istisgar ediyorlardı. Vücut bulmuş olan vaziyet ve varlığın sehlülistihsal olduğunu zan ve vehmetmekle ÇİRKİN gururlarını tatmin sevdasına düşüyorlardı.

Erzurum’da, Sıvas’ta telâffuz olunmuş, tespit olunmuş bir unvanı aynen kabul etmek zül olmaz mıydı?! O unvandan daha manalı unvan mı yoktu?!

Evet, işittik Efendiler; “Fellâhı Vatan grubu” …” diyor…

Şimdi, Misak-ı Millî, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Fellâhı Vatan grubunu, Misak-ı Millî’yi hikâye etmeğe çalışanların, hâlâ neleri anlayamadıklarını anladınız mı? Günümüz de, Misakî-Millî, Lozan ve Cumhuriyet karşıtlarına, Ekim 1917’de Sina Yarımadasında neler yaşandığını, Ekim 1918 de Kerkük’ün, Kasım 1918’de Musul’un, kimler tarafından nasıl işgal edildiğini, Arapların nasıl ihanet ettiğini, o günlerde ordumuza hangi ülke askerlerinin komuta ettiğini, Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni imzaladığımız da neleri ve nereleri kaybettiğimizi, Ağustos 1920’de Sevr Antlaşması’nın nasıl imzalandığını, soracak olursak, belki birazcık düşünerek, Ocak 1920’de ki Misakî-Millî’yi ve nihayet 29 Ekim 1923 Cumhuriyet’in nasıl ilân edilmiş olduğunu anlarlar!

Ne yazık ki, tarih, bugünü bilmeyenlere, dünü anlatmıyor…. Siz yinede aşağıdaki tabloda yer alan ANADOLU topraklarının ne zaman, neden ve nasıl KURTULMUŞ olduğunu da sormayı sakın ihmal etmeyin.

KURTULUŞ GÜNLERİMİZ
8 Ağustos 1916-Bitlis
17 Aralık 1917-Pülümür
13 Şubat 1918- ERZİNCAN
13 Şubat 1918 -Giresun-Görele-
14 Şubat 1918-Vakfıkebir-Beşikdüzü
15 Şubat 1918-Gümüşhane-Maçka
16 Şubat 1918-Bitlis-Tatvan
17 Şubat 1918-Akçaabat-Tonya
17 Şubat 1918-Tercan
19 Şubat 1918-Çayırlı
21 Şubat 1918-Bayburt
24 Şubat 1918-Trabzon-Yomra
25 Şubat 1918-Araklı-Sürmene-İspir
27 Şubat 1918-Çaykara
28 Şubat 1918-Of
1 Mart 1918 -Ardahan-Hanak
2 Mart 1918-Rize
3 Mart 1918-Aşkale-Pazaryolu

9 Mart 1918-Çat-Çayeli
10 Mart 1918-Ardeşen-Pazar
11 Mart 1918-Ilıca-Fındıklı-Karlıova
12 Mart 1918-Erzurum
13 Mart 1918-Pasinler
14 Mart 1918-Hınıs-Köprüköy
16 Mart 1918-Horasan
18 Mart 1918-Tekman-Karayazı-Narman
21 Mart 1918-Tortum
25 Mart 1918-Oltu
28 Mart 1918-Olur
1 Nisan 1918-Erciş-Gürpınar
2 Nisan 1918-Van-Muradiye
3 Nisan 1918-Çaldıran-Saray
7 Nisan 1918-Şenkaya
14 Nisan 1918-Taşlıçay-Tutak
14 Nisan 1918-Diyadin-Doğubeyazıd
14 Nisan 1918-Hamur-Patnos
15 Nisan 1918-Ağrı
16 Nisan 1918-Eleşkirt
18 Nisan 1918-Başkale
22 Nisan 1918-Hakkâri
30 Nisan 1918-Muş-
28 Ağustos 1918-Solhan
Şubat 1920-Kahramanmaraş
11 Nisan 1920-Şanlıurfa
25 Mayıs 1920-Pozantı
2 Haziran 1920-Kozan
29 Eylül 1920-Sarıkamış
30 Eylül 1920-Göle
18 Ekim 1920-Saimbeyli
30 Ekim 1920-Kars
3 Kasım 1920-Arpaçay-Susuz
14 Kasım 1920-Aralık-Iğdır
25 Şubat 1921-Çıldır
27 Şubat 1921-Şavşat
7 Mart 1921-Artvin-Ardanuç-Borçka
12 Mart 1921-Arhavi
13 Mart 1921-Hopa
3 Mayıs 1921-Kaynarca
21 Haziran 1921-Sakarya-Zonguldak
22 Haziran 1921-Sapanca
28 Haziran 1921-Kocaeli
4 Temmuz 1921-Karamürsel
19 Temmuz 1921-Yalova
13 Kasım 1921-İslahiye
15 Kasım 192-Kilis-Hassa
25 Aralık 1921-Gaziantep
27 Aralık 1921-Tarsus
3 Ocak 1922-Mersin
5 Ocak 1922-Adana
6 Ocak 1922-Ceyhan
7 Ocak 1922-Osmaniye
8 Ocak 1922-Erzin
9 Ocak 1922-Dörtyol
1 Mart 1922-Arslanköy
22 Mart 1922-Feke
27 Ağustos 1922-Afyon-Sincanlı
28 Ağustos 1922-Solhan
30 Ağustos 1922-Dumlupınar
30 Ağustos 1922-Kütahya-Demirci-Çivril
31 Ağustos 1922-Sivaslı
1 Eylül 1922-Seyitgazi-Gediz-Uşak
1 Eylül 1922-Kiraz-Aliağa
2 Eylül 1922-Eskişehir
2 Eylül 1922-Karahallı-Ulubey
3 Eylül 1922-Dursunbey-Sındırgı-Emet
3 Eylül 1922-Güney-Ödemiş-Selendi
3 Eylül 1922-Tavşanlı-Eşme-Buharkent
4 Eylül 1922-Bigadiç-Bozüyük-Söğüt
4 Eylül 1922-Buldan-Tire-Simav
4 Eylül 1922-Sarıgöl-Kula
5 Eylül 1922-Kuyucak-Nazilli
5 Eylül 1922- Sultanhisar-Susurluk
5 Eylül 1922-Gördes-Salihli
5 Eylül 1922-Pazaryeri-Alaşehir
6 Eylül 1922-Bilecik-Söke-Umurlu
6 Eylül 1922-Ahmetli-Gölmarmara-
6 Eylül 1922-Balıkesir-Köşk-Balya
6 Eylül 1922-Gönen-Savaştepe-İnegöl
6 Eylül 1922-Yenişehir-Akhisar-Bayındır
7 Eylül 1922-İncirliova-İvrindi-Torbalı
7 Eylül 1922-Beydağ-Turgutlu-Aydın
7 Eylül 1922-Germencik-Kuşadası
7 Eylül 1922-Saruhanlı
8 Eylül 1922-Burhaniye-Kemalpaşa
8 Eylül 1922-Manisa-Selçuk
9 Eylül 1922-İzmir-Edremit-Bornova
9 Eylül 1922-Menemen-Orhaneli
10 Eylül 1922-Orhangazi
11 Eylül 1922-Bursa-Gemlik-Foça
11 Eylül 1922-Seferihisar-Güzelbahçe
12 Eylül 1922-Mudanya-Urla-Kırkağaç
13 Eylül 1922-Soma-Kınık
14 Eylül 1922-Karacabey-Manyas
14 Eylül 1922-Altınova-M.Kemalpaşa
14 Eylül 1922-Bergama-Dikili
15 Eylül 1922-Ayvalık
16 Eylül 1922-Çeşme
17 Eylül 1922-Karaburun-Bandırma
18 Eylül 1922-Erdek-Biga-Mahmudiye
20 Eylül 1922-Bozcaada-Bayramiç
20 Eylül 1922-Mihalıççık-Sivrihisar
21 Eylül 1922-Ayvacık
22 Eylül 1922-Emirdağ-Ezine
23 Eylül 1922-Çan
24 Eylül 1922-Bolvadin
25 Eylül 1922-Lapseki
29 Eylül 1922-Sarıkamış
30 Eylül 1922-Göle
1 Kasım 1922-Çorlu-Saray-Vize
2 Kasım 1922-Muratlı
8 Kasım 1922-Lüleburgaz
9 Kasım 1922-Babaeski-Pehlivanköy
10 Kasım 1922-Kırklareli
11 Kasım 1922-Kofçaz-Demirköy
13 Kasım 1922-Tekirdağ
14 Kasım 1922-Hayrabolu-Malkara
18 Kasım 1922-Uzunköprü
19 Kasım 1922-Meriç
20 Kasım 1922-İpsala-Kiğı
21 Kasım 1922-Keşan-Mardin
22 Kasım 1922-Havsa
23 Kasım 1922-Enez
25 Kasım 1922-Edirne
26 Kasım 1922-Çanakkale-Gelibolu
26 Kasım 1922-Lalapaşa
28 Kasım 1922-İznik
17 Aralık 1922-Şarköy
6 Ekim 1923-İstanbul
17 Ekim 1923-Gökçeada
1 Kasım 1923-Silivri
4 Temmuz 1924-Antalya
5 Temmuz 1938-İskenderun
6 Temmuz 1938-Kırıkhan
8 Temmuz 1938-Reyhanlı

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön