08 Nisan 2011
Ziya Gökalp’ın ölümü üzerine Hamdullah Suphi Tanrıöver diyor ki; ’’Bazı adamlar vardır ki, en durgun şekiller içinde inanılmaz bir mücadele gücü taşırlar, onları yürürken seyrediniz, ağır ağır giderler ve sessiz basarlar; oturuşları konuşuşları mülâyimlik, incelik ifade eden en yumuşak tavırlar içindedir. Hâlbuki karşınızdaki sessiz adam korkunç bir mücadele cihazıdır. O mücadele için yaşayacak ve mücadele içinde ölecektir.
09 Mart 2011
Siz hiç küçük bir şehirde yaşadınız mı? Çocukluğunuz, gençliğiniz o şehirde geçti mi? 1960 Yılında 40.000 1965 yılında 50.000’li nüfusa sahip bir şehirden bahsediyorum. Herkes birbirini tanırdı. Bugün hatıralarda yaşatılan mahalle gibiydi şehrin tamamı. Paylaşmanın, saygı, sevginin, hatırın ve vefanın sıradan ama içten yaşandığı bir şehir, korkmadan, ürkmeden, hatta geceleri kapılarımızı kilitlemeden yattığımız, yaşadığımız şehir.
12 Şubat 2011
Şu Haydarpaşa Garı ve Kılıç Ali Paşa Camii’ni YAKILMADAN önceki haliyle bana verin, Recep Tayyip Erdoğan’ın sekiz yılda yaptık dedikleri varsın sizin olsun. Bazı işler vardır ki, okumakla yazmakla öğretilmiyor, öğrenilemiyor. ‘’Allah akıl-fikir versin ‘’ mi diyelim, yoksa ‘’Allah dağına bakıp kar’ını mı veriyor’’diyelim. TÜRK ve MÜSLÜMAN olmak ne demek diye mi soralım?
14 Ocak 2011
2011 Yılının ilk ayı. İktidar da, Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’si var. Din, dil, millet ve tarih şuurunun, ne hale geldiğini birlikte izliyoruz. Türkçülüğe karşıymış..! ‘’TÜRK MİLLETİ’’ ve ‘’TÜRK EVLÂTLARI’’ ifadeleri, Anayasa Mahkemesi Üye Yemininden çıkarılıyormuş..! Korku ve baskı salınmıyormuş…! Mahalle baskısı yokmuş…! Özel hayata müdahale etmezlermiş…! Herkesin hayat tarzına saygılıymışlar..! En geniş özgürlükleri savunuyorlarmış..!
16 Aralık 2010
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ‘’550 Milletvekili yemin etti, mevcut mevzuat parti kapatma nedenidir. Anayasa’mızın 2. maddesi ve Siyasi Partiler Kanunu’nun 81. maddesi değişmediği sürece Kürtçe konuşulamaz’’ diyor. Bütün acı olumsuzluklara rağmen, bunları duyunca, insanın yeniden yaşama sevinci duyacağı geliyor. Anayasa’mızın ve T.C. Kanunlarıyla ilgili hükümlerin halen savunucuları ve uygulayıcıları olduğunu görmek ve bunu Cumhurbaşkanı’nın,
15 Kasım 2010
‘’O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. O şiir milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Bin bir facia karşısında bunalan ruhların ızdıraplar içinde halâs dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz. O’nu kimse yazamaz. O’nu bende yazamam. O’nu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lâzım. O şiir artık benim değildir. O milletin malıdır. Benim milletime karşı en kıymetli hediyem budur.’’
17 Ekim 2010
Kendimizi bilmeğe başladığımızda tartışılan konular için; yemin edilerek ‘’de, gazete yazıyor’’ ‘’ajans da dinledim’’ dendiğinde de, her şey biterdi. Devlet memuru, daire müdürü, kaymakam ve valinin söyledikleri mutlak doğru idi. Askerin saygınlığını herhalde yazmama gerek yok.
16 Eylül 2010
Herkesin bildiğini sandığım şu anonim ifade de ‘’ Batılılar Afrika’ya geldiklerinde, onların elinde İncil, bizim topraklarımız vardı. Bizden gözlerimizi kapatıp, dua etmemizi istediler. Gözlerimizi açtığımızda, bizim elimizde İncil, onların ayaklarının altında bize ait topraklar vardı’’ der Afrikalılar.
01 Eylül 2010
Öncelikle 12 Eylül 1980 ANAYASASINI değiştiriyoruz diyenlerin YALAN söylediklerini belirterek başlayalım. Safsatayla, hele YARADANIN en mükemmel kabul ettiği İNSANI kimsenin İSTİSMAR etmeye, ALDATMAYA hiç hakkı olmadığını hatırlatarak başlayalım. Bunları en basit bakışla özetlersek;
09 Ağustos 2010
P.ALB. SUAT KARADAĞ 4. KOMANDO TUGAYI PİYADE ALAY KOMUTANLIĞI TUNCELİ Sevgili Suat; Hınzırlık olsun, diyerek, önce görevli olduğun adresi başlığa taşıdım. P.Alb. Suat Karadağ 4. Komando Tugayı Şehit Albay Suat Karadağ Kışlası