14 Ağustos 2005
Geçen hafta sizlere Harcanmayan paraların, harcanacak bir alana aktarılmasını, genç beyinlerin yaratıcılıklarını ortaya koyacakları bir tasarım ÜST’ü kurmanın Erzincan’ a artılar getirebileceğini yazmıştım.
Geçtiğimiz yıllarda, The Economist dergisinden alınan bir gazete yazısında, Unutun mühendisleri, endüstrinin yıldızları tasarımcılar, deniliyordu. Teknolojinin bütün üretimlerde aşağı yukarı belirli bir düzeyde olduğunu farklılığın ise tasarımdan kaynaklandığı belirtiliyor. Tasarım her zaman önemli olmuştur. Bazen tasarımcıların da duraksadığı, yeni modellerin ortaya konulmadığına şahit oluruz. Bir bakarız yıllarca benzer elbiseleri giyeriz, benzer saatleri, gözlükleri ve birbirine çok benzeyen otomobilleri kullanırız. Buradan anlarız ki tasarımcıların yaratıcılıklarında bir duraklama olmuştur. Bazen de tasarımda peş peşe gelen patlamalar yaşana bilir.
Mesela, otomobil tasarımcıları Londra’ da ki Royal College of Art, Los Angeles’ de ki Pasadena College of Desing, Detroit’ de ki College for Creative Studies gibi okullardan mezun oluyorlar. Stuttgart ve Paris de tasarım ve sanat okullarından parlak tasarımcılar çıkaran kentler olarak söyleye biliriz. Bunun yanında İtalya’ da hem otomotiv endüstrisinin merkezi Torino da tek bir tasarım okulu bulunmuyor. Halbu ki bu şehir Pininfarina, Bertone, Giugiaro, Ghia gibi büyük otomobil devleri için çalışan en önemli tasarım şirketlerinin kenti. Belki de buraların okula ihtiyacı yok. Giyimden ayakkabıya, mobi lyadan otomobile kadar tasarımın gerçek yuvası olan Kuzey İtalya da insanların kanında olan bir yetenek de diye biliriz. Alfa Romeo, Bugatti, Lamborghini, Maserati, Ferrari, Lancia gibi lüks otomobillerde, Fiat Seicento ve Punto gibi küçük otomobiller de burada yaratılmış. Otomobil tasarımı konusunda özel bir okula sahip olmayan bir başka ülke de Japonya. Buradan Londra’nın her geçen gün başta otomotiv olmak üzere her konuda en önemli bir tasarım merkezi olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Burada giyim ve otomobil tasarımın dünyada kendisinden övgüyle bahsettiren TÜRK tasarımcıların bulunduğunu unutmayalım. Unutmayım derken bugün Volkswagen’in tasarım bölümünün tepe noktasında oturan Murat Günak’ı bilmeyenlerin bilmesini isterim. Murat Günak 4-14 2004 Tarihinde Cenevre de yapılan 74. otomobil fuarında Volkswagen yöneticileri VW grubunun tüm markaların tasarımından sorumluluğa getiridiğini açıklamışlardı. Murat Günak VW de tam 36 yıldır tasarım yönetimini elinde tutan 63 yaşındaki Dr.Hartmut Warkuss’un yerine geçmiştir. Murat Günak için ‘’KAZANANLARIN GÜLÜMSEMESİ ÜZERİNDE OLAN ADAM’’ denilmektedir. Onun sahip olduğu zevk ve beğenisi firmaların geleceği ve binlerce işçinin iş garantisi olduğu anlamına gelmektedir. Stephane Schwartz, Walter Da Silva, Shiro Nakamura, J Mays, Patrick Le Clement, Peter Horbury, Franco Sbarro, Anne Asensio ve Gerry McGovern gibi tasarımcılar bir yerden bir yere sadece transfer olurken büyük servetler kazandıklarını ayrıca belirtmeliyim.
Dünyanın diğer ülkelerinde bunlara benzeyen örnekler verebiliriz. Erzincan da bu işe önderlik yapacak sanat okullarımız var. İdeal olanı okulla yapmak. İtalya örneğinde gördüğümüz gibi bu iş okulsuz da ola biliyor. Erzincan insanı yaratıcılık yönünde sanırım İtalyanlardan aşağı kalmayacaktır. Yeter ki bir yerden başlayalım. Burada başta Sayın Valimize, Sayın Belediye Başkanımıza, Sayın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanına, başarılı çalışmalarını dikkatle izlediğimiz Sayın Milli Eğitim Müdürümüze çok iş düşecektir. Hiç değilse üretmesini bir türlü beceremediğimiz ürünlerin tasarımını yapalım. Geleceğimiz için bir yerlerden başlayalım, başlayalım.
Cem Cüneyd Canan