KIZILELMA "HEDEF TURAN" AMA NASIL? (XXXI)

30 Ocak 2024


                                       TOP. NÜFUS                 TÜRK NÜFUS                     KM2

LeningradOblastı                  

  1.631.894                   

              14.000                    

     84.500    

      LENİNGRAD OBLASTI, Kuzeybatı Rusya’da tüm Karelya Kıstağı’nı [Karelya Kıstağı, St. Petersburg (Leningrad) oblastında [ vilayet]) Ladoga Gölü  ile Finlandiya Körfezi, Baltık Denizi’nin bir kısmı arasında uzanan karanın boynudur. Kıstak eski buzullaşmanın kanıtlarını göstermektedir. Güneyde yaklaşık 570 feet (175 m) yüksekliğe ulaşan uzun dolambaçlı moren tepeleri, göllerle dolu sayısız oyu ve bataklıkla ayrılmıştır. Toprağı, kumu ve kayaları buzul birikiminin göstergesidir. Bölgenin büyük bir kısmı yaprak dökmeyen ormanlarla kaplıdır.] ve ülkenin güney kıyısını kapsar. Finlandiya Körfezi Narva'ya kadar batıda, doğuya doğru Ladoga Gölü’nün  güney kıyısı boyunca ve Svir Nehri boyunca Onega Gölü’ne  kadar uzanır. Kuzey de Karelya Kıstağı,  göller ve bataklıklarla dolu oyuklarla ayrılmış uzun, dolambaçlı moren tepelerinden oluşur. OBLASTIN batı-orta kesiminde Saint Petersburg şehri (eski adıyla [1924–91] Leningrad) yer alır. 
      OBLASTIN merkezinde doğuda bir dizi yüksek araziye kadar yükselen geniş ovalar ve sayısız göller vardır. Oblast, adını Sovyet lideri Vladimir I. Lenin’den almıştır.  Oblastın KUZEYİ, doğusu ve merkezinde, çoğunlukla ladin, çam ve huş ağacından oluşan bataklık ormanı veya tayga bulunur. Batıda karışık ormanlar vardır; yağmurlu bölgelerde kızılağaç ve titrek kavak yaygındır. Birçoğu kurutulmasına rağmen turba bataklığı ve otlak bataklıkları her yerdedir.   
      Sankt-Peterburg [Leningrad] Baltık Denizi’nin Finlandiya Körfezi’nde Neva Körfezi kıyıları ile Neva Nehri deltasında bulunan adalar üzerinde bulunan rakımı düşük orta "tayga" bölgesinde kurulmuştur. Bu şehirleşmiş adalar arasında en büyükleri Neva Körfezinde (Obvodniy kanalı ile Fontanka arasında bulunan Körfezdeki Kotin) insan yapısı adalar ile doğal Vasilyevskiy Petrogradskiy ve Dekabristov adalarıdır. Krestovsky, Yelagin ve Kamenny adaları ise park alanlarıdır. Şehrin kuzeyinde bulunan Karelya Yarımadası şehrin popüler mesire alanıdır. Kuzey'de Baltık Denizi Ladoga Golü arasından İjora yaylasına bağlanır.
      Neva Muharebesi; (15 Temmuz 1240), Novgorod ordusu yenildi. Neva Nehri kıyısındaki İsveçliler; Bu savaşın onuruna Novgorod komutanı Prens Alexander Yaroslavich, Nevsky soyadını aldı. İsveçliler ve Novgorodlular arasındaki çatışma büyük ölçüde İsveç’in kuzeybatı Rusya’ya  doğru genişleme ve Rusları Yunan Ortodoksluğundan Roma Katolikliğine  dönüştürmeye zorlama çabalarına dayanıyordu. Moğolların Rusya'yı fethinin (1240) Novgorod'u diğer Rus şehirlerinden askeri destekten mahrum bıraktığını hesaplayan Earl Birger liderliğindeki İsveçliler, Neva'nın ağzına çıktı ve Novgorod'un Baltık Denizi'ne yaklaşımını engellemeye çalıştı . İskender onlara karşı bir ordu yönetti ve İsveç kuvvetlerinin çoğunu yok etti. Birger, hayatta kalan birkaç İsveçliyle birlikte Finlandiya’ya  geri döndü.
      Sankt-Peterburg'in esas şehirleşmiş alanı 605,8 km²'dir. Ama federe şehir olarak yerel idarenin alanı, şehrin esas arazisini içine aldığı gibi (Kolpino, Krasnoye Selo, Kronstadt, Lomonosov, Pavlovsk, Petergof, Puşkin, Sestroretsk ve Zelenogorsk adlı) küçük şehir ve kasabaları; 21 belediyeli yerleşkeyi ve kırsal alanları da ihtiva edip 1439 km² dir.
      Şehrin rakımı hemen deniz seviyesinde 0'dan güneyde Duderhof Tepeleri'ndeki "Orekhovaya Tepesi" zirvesinde 176 m'ye kadar değişir. 18. yüzyılda kuruluşundan beri şehir yapay olarak yükseltilmiş ve bazı küçük adalar birleştirilmiştir. Buna rağmen şehrin Liteyny Prospekt batısında bulunan arazilerinin rakımı 4 m'yi geçmemektedir. Bu nedenle Baltık Denizi'nin sığ olan Neva Körfezi'nde deniz, olağanüstü rüzgârlarla yükselme gösterdiği zaman şehirde sel afeti ortaya çıkmaktadır. Örneğin, 1975'te körfezde deniz 2.81 m yükselme göstermiş ve şehrin alçak arazilerine seller basmıştır. 1978'den itibaren selleri önlemek için körfeze 26,5 km uzunluğunda bir baraj sistemi yapılmaya başlanmış ve bu "Sankt-Peterburg Barajı" 2011'de tamamlanıp açılmıştır.
      Sankt-Peterburg ya da Türkçe kaynaklardaki yaygın adıyla St. Petersburg, Moskova’nın  715 km kuzeybatısında bulunan, Rusya'nın 2. Avrupa’nın  4. büyük şehridir. Kültürel merkez oluşunun yanı sıra binalarıyla da bilinir. Baltık Denizi  kıyısında Neva Nehri  üzerindeki 42 ada üzerine yayılmıştır. 
      Çar I. Petro tarafından 16 Mayıs 1703'te Rus Çarlığı’nın  Avrupa'ya açılan kapısı olması amacıyla kurulan şehir, 200 yıl Rus Çarlığı’nın  başkentliğini yapmıştır. 1914-1924 yılları arasında, yani çoğunluğunu I. Dünya Savaşı ile Rus İç Savaşı’nın  kapsadığı dönemde Rusya'nın Almanya ile savaşmasından dolayı Almanca St. Petersburg ismi terk edilerek Petrograd olarak adlandırılmıştır.
      1917 Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nden sonra Bolşevikler  Mart 1918'de Moskova'yı başkent yapmıştır. Petrograd tarihi bir şehir olarak önemini korusa da siyasi ve ekonomik açıdan ülkenin ikinci önemli şehri konumuna düşmüştür. Şehir 1924-1991 yılları arasında yani Sovyetler Birliği  döneminde Leningrad olarak adlandırılmıştır. 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Boris Yeltsin yönetimi, şehrin ismini yeniden Sankt-Peterburg olarak değiştirmiştir. Ancak St. Petersburg ve çevre illerinin bulunduğu bölge Leningrad Oblastı olarak adlandırılmaktadır. Şehir, Nazi Almanyası tarafından 8 Eylül 1941 tarihinde kuşatılmış ve 872 gün kuşatma altında kalmıştır.
      Bir Doğu şehri sayılan Moskova'nın aksine Sankt-Peterburg, 5 milyonluk nüfusuyla daha "Avrupai"dir ve kuruluş amacı olan "Avrupa'ya açılan kapı" olma amacını gerçekleştirmiştir. Ayrıca bir rivayete göre kurulduğu zaman Venedik ve Roma’nın  bir sentezi olması düşünülmüştür. Geniş bulvarları, dingin suları, köprüleri ve çarlık mimarisinin bazı örnekleri, şehrin Kuzey'in Venedik’i olarak anılmasına sebep olmuştur. Şehirdeki Hermitage Müzesi  çarların geniş özel sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapar ve dünyanın en büyük müzelerinden  biridir. Ayrıca Dostoyevski, Puşkin, Anna Akhmatova ve Rimsky-Korsakov’un  evleri de müze olarak kullanılmaktadır. Ayrıca Fyodor Mihayloviç, Dostoyevski’nin romanları Suç ve Ceza, Budala, Ezilenler ve Beyaz Geceler de bu şehirde geçer. 
      Çar I. “Büyük” Petro, şehri 27 Mayıs 1703'te (16 Mayıs eski takvime göre) İngrai toprağının İsveç’ten tekrar geri alınmasından sonra kurmuştur. Onu havari Petrus’a  göre isimlendirmiştir. Sankt Piterburh'un orijinal ismi gerçekte Sint Petersburg'un Felemenkçe telaffuzunun bir benzetmesidir. Nyenskans (İsveç İngria'sında Neva Nehri  ağzında 1611 yılında kuruldu) ve Nyen şehri, bu coğrafyayı işgal ediyordu. Neva nehri burada Finlandiya körfezine akıyordu. Bu yeni şehrin yapısı ters hava ve coğrafik koşulların altındaydı. Yeni işçilerin kalıcı devamlılığının sağlanması gerekiyordu. I. Petro, imtiyazını Çar  olarak uyguluyordu. Ülkenin bütün kısımlarındaki köylülerin çalışmaya katılımını zorunlu kıldı. Yıllık kota olarak 40.000 köylü gerekiyordu. Zorunlu askerliğe alınmış olanların kendi aletlerini temin etmeleri ve yolculuklarında da yiyeceklerini kendilerinin sağlaması bekleniyordu. Yüzlerce mil yürüyerek seyahat ediyorlardı. Onlara sık sık askeri muhafızlar eşlik ediyordu. Bütün bu önlemlere rağmen kaçmalar oluyordu. Buna zor koşullarda eklenince Çar Petro başlangıç kotası olan 40.000 kişinin %50'den fazlasını nadiren alıyordu.
      Savaş zamanında inşaat başladığında, yeni şehrin ilk yapısı bir kale idi. Bugün Petrus ve Pavlus Kalesi olarak bilinir, orijinal olarak Sankt Piterburh'dan doğar. Körfezde iki mil iç kısımda Zayaçi adasına (Tavşan adası) doğru yaslanır (Neva Nehri'nin sağ kıyısına). Çar Petro'nun Rusya'ya davet ettiği Alman mühendislerin denetiminde Marshland'e kanalizasyon yapıldı. Böylece şehir kale dışına yayıldı. Çar Petro, bütün taş ustalarının yeni şehrin inşasına yardım etmelerini sağlamak için Sankt-Peterburg dışında tüm Rusya’da taş bina yapımını yasaklamıştır. Neva Nehri deltasında kurulan şehir aslında büyük bir bataklık alanın dönüştürülmesi, ıslah edilmesi projesi ile bir bütündür. Kent merkezindeki pek çok bina Amsterdam’da  olduğu gibi çamur alanlara saplanmış direkler ve tahtalar ile kuvvetlendirilmiş temellere inşa edilmiştir. Projenin iş gücünü Serfdomlar oluşturmuştur. Kent genel olarak ve bugünkü kimliğini İtalyan mimar Domenico Trezzini  tarafından 1716 yılında Vasilievsky Adası merkez alınarak tasarlanan hali ile kazanmıştır. Kent, Barok mimari tarzının görkemli örneklerini taşımaktadır. Yine İtalyan asıllı bir başka mimar Francesco Bortolomeo Rastrelli  tarafından yapılan pek çok bina şehre kimliğini veren öğeler arasındadır. Ancak Dostoyevski, Sankt-Peterburg'u soyut ve tasavvur ürünü bir şehir olarak nitelemiştir.
      Sonraları Rusya'nın yeni başkenti olmaya niyetlenen Sankt-Peterburg, Baltık Denizi’nin bir kolu olması nedeniyle Puşkin  tarafından Avrupa'daki pencere olarak adlandırıldı. Ayrıca Çar Petro'nun deniz filosuna üs konumunda idi. Şehirden sonra inşa edilen, Kronstadt'ın ada kalesi tarafından korunuyordu. Çar Petro, bu şehrin kanallarında taşıma anlamına gelecek olan sandal ve kayığı hiçe saydı. Neva Nehri üzerinde karşıdan karşıya hiçbir kalıcı köprüye 1850 yılına kadar izin verilmedi. II. Alexander döneminde ilk ve en önemli liberal reform Emancipation Reform of 1861 in Russia yapıldı. Çok sayıdaki fakir insanın şehir içine akın etmesine yol açıldı. Böylelikle varoşlarda çok kiracılı ucuz apartmanlar doruğa ulaşıyordu. Filizlenen endüstri ayağa kalkıyordu. Yüzyılın sonunda Sankt-Peterburg Avrupa'nın en büyük endüstri merkezlerinin birisinin içinde büyüyüp gelişiyordu. Endüstrinin büyümesi ile radikal hareketler de ayrıca çoğalıyordu. II. Aleksandr döneminde olduğu gibi bu tür radikal hareketler bastırılmaya çalışılmıştır.
      1905 devrimi burada başladı ve hızla bölgelere yayıldı. Birinci Dünya savaşı süresinde Sankt-Petersburg isminin Almanca olduğu haddinden fazla görülüyordu. Ve Çar II. Nikolay ilk hareketinde şehrin ismini Petrograd olarak yeniden isimlendirdi (31 Ağustos 1914). Şehir 1917 Rus devriminin başlangıcını gördü. İlk adım (Şubat devrimi), Çarlık hükûmetini uzaklaştırmak ve politik iki gücün merkezini oluşturmaktı.
      Geçici hükûmet Ekim Devrimi  ile yıkıldı. Şehrin Alman saldırısına açık olması politik lider Vladimir Lenin’i Rusya'nın tarihsel başşehri Moskova’ya taşınmaya zorluyordu (5 Mart 1918). Moskova o zamandan beri başkent olarak kaldı. 24 Ocak 1924'te Lenin’in ölümünden üç gün sonra Petrograd, Lenin’in anısına Leningrad olarak adlandırıldı. Merkezi komitenin şehrin ismini tekrar adlandırmasının nedeni Lenin’in Ekim Devrimi’ne liderlik etmesindendir. Daha derin sebeplerin varlığı politik sembol düzeyindeydi. Sankt-Peterburg, Rusya İmparatorluğunun zirvesi olarak ayakta duruyordu. Moskova'nın en geniş şehir olmasından sonra değişiklik Lenin’e büyük prestij verdi. Leningrad olarak isimlendirilmesi devrimi etkili şekilde sembolize ediyordu. Bu da politik ve ekonomik sistemi hatıra getiriyordu. 
      II. Dünya Savaşı süresinde, o tarihteki adı ile Leningrad  Wehrmacht (Nazi Almanyası’nın silahlı kuvvetleri 1935-1945) tarafından 8 Eylül 1941 den 27 Ocak 1944 yılı süresinde toplam 29 ay sarıldı ve kuşatıldı. Adolf Hitler’in  emriyle Wehrmacht sürekli olarak şehri top ateşine ve bombardımana tuttu. Sistematik bir şekilde şehri herhangi bir destekten izole etti. Bu bir milyondan fazla insanın ölümüne yol açtı. Onların yaklaşık 800.000'ini sivildi. Wehrmact'ın yüksek komutası'nın 8 Eylül 1941 deki gizli bilgisi “Führer Petersburg'u yeryüzünden silmeye kararlı. Sovyet Rusya'nın nötr edilmesinden sonra böyle geniş bir şehrin varlığına ne gibi gerek vardır" diyordu. 1942 yılı erkeninde Iggermanland bölgesi "Generalplan Ost" (GOP Hitler'in realize ettiği Nazi planı) içine Alman Yerleşme Planı olarak dâhil ediliyordu. Bu üç milyon Leningrad'lının katledilmesi anlamına geliyordu. Çünkü onların bu Yeni Batı Avrupa Düzeni 'nde yerleri yoktu. Nazi blokajı süresince milyonlarca yaşayanı olan kentin ihtiyacını karşılamanın tek yolu uçak veya Ladoga Gölü  yolu idi. Naziler sistemli olarak, Hayat Yolu dedikleri bu yolu bombalıyordu. 1941 yılında şehrin durumu özellikle korkunçtu. Nazi bombardıman hücumları, yiyecek rezervlerinin çoğunu yok ediyordu. Ekim'de günlük oran işçiler için 400 gram, kadın ve çocuklar için 200 gram ekmeğe indirildi. 20 Kasım 1941'de oran 250 ve 125 gram sırası ile indirildi. Bu ekmek gramları şehirde yaşayanların bir kişi için günlük yemeği idi. Akarsular tahrip edildi. Bu kötü durum kışın ısıtmada kullanılan yakıtın azalması ile daha da kötüleşiyordu.
      Aralık 1941, Leningrad'da çoğu basitçe sokaklarda 53.000 den fazla insan öldü. Saviçev öldü, herkes öldü, sadece 11 yaşındaki Leningradlı kız Tanya Sayiçeva  günlüğüne yazdı. Bu günlük blokaj trajedisinin bir sembolü haline geldi. Nürnberg Mahkemeleri’nde delil olarak kullanıldı.
   Şehir pek çok yıkımlara katlandı. Wehrmact yaklaşık 150.000 top ateşliyordu, Leningrad'a yaklaşık 100.000 bomba düşüyordu. Pek çok bina yerle bir oldu. İşgal edilen yerler Nazi ordusunca yağmalanıyordu. Nazi blokajıyla beraber, 3 milyon sivil Leningrad'lının yaklaşık 800.000'i bombardıman, açlık ve soğuktan dolayı öldü. Şehrin insanlarının kahramanca direnmesinden dolayı, Leningrad kahraman şehir  başlığıyla mükâfatlandırılan ilk Sovyet şehri oldu (1945).
      Savaş, kenti büyük hasara uğratınca Leningrad ve onun varoşları takip eden on yıllık sürede eski kroki üzerinde yeniden inşa edildi. Sosyal dokusundaki değişmeye rağmen kentin dokusundaki kalıcılık özellikle 12 Haziran 1991'de Sovyetler Birliği’nin  çökmesinden sonra entelektüel ve sanat merkezi olması ile ilintilidir. Nüfusun %54,86'lık açık çoğunluğu 6 Eylül 1991'de orijinal ismin, Sankt-Peterburg'un geri verilmesine karar verdi. 39 sokak, 6 köprü, 3 tane Sankt-Peterburg Metro istasyonu ve 6 park yeniden isimlendirildi. Buna rağmen özellikle yaşlı insanlar örneğin mektuplardaki adreslerde hala eski isimleri kullanırlar. Genç nüfus içinde Leningrad ismi yeni kurulan siyasi yapıyı protesto etmek şeklinde görülür. Ancak istisnalar da vardır. Örneğin Rusya'da en başarılı orkestralardan (bando) biri olan Sankt-Peterburglu Ska Punk bandosu, kendilerini Leningrad olarak adlandırırlar.
      Turizm, şehrin ekonomisinde önemli bir rol oynamaktadır. Sankt Peterburg, 2012 yılında Avrupalı turistler arasında 10. dünyada ise 20. en popüler şehir olmuştur. 2016 yılında Sankt Peterburg Dünya Seyahat Ödülü (World Travel Awards) yarışmasında "Dünyanın Önde Gelen Kültürel Şehir İstikameti 2016" kategorisinde birinci olmuştur.
      St. Petersburg, Batı Avrupa kentleri örnek alınarak inşa edilmiştir. Bu yüzden Rusların geleneksel soğan biçimli kubbelerine  nadir rastlanır. Fakat Voskresenia Khristoya Kilisesi  buna uymayan örneklerden biridir. Katedral, Moskova Kızıl Meydan'daki Basil Katedrali örnek alınarak yapılmıştır. Senato Meydanı, en büyük ve gösterişli meydanlarından biridir. Bronz Süvari anıtının olduğu bu meydan özellikle 1830'lu yılların, İtalyan mimar Rossi'nin tarzını yansıtmaktadır. Âdet olarak St. Petersburglu yeni evli çiftler, Donanma Parkı'nın içinde bulunan Petro heykelini ziyaret edip güvercin uçururlar ve şampanya patlatırlar.
      St. Petersburg şehrinin bu kadar turist çekmesinin başlıca özelliklerinden bir ise dünyanın en çok müze bulunduran şehri olmasıdır. Dünyaca ünlü Ermitaj müzesi bu şehirde bulunmaktadır. Müze yaklaşık içinde 3,5 milyon eser bulundurmaktadır. II. Dünya Savaşı döneminde eserlerinin bir bölümü trenlerle Moskova devlet müzesine kaçırılmıştır. Şehir inşa edilirken birçok Avrupa ülkesinden mimarlar getirtilmiştir. Rus sentezi ve Avrupa trentlerinin birleşmesiyle St. Petersburg'un güzel ve görkemli bina ve köprüleri ortaya çıkmıştır. St. Petersburg sınırları içerisinde yaklaşık 306 müze bulunmaktadır. Gezilmesi gereken başlıca müzeleri ve parkları; Ermitaj müzesi, Petergof parkı, Rusya Devlet Müzesi, Petropavlovskaya Krepost. En büyük caddelerinden biri olan Nevskiy Caddesi birçok alış-veriş merkezi, park, cafe ve restoran, gece kulübünü barındırmaktadır.
      Rusya'nın banliyö trafiği bakımından en yoğun garlarından biri olan Baltık Garı, Admiralti  rayonunda yer almaktadır. 1854-1857 yılları arasında ilk adı Peterhof Garı olarak inşa edilen gar, Paris’teki Doğu Garı’ından  esinlenilerek Aleksandr Krakau tarafından tasarlanmıştır.
      Vyborg  şehri; Leningrad bölgesinde,  kuzeybatı Rusya’dadır. Şehir, St. Petersburg’un (eski adıyla Leningrad) 70 mil (113 km) kuzeybatısında, Finlandiya Körfezi’ndeki Vyborg Körfezi'nin başında yer almaktadır. İlk yerleşimin 12. yüzyılda gerçekleştiği Vyborg, 1293 yılında İsveçlilerin Karelya'yı ele geçirmesinden sonra kale olarak inşa edilmiştir. 1710'da kale Büyük I. Peterborg tarafından ele geçirilmiş ve bundan sonra Vyborg Rus yönetimi altında kalmıştır. 1918'den 1940'a kadar şehir Finlandiya’nın bir parçasıydı ve Viipuri adını taşıyordu, ancak 1940'ta Rus-Finlandiya Savaşı’nın ardından Sovyetler Birliği’ne geri verildi. Şehir, 1941'den 1944'e kadar Fin ve Alman kuvvetleri tarafından işgal edildi ve ardından kalıcı olarak Sovyetler Birliği'ne devredildi. Şehir, İkinci Dünya Savaşı sırasında ciddi hasar gördü ancak daha sonra yeniden inşa edildi.
      Vyborg önemli bir balıkçı limanıdır ve aynı zamanda gemi tamirhanelerine de sahiptir. Diğer endüstriler arasında kerestecilik, mobilya yapımı ve tarım makineleri ve elektrikli ekipmanları imalatı yer almaktadır. Vyborg'da yazlar serin ve kışlar ılıman geçer; plaj tatil köyleri ve sağlık sanatoryumları popüler turistik mekânlardır. 2016 da 78.633 nüfusa sahiptir. 

      Peterhof şehri; Rusya’nın  kuzeybatısında, St . Petersburg'un banliyösüdür. Finlandiya Körfezi’nin güney kıyısında, St. Petersburg şehrinin 18 mil (29 km) güneybatısında yer alır.
      Büyük I. Peter, 1709 yılında Peterhof'u bir taşra mülkü olarak kurdu. 1717'de Fransız sarayını ziyaret ettikten sonra Peterhof'u Versailles’a rakip olacak bir imparatorluk ikâmetgâhı haline getirmeye karar verdi. Barok Büyük Saray (1714–28) Domenico Trezzini tarafından, sarayın bahçeleri ise Alexandre Le Blond  tarafından tasarlanmış; Bartolomeo Rastrelli 1752'de yapıyı genişletmiştir. Peterhof daha sonra Rus kraliyet yazlık konutlarının en gösterişli ve popüler olanı haline gelmiştir. II. Nicholas, Peterhof'ta çok zaman geçirmiş ve Romanov  soyunun son ÇAREVİÇ (veliahtı) Aleksey Nikolayevich 1904'te orada doğmuştur.
      Kasaba, Leningrad kuşatması  (1941-44) sırasında harap olmuş ve Alman orduları sarayın arazisini yerle bir etmiştir. Sovyet güçleri bölgeyi kurtardıktan sonra, "Peterhof" isminin fazla Almanca gibi algılanması nedeniyle şehrin adı Petrodvorets olarak değiştirildi. Kentteki sarayların ve parkların restorasyonu ve yeniden inşası neredeyse anında başlatıldı ve hasarın boyutu nedeniyle 21. yüzyıla kadar devam etti. 1997'de St. Petersburg hükümeti Petrodvorets'i Peterhof şehri ve köyü olarak ayırdı. Strelna, ancak bu bölünme 2009 yılına kadar Rus hükümeti tarafından resmen tanınmadı. Modern Peterhof şehri bir demiryolu terminali, liman ve tatil merkezidir. Çevredeki tarım alanının ürünleri kereste, süt sığırları, domuzlar, sebzeler ve patatesten oluşmaktadır. Şehirdeki endüstriler arasında saat fabrikaları ve taş işleme işleri bulunmaktadır. Pek çok işçi banliyö tren hattını kullanarak St. Petersburg'un merkezine gitmektedir. Büyük Saray (şimdi bir müze); karmaşık çeşmeler sisteminin yanı sıra köşkler, küçük saraylar ve bahçeleri birbirine bağlayan 39 mil (63 km) kanallar; ve ünlü SAMSON ASLAN'IN ÇENESİNİ PARÇALAYAN heykel (orijinalin bir kopyası tarafından yapılmıştır) Mikhail Kozlovsky (1802) bugün 2.500 dönümlük (1.000 hektar) bir müze ve park kompleksinin parçasıdır. 2014 nüfusu 75,267 dir. 
      Kronshtadt şehri; Deniz limanı olan, Leningrad bölgesinde, kuzeybatı Rusya’dadır. Finlandiya Körfezi’nin başındaki Kotlin Adası'nda yer almaktadır. Büyük I. Peter, 1703'te adayı İsveçlilerden ele geçirmiş ve St. Petersburg’a yaklaşımları korumak için o zamanlar Kronslot adı verilen bir kale ve rıhtım inşa etmiştir. 1875-85’te St. Petersburg’a giden bir kanal taranana kadar, Kronshtadt aynı zamanda yüklerin daha küçük gemilere aktarıldığı ticari bir limandı.
      Sık sık yeniden inşa edilen ve güçlendirilen surları, eski Rus başkentinin savunmasında, özellikle de 1941-44 Leningrad Kuşatması  sırasında (St. Petersburg'un o zamanki adıyla) dikkate değer bir rol oynadı. Kronshtadt denizcileri ve garnizonu birçok Rus devrimci hareketinde önemli roller oynadı: Bir Kronshtadt subayı 1825'te St. Petersburg'daki Decembristlerin isyanına önderlik etti ve bir Kronshtadt denizcisi devrimci Narodnaya Volya grubunun askeri örgütünün lideriydi ve 1882'de vuruldu. 1905-06'da birlikler arasında isyanlar çıktı ama bastırıldı. Şubat Devrimi’nden  (1917) sonra Kronştadt Sovyeti geçici hükümete karşı çıktı, bir "Kronştadt Cumhuriyeti" ilan etti ve Temmuz 1917'deki isyanda yer aldı. Ekim Devrimi sırasında (1917), Baltık Filosu kruvazörü AURORA, Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmesinin ön hazırlığı olarak başkentteki Kışlık Saray’ı bombaladı. Mart 1921'de Kronshtadt İsyanı  olarak adlandırılan olayda Kronshtadt denizcileri Sovyet hükümetine karşı isyan çıkardı. Modern şehrin ilgi çekici yerleri arasında Bizans tarzı bir katedral bulunmaktadır. 2005 nüfusu 42,992 dir. 

      Krasnoye Selo RAYON (sektör), St. Petersburg, kuzeybatı Rusya’dadır.  "Güzel köy" anlamına gelen Krasnoye Selo adı, güneybatıdaki üç yerleşim yerini tanımlamak için 1730'dan beri kullanılmaktadır. St.Petersburg. Krasnoye Selo, çarların yazlık konutlarından birinin ve St. Petersburg'da konuşlanmış Rus askerlerinin yaz kampının blunduğu yerdi.  Burada 1764 yılından kalma bir kağıt fabrikasının yanı sıra plastik, metal işleme ve gıda işleme endüstrileri de bulunmaktadır. Troitskaya Kilisesi (1735) 1854'te yeniden inşa edilmiştir. Krasnoye Selo 1925'te şehir oldu ve 1973'te St. Petersburg'a (daha sonra Leningrad) dâhil edildi. 
      Puşkin Şehri; Rusya’nın  kuzeybatısında, St. Petersburg  şehrinin 14 mil (22 km) güneyinde, St. Petersburg'un banliyö kasabası ve idari RAİON'U (bölgesi) dir .
     Tsarskoye Selo, Rus kraliyet ailesinin ana yazlık saraylarından birinin çevresinde büyüdü, saray  (1717–23); daha sonra genişletildi (1743-48) ve Rus Barok tarzında yeniden inşa edildi (1752-57). Bartolomeo Francesco Rastrelli . Yine Rastrelli tarafından tasarlanan saray ve parkı, İskoç mimar tarafından II. Catherine(Büyük) döneminde önemli ölçüde süslendi. 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından bilinçli olarak içini boşaltılan saray, yeniden restore edildi.
      Parkta İtalyanlar tarafından inşa edilen daha küçük Alexander Sarayı bulunmaktadır. 1792-96’da Giacomo Quarenghi ve Rastrelli tarafından tasarlanan Hermitage ve Cameron'un Agate Köşkü dahil olmak üzere birçok pavyon, heykel ve anıt. Cameron ayrıca 1822'de Vasily Stasov tarafından yeniden inşa edilen Rokoko Çin Köyü'nü de tasarladı. Ana sarayın hemen bitişiğinde, şimdi Rus şairin onuruna müzeye dönüştürülen Lyceum yer alıyor. 1811'den 1817'ye kadar Lyceum'da eğitim gören ve 1937'de (ölümünün 100. yıldönümünde) kasabanın adı onun adına değiştirilen Aleksandr Puşkin. Rusya İmparatorluğu’ndaki ilk demiryolu 1837'de St. Petersburg'dan Tsarskoye Selo'ya inşa edildi. St. Petersburg Devlet Tarım Üniversitesi (1904) Puşkin'de bulunmaktadır. 2014 nüfusu 100,753 dir. 

      Arapça, Almanca, Azerice, Baskça, Belarusça, Bosnakça, Bretonca, Bulgarca,  Çince, Çeçence, Çekçe, Çuvaşça, Ermenice, Estonca, Farsça, Fince, Flemenkçe, Fransızca, Gürcüce, Hırvatça, Hintçe, İbranice, İngilizce, İtalyanca, İspanyolca, İsveççe, Japonca, Katalanca, Kaberdeyce, Kalmukca, Korece, Macarca, Moğolca, Osetçe, Özbeke, Rusça, Romence, Slavca, Sırpça, Tacikçe, Tamilce, Tatarca, Türkçe, Urduca, Yakutça, Yunanca gb. dillerin kullanıldığı da dikkatten kaçmamalıdır.

YARARLANDIĞIM KAYNAKLAR:
https://www.britannica.com/event/Battle-of-the-Neva
https://www.gazetemru.com/2020/09/16/sankt-peterburg-saint-petersburg-st-petersburg-leningrad/
https://www.mindat.org/loc-27048.html
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Leningrad_Oblast%C4%B1%27ndaki_%C5%9Fehirler
Remziye Melike ÇETİN  -http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.54998ba9aef614. 38661919   36
https://haberrus.ru/life/2016/01/26/
Vd. açık kaynaklar 

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön