HALEP ORADA...ARŞIN NEREDE ?

31 Ağustos 2014


Her yetkiliden, her olayda dinlediğimiz; son yıllarda özellikle SURİYE ve IRAK için ‘’Biz Irak’ın, biz Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız’’ sözlerini hatırlayacaksınızdır. Bu ifadeleri kullananların, kendi ülkesi için nasıl koruyucu tedbirler aldıklarını, insanın refahı, saygınlığı ve özgürlüğü için neler yaptıklarını ise duyamazsınız!

Her konumuzun bir ilkeler halkası oluşturması gerekirken, yaşadıklarımız ilkesizliğe, ilkesizlik de iç ve dış bütün ilişkilerimizin çıkmaz sokaklara dönüşmesine neden olmuştur.

Son on iki yılda yaşananlar, yapılanların çırılçıplak fotoğrafını çektiğinizde; konuşması gerekenlerin özgürce konuşamadığını, mezhep kavgalarına neredeyse yol verileceğini, basının sesinin tek bir nota üzerinden çıktığını, seçme ve seçilme hakkının insanlardan nasıl alındığını, son AKEPE genel kurulunda görmüş olmalısınız. Buradan sağlanan siyasal ve ekonomik ayrıcalıkların, bilinen bir zümreye sunulmuş olduğu da gözden uzak tutulmamalıdır.

Bu tür uygulamaların her zaman diktatörlerin ve sözüm ona aklı kendinden-menkul ideologların işine geldiği de unutulmamalıdır.

Bu da bize uygulamaların TÜRK MİLLET’NİN genel amaçları ile örtüşmediğini göstermektedir.

Şimdi, kim Akepe’nin özellikle dış politika da ki değer ve ilkelerinin TÜRK MİLLETİ’NİN kalbinde yer bulduğunu söyleye bilir?

Henry Kissinger’in ‘’Bir dış ilişkiler politikası, dâhiyane bile olsa, sadece birkaç kişinin kafasında şekillenmiş ama hiç kimsenin yüreğinde yer almamışsa, o politikanın başarılı olmasına olanak yoktur’’ diyor.

TÜRK MİLLETİ’NİN kültürüne, etnik ana karakterine, dinî inançlarına göre davranılmış gibi gösterilerek mezhep ve etnik ayrımcılıkla bir yerlere gidilemeyeceği de ne yazık ki görülmemektedir.

Tarih, kuvvetler ayrılığına, gerekli hoşgörüye, insan haklarına, hukuk düzenine, özellikle DEMOKRASİYE saygı göstermeyenleri, rantı kendi harklarına bağlamak olarak anlayanları, devletin en üst makamının devir-teslim töreninde ASKERİ yok sayanları muhakkak bir gün sorgulayacaktır.

Görmekteyiz ki, TÜRK HALKININ, özel sektörün, kurumların, üniversitelerin, dini gurupların, sivil toplum örgütlerinin ve siyasi partilerin bütün günlük çabaları yok sayılmaktadır. Coğrafyamızın bize sunduğu sayısız nimetler de bu şekilde yok sayılırken, ÜLKEMİZ güç kaybetmektedir.

Yukarıda ifadeye çalıştığım sonuçları, doğuran zihniyetin bugünkü uygulamaları TÜRK MİLLETİ’NİN ilke ve ideallerine uymayan bakış açıları, Başbakanı’nı Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı’nı da Başbakan yapmıştır.

Bugünden sonra olacakları, birlikte yaşayıp göreceğiz. ‘’Lafla peynir gemisi yürümüyor.’’

Yinede, HALEP orada, ama ARŞIN nerede demek durumunda kalmayacağımızı ümit ederek yaşayalım.

30 Ağustos ZAFER BAYRAMI, TÜRK MİLLETİ’NE KUTLU OLSUN…

‘’NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’’
 

 

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön