AHPARİG, BU YALANI BİRLİKTE SÖNDÜRELİM Mİ?

01 Mayıs 2017


      Ülkemizde haftalık, siyasi ve aktüel yayın yapan Agos Gazetesi’nde (21 Nisan 2017-Sayı 1090) Zakarya Mildanoğlu imzası ile “1915’ten beri muhatabını arayan mektup” başlıklı ve manşetten verilen bir haber var! Haberin giriş cümlesi “çıktıkları dönüşsüz sürgün yollarında” ifadesiyle başlıyor. Haber (10-11 Güncel) sayfada “Tiryakyan’dan Vartkes Serengülyan’a ’95 yıl geciken bir mektup” başlığı altında tam sayfa veriliyor.
      Zakarya Mildanoğlu’nun, Hayk Tiryakyan’ın Vartkes Serengülyan’a yazdığı mektubun takdim ifadelerine ve Tiryakyan’ın mektubunun “özenle” okuduğum satırlarına, baktığımda;
      HINÇAK Cemiyeti’nin Avedis Nazarbekyan, Hristo Ohanyan, Gabriel Kafyan, Manuel Manuelyan, Meryem Vardanyan, Kevork Haraciyan, Ruben Hanazat tarafından İSVİÇRE/CENEVRE de 1887 yılında, TEHCİR’DEN 28 yıl önce, neden kurulmuş olduğunu, merkezini neden Londra’ya taşıdığını, KUMKAPI, DOĞU ANADOLU ve İSTANBUL’DA hangi TERÖR eylemlerini gerçekleştirdiğini, Arpiyar Arpikyan’ın neler yaptığını düşünüyorum…!
      Armenagon, Kara Haç Çetesi ve Ramgavar Azatakini’nin ne olduğunu hatırlamaya çalışıyorum..!
      TAŞNAK Cemiyeti’nin Krisdapor Mikaelyan, Simon Zavaryan ile Stepan Zoryan tarafından GÜRCİSTAN/TİFLİS’te 1890 yılında TEHCİR’DEN 25 yıl önce neden kurulmuş olduğunu, DİYARBAKIR/SASON, VAN ve İSTANBUL’DA hangi TERÖR eylemlerini organize ettiğini, Papken Suni, Haçadur Malumyan, Antranik Ozanyan’ın neler yaptığını anlamak istiyorum…! Tarih ise sen benim derinliğime fazla  girme diyor..!
      Mildanoğlu ise; “Sürgünlerden bazıları bu mektupları iki lokma ekmek almak için çıktıkları sokaklarda rastladıkları Ermenilerin ellerine sıkıştırırlardı. Yoksul, emekçi olan bu Ermeniler pek çok riski göze alarak bu mektupları sahiplerine ulaştırdı” diyor.
      Bir an 1915’in ÇANKIRI ve AYAŞ’INI gözünüzde canlandırınız. O günün şartları altında, yöreye yabancı ve kısıtlı olan, güvenlik güçlerince takip edilen birisi veya birileri (ÇANKIRI/AYAŞ SÜRGÜNLERİ) nasıl ERMENİ birini tanıyor? Onun, emekçi ve yoksulluğunu nasıl anlıyor? O günün, yoksul ve emekçisi,  hangi becerisiyle, eline sıkıştırılmış mektubu, başka yere (İSTANBUL’A) ulaştırmayı, nasıl başarıyor?
     Mildanoğlu devam ediyor; “Sürgüne gönderilen Ermeni aydınları uzun süre hapishanelerde kalmadı. Kısa bir konaklama sonrası tekrar yola çıkarıldılar ve en yakın yerde de katledildiler” diyor. Resmen tarihi tahrif ederek YALAN SÖYLÜYOR..!
      Mesela; Puzant Keçyan, Yervant Tolayan, Karabet Keropeyan, Zara Bardizbanyan, Agop Nargileciyan, Vahram Torkomyan, KOMİDAS VARTABET, Rafael Karagözyan, Hayik Hocasaryan, Agop Beyleryan, Nişan Kalfayan, Armenak Kantarcıyan, Melkiset Bükciyan, Misak Serkis Cevahirciyan, Armenak Topcuyan, Bağnak Bardizbanyan, Aram Kalender, Hayik Zambecyan, Manuk Basmacıyan, Bedros Yovanyan, Karnik İnciciyan, Avadis Zarifyan, Avadis Barsamyan, Dr. Kirkor Celalyan, Asador Manyasyan veled-i Haçik, Karabet Beyleryan, Parsih Denyamyan, Bedros veled-i Manuk, Milkon Gülistanyan, Apik Canbaz, Agop Bogos veled-i Koryan, Ohannes Terlemezyan, Vahan Altunyan veled-i Agop ve Tatyos Köseyan’ın İSTANBUL’A gönderilmiş olduğunu es geçiyor.
      Diran Kelekyan, Rahip Vahan Karabetyan, Aram Papasyanyan, Mikail Şamdancıyan, Kasbar Cezar, AF’LA İZMİR’E, İstepan veled-i Ohannes Babetyan BANDIRMA’YA, Yervant Çavuşyan, Vartas Atanasyan İZMİT’E, Rahip Kirkor Balakyan, ERMİŞE MANASTIRI’NA, Serkis Kalenciyan, Dr. Emirze Ketenciyan ESKİŞEHİR’E, Nişan veled-i Agop Nahabedyan İZMİT’E, Kigork Goncagülyan, Ohannes Güleyan, Kirkor Ohnegyan, Aram Ohnegyan, Leon Ohnegyan, Karakin Ohnegyan, ESKİŞEHİR’E, Papas Vartan Karagözyan İZMİT’E, Azarik veled-i Ohannes Bülbülciyan, Simon Milkonyan, Haçik Haçaturyan, ESKİŞEHİR’E, Bedros veled-i Andon Mütevelliyan, ANKARA’YA, Bogos veled-i Agop Tanyelyan, Dr. Arşak Kazasyan, Vahram Asaduryan İZMİT’E, Kirkor Haçyan GEYVE’YE, Aram Haçyan, Papas Osik Kaçuni, KÜTAHYA’YA ve İstepan Pulcuyan da ESKİŞEHİR’E AF edilerek gönderilmiş olduklarını, Açıkça bu TUTUKLULARIN (SÜRGÜNLER) KATLEDİLMEDİKLERİNİ  arşiv belgeleri söylüyor.
(BOA. DH. EUM. 2 Şb. 10/73 Fî 11 Ağustos sene [1] 331)
      Mildanoğlu’nun; “Ermeniler, Rumlar, Süryaniler, Yahudiler halen düşman ve yabancı sıfatından kurtulabilmiş değil” derken, yıllardır devam eden birlikteliği, dostlukları görmemezlikten geliyor. “nefret söylemi” derken, Ermenilerin ne yaptığına, neler söylediklerine hiç bakmak istemiyor. Diyasporanın politik emperyalist oyunlarına basamak olmaya çalışıyor.
      Gelelim Hayg Tiryakyan’ın Vartkes Serengülyan’a ÇANKIRI’DAN yazdığı mektubuna:
(Özenle okuduğum bölümleri, sizlerin de “özenle” okuyacağınıza inanıyorum!)
      “Olacak olan oldu. Bizim olması imkânsız sandığımız şey oldu! Grup halinde sürgün edildik. Sürgün, bizim hayal kırıklığımızın sadece bir damlası. Aramızda bu tür muameleye maruz kalmaya ALIŞIK olanlar için bile sürgün gerçekten zor oldu.”
      “Her ne kadar merkezi hükümet bizi buraya sürgün göndermişse de, bunun önceden tasarlanmış doğru adımlar olmadığı görülüyor. Bizim buraya sürgün gönderilmemizin tek bir nedeni olmalı: Burada bulunan HERKESİN TAŞNAKSUTYUN üyesi olduğu düşüncesi.”
      “Sevgili Vartkes,
………Siz, ÖRGÜTÜMÜZLE merkezi hükümet arasındaki irtibatımızsınız.”
      “Ne olursa olsun, bir ÖRGÜT tek başına her şey için sorumlu tutulamaz. Yani bu ÖRGÜTÜN mensupları tutuklanmaya müstahak değildirler.”
      “Bu ÖRGÜT, belli zamanlarda, SİLAHLI mücadeleyi CANLANDIRMA yeteneğine SAHİP olduğunu göstermiş olmasına rağmen, anayasanın ilân edilmesinden sonra yeni hükümeti savunmuştur.”
      “Bizimle hem DEVRİMCİ GEÇMİŞİMİZ öğretilerine göre iş yapıp, hem de aynı zamanda onlarla bizim aramızda son dönemdeki İŞBİRLİĞİNİ unutamazlar.”
      “TAŞNAKSUTYUN, ERMENİ halkının temel İHTİYAÇLARI hakkında konuştuğunda ve onları bu yönde EYLEME TEŞVİK ettiğinde, bunu ERMENİ halkının refahı ve onuru için, aynı zamanda da GELİŞİMİNİ korumak için yaptı.”
      “Üzülerek söylüyorum ki, hükümet ÖRGÜTÜMÜZE ve ERMENİ halkının temel ihtiyaçlarına karşı bile kayıtsız.”
      “Her şeye rağmen, hâlâ şunlara inanıyorum; ERMENİ halkının gelişimi, ancak ERMENİLERİN Türkiye sınırları içinde kalmasıyla güvence altına alınabilir. Bu böyledir, zira AVRUPA’YA güvenmek, gelişmeyi sadece KÖTÜLEŞTİREBİLİR. Biz bunu her zaman ve her yerde savunduk. Biz buna hâlâ yürekten inanıyoruz.”
      “HAŞARAT ve diğer BÖCEKLERİN kurbanı olmamak için BİZ ONLARI YOK ETMEYE KARAR verdik. Bu tür konularda konuşmak gerçekten pek UYGUN değil sevgili yurttaşım.”
      “Sevgili Vartkes, Beni iyi tanırsın. Yazı yazmanın benim işim olmadığını bilirsin. Besbelli içimde o kadar ÖFKE var ki, dört sayfayı tamamen doldurdum.
Kardeşin Hayk Tiryakyan”
      Benim tanıdığım Ermenilerin yalan söylediğini duymadım.  İş “ZORUNLU GÖÇ”, “SEVK ve İSKÂN” konusuna gelince, Ermenilerin neden yalan söylediğini anlamakta zorlanıyorum.  Mesela; yazımın konusu olan mektubu yayınlayan ZAKARYA MİLDANOĞLU neden YALAN söyler? Sadece bu YALANLA kalsa! Bakın başkaca ne demiş:
 ”İki Yazar İki Konu” isimli panelin katılımcıları Emrah Cilasun ve Zakarya Mildanoğlu idi.” “İkinci konuşmacı Zakarya Mildanoğlu ise, önce “Anadolu’da Kültür İzleri” isimli bir sine vizyon sunumu yaptı. Ardından Ermeni Kültürü’nü ve kiliselerinin başına gelenleri anlattı.” “Tercan-Abrank Köyü’nün ahalisinin tümü 1915’de Ermeni’dir. Bu köyün önemli bir manastırı vardır. Bu manastırın altını önce defineciler oyuyor, 1980’de de devlet tank ve dozerlerle yerle bir ediyor.”
(http://halkinnabzi.com.tr/soykirimin-kultur-izleri/)
      Şimdi soru şu: Aşağıda, Abrank Manastırının 2009 da Ermeni kaynaklarında yayınlanmış iki fotoğrafını bilginize sunuyorum. Ayrıca ikinci fotoğrafın aynısını değerli fotoğraf Sanatçısı Lütfi Özgünaydın tarafından İKİ BİN YEDİ (2007) yılında çekilmiş, “Erzincan- Lütfi Özgünaydın Fotoğraf-Deneme/Photographs-Essay-İlke Kitap” da da bulabilirsiniz. Bu MANASTIRI “1980 de devlet tank ve dozerlerle yerle bir ediyor” ise bugün ayakta olan MANASTIR ne oluyor?
      Görüleceği gibi Ermenilerin sözde Ermeni soykırımı iddiaları da, en az Zakarya Mildanoğlu’nun YALANLARINDAN farksızdır. Biz, Türk-Ermeni kardeşliğinin sonsuza kadar devam etmesini istiyoruz. Bu nedenle gel, AHPARİG, BU YALANI BİRLİKTE SÖNDÜRELİM… diyorum.

<img src="http://img.xooimage.com/files22/f/6/9/kilise-i-i-2-103a291.jpg" />

Interior showing the Altar location

<img src="http://img.xooimage.com/files46/d/0/f/1k-103979c.jpg">

Armenian on web
Ardaşes S./Hocasaryan, 25.06.2009
      
KAYNAK: - http://team-aow.discuforum.info/t3356-Erzincan-Abrank-Vank-Ermeni-Manast-r.htm
                 -“Erzincan- Lütfi Özgünaydın Fotoğraf-Deneme/Photographs-Essay-İlke Kitap”
                 - (http://halkinnabzi.com.tr/soykirimin-kultur-izleri/)
                 - (BOA. DH. EUM. 2 Şb. 10/73 Fî 11 Ağustos sene [1] 331)
                 - Agos Gazetesi (21 Nisan 2017-Sayı 1090)
                 - Osmanlı Belgelerinde Ermenilerin Sevk ve İskânı- T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri
                   Genel Müdürlüğü-Ankara 2007

 

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön