HİLEKARLIK ve SAHTEKARLIK...!

21 Temmuz 2008


Bu yazıya güzellikleri konu ederek başlayacak ve öylede devam edecektim. Temmuz sıcağında terastaki gül yeniden tomurcuk verdi diyecektim. Belki Işıkpınar’da ailece yediğimiz yemeği anlatacaktım. Yine olmadı.

Geçen hafta Milliyet Gazetesinde Sayın Metin Münir, bakın neler yazmıştı. Köşe yazısının bir bölümünü beraberce okuyalım;

‘’Erzincan’ın sırrı’’

‘’Birkaç hafta önce elime geçen bir araştırmayı okuduktan sonra Erzincan kafama takılmıştı. İl 2000-2007 arasında nüfusunun üçte birini göçe vermişti. Doğu’da nüfus kaybeden tek il Erzincan değildi. Aynı yıllarda Erzurum, Malatya ve Bitlis ve Ardahan da yüzde 15’ten fazla küçüldüler. Daha az göç veren başka iller de var. Ama Erzincan en çok göç veren ilden iki misli daha fazla göç vermiş.

Neden, bu kadar kısa bir sürede her üç Erzincanlıdan biri memleketini terk etmiş. ? Konuştuğum bir gazeteci, memleketine gelme nedenini duyunca güldü. ‘’ Kimsenin bir yere gittiği yok’’ dedi. ‘’Geçen sayımında nüfusu şişirilmişti. Biliyorsunuz, her il nüfusuna göre bütçeden oy alır. (Herhalde pay alır diyecekti) Ölüleri ve doğmayanları bile kaydettiler. İş sıkı tutulunca rakam düştü.’’

Eğer doğruysa bu daha da ilginç. Eğer gerçekten nüfus olduğundan üçte bir daha büyük gösterilmişse bu dünyada yapılan en büyük sayım HİLEKARLIĞI olabilirdi. Bu çapta bir SAHTEKARLIK nasıl başarılmış olabilirdi ? Neyse ‘’Malum gelişmeler’’ dolayısıyla, gazete İstanbul’da kalmamı daha uygun buldu. Gezimi erteledim.’’

Doğrusu, yukarıda ki, satırları okuyunca kızardım, rengim değişti, bunu yapanlara yazıklar olsun dedim. Her kim olursa olsun benim memleketime, benim memleketlime HİLEKAR ve SAHTEKARLIK yaftasını, astırmaya hakkı olamazdı.

Türkiye’de 1927 yılından bu yana yapılan bütün nüfus sayımlarında toplum da, bir takım eksikliklerin yapıldığı kanaati her zaman yaşanmıştır. Ama nüfusun fazla sayılması gibi bir ŞEYTANLIK, herhalde şeytanında aklına gelmemiştir. Bir toplumu karalatmak becerisini gösterenler, ne yazık ki, o toplumun bulunduğu ekonomik şartları iyileştirme becerisini gösterememişlerdir.

Söz konusu anlatılanlar, bir süre önce, ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ sonuçlarının açıklanmasıyla ortaya geliyor. Milliyet de ki, köşe yazarı Sayın Metin Münir bunları bir araştırmayı okuyarak yazdığını söylüyor. Emin olmadığım için net ve iddialı ifadelerle yazamıyorum, ama sanırım Erzincan Üniversitesi’nde görevli bir öğretim üyesi söz konusu raporu hazırlayarak yayınlıyor. Kendi alanında bir çalışma yapıyor. Buna kimsenin söyleyeceği bir şey yok.

Fakat, bazılarına söylenecek söz çok. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçları açıklandıktan hemen sonra, bugün ki, Erzincan Belediye Başkanı bakın özetle neler söylüyor.

‘’Erzincan’da otuzbeşbin konut var. Ama bunun dörtbini boşmuş. (!) Bu hiç de inandırıcı değil. Büyük bir hata yapıldığı kanaatindeyim.’’ ‘’Gerçek nüfusumuz 100 binin üzerindedir. Türkiye’nin birçok ili aynı sorunu yaşamıştır. TÜİK daha ciddi bir çalışma yapabilirdi.’’ Demişler.

Bu şehirde yıllarca milletvekilliği yapanlar şimdi AKP’li. Birisi bakan olmak üzere halen iki Milletvekilimiz AKP’li..Bu şehrin Belediye Başkanı AKP’li. Bu ÜLKEYİ AKP hükümeti yönetiyor. Her şey kontrolleri altında bulunurken; Hata yaptığını söylediği kurum saha çalışması yaptığında, sormak lazım Sayın Belediye Başkanı nerelerdeydi..? AKP’li eski ve yeni Sayın Milletvekilleri nelerle meşguldüler…? Hangi İlçe ve Belde Belediyeleri ile ilgileniyorlardı..?

Doğrusu bulundukları yer, meşguliyetleri ve ilgileri apaçık ortada..!

Her şeyden önce, bir yöneticinin bu MEMLEKET hangi şartlardan geçerek bu günlere gelmiştir. Bunları bilmek mecburiyeti vardır. Şimdi kimin neyi ne kadar bildiğine gelin sizin karar verin.

Yine size tarihi bir belgeden kısa bölümleri aktaracağım. Tarih..27 Mayıs 1934 tam 74 yıl önce. T.B.M.M. de ‘’İskan Kanunu Muvakkat Encümen Mazbatası’’ okunuyor. Bakalım neler söyleniyor. (Kanun, konumuzla ilgili değildir)

‘’Bugün yurdumuzda (762.736) kilometre murabbar toprak ve onyedi milyon nüfus bulunmaktadır. Kilometre murabbara (22.3) nüfus düşüyor.’’ ‘’Doğu Karadeniz boylarında nüfus kesafeti dağlık olmasına rağmen (68) ve Batı Karadeniz boylarında (32) dir. Kesafet Marmara havzasında (35) Trakya ve Çanakkale vilayetlerinde (25) Gediz ve Menderes havzasında (38) Orta Anadolu da (22) Akdeniz havzasında (18) ve Gavur Dağları ile Fırat arasında (Malatya,Maraş,Gaziantep vilayetlerinde) (22) Birinci umumi müfettişlikte (11) ve doğuda (ERZİNCAN, Erzurum, Gümüşhane ve Kars vilayetlerinde) (15) tir.

‘’Birinci umumi müfettişlik mıntıkası mevcut ve nüfusun en az iki katı ister. Bilhassa Murat havzası ve Van Gölü etrafı bomboştur. Kars vilayeti, Erzurum ve ERZİNCAN vilayetleri de NÜFUSA MUHTAÇTIR’’ deniliyor.

Bugün bizi yönetenler ve 74 yıl önceki yöneticilerin değerlendirmeleri, yorumlamak ise sizlerin…!
Konuya yakınlığı nedeni ile, Merhum İSMET İNÖNÜ ve CELAL BAYAR’IN raporlarını ise başka bir yazımızda anlatırız. Söz konusu raporlar doğrultusunda bugün gelinen noktayı, varılacak yeri, yarın bu yöneticilerimiz acaba neyin arkasına sığınarak savunacaklar, doğrusu düşünmek dahi istemiyorum.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi çalışmaları yapılırken, daha önceki yıllarda yapılan nüfus sayımları gerçekleştirirken, Sayın Valilerin, Sayın Kaymakamların, Sayın İlgili Daire Müdürlerinin ve sayımlarda görev alanların konuya nasıl ve neresinden baktıklarını da merak ediyorum.

Erzincan’ın bu şekilde anılmasına neden olanlar kimlerse,bilmek isteriz.Belediye Başkanları mı..? Milletvekilleri mi…? Siyasi Parti Yöneticileri mi..? Devlette devamlılığı unutarak, ERZİNCAN’a her yapılanın kendileri tarafından yapıldığını İDDİA edenler mi..?

Gerçekten TEMSİL etmek ve edebilmek bambaşka bir vasıf olmalı. Temsil ettikleri iddiasın da olmak ise başka bir şey.
Şayet varsa..? Medeni cesaret sahibi olanlardan, ERZİNCAN ve ERZİNCANLI bir açıklama, bir özür bekliyor.

Ne yapalım; TÜİK’in hatasının düzeltilmesini mi bekleyelim…? Yoksa ilgililerden anlaşılır bir açıklama mı..?
Herkes iyi bilmeli ki;
ERZİNCAN ve ERZİNCANLI hiçbir zaman HİLEKAR ve SAHTEKAR olmamıştır.



KAYNAK :
- İHA
- Milliyet Gazetesi (10.7.2008)
- Atatürk ve K.ler (Serap Yeşiltuna)
- T.B.M.M. İskan Kanunu Layihası
(Karar No:6) (Esas No:1/335)

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön