ERMENİLER ve AKIL....! (II)

23 Aralık 2006


Geçen hafta, kopuş noktasında kalmıştık. Kaldığımız, daha doğrusu virgül koyduğumuz yerden devamla, sorunla, çözümün yalnız hayır cevabının içinde olmadığını , bu defa Türklerin ve Ermenilerin 1915 öncesinde de Rusya da yaşadıklarının cevabını evet olarak almış; Evet yaşamışlardı…Cevabını alırken, Birinci kopuşun birleştiği nokta HAYIRKEN , ikinci kopuşun geldiği noktanın da EVET olduğunu görmüş olalım.

Hemen bunu açarak; Hiç dile getirilmeyen, bugüne kadar TEHCİRİ sözde soykırım olarak takdim etmeye çalışanların, 1878- 1912 aralığında, BALKANLAR da milyonlara varan TÜRK’ ün nasıl öldürüldüğü, yalnız BULGARİSTANDAN ANADOLUYA göçe zorlanan ve milyonu geçen (1.160.614) TÜRK’ ün neden ve hangi şartlarla göç ettirildiği, sözde soykırım savunucularınca izah edilmeli ve Müslümanların yaşadığı vahşete bir ad bulunmalıdır…

Avrupa içlerinden, acımasızca KOPARILAN, sürülen, katledilen, öldürülen TÜRKLERDEN de bahsedilmesi, suçluluların ortaya çıkarılması kaçınılmazken, zaman dilimi farklı olmadığı halde, Ermeni vaveylasını nasıl tek yanlı yorumlarsınız…? Bulgarların Balkanlarda devlet kurduğunu gören Ermenilerin de aynı amaçla hareket ettiklerini, bir de haklı olduklarını söylemeğe kalkmak, işi basite indirmek ve KOPUŞU , DÜĞÜME sürüklemek değil midir…?

Aynı dönemde ki, Doğu’ya dönerek, 1915’e kadar yaşananları bir kenara bırakalım, 1916 Yılı itibariyle 659.100 Müslüman Türk sığınmacının, Doğu Anadolu’ya gelirken, geride ne kadar öldürülen yakınını bırakmış olduğunu kim nasıl anlatacak…? 1922 de Yine Rusya’dan Anadolu’ya sığınan 243.744 Müslüman Türkün, geride neleri bıraktığını da kim, nasıl izah edecek…? Daha açık anlaşılması için, 1927 de Türkiye’de yapılmış nüfus sayımında, AMASYA, ARTVİN, BAYAZIT, BİTLİS, ERZİNCAN, ERZURUM, GÜMÜŞHANE, RİZE, SAMSUN, ŞEBİN KARAHİSAR, TOKAT, TRABZON ve VAN da yaşayan insanların bir bölümünün RUSYA doğumlu olması da, acaba tesadüf mü dür….? Kim açıklayacak….?

Türklerin, bulundukları her coğrafyada çektiği acı, ıstırap hiç dile getirilmezken, sadece Ermeniler soykırıma uğramıştır, deniliyor da, madalyonun TÜRKLERE bakan yüzünü neden görmek istemiyorlar..? Bu durum, neden sözde dostlarımızca değerlendirilmiyor …?

Bizde; Yıllarca Orta Asya’dan Anadolu’ya gelişimizi, bir noktadan , bir noktaya taşınma gibi anlatarak, yanlış bilgilendik… ! Her geçtiğimiz yerde, Rusya dahil, Türklerin bir bölümünün yaşadığını, oralarda yerleşip kaldığını, dili ve kültürü ile o coğrafyaya damgasını vurduğunu, kendi insanımıza bile tam anlatamadık. Rusya (Kafkasya) ve Anadolu nüfusunun çoğunluğunun, Ermeniler değil de, TÜRKLERDEN ibaret olduğunu da kimseye yeterince anlatmak zahmetine girmedik.

Ermenilerin mücadelesine hayatta kalmak, devlet kurmaktı diyenler, Türklerin haklı mücadelesine neden bir ad koymakta zorlanıyorlar…? Sözde dost devletler, her satır aralığında Ermenileri kullandıklarını söylerken, TÜRKLERİN haklı olduğunu söylemekten kaçınmalarını, acaba malum niyetlerinin devam ettiği şeklinde mi anlayacağız….!

Bir başka deyişle, bunu kimseye sormayacak mıyız….! MEZALİM ne demektir…? Dersek, bunun cevabını kimlerden alacağız…?

Türkiye artık bu yersiz ve mesnetten yoksun sözde soykırımı konusunu bir türlü bitirmelidir. O güne kadar ben bu konuda tekrarlayarak da olsa yazmada, ısrar edeceğim. Şimdi bazı soruları Ermenilere sormak gerekiyor…
- 1800 ler öncesinden başlayan sayısız isyanı Ermeniler neden çıkarmışlardır…?
- Sözde Ermeni Soykırımı vaveylası sürerken, Türkiye de ki, Ermeniler neden sessiz kalıyorlar.
- Türkiye’de yaşayan Türk Vatandaşı Ermeniler,Cumhuriyet’ten günümüze, sorunsuz yaşadıklarını neden haykırmıyorlar…?
- Diaspora Ermenilerini Türkiye ye davet ederek neden doğruyu kendileri anlatmıyorlar..?
- Türkiye de yaşayarak, nasıl demokrasi havariliği yapabiliyorlar..?

Geçtiğimiz günlerde, Amerikalı, Prof. Justin McCarty Londra da Türk-İngiliz Ticaret ve Sanayi Odası (TBCC) tarafından, Lordlar Kamarasında ‘’MODERN TÜRKİYE ve TARİHSEL MÜCADELESİ’’ konulu toplantıda ‘’ VAN DA ERMENİ İSYANI ‘’ adlı son kitabını da tanıtırken bakalım neler söylüyor.

‘’ Ermeniler 1915 Yılında isyan ettikleri Van da Müslümanları öldürdüler. Ayrıca 3000 Kürt ZEVE vadisinde Ermeniler tarafından katledildiler. Kürt aşiretleri de bunun üzerine Ermenileri öldürdüler. (Ben geçen hafta bunun tersinin olduğunu yazmıştım.) Trajedi böyle başladı. Osmanlı Arşivleri incelendiğinde buradaki bilgilerin, Ermeni kaynaklarının aksine tutarlı olduğu görülecektir. Osmanlı da ‘’Ermenilerin canını ve mülkünü koruyun’’ diyen yüzlerce belge var. Osmanlı ve İngiliz Belgeleri gerçekleri yansıtmaktadır. OSMANLI ARŞİVLERİNDE BİR TANE BİLE GERÇEK OLMAYAN BELGEYE RASTLANMAMIŞTIR. Bu belgeleri yazanlar, askeri görevlilerdi ve bir gün bu belgelerin kontrol edileceklerini bile düşünmeden yazıyorlardı.’’

Bu profesör sözde ermeni soykırımı konusunda Ermeni diasporasının devamlı tepkisini çekmiştir. Ermeniler yalan söylemekte, savaş şartlarını saptırmakta pek mahirlerdir..! Hiçbir konuda kesinlikle samimi değillerdir…Bunun en çarpıcı örneğini yine Prof. Justin McCarty’ nin kaleminden aktararak, aşağıda ki satırlara neden Türkler tepki göstermezken, Ermenilerin oldukça fazla tepki gösterdiklerini anlamaya çalışalım.Buradan geçte olsa, belki kendimizi de sorgulamaya başlamış oluruz….

‘’ Bu sayıların ifade ettiği çilelerin derinliği ve genişliği, idrake sığmaz. Ölüm telefatı oranı, tarihin en büyük felaketlerinde, örneğin 30 yıl savaşlarında yahut (Ortaçağ Avrupa sın da ki) Veba salgınında görülenin çok üzerindedir. Kuşkusuz ölenler Müslümanlardan ibaret değildi. Ermenilerin verdiği ölüm telefatının oranı da en azından bir o kadardı ve Ermenilerin kayıpları görmezlikten gelinemez. Ne var ki, dünya öteden beri Ermenilerin ne çileler çektiğini bilmektedir. Şimdi artık dünyanın doğuda ki Müslümanlarında ne çileler çektiğini ve bu çile çekiminin nasıl bir dehşetli felaket olduğunu gözden geçirmenin zamanıdır. Ermeniler gibi, Müslümanlarda kıyımdan geçirildiler, akla durgunluk veren sayılarda olarak açlıktan ya da hastalıktan ölüp gittiler. Ermenilerinki gibi, onların ölülerinin de anımsanmaya hakkı vardır.’’

Yukarıda aktarmaya çalıştığım yaşananlar konusunda, her şeye rağmen Ermeniler ve onların yanında haksız olarak destek veren sözde dost devletler, olaya neresinden bakarsanız bakın, samimi değillerdir. ERMENİLERİN AKLI…! hiç değilse, kendilerince yeniden test edilmelidir.

Her sorunun karşılığında alacağımız HAYIR ve EVET cevapları, bugüne kadar gelen KOPUŞU , DÜĞÜMLERE sürüklemeğe ve çözümsüzlüğe neden olacak şekilde, devam etmemelidir. .Ermeniler artık samimiyete dönerek, sözde soykırım iddiasından vazgeçmelidir.Hatta bir adım daha ileriye giderek, Biz bu acıları birlikte karşılıklı yaşadık, bu inat bu kin artık bitsin demelidirler. Gelecekte kendi kuşaklarına dünya barışı adına iyilik etmek istiyorlarsa bunu mutlak gerçekleştirmelidirler.
Ermenistan Ermenilerinin, şu anda yaşadığı sefaletin bitmesi , kendi devletlerinin ekonomik geleceği için bunu, mutlaka gerçekleştirmelidirler. Aynı coğrafyada yaşamanın şartlarını yerine getirilmesinin hangi faydaları sağlayacağı, tartışmasız herkesçe bilinmektedir. Hiç kimse, yaşanan acıların tekrarlanmasını istemeyecektir.Aksi olduğu taktirde bunun bedelini, ne yazık ki, bugün sefalet içinde yaşayanlar ödeyecektir. Yaşadığımız dünyada halen açlıktan ölen insanların bulunduğu gerçeği de unutulmamalıdır.

Ermeniler, akıllarını test ederken, 70.000 TÜRK vatandaşı Ermeni ve TÜRKİYE de, ekonomik nedenlerle yaşayan 70.000 KAÇAK Ermeni’nin bulunduğu şartları iyi değerlendirmelidir.Türkiye de Cumhuriyetin yetiştirdiği her ferdin , Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ‘’YURTTA SULH, CİHANDA SULH’’ ilkesinin halen savunucusu olduğu bilinmeli ve üzerinde defalarca düşünülmelidir…..

Şayet Ermenilerde AKIL…! Varsa….


SAĞLIK, MUTLULUK ve BAŞARILAR DOLU NİCE YILLAR DİLER, KURBAN BAYRAMINIZI EN İÇTEN DUYGULARIMLA KUTLARIM…….




KAYNAK: Bulgaristan da Türlere ve Müslümanlara
Yapılan Mezalim.
(Doç.Dr.Ömer Turan)

Justin McCarty’nin Basın Toplantısı
(Londra)

 

 

 

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön