ERMENİ YALANLARINI ANLATAMADIM…!

31 Ekim 2017


Sevgili Ahparig;

       “Sevenler terk etti, bu gönül yasta
        Bedenim çok mutsuz, her zaman hasta
        Çektiğim çileyi en yakın dosta
        Anlatmak istedim, anlatamadım.” diye terennüm edilen şarkının, mısralarını bilir misin?

      Mısralardaki gibi anlatamadığım, daha doğrusu senin ısrarla anlamak istemediğin sözde Ermeni soykırımını hâlâ savunacak ifadeler yaratmaya çalışmanıza, imla kuralları içerisinde cevap bulamıyorum. Siz Ermenileri 227 yıldır parmaklarında oynatan emperyalist güçlerin, 127 yıldır yalanları ile kanınızı emen Taşnakların, daha ne kadar oyuncağı olacaksınız?

      “Sel her vakit kütük getirmez” atasözünü unutarak, “selden kütük kapmak” sevdasındaki birtakım kendilerini önder zanneden boş heveslileriniz, yalandan beslenenleriniz, tarihi gerçekleri, anlamanıza hep engel oldular. Kalemi ele aldıklarında, önce kendilerini, sonra cemaatinizin bir bölümünü kandırdılar ve konunun bilincinde olmayan toplumun bir kesimini, inatla aldatmaya devam ettiler.

      Milletleşen kavimlerde, somut, somut olana yaklaşan düşünceler, toplumları yükselten fikri yapılar, doğru olan hareketler, insanlığı yaşana bilinen, günlere götürmüştür. Ancak, ütopyalar, kurmacalar, ayağı yere basmayan siyasal teoriler, yalanlar, çoklukla yokluk ve acı getirmiştir. Bunların yanında, tarihi çarpıtanların boş amaçları yönünde, haklı oldukları hiç görülmediği gibi, sonucu da hep hüsran olmuştur. Anadolu da bir başka atasözünde; “yalandan kim ölmüş” denmesine rağmen, yalanlar da ölümlere sebep olmuştur.  

      İnsan da çok özel yeri olan İNANÇ penceresinden baktığımızda, her kavmin maneviyat dünyasında tarif edilen DİN konusunda da bazı çelişkilerinizi, gelgitlerinizi, sosyolojik ve siyasi etkilenmenizi, tüm gerçekliğiyle bildiğinizi sanmıyorum!

      Sevgili Ahparig;

      Sık sık “efendi” değiştiren, henüz Ermeniliğini idrak edememiş milletinizin XIX. Yy. kadar milli karakterini bulamamış olması mı, Ortodoks Kilisesi’nden ayrılmadan önce milli bir kimliğinizin olmayışı mı, sizi bu kadar, ikiyüzlülüğe, riyakârlığa ve düzenbazlığa sevk ediyor?

      Nasıl ve nereden başlasam? Aramazt’ın kızı, Anahit’i mi, Dikran’ın oğlu Vahkn’ı mı, Venatur’u mu, Astgik’i mi, Mithra’yı mı anlatsam… Hayastan’a, Torgon’a mı götürsem? Ermeni/Ermenistan’ın Süryanice olduğunu mu söylesem... O, yalanlarınızla neye ve nereye hizmet ettiğinizi bilmediğinizi, kirli yüzünüzün, kininizin kazınması halinde, altından Ak-hun (Eftalet), Kuşan ve Saka Türklerinden çıkmış Partlılara mensubiyetinizi mi, Bulgar, Kuman (Kıpçak) aidiyetinizi mi hatırlatsam… Zerdüştlüğünüze mi dönsem. İran ve Bizans’la Hıristiyanlık için anlaşamadığınızı mı, “Gregoryen Hıristiyan Cemaati”  olarak yaşamak gayretinizi mi, Bizans ve Latin Hıristiyanlığı içinde, çırpınmanızı mı dile getirsem…   

      M.S. 301 de Hıristiyanlığı kabul edişinizi, 451’deki Kadıköy Konsülü ’nü,  484 yılında Dvin’i, 931’de Akdamar’ı, 947’de Argina’yı, 992’de Ani’yi, buradan da 1147’de Rumkale’yi (Kilikya’yı) 12. yüzyılda kurulan Sis veya Kilikya’yı, 1311’de kurulan Kudüs Patrikliğini, 1441 de Eçmiadzin’i 1461’de II. Mehmet tarafından kurulan İstanbul Patrikliğini mi bir düşünün desem… Ermeni Kilisesi ile cemaatiniz arasında yaşanan dinî ve siyasî çekişmelerinize mi dikkat çeksem? Bir taraf da seçtiğiniz Hıristiyanlık, bir tarafta Gregoryen inancınız! Kutsal Apostolik Kiliseniz! Part asıllı, Aziz Gregor Lusaroviç. Hayk mensubiyetiniz... Tadeu ve Bartelemeu gibi havariler. Önce Muş-Ardışad, sonra Eçmiadzin. Monofizit-diyofizit ayrımınız. Katolik ve Protestanlığınız. Sonradan Katolik, Protestan kiliseleriniz. I. Dünya savaşını takiben Beyrut yakınlarındaki Antilyas... Rusların Eçmiadzin’de bütün yetkilerinizi elinizden alması. 1922 de kurduğunuz “Bağımsız Kilise”. Katogigos I. Horen’in Eçmiyadzin de ve Amerika da bir başpiskoposun, Taşnaklar tarafından öldürülüşü. Antilyas, Eçmiadzin çekişmesi.

       Sevgili Ahparig;

       “Senin dinin sana, benim dinim bana” sözünü unutmadığımı hatırlatmak isterim. Yukarıda senin dininle ilgili safhaları kısa başlıklarla yazmamın nedeni; “Ermenistan’da din sorunu siyasal düzlemde hep bir milli şuur sorunu olarak ele alınmıştır. Ancak bugün Ermenistan’da toplumsal elitin hem dinî hem siyasi kanadının yoğun çabasına rağmen din, geleneksel olduğu şekilde milli kimliğin koruyucusu rolünü üstlenememektedir.” Buna rağmen, diaspora ile toplum  ilişkileri, diaspora Ermenilerinin kiliseye karşı artan sözde ilgisi, yaptığı bağışlarla Erivan’da Aziz Gregor Lusaroviç katedralinin Katogigos ve Başpiskoposu öldürenler tarafından yaptırılmış olması manidar değil mi? Halen, Ermeni Kilisesi’nin, yetişmiş din adamı eksikliğini dünya görmüyor mu? Hiç şüphe yok ki, pek çok yerde ekonomik açıdan sizleri sömürerek etkin ve siyasi bakımdan güçlü Ermeni Diasporasının kilise kanalıyla Ermenistan’a bağlanmasının, Ermenistan için yalnızca manevi olmaktan öte anlamları yok mudur? Diaspora Ermenilerinin zengin kesimleriyle, kimler iç içe geçmiştir?

     Sevgili Ahparig;

      Bugün Ermenistan da, Katolik, Ortodoks ve Protestan olarak kaç Ermeni’nin yaşadığını gerçekten biliyor musunuz? Rus ve Rum Ortodoks’u, Yezidi, Yehova Şahitleri, Musevi, Müslüman, Bahaî, ve Krişnacıların Ermeni nüfusundan daha fazla olduklarının ne kadar farkındasınız? Yüz bin Ermeni’nin, ekonomik nedenlerle Türkiye’de kaçak çalıştıklarının sizce izahı var mı? Hatta Gregoryenlik dışında kalan nüfusa, uygulanan sosyal baskı ve şiddeti nereye koyacaksınız? “Yerkrapah” grubunun bugüne kadar uyguladığı fiili şiddetin ne olduğunu, sonuçları hatıralarınızın neresinde iz bıraktı? Sizce kimler “İsa’nın düşmanı ilan edilmiştir? Ermenistan-İsrail gerginliğinizi, Ermeni Diasporasının bu alandaki yaptıklarını, Ermenistan da daha önce Yahudi soykırımı adına dikilen anıtın sökülmüş olmasını, yapılanlar karşısında Yahudilerin İsrail’e göç etmek zorunda kaldıklarını nasıl izah edeceksiniz?

      Sevgili Ahparig;
 
      Şu olumsuzlukları bir kenara bırakarak, özellikle 1000 yıl Türk Kültüründen etkilenmiş Ermenilerin, Avrupa’da dindaşlarınızca, Türk Hıristiyanları olarak kabul edildiklerini bilir misiniz? Ermenilerin kimliklerini ifade edecek, koruyacak ve geliştirecek bir siyasi örgüte, bir devlete sahip olamayışınızla, tarih boyunca milli varlığınızı ve kimliğinizi, Hıristiyanlığa bağlanarak korumuş olduğunuzu nasıl yok sayacaksınız?  Bu nedenlerle, din ve onu temsil eden Ermeni Kilisesi, Ermeni siyasal kimliğinin de öncüsü olurken, emperyalist güçlerle her türlü diyaloğu başlatarak devam ettiren, Batıdaki dinci ve dindar Hıristiyan gruplarla iletişimi yürüten Ermeni Diasporası değil mi?

      Ermenistan’da bir taraftan Ermeni Kilisesi hâkimiyete soyunacak, Gregoryen olmayanlar baskı altında inletilecek, sonra da dönüp o DİASPORA, Katoliklerle, Protestanlarla ve Ortodokslarla el ele vererek, TÜRKLER, Ermenilere SOYKIRIMI uyguladı diyerek yaygara yapacaksınız. Kanınızı emmeğe devam eden Diasporayı palazlandıracaksınız. Bil ki;

      “Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yılan olur.”

      Sevgili Ahparig;
 
      Göreceksiniz ki Ermeni YALANLARI bir gün gelecek Ermenileri vuracak. Size, tarihte ekim aylarında yaptığınız iğrençlikleri, mezalimleri, katliamları ve YALANLARINIZI yazacaktım ama olmadı. Yine ERMENİ YALANLARINI ANLATAMADIM…!
 

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön