CUMHURİYETİN 90. YILI ve EREGENEKON RÜYASI

30 Ekim 2013


Cumhuriyetin 90. Yılı kutlanırken, gazetelerde açıklanan Ergenekon, Balyoz vd. davalar nedeniyle hükümlü ve tutuklu olanların mektuplaşmak istemeleri rüyalarıma girdi. Rüyamı paylaşarak, açılan pencereden bir tutam osun tuz ekmek istedim.

‘’Çanakkale Savaşları sırasında Yedek Subay Kemal Efendi, babasına bir mektup yazar. Bu mektupta, 41. Alay, 2. Tabur, 1. Bölük’te 1. Takım Komutanı olan Hasan Çavuş’un, Kerevizdere Muharebeleri’ndeki olağanüstü kahramanlığı anlatılmaktadır.

Kerevizdere’de Fransızlarla Türkler arasındaki mesafe, zaman zaman 10 metreye kadar inmekte, iki ordu neredeyse birbirinin nefes alıp verişini duymaktaydı. Savaşın seyrini değiştirmek için, Fransızların ‘’Köprülü siper’’ini ele geçirecek bir kahramana ihtiyaç vardı. ERZİNCANLI Hasan Çavuş, ‘’Ben ölürsem kıyamet mi kopar’’ diyerek öne atıldı. Hasan Çavuş’un otuz kişiden müteşekkil takımı vardı, onlara yaptığı konuşmada şöyle haykırdı:

‘’Allah yoluna tutacağımız bu siper bin kere Kâbe’ye gitmek demektir. Bu toprak bizim, biz de bu toprağın sahibiyiz. Evvela hepiniz birer adım kadar aralıkla siperin arkasına dizilin. Süngülerinizi takın, içinizde gelmek istemeyen aşikâre söylesin’’.

Bu hitap hepsinin beyninde yıldırım gibi tesir gösterdi. ‘’Hasan Çavuş, üç aydır beraberiz, sen takımını bilirsin’’ dediler. Bu arada alay kumandanının gözlerinden hafif yaşlar dökülmeye başladı. ‘’Var olun evlatlarım’’ demekten kendini alamadı. Hasan Çavuş devamla: ‘’Ben hücum dediğim zaman hepimiz Allah Allah der ve bu kâfirleri tepeleriz’’ dedi.

Arksından Hasan Çavuş ve takımı süngü ile düşmana hücum etti. Fransızlar böyle bir şey beklemediği için ilk hamlede yüzden fazla kayıp verdi. Hasan Çavuş’un takımı köprülü siperin önünde tutunmuştur bir kez. Çatışmalar gece boyu devam etse de, Hasan Çavuş ve takımını oradan kopartmak mümkün değildir. Fransızlar ertesi sabah Hisarlık’a yerleştirdiği dağ topuyla bölgeyi cehenneme çevirdi, başta Hasan Çavuş olmak üzere bütün takım son nefeslerini orada verdi.

ERZİNCANLI Hasan Çavuş’un yaptıkları, kahramanlıkları bütün Türk cephelerinde duyulur. Hasan Çavuş, ölerek o yolu kapatmış oldu.’’

O Hasan Çavuş’tan yüzlerce yıl önce daha ne yollar, milyonlarca Hasan Çavuşlar tarafından Şehadet mertebesine giden yollarıda kapatmışlardı.

Şayet görmek becerisi olan gözünüz varsa (!) Yaradılış, Altay Türk, Alp Er Tunga, Oğuz, Manas, Dede Korkut, Şu, Oğuz Kağan, ERGENEKON, Bozkurt, Türeyiş, Göç, destanların da da aynı hedef lerin olduğunu görürsünüz. İşte Türk Askeri, işte Türk’ün vakur duruşu.

Bir rüyada; Balyoz saplarını yapanları görür gibi oluyorum. Bütün çehreler sanki tanıdık gibi. Ama bir türlü netleştiremiyorum. Bir an uyanacak gibi oluyor, tekrar dalıyorum. O rüya tekrar belleğimden yeniden geçiveriyor. Nereden geldiğini bilmediğim bir ses duyuyorum. Bana ‘’sen boşuna uğraşıyorsun’ diyor, ben kimin söylediğini anlamaya uğraşıyordum. O ses tekrar ‘’ hani o ERGENEKONCU, BALYOZCU, DENİZCİ, HAVACI, KARACI subaylar, generaller var ya’’ diyor. Ben merakla EEE, ne olmuş demeye çalışıyordum. O meçhul ses ise ‘’Bak evladım sen o subaylarına bir sor bakayım, görevlerin de iken, hangi üst düzey görevde ki, sivillerle, MİLLİYETÇİ düşüncelerini, ÜLKE için kaygılarını paylaşmışlar’’ hele bir sor dedi. Acaba Hangi siyasilere, hangi bürokrat, hangi sıradan vatandaşla bunları konuşmuş, kendi inandıkları ideallerini nasıl paylaşmışlar’’ bir defa olsun sor dedi.

Bu kadar HÜKÜM giyen, bu kadar TUTUKLU veya hasbelkader BERAAT eden bu kadar GENERAL, SUBAY, GAZETECİ ve diğerleri bunları anlatınca ne olacak dedim.

‘’Sen hâlâ, merdivenin ilk basamağına nasıl basılacağını bir türlü anlamıyorsun, artık ben ne yapayım ‘’ dedi.

Uyandığım da ter-kan içerisindeydim. Bir an düşündüm. Acaba merdivenin ilk basamağına basmak için MAĞDUR edilenler, bu tür görüşmelerini, geriye dönük derin derin düşünür, hatırlarlar mı? Acaba hatırladıklarını isim isim bana yaza bilirlermiydi? Acaba ben bu anlatılacakları buradan yaza bilirmiydim? Bekyeyeceğiz ve göreceğiz.

Türk Milletinin, Cumhuriyet Bayramını gönülden kutluyorum.

Kaynak: Tarihimizdeki Muhteşem Mektuplar
Necdet Bayraktaroğlu

Cem Cüneyd Canan

Cem Cüneyd Canan © 2006 - 2024 Her hakkı saklıdır. Başa Dön