01 Ağustos 2005
Burada detaya girmemek için, sizlerden Türk Dil Kurumu Sözlüğünde iki kelimenin ne anlama geldiğine bakmanızı, sonrada bunu çevrenizle paylaşmanızı isteyeceğim. İşte kelimelerimiz. (Ek) PROTOKOL - DEKLARASYON…..
Dün, mensup oldukları siyasi partide, oy uğruna kişilerin manevi değerlerini istismar edenler, bu gün DEĞİŞİM adına eskiyi tekrar etmediklerini söylemektedirler…! Bizlerde munis Erzincan halkı olarak, bunlara inanırız..! Herhalde başka şansımızda yok diyelim…! İnanmasak bir gecede mevcut dünya görüşlerimizi bir kenara bırakarak, elbirliğiyle AKP’ye oylarımızı vermezdik. (Ben vermedim, demek yaygın, ben gerçekten vermedim bu biline..) Acaba yanlış mı yazıyorum diye, bir anda durakladım…!
Değişim dendiğinde de, nedense duraklıyoruz. Bilhassa siyasiler, neden ve nasıl değişiyorlar diye de ayrıca merak ediyoruz. Mesela sen kalk, kaç dönem MHP den belediye başkanlığı yap, partin seni Genel Başkan mertebesinde kurultay başkanı seçsin.. Sen git ve devam et…! Herhalde bu da bir nevi değişim…!
Bu DEĞİŞİM denen ne kadar büyülü bir kelime ise, her şeyi değiştiriyor. Bizler kendi siyasilerimiz değişti mi, değişmedi mi nasıl değişti, diye kafa yorarken, bir bakıyorsunuz ki, 500 yıldır tanıdığınızı zannettiğiniz İNGİLTERE, İNGİLİZ siyaseti ve onun Başbakanı Tony Blair’de değişe biliyor…? Ne yapalım cahilliğimize verin, bu DEĞİŞİM neler yapıyormuş da benim haberim yokmuş…?
Tarihi detaylara burada girmek istemiyorum. O kadar uzun bir konu ki yazmakla bitmez. Sadece İngilizlerin Erzincan Ermeni olaylarında yaptıklarını yazmak dahi sayfalar alır. Demek ki Erzincanlı İngiliz entrikalarını AKP’den yaklaşık yüz yıl önce bilmektedir. Ama o parti mensupları nedense bunu hatırlamakta ve anlamakta zorluk çekmektedirler…! Tarihi detaylara girmeyelim, fakat bazı başlıklara da kısaca değinelim… Zamanın da Avrupa devletlerinin ve de İngiltere’nin sadece Osmanlı limanlarına girebilmek için nelere razı olduklarını unutmayalım.
Sultan 3. Murad’ın Kraliçe Elizabeth’e ‘’Vilayet-i İngiltere Kraliçesinin yalnız dostu değil, aynı zaman da hamsiyiz.’’ Dediğinde ki, Osmanlı’nın gücünü ve bu günü oturup, iyice düşünmeliyiz…. 1500-1560-1580-1600 lü Yıllarda neydik, 4.6.1878 günü Osmanlı-İngiliz Savunma Antlaşması, yapma noktasına nasıl gelmiştik. Burada nereyi kaybediyorduk. Bu antlaşmanın maddeleri nelerdi…? Ve takip eden yıllarda İNGİLTERE bu güne kadar, sadece İNGİLTERE’nin menfaati, siyasetini nasıl uygulamıştı..? İlk İngiliz Elçisi William Harborn’eden, günümüze, bütün İngiliz elçileri neler yapmışlardı..? Bu şablonu görmemek için, insanın ne olması gerektiğine varın sizler karar verin…
Evet, DEĞİŞİM….. Büyülü kelime….!
Ülkeler değişiyor, onların liderleri değişiyor…! Bilmem bir İngiliz casusunun ismini bilmeyeniniz varmı dır..? İngilizlerle münasebetlerimiz dendiğinde, BASRA- KATAR- NECEF- KERKÜK- MUSUL sizlere hiç mi bir şey çağrıştırmıyor…? Gözlerinizin pınarlarında bir şeyler hissetmiyor mu sunuz….? İngiltere, İngiliz siyaseti, az kalsın unutacaktım; bir İngiliz sicimi vardı, bir de bizim İngiliz Dursun’umuz var…!
Her ne kadar AKP politikalarına ters düşse de, bazı şeyleri beraber düşünmemiz, veya beraberce sormamız gerekiyor…
- İngiltere ve ABD gözetiminde, PKK Kerkük’te nasıl büro açmış…?
- AB ye girmek adına, oynanan etnik oyunlardan kimlerin haberi var…?
- Bu gidiş bizi, Kürt devletinin varlığını kabule mi götürecek…?
- Yoksa kabul etmek zorunda mı kalacağız…..?
- İngiltere - ABD ile birlikte bize, IRAK - ERMENİSTAN - KIBRIS ve PATRİKHANE konusunda nasıl bir hediye paketi hazırlamaktadır….!..?
- Londra da yaşanan terör olayları, TV kanallarımız tarafından sürekli toplam kaç saat verilmiştir…?
- Londra da ki terör sonrası yapılan saygı duruşunda bulunanlar, 40.000 insanımızı kaybettiğimizde acaba romatizmadan mı muzdariptiler…?
- Irak da kim kimi neden öldürüyor…? Orada ölenler insan değil mi..? Bu insanlara saygı duyulmasını önleyen kim veya kimlerdir…?
- Londra da yanlışlıkla öldürülen Brezilyalı için, İnsan Hakları Dernekleri acaba neden Diyarbakır’a (pardon) Londra’ya yürümediler…?
Bu soruların cevabını, Erzincan AKP Milletvekilleri oylarını aldıkları seçmenlerine umarım açık açık anlatırlar… Bizler de bu sayede aydınlanmış oluruz…! Bizim için de belki farklı bir değişim doğar.
Bir de bana bu yazıyı yazdıran şu meşhur Ek PROTOKOL ve DEKLARASYON nun detaylarına tekrar kısaca bakalım.Benim üzülerek satır aralarından okuduğum, Türkiye Havaalanlarını ve limanlarını iki şart da Rumlara açacak.
1- Türkiye’nin AB ye tam üye olması halinde…!
2- Kıbrıs da çözüme varılması halinde…..! Tabii bizde hal kalırsa….! Bunlardan birine mutlaka ulaşacakmışız…! Akp Milletvekilleri dedim ya seçmenlerine anlatacaklar, Ak partililerde nasıl anlatır…? Onu ben bilemem, birlikte göreceğiz…!
Adamın biri, günün birin de, nişanlısıyla birlikte tüm davetliler, şahitler ve nikah memuru önünde, EVET diyerek nikah defterine imzalarını basıyorlar… Hediyeler, tebrikler tamamlandıktan sonra, Damat yüksek sesle bağırarak
- Ey millet, bu karıyı ben karı olarak kabul etmiyorum. Çükü bu karının babası, benim babamı döğmüştü…!
Ne diyelim, devlet ciddiyeti, siyaset ve uluslar arası hukuk başka, dilin kemiğinin olmaması bambaşka…..
Cem Cüneyd Canan